Saat 23:30 idi. Mesai saatim gelmişti. Yerde duran çantamı sırtıma takıp Ali'ylede vedalaştıktan sonra çıkış kapısına doğru yürümeye başladım. Çıkış kapısına gelince kara gözlü gence bakmak için kendisine doğru döndüm.

Genç çocuğa bakınca yanında duran kızlarla ilgileniyordu. Tekrardan önüme dönüp kulüpten çıktım.

Daha önceden çağırmış olduğum taksi gelmiş beni bekliyordu.
Hemen taksiye doğru yürüyüp arka koltuğa oturdum ve ev adresini verdim.

Taksici arabayı çalıştırıp eve doğru yol aldık. Eve gidiyordum ama aklım kulüpte o kara gözlü gençte kalmıştı.

O kara gözleri,o beyaz teni ve gūldüğü zaman beyaz dişleri. Mübarek sanırsın her dakika dişini fırçalıyor yada korku filmlerdeki vampirler gibi kan içiyordu. Yoksa o karanlık bakışların altında,başka yüz var gibiydi.
Aklım kara gözlü gençlerle dolu olduğu için eve geldiğimi fark etmemiştim.

Taksici abini iki,üç kere kızım diyince hemen ücreti verip taksiden indim. Aklımdakileri atıp ve akĺımı toparlamak için sağa sola sallayıp eve doğru yürüdüm.

Kapıyı açıp içeri geçtim. Ayakabılarımı çıkartıp odama geçtim.
Saat 00.15 idi dağılan aklımla Bora aklıma gelmişti.
Allah kahretsin ben nasil bir arkadaşım,henüz Bora'yı arayıp kendisi ve ailesi hakkında bilgi almamıştım. Telefonu çantamdan çıkartıp hemen Bora'yı aradım.

Bora ilk çalışta açmadı,korktum kalbim küt küt atmaya başlayıp endişelendim. Tekrat aradım ve ayriyeten içimden "Allahım ne olur Bora'nın babasına bir şey olmasın" diye dua ediyordum.

Çalan telefonla sonunda Bora telefonu açmıştı:

"Alo, Bora nasılsın?"

"Iyiyim Deniz"

"Baban nasıl oldu?" Diyerek içim ferahlasın istiyordum.

"Iyi,odada dinleniyor,kalp krizi değil kalp spanzımı geçirmiş ama şimdi iyi"

"Ohh çok şükür,çok geçmiş olsum canım yardım edecek bir konu var mı? yada bir ihtiyaç falan?"

"Yok Deniz'cim teşekür ederim. Kulüp nasıl geçti?seni yanlız da bıraktım"

Bora beni yanlız bıraktı diye içi içine sığmıyor aklı ben de kalmıştı. Kıyamam ya, kulüpte bana askıntı olan o iki kişiyi söylesem mi?yoksa söylemesem mi?diye aklımda geçiriyordum.
Ama söylememeye karar verdim. Benim yüzümden işinden olmasına sebep olmiyacaktım zaten geçici bir süreliğine orda çalışıyordum. Dayım bana daha iyi iş bulunca ordan ayrılacaktım onun için susup:

"Hayır,hiç bir şey olmadı aynı kulüp işte normal geçti ayrıca aklın bende kalmasın çantamda çakı ve biber gazı var unuttun mu?"

Diyerek az da olsa rahatlatmak istedim. Bora normal geçti sözüme pek inanmasada geçiştirip olumlu cevap verdi.
Saat 01.00 gösteriyordu. Daha fazla konuşmayıp kısa kestik ve vedalaşıp telefonu kapattım.

Telefonu kapatınca yatağımın ucunda duran komidinin üzerine bıraktım ve kendimi yatağıma attım. Başımı yana çevirip komidinin üzerinde duran annemle babamın birlikte çekilmiş fotoğrafına baktım. Ne kadat da güler yüzlü ve mutlulardı. Allahım ne oldu bizede böyle dağıldık deyip bakışlarımı fotoğraftan ayırdım.

Gözlerimi kapatıp uykuya teslim oldum.

Sabah erken uyanmış okula varmıştım. Sınıf kapısında belirip sırama baktım. Bora gelmişti,hemen koşar ayak ona hızla yaklaşıp kocaman sarıldım :

"Çok geçmiş olsun"

"Teşekür ederim"deyip sarılmayı bıraktım. Gözde şaşkın gözlerle ve aklında?işareti ile bize bakıyordu. Bora'nın babasına gelen dün akşam ki talihsizliği anlatmaya karar verdim.

