Cinsellik içermese de içinde geçen şiddet sahneleri ve çarpık ilişki sahneleri vardır. Etkilenebilecekler için küçük bir uyarı...
Öncelikle hoş geldiniz. Bu kurgum, şiddete uğrayan kadınlara farkındalık kazandırmak amacıyla oluştu kafamda. Kadına şiddete özendiren ve küçümseyen bir davranış asla yoktur. Kadına şiddet, büyütülmesi gereken bir şey ve tüm kitaplar, tüm filmler, tüm diziler, tüm medya abartmalı. Bir can, bir anne, bir evlat her gün toprağa kaybolup gidiyor. Küçümsenecek, unutulacak bir konu değildir bu konu. İyi okumalar...
Sızılar, acılar ve yaralar... Yazımları kısa, yaşaması ve dayanması en uzun olan kavramlardandır. Bir sızıya dayanmak, dayan demekten kaç kat zordur. Her insan dayanamaz, güçlü kadınlarsa her insan kapsamına girmezler hiçbir zaman.
Her kadınınsa bir kurtarıcısı vardır muhakkak. En büyük kurtarıcısıysa kendi gücü ve yıkılmaz duvarlarıdır. Ama bazen kadının bu kurtarıcısına dışarıdan bir el uzanır ve kadın sabrettiği acılar, sızılar sonunda özgürlüğüne kavuşur.
Cem Adrian- Kül
Gözlerimizle göremediğimiz bir dünyayı bazen bir aynanın puslu camında bulabilir ve kocaman bir yolculuğa çıkabilir, hem de hiç bilmediğimiz bir kişilikle...
Kadın çok sevdi, sadece sevdi. Tesadüfe inandı sadece, mucizeye inanmıyordu.
Savaş karşısında mucizeye asla inanmayan bir kadın buldu. Aslında yaşadıklarının tümü mucizeydi belki de.
Mucize istemek nedir ki? Mucize istemek kelebeğin öleceğini bile bile Yaradan`dan belki bir gün daha umut etmesi değil mi? Peki onların kelebeği yaşayacak mı?