Bazı anlar vardır. İki ucu da sonsuz bir uçurumun kapısıdır. Böyle anlarda iki yolun da ölüm olduğunu düşünürsün. Ancak öyle değildir. Çünkü bir uçurumun sonunda sevdiğin kişinin kalp atışları yankılanır. Diğerinde ise kendi kalbin göğsünün altında çırpınır. Cevap kısa ve nettir. Uğruna öleceğin can senin canını değerli kılandır.

Çıkan doktor dudaklarını araladığında dünya benim için dönmeyi bırakmıştı. Söyleyecekleri benim için iki zıt kavramdan ibaretti.

Ölüm veya yaşam.

"Hastanın nabzı çok zayıf. Beyin ölümü gerçekleşmediği için hala bir umut var ama hemen uyanması çok zor. Yaşaması için elimizden geleni yapıyoruz." dedikten sonra çekip gitti. Kısacası komadaydı.

Umay ölümle yaşam arasındaydı ama ben ölümü yaşıyordum.

Ameliyat kapısına yansıyan aksime takılan gözlerimden akan bir damla durumun özetiydi. Son gözyaşımı Umay'ın yaşama tutunmaya çalışan bedeni için akıtmıştım.

Sendeleyerek yürüdüğümde halsiz vücudum ruhumu içine barındıramayacak kadar yorgundu. Omuzlarım arkadaşımın canını taşımanın ağırlığıyla çökmüştü.

İronik olansa bugün benim doğum günümdü. Küçük Roza'nın umutları olan mumların ışıkları gittikçe sönüyordu. Aldığım hediye hayatın bana sunduğu imkanların birleşimiydi. Gülmeyi severdim ancak hayat gülen insanları sevmezdi.

Mutsuzluk hayatın en yanlış ama en doğru ifadesiydi.

Kana bulanmış yüzüm ve kıyafetlerim korkunç gözüküyordu. Bir o kadar da gerçek.

Hiçbir eşyamı toplamadan ve üstümü değiştirmeden hastaneden çıktığımda yüzümde acılı bir tebessüm vardı. Umay hayata karşı verilebilecek en yüce savaşı veriyordu.

Eğer komadan cansız bedeni çıkarsa Doktor Umay Akgün şehit olacaktı. Vatanı uğruna seçtiği bu meslekte acımasızca öldürülmüştü. Onun kanı önlüğümü kirletmez aksine yüceltirdi.

Vatanı uğruna canından olanların ardından tek bir söz kulakları çınlatırdı. "Vatan sağ olsun!"

Gözlerim kararırken dudaklarımdan dökülenlerle beraber sert zemine çarpan bedenimi kavrayan ellerin sahibini göremeden bayılmıştım.

...
Doktorunun canına kast eden hainler vatanın değerli toprağını hak etmiyor demektir.

Memleketini bırakıp bilmediği bir yerde mesleğini yapan doktora uzatılan silahı tutan el en çirkin şekilde lekelenmiştir.

❄️

Diğer bölümün ön izlemesi gibi düşünebiliriz bu bölümü. Fragman amacıyla yazdım:) İyi okumalar🦋