Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.BÖLÜM

@geceninvarisi01

Ve yeni bir bölümle karşınızdayım. Yazım hatalarım varsa affola arkadaşlar.

Keyifli okumalar❤

                                        ✨

"Anne? Anne uyan ne olur. Yalvarırım aç gözlerini. Anne gitme, beni yalnız bırakma! Lütfen gitme..." Hıçkırarak ağlamaya devam ederken elimde ki kana baktım. Boğazımdan bir hıçkırık daha koptuğunda yerde kanlar içinde yatan annemden gözlerimi alamıyordum.

Elimde ki ılık kanı hissettikçe titriyor, hıçkırıklarım artıyordu. Dayanamayıp annemin yanına çöktüm ve omuzlarından sarsmaya başladım.

"An-ne kendine gel lütfen. Sen beni yalnız bırakmazsın ki, bırakamazsın." Sürekli aynı şeyleri tekrar ediyordum. Gözlerim kırmızı rengini alan parkelere kayınca artık her şey için çok geç olduğunu anlamıştım.

Artık yanımda annem olmayacak mıydı? Bir şey anlattığımda beni dinleyen, akıl veren, destek olan kişi artık olmayacak mıydı? Gülüşlerime sebep olan kişi olmayacak mıydı? Ağlamaları mı dindirmeyecek miydi yani? Ben bir dana ona sımsıkı sarılmayacak mıyım.

Düşüncelerim beynimi yerken küçük bedenime ağır gelecek kocaman bir feryat koptu dudaklarımdan. Daha fazla dayanamamış, kendimi annemin yanına bırakmıştım. Annemin kapalı gözlerine uyup bende gözlerimi kapattım, ağlayarak...

Kan ter içinde yatağımdan doğrulduğumda gözlerim hemen boğluğa dalmıştı. Derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım. Gördüğüm şeyin kâbus olduğunu biraz geç farkına varmıştım. Daha doğrusu, kâbusa bürünmüş gerçekler mi demeliydim bilemiyorum.

Anlıma yapışan kahve rengi saçlarımı ellerim ile çekerken sırt üstü yatağa geri yattım.

Karşımda ki beyaz tavana bakarken uzun bir aradan sonra neden kabus gördüğümü düşündüm. Aslında belliydi ya çokta düşünmeme gerek yoktu.

Her şeyi bir kenara bırakıp yarını düşünmeye başladım. Yeni insanlar, yeni okul, yeni hayat... O okula gitme amacımı düşündüm de, gerçekten yapabilecek miydim. Benden istenilen şeyi hiç düşünmeden yapacak mıydım? Cidden ben bu kadar kötüleşmiş miydim?

Ellerim ile yüzümü kapatarak cenin pozisyonu aldım ve gözlerimden akan yaşlar ile Allah'a yalvarmaya başladım. "Allah'ım, ne olur onunla karşılaşmayayım. Ne olur beni sevmesin, bana güvenmesin, terslesin beni. Sen içimde ki her şeyi biliyorsun, hiç bir şeyi isteyerek yapmıyorum. Lütfen düşündüğüm hiç bir şey olmasın, lütfen."

İçimden dua etmeyi bitirdiğimde hıçkırıklarımı durduramıyordum. Yatağın içinde hafif doğrulduğumda ellerim ile göz yaşlarımı yanaklarımdan sildim. Boş boş karşımda ki pencereye bakarken pencereden esen rüzgarın perdeyi havalandırmasıyla üşüdüğümü hissettim.

Komodinin üzerinde ki telefonuma uzanarak saatin kaç olduğuna baktım. Saatin 04:10 olduğunu görmem ile gözlerim kocaman olmuştu. Ben bu saate kadar uyumuş muydum?

Hızlıca yataktan kalktım ve yatağın yanında bulunan dolaba yöneldim. İçerisinden gri kapüşonlu bir de ceket çıkararak üzerime geçirdim.

Odanın kapısına doğru sessiz adımlarla ilerleyip odamdan çıkarken boş koridorda yürümeye başladım. Koridorun sağında kalan mutfağa girerek titreyen ellerim ile masanın üzerinde duran sürahiden bir bardağa su doldurup kuruyan dudaklarımı götürdüm.

Ellerimin titremesi kesilmezken bardağı masanın üzerine bıraktım. Derin bir nefes alacağım sırada aniden mutfağın ışığının açılmasıyla korkudan nefesim boğazımda kalmıştı.

