Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@gdscgny

AZRA

Küçük tıkırtılar, İnleme desem tam benzemese de viyaklama gibi sesler sanki fareler evet evet fareler, burada fareler vardı.
"Burada fareler mi var?" Amerikalı koltukta oturur durumda gözlerini etrafta gezdirdi.

"Eski bir maden fare olması normal değil mi? Hadi korkma Edgar birazdan gelir. Yiyecek, giyecek ve diğer eksikleri getirir. Korkuyorsan koltuğa gel” Katilimin koltuğunun altında olmaya niyetim yoktu çünkü manyaktı ve sağı, solu var mı bilmiyordum.

"Korkmuyorum ben iyiyim. Senin yanında olmaktansa farelerle otururum daha iyi Amerikalı. Söylesene senin tam adın ne?" Karşısındaki somyada oturuyordum. Yüzü asılarak yerinden kalkıp etrafı kontrol etti ve durağan bir şekilde tekrar koltuğa çöktü. Yanındaki silahları kontrol edip, beline taktı ama sakin gibi duruşunun altına asibiyet yatıyordu ve hissetirıyordu. Öfkesi bana karşıydı farkındaydım.

"Yanımda olmaktan korkuyorsun aptal Turk. Ben seni farelerle oturmasını bilirim de neyse?" Bu adam neden alıngan olmuştu ki "Eminim yaparsın. Çok çabuk bozuluyorsun Amerikalı“ dedim. Karşılıklı sessizce oturduk ve konuşmuyorduk. Bir müddet sonra taşların yerinden oynadığını fark ettiğimizde, Amerikalı kalkıp taşları aşağıya indirdi ve Edgar ellerinde büyük bez çantalarla içeri girdi. Nefes nefeseydi. "Her şey hazır, ortalığı temizledim ve villada ki çalışanları iyi. Ha bu arada John aradı. Sana ulaşamadığını söyledi. Ben dönmediğini ve beni aramadığını belirttim." Edgar konuşurken, arkadaşı kafasını onaylarcasına sallamakla yetindi.

Konuşuyorlar devam edeken, ellerindeki çantaları açmışlardı. Brain torbadan çıkan sırt çantasına kazak pantolon ve büyük kalın parkeyi tıkıştırdı. İnce askılı bir tişörte benzer bez parçası ve kabri kotu uzattı. İçinde bir kadının ihtiyaçlarını içerir havası alınmış ama çanta gibi büzülmüş bir poşet, gözlük ve kimlik, pasaportu elime tutuşturdu. Bana yaklaşarak "Adın bundan sonra ki ekstra duruma kadar Anna Taylor bir İskoç’sun ve burada mimarlık okuyan öğrencisin. Umarım şiven dikkat çekmez. Sana bir hikâye bulmamız lazım bunu da yolda hallederiz. Ben senin erkek arkadaşınım, bir de baktın öğretmenin veya ağabeyin olabilirim duruma göre değişebilir. Anna anlaşıldı mı?" Bana resmen komut verir şekilde anlatmıştı, sadece kafamı sallamakla yetindim.

"O zaman hazırlan üstüne tişört ve kotu giyin, diğer malzemeleri ve ihtiyacın olanları al bu çantana koy, Biraz bir şeyler yedikten sonra çıkarız." dedi.

Giyeceklerimi bir kenara ayırdım. Bana fırlattıklarını ve ortadaki tahta masadaki çantaları elden geçirdiğimde cam odada giydiklerimin aynısından olan pijama, kalın eşofmanı ve iç çamaşırını, bir pet su, birazda bisküvi çantama koyduktan sonra kapadım. Önüne kimlik ve pasaportu yerleştirdim. Brain çantaları tamamen boşalttı içinden çıkan küçük bir havasız poşette olan iç çamaşırları uzatarak "çantana koy yedek" dedi.

Onlara doğru baktım ikisi de masanın başında yiyecekleri hazırlıyorlardı. Bir ara Brain üstündekileri çıkarınca hemen arkamı döndüm. Giyinmişti. "Arkanızı döner misiniz "deyince "Edgar arkanı dön, sende acele et" dedi. Dönmüyordu onu bekliyordum. "Hadi” dedi gözlerini kaldırarak. İçimden ellerimle boğa bilsem hemen yapardım ama ona mahkûmdum. Kurtulmak için ona mahkûmdum. Bunu iliklerimde hissettirmişti. Anneme uyguladığım o taktikle gözlerimi biraz acırak lütfen der gibi baktım. İste o an, ne olduysa o an oldu ve soluğunu bir anda yanımda hissettim. Kolumu parçalarcasına tutarak kulağıma doğru sessizce "Bir daha bu şekilde bakarsan seni yatağa atarım, korktun her şeyi yaparım veya bir başkasına baktığını görürsem seni parçalar ve her bir parçanı annene postalarım Turk yeterince açık, şimdi üstünü değiş yoksa ben değiştiririm unutma hiç yapmadım bir şey değil. "

Edgar'ın arkası hala dönük ama huzursuzdu onu ikiletmeden iç çamaşırlarımı değişmeden üstümü giymeye çalışınca "onlarda" dedi birden bana bakmıyordu ama hissediyordum beni görüyordu. Ona arkamı döndüm en kuytu yere doğru çekildim ve üstümü değiştim ince askılı tişört kısaydı, pantolonda düşük beldi. Aslında üstüme tam oturmuştu da çıplak hissediyordum kendimi. Tişörtün önü göğüslerimi gösterir şekilde arkasında kapalıydı açıklığı biraz arkaya attığında göbeğim tamamen ortadaydı, pantolon dizimin biraz altında bileklerime kadardı. Moda mıydı yoksa beden olarak benden kısa birine mi aitti anlamadım.

Brain dikkatlice bakınca canı sıkkın bir şekilde Edgar'a dönerek "Nereden buldun bunları, delirtme beni" dedi

Çok kızgındı adeta burnundan soluyan boğalara benziyordu o soğukkanlı adam yoktu karşımda, manyak, benden kurtulmadığından, ya da ona ayak bağı olduğumdan mı? Neden bu kadar öfkeliydi? Anlamıyordum.

Edgar el işareti yaptı ve taşların dışına çıktılar bana dönerek " Eşofmanlarını giy ve hazırda bekle Anna geliyoruz birazdan" gözleri korkma der gibiydi.

İsmim artık Azra değil Anna idi içim bir garipti ve ben artık o manyak ne derse o olacaktım. Nereye kadar?

Loading...
0%