Gözde'nin aklısındaki?işaretini cevaplandırmak için:

"Bora'nın babası dün akşam kalp spanzımı geçirdi"

Gözde Bora'ya bakarak:

"Çok geçmiş olsun, şimdi nasıl?" Bora:

"Teşekür ederim,şimdi iyi"
Diyerek konuşmaya başladılar.
Ben ise sadece onları dinliyordum. Çok tatlılardı.

Sınıftan her zaman ki gibi uğultular geliyordu artık alışmıştım ama birden gelen uğultu kesilince dikkatimi çekerek ve meraklanarak  sınıfa dönen sırtımı artık geride bırakarak önümü döndüm.
Sınıfa giren hoca yüzündnlen sesler kesilmişti, ben de hemen Gözde ve Bora'yı uyararak onlarında hocayı görmesini sağladım. Onlar da konuşmayı kesip hocaya dönünce  benimde aklıma çok güzel bir fikir gelmişti.
Hemen Gözde'ye döndüm ve kendisini kaldırdım kendi yerime oturttum ve ben de onun sırasına oturarak yerlerimizi değiştirdim.

Bora,Gözde den hoşlanıyordu bunu görüyordum ve Gözde'nin de Bora'ya karsı boş olmadığını düşünüyordum.
Aslında ne yalan atayım Bora çok yakışıklı bir arkadaş. Sarı saçlı,mavi gözlü,zayıf ve uzun boylu bir arkadaştır fiziğiyle tam bir çekici diyebilirim.

Bora ve Gözde konuşmuyorlardı ama kağida birşeyle yazarak konuşuyorlardı. Malum konu dets matematik ve mehmet hoca olunca insan konuşamaz yoksa konuşsak tokatı veya fırçayı yerdik. Ben dersi dinlerken birden zil çaldı. Hocanın sınıftan çıkmasıyla sınıf arkadaşlarımda cıktı. Bora ve Gözde de çıktı. Bora çıkmadan önce beni çağirmiş olsada ben onları yanlız bırakmak isteğiyle reddettim.

Sınıfta ben ve üç arkadaştan başka kimse yoktu ben de başımı masaya dayayarak  dün akşam gördügüm kara gözlü düşündüm. Abarmış olabilirim ama ne yapayım ne hayali aklımdan çıkıyor nede gözümün önünden gidiyordu. Kendimi toparlamak için ayağiya kalktım ve pencereden bahçeye baktım.

Sınıf arkadaşlarım bahçede bir biriyle uğraşırken Bora ve Gözde bir bankta beraber oturup konuşuyorlardı. Çok tatlılar. Onlara bakarken gözüm cıkış kapısına doğru yürüyen siyah sportif kiyafet giyen birine çarptı ve gözden kayboldu.

Gördüğūm kişiyle gözlerim irileşip daha çok açılmıştı ve aklımdaki dün gece ki genç aklıma hucum etti. Bu o muydu? Burda ne işi var dı?

Diye aklımdan geçerken zil çaldı. Hemen yetime oturup kafamı iki yana doğru salladın çünkü gördüğüm gerçek olamazdı bu hayatta tesadüflere inanmam kadere inanırım ama bu kader gördümle yanlıştı çünkü gördüğüm tamamen aklımın bana oynadığı bir oyundu . Halüsünasyon görmüştüm.

Sınıf arkadaşlarım sınıfa hala bir birileriyke takılarak geldiler. Çok tatlı ve çok komiktiler. Bora ve Gözde de görünerek geldiler. Bir ön sırama geçip benimlede konuşmaya başladılar. Benimle ne kadar konuşmaya çalışsalarda onları pek dinlemediğim belliydi. Az önce gördüğümle o genç aklındaydı. Acaba o muydu?

Bora bende farklı bir şey olduğunu çözmüştü ama bunu Gözde'nin önünde konuşmayıp dile getirmemişti aslinda iyi yaptı bana çünkü benim bile kendime ne olduğunu bilmediğim bir şey yüzünden onlara ne diyecektim ki.

Sınıf arkadaşlarım çıldırıp artık sınıfın arka kısmında uzun eşek oynamaya başladılar. Benim onları öyle görmemle onlarla oynamaya başlamam bir oldu çünkü uzun eşekte kimse beni tutamazdı.

Arkadaşlara bir olup oyuna katıldım. Oyun çok keyifliydi ve çok gūzel aklımı dağıtıyordu. Hocanın içeri girmesiyle hepimiz siramızlara dağılıp telaşla oturduk. Hoca önce bizlere öylece baktı sonra "ya sabır"deyip masasına oturdu.

Hoca dersi anlatmaya başladı.
Hoca dersi anlatırken kimse kinuşmuyor dersi dinliyorkardı yani dinliyor gibi yapiyorlardı.
Ders bitti,zil çaldı,sınıfta olan arkadaşlarımla beraber hocada sınıftan çıkıp dağıldılar.
Ben ,Bora ve Gözde hep beraber okuldan çıkıp çıkışa doğru yürümeye koyulduk.

