Rüzgar sert bir şekilde saçlarını dağıtıyordu. Güneş ise ışığını onun üzerinden asla çekmiyordu. Çok güzeldi. Duru, masum bir güzelliği vardı. Kafasını bana doğru çevirirken rüzgar saç tellerinden birazını mavi gözlerinin önüne sermişti. Sarı saçları, mavi gözleri, cam gibi teni ile kusursuz bir güzelliğe sahipti. Ama onun en güzel yeri kalbiydi.
"Neden öyle bakıyorsun?" Çekinerek bana bakıyordu. Gözleri bana her döndüğünde mavileri parlıyordu. İşte ben buna aşık oluyordum her seferinde.
"Seni daha fazla ne kadar sevebilirim diye düşünüyordum." dedim. Yıldızları, çiçekleri ve dünyada güzel olabilecek her şeyi kıskandıracak cinstendi gülümsemesi. Usulca göğsüme koydu başını. Çevreledim kolum ile onu. Sahi gerçekten daha ne kadar sevebilirim onu.