@gizzemasllan
|
Merhaba. Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫 Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥ Herkese iyi okumalar. ***** 6. BÖLÜM "HASTA" SEÇKİN ULUSOY Kızın bağırma sesleri kulağıma gelirken kendime kıza kıza salona indim. Mutfaktan çıkıp, bahçe kapısına yönelen Ali beni fark etmezken konuştum. "Bekle." Durdu ve bakışları beni buldu. "Buyur abi." Cevap vermeden salona geçtim. Koltuklardan birine oturdum. Ali salona dönüp, karşımda durdu. "Bir şey öğrendin mi?" Başını salladı. "Öğrendim." Duyacaklarıma kendimi hazırlayıp derin bir nefes aldım. "Anlat." "Kızın şerefsiz bir abisi var. Yüklü bir miktar para karşılığında kızı Semih'e satmış. Kız da dün gece evlenmemek için nikâhtan kaçmış." Deyip susunca kaşlarımı çattım. "Hepsi bu mu yani?" "Kısaca olay bu ama altında yatan başka sebeplerde var. Öyle abisi sattı Semih de aldı oldu bitti gibi bir olay değil." Tek kaşım istemsiz bir şekilde kalkarken Ali devam etti. "Kızın abisi bir hafta önce kadar Semih'in adamlarıyla kumar oynamış, borçlanmış. Tabii borcu ödeyemeyince de adamlar bunu Semih'e yönlendirmiş o sana borç verir git al bize paramızı getir yoksa seni öldürürüz demişler. Tabii bu şerefsiz de ölmemek için dediklerini yapıp, Semih'in yanına gitmiş. Semih'te buna parayı bir tek şartla veririm demiş." Deyince ayağa kalktım ve ellerimi cebime koyarak konuştum. "Kızı istemiş o şerefsiz de vermiş öyle mi?" Ali başını salladı. "Öyle abi." Salonun içinde bir sağa bir sola giderek konuştum. "Semih muhtemelen kızı daha önceden tanıyordu. Adamları da büyük bir ihtimal onun isteğiyle o şerefsiz abisiyle kumar oynayıp borçlandırmıştır." Dedim kendimden emin bir şekilde. Başka bir şey olması mümkün bile değildi. "Hepsi en başından beri planlı mıydı yani?" Diyen Ali'yi başımla onayladım, sessiz kaldım. "Bundan sonra ne olacak abi? Kızı aldık buraya getirdik ama bizimle duracak bir kız gibi durmuyor." Ona döndüm. "Bir kızdan mı korkuyorsun?" İsterik bir şekilde güldü. "Olur mu hiç öyle şey? Ben sadece rahat durmaz diyorum çünkü..." Ali devam edemedi çünkü araya ince ve uzaktan gelen bir ses girdi. "Kime diyorum! Çıkarın beni buradan!" Kızın sesi kulaklarıma gelirken derin bir nefes aldım, Ali devam etti. "Tam olarak bundan bahsediyorum işte. Baksana kızın susacağı yok." Yeniden yerime oturdum. "Seni bir odaya kapatsalar ne yaparsın Ali?" Sorduğum soru onu şaşırttı ama yine de cevap verdi. "Beni kimse odaya kapatamaz abi." Kaşlarımı çattım. "Kapattıklarını düşün ne yaparsın?" Cevap veremedi. "Büyük bir ihtimal önce bağırıp kapıyı açtırırsın sonra da kaçmaya çalışırsın." Ellerini cebine koydu ve yine kendinden taviz vermedi. "Ben kimseden kaçmam çünkü..." Devam etmesine izin vermedim. "Siktir lan yalan söyleme! Kim olsa kaçar. Boşuna artislik yapma." Güldü ama cevap vermedi. "Kız da onu yapıyor işte. Hem zaten bağırmaması tuhaf olurdu." Ali yine sessiz kalınca devam ettim. "Kızı rahatsız edip durmayın, rahat bırakın." Dedim ve daha sert bir ses tonuyla devam ettim. "Size ne yaparsa yapsın en ufak bir şey yaparsanız