Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@ezginur543

Kafamın içi susmuyordu. Bir tarafım Tolga'ya güvenmemem gerektiğini söylerken diğer yanım, başka şansım olmadığını belirtiyordu. Ama başka yapabileceğim birşey yoktu. Onunla iş birliği yapmam gerekiyordu.

 

"Benden nefret etmiyorsun bunu ikimizde biliyoruz. Benden hoşlandığını söylemiştin." Dedi isyan edercesine. Sanki tek sorunumuz buydu.

"Kes sesini gerizekalı. O olay geçmişteydi..."

"Her neyse, benimle ne yapacaksın ne işine yararım ki?" Diye sordu. Kendi de biliyordu kendisinden bir bok olmayacağını.

"Sana, bana yardım edeceksin dedim o kadar. Uzatma."

Dikkatimi olaya vermem gerekiyordu. Bana bir plan lazımdı.

 

"Gerçi senin o cüce boyunla yapamayacağın bir ton iş var doğru." Diye konuşmaya devam etti. Kısa değildim. 1,62 boyundaydım.

"Ben kısa değilim." Dediğimde ise tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Sen de kısasın." Dediğimde ise kahkaha atmamak için kendini sıktığını gördüm.

Kısa değildi.

1,90 boyuyla hiç kısa görünmüyordu.

"Tamam öyle olsun." Diyerek konuyu kapattı. Ve ben konuşmaya başladım.

"Benim evime gideceğiz. Tavan arasını incelememiz gerekiyor. Eldiven var mı?"

"Ne eldiveni? Ben boş zamanlarımda evime eldiven almıyorum."

"Tamam kes sesini yürü!"

Dedim ve benim evime doğru yol aldık.

 

Yolda hep susmuştuk. İkimiz de sadece susmuştuk...

Eve geldiğimizde ise o gün olanların hepsi gözümde canlanmıştı. Ben doğum günümde bir cinayetle suçlanmıştım, emin olun bundan daha kötüsü olamazdı.

O gün olanlar için yıllarca kendimi sorgulamıştım. Kendimi bir şey yapmadığıma ikna etmeye çalışmıştım. Bunun sorumlusunu bulacaktım.

Onu benim yaşadıklarımın daha kötüsüne tanık edecektim.

 

"İyi misin?" Tolga'nın konuşmasıyla kendime geldim. Eve ilk adımı ben attım. O gece film izlediğimiz odayı geçtim. Birlikte pastamı üflediğimiz mutfağı da arkamda bıraktım.

Bu ev bana zehir olmuştu.

Kendimi sevmeye çalıştığım bu evi bana zehir etmişlerdi...

Yavaş yavaş etrafıma bakarak çatı katına çıktım. Tolga da peşimden geliyordu.

Esma'nın cesedini gördüğüm ilk an geldi aklıma.

Çatı katında ilerledim. Hiçbir şey yoktu. Herşeyi temizlemişlerdi. Yerde bir kan lekesi bile göremiyordum. Siktir! Bu işime yaramazdı.

"Tolga evine git!"

"Neden?"

"Kör müsün? Hiçbir şey yok burada."

"Sen ne yapacaksın?"

"Sorgulamayı kes ve evine git."

Bana yan yan bakarak beni burada yalnız bıraktı. Evi terk ettiğine inandığım an yere dizlerimin üstüne çöktüm.

Çok yorulmuştum., çok yormuşlardı beni.

Gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Esma, Tolga, annem, babam, çocukluk arkadaşlarım, erkek kardeşim...

Hepsi sırtımdan bıçaklamıştı beni. Suçlu hissettirmişlerdi bana kendimi. Nefret ettirmişlerdi, kendimi sevmemi bile engellemişlerdi. O kocaman kalbimi göğüsümde çürütmüşlerdi.

Beni bu hale o insanlar getirmişti. İnsana en çok sevdikleri tarafından ihanet edilirmiş meğer...

 

Gözyaşlarımı silerek yerden kalktım. Gözlerimin kıpkırmızı olduğuna o kadar emindim ki...

Bu uğursuz evi yakacaktım. Tüm o kötü anılarımı o yangınla beraber silecektim.

Ama bu işi şimdi yapamazdım. Odaklanmam gereken bir olay vardı.

 

Yolda tek başıma ilerledim. Tek başıma olabileceğim bir yer biliyordum oraya gidecektim. Orada benim kalbimi kıramazlardı.

Sadece ilerledim, birkaç dakika daha ilerledim. Yaptığım tek şey buydu. İlerlemek.

10-15 dakika sonra yanımda siyah bir araba durdu. Siyah gömlek giyen bir kaç adam da birden üstüme gelmeye başlamıştı. Ama hayır ben bunun ne olduğunu çok iyi biliyordum. Beni yakalamaları imkansız gibi bir şeydi.

Üstüme doğru koşan adım suratına sert bir yumruk attım. Arkasından gelene ise tekme...

Yumruk attığım adamın üstüme doğru gelmeye başladığını gördüğüm an ise kaçmaya başladım. Evet yanlış okumadınız kaçıyordum. 2 adamla aynı anda idare edemeyeceğimi biliyordum.

Geldiğim yolu yarılamıştım ki adamın beni kovalamayı bıraktığını fark ettim. Tolga'nın adamları yere serdiğini görmeyi ise beklemiyordum.

"Gel buraya" diye beni yanına çağırdı.

Dediğini yaparak yanına gittim.

"Yumruğunu suratına vur adamın" dedi bayılmak üzere olan adamı göstererek.

Yumruğumu burnuna denk gelecek şekilde sertçe suratına vurdum. Burnu kanamaya başlayan adam daha inleyemeden bayılmıştı.

 

"Beni mi takip ettin lan!" Dedim sinirle.

"Takip etmesem şuan belki de organlarınız çalınmıştı hanımefendi." Dediği an gülmemek için kendimi sıktım. Ama bozuntuya vermedim.

"Birşey değişmedi bilgin olsun Tolga hala senden nefret ediyorum." Dediğim an o da kendini sıktı gülmemek için.

"Ona ne şüphe."

Kolunu omzuma atıyordu ki kolunu tutarak sıktım.

"Seni gebertirim!!"

"Tamam yaa."

 

•••

 

Akşam bir otele gelmiştim. Yorgunluğumu ise uyuyarak atlatmıştım. Sabahki olaylar beni çok yormuştu.

 

Ben yine düşüncelere dalmışken camın kırıldığını yeni fark ediyordum. Bulunduğum odanın camı kırılmıştı.

İçeri giren adamları ise sonradan gördüm. Sabah gelen adamlara benziyorlardı.

"Zorluk çıkartma. Sadece bizimle geleceksin!" Dedi ve kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladı.

İnsanlar s

adece dünyanın tutsağıyken ben şimdi bu adamların tutsağı olmuştum.

 

 

 

Loading...
0%