Öksürüklerim arasında arkama döndüğümde uykulu gözlerle bana bakan Görkem'i görmem beni rahatlatmıştı. Görkem hızlıca yanıma gelip sırtıma hafifçe vurduğunda derin bir nefes aldım.

"Neden uyandın?" dediğimde ikimizde yan yana bir şekilde masaya yerleşmiştik.

"Susadım odam da su yoktu. Asıl sen neden buradasın?" dediğinde hiç bir şey demeden masanın üzerinde ki sürahiyi gösterdim.

Görkem sandalyesinden ayrılıp çekmecelerden bir bardak aldı ve tekrar sandalyesine yerleşti. Sürahiden bardağa doldurduğu suyu bir diklenişte bitirmişti.

"Uyku tutmadı, değil mi?" dediğinde gözlerimi kaçırarak konuştum. "Evet, kabus gördüm."

"Yine bir şeyleri kafana takıyorsun değil mi. Canını sıkan ne?" dediğinde boş gözlerle Görkem'e baktım. Ona söyleyemezdim...

"Taktığım bir şey yok. Sadece yeni okulumuzu düşünüyorum." dedim.

Söylediğim yalan sayılmazdı sonuçta, değil mi?

"Takma bu kadar Aysima, boşver." dediğinde uzatmadan "Tamam." dedim.

"Hadi kalk, yatalım artık. Yarın kalkamayacağız yoksa."

"Sen uyu, benim şuan uykum yok. Sonra uyurum." Dedim gözlerimi ondan çekerek.

"Hayır Aysima, kalk uyu sende." Görkem uyumam için diretmeye başladığında tekrar ona baktım.

"Görkem cidden uykum yok. Sen git uyu." dedim bıkkın bir sesle.

Kafasını iki yana salladığında pes etmeyeceğini anlamıştım. "Olmaz. Hadi kalk önce seni uyutalım ben sonra da uyurum." demesiyle şaşkınlıkla ona baktım.

"Hayır." Dedim tekrar başımı iki yana sallayarak.

"Hadi Aysima, benle inatlaşma." Diye ısrarla direttiğinde sandalyeden kalkmış saçlarıma öpücük kondurmuştu.

Kendisi ayağa kalktığında kolumdan tutarak beni de oturduğum yerden kaldırmıştı. Mutfak kapısından çıktıktan sonra benim odama doğru ilerledi ve odamın kapısında durdu.

"Odan müsait mi?" dediğinde itiraz etmek için ağzımı araladım.

"Bak, hiç gerek yok tamam mı? Sen git yat." Sözümü bitirir bitirmez kafasını iki yana salladı.

"Boşa konuşma Aysima, hadi geç." dediğinde pes ettim ve odama girerek yatağa doğru yürüdüm. Arkamdan beni yatağın üstüne itince 'Ne yapıyorsun?' der gibi kaşlarımı çatarak ona baktı.

Oda kaşlarını kaldırarak yatağı gösterdi. Kısaca yatağa gir demek istiyordu. Uykumun olmadığını bildiği için uyuduğumdan emin olmak istiyordu.

Dudaklarımdan sessiz bir kıkırtı çıkınca oda neye güldüğümü anlamış olacak ki kendisi de güldü. O kadar güzel bir arkadaşlığa sahiptik ki birbirimizi mimiklerimizden bile anlıyorduk.

Daha fazla inat etmeden yatağın sol köşesine uzanıp Görkem'in hareketlerini izledim. Yatağa oturarak gri örtüyü üzerimize çekti ve komidinin üzerinde ki lambayı kapattı.

Hafif yan bir şekilde oturarak ellerini saçlarıma uzattı ve okşamaya başladı. Ellerini saçlarımda hissetmem ile huzurla gözlerimi yumdum. Daha sonra da odayı o güzel sesiyle söylediği şarkı doldurmuştu.

Hem şarkıyı söyleyip hem de saçlarımı okşadığında bedenim rahatlamıştı. Gözlerim kapalı bir şekilde uyumak ve uyumamak arasında iken eğilip tekrar saçlarımı öptü.

Bu yaptığı hareket ile daha da mayışırken kendimi karanlığa teslim etmeden önce tek hatırladığım, "İyi uykular güzelim." demesiydi.

Loading...
0%