Çıkış kapısında Gözde'nin babası tekrar kızını bekliyordu. Gözde babasını fark edince bizle vedalaşıp babasına doğru yürüyüp arabasına bindi ve uzaklaştılar. Gözde gidince ben ve Bora da kulüp yolunu tuttuk. Tabi Bora'nın ?işaretiyle olan gözleriyle.

Kulübe doğru yürüyorduk. Ama Bora'nın gözleri bendeydi. Bu bakışlara dayanamayıp bir açıklama gereği duyup cevap vermek istedim:

"Bora ben iyiyim,hiç birşeyim yok olsa biliyorsunki söylerim senden mi sakliyacam?lütfen artık rahat ol ve aklında olan ?işareti yok say"diyerekten avutmaya çalıştım,umarım işe yarar.

Bora önce konuşmak istemeyip sustu ama aradan geçen zamanla artık konuştu:

"Tamam o zaman "deyip susmuştu. Aslinda Bora bu söylediklerimi  tek birine bile inanmamıştı ama yinede bana fazla baskı vermek istemedi bunu anunlayken anlîyabiliyordum.

Kulübe yetişip içeriye geçtik ve hemen barbar masaya geçip iş başina geçiş yaptık. Saatler ilerliyordu kulüp dolmaya başlamıştı. Kulüp dolduğu kadr coşmaya da başlamıştı. Ssatler ilerliyor. Ben müşterilerle ilgilenirken bir yandanda dün akşam gördüğüm o kara gözlü çocuğu gözlerim arıyordu. Ama ne o genç nede onun çetesi ortalarda vardı.
Saatler ilerliyor o genç görünmüyordu artık umudumu kesip pes ettum ve bir daha gelmiyecek diye aklımdan geçirdim.

Saat 22.45 di ne kadar pes etsemde her zaman gözlerim kapıda ve o genci bekliyordu. 
Bora ise benim birini beklediğimin veya aradığın artık farkındaydı.
Aradan geçen 5 dakikayla  dışarıdan bir kargaşa sesi duyuluyordu. Ben ve Bora da dahil bu sesin sebebini merak edip dışarı çıktık.

Dışarısı bir hayli kalabalık olmuştu. Ben ve Bora kalabalık olan ortamdan geçip sesin gelen yönüne merakla ilerledik. Sesin neden geldiğini görünce bir kavga olduğunu anladım.

Dörter kişiden oluşan iki gurup kavga ediyorlardı. Taki onu görene kadar bir gurup kavgası düşünüyordum ama bir gurup değil çete kavgası olduğunu anlamıştım. Çünkü kavga edenlerden birinci çete  o kara gözlü gencin çetesiydi ve kendiside kavganın içindeydi.

Onlar kavga edince ben azımda "bu o genç"diye kaçırmıştım. Ama Bora anlamamış gibi bana bakıyordu. Iyiki anlamamıştı.

Bora sesizliÄŸini bozuo konuÅŸtu
Elini kara gözlü çeteyi göstererek:

"Bu insanları görüyirmusun?bunlar tam bir çete,psikopat ,manyak ,deli,sadist yani ne dersen var onlarda. Zaten nasil kavga ettiklerini görüyorsun acımasız ve insafça. Her neyse bunlardan uzak dur özellikle şu siyah tşört giyen çocuktan "deyip eliyle o kara gözlüyü göstermişti"bu çocuk bu çetenin lideri tam jir psikopat tamam diğerleride öyle ama bu çocuk ayrı"demişti ama ben Bora'nın onca söylediklerinden sadece bir şeyi merak edip onu da kendisine sordu"peki ismi ne?" Bora"Kaya"diyerek ismi belirtmişti.

Demek ismi Kaya idi. Gerçekten ismine yakışır hareketler ediyordu.

Kaya ve çetesi karşı çeteyi gevkrçekten vijdansızca dövüyorlardı özellikle Kaya. Sanırsın eğitilmiş kurt misali. Kaya ve çetesi karşı çeteyi iyice dövüp yere yatırdılar. Güç Kaya ve çetesindeydi.

Kaya ve çetesi zaferlerinin karşılıjdan gūlerek yanlarımdan geçip kulübe girdiler.

Kaya da tam yanımdan geçip  kulübe girecekken kendisiyele göz göze gelip bir birimize bakıp durduk. Kaya benim mavi gözlerime bakarken ben ise Kaya'nın karanlık kadar olan siyah gözlerinde kaybolmuştum bile.

Evet arkadaşlar bölüm nasildı?
Düşüncelerinizi bana yazıp lütfen yorumlayın.
Sizi seviyorum😉😉