kıza..." Devam etmeme izin vermedi. "Sen hiç merak etme abi. Ne ben ne de dışarıdaki adamlar kıza zarar verecek en ufak bir şey bile yapmayız." "Aferin." Dedim ve ayaklarımı orta sehpanın üzerine uzatarak devam ettim. "Şimdi git hâlâ kızın peşinde birileri var mı o Semih şerefsizi neler yapıyor öğren." "Emredersin abi." Deyince elimle gitmesini işaret ettim. Ali yeniden bahçe kapısına yönelirken kapının önünde gördüğüm kişiyle derin bir nefes aldım. Hakan, sinirli bir şekilde bahçe kapısından eve girdi. Gözleri beni bulunca öfkeli olduğunu gördüm. Muhtemelen olanları duymuştu. Tek bir kelime bile etmeden karşımdaki koltuğa oturdu ve gözlerini üzerime dikti. Sakin kalmak için derin bir nefes alıp, konuştum. "Ne oldu ne bakıyorsun bana öyle?" Yine hiçbir şey söylemedi. Merakla ona bakarken ellerini kaldırdı, hiç beklemediğim bir şey yapıp, alkışlamaya başladı. "Ne oldu delirdin mi?" Kaşlarını çattı ve sinirle konuştu. "Ben delirmedim ama duyduğuma göre sen delirmişsin. Ben de seni bu konuda tebrik ediyorum." "Açık konuş." Bana doğru eğildi. Öfkesi bir nebze olsun azalmıyordu. "Yaptıklarından bahsediyorum." Bu sefer kaşlarını çatan ben oldum. "Ne yapmışım ben yine?" "Semih'in karısını mı kaçırdın?" Öğrendiğini zaten onu ilk gördüğüm an anlamıştım. Yoksa buraya başka bir şey için gelmezdi. "Bu kadar çabuk öğreneceğini tahmin etmemiştim." Tek kaşı kalktı. Gözleri evin içinde gezindi. Sanırım kızı arıyordu. Gözleri yeniden beni bulduğunda daha da öfkeli olduğunu gördüm. "Sorun benim öğrenmem mi yoksa senin adamın karısını kaçırman mı?" "Karısı değilmiş." Şaşırdı. "Nereden biliyorsun?" "Kız kendisini söyledi. Karısı değilim dedi." Sakinleşmesini bekledim ama beni yanılttı. "İsterse olmasın adam evlenecekmiş kızla sen niye kaçırıyorsun?" Sakin kalmak için kendimle büyük bir savaşa girdim. Patlamamak için kendimi zor tutuyordum. "Birincisi; ben o kızı kaçırmadım sadece kurtardım. İkincisi; kızın hiç de evlenmeye niyeti yoktu." "Niyeti var ya da yok sanane? Sen niye karışıp, başına bela alıyorsun?" Daha fazla sakin kalamadım." "Sen bana hesap mı soruyorsun?" İşaret parmağını kaldırarak konuştu. "Başına bela..." Devam etmesine izin vermedim. "Ne yapsaydım kızı o şerefsizlerin eline mi bıraksaydım? Çık yukarıya bak bakalım kızın hâline." "Niye ne olmuş kıza?" "Dövmüşler herhalde. Kızın yüzü gözü yara içindeydi. O halde kızı onlara mı bıraksaydım?" "Dövmüş mü?" Deyince başımla onayladım. "Yani o mu başkası mı bilmiyorum ama kız dayak yemiş o kesin. Vücudunun her yeri yara bere içinde. Morluklar falan var." İç çekti. "İyi mi bari şimdi?" Geriye yaslandım. "Doktor geldi baktı bir şeyi yok dedi. Az önce de bağırıp çağırıyordu zaten şimdi sustu. Şimdilik iyi ama bırakmış olsaydım iyi olmayacaktı ya da şimdi bıraksam iyi olmayacak." Dikkatle beni dinledikten sonra bir süre düşündü. Merakla ona bakarken yeniden iç çekip konuştu. "Ayça'yı göndermemi ister misin?" Yardım eder sana." "Ne oldu daha az önce kızıyordun bana. Şimdi yardım edip, karını gönderesin mi geldi?" Alayla söylediğim şeyle hiç düşünmeden konuştu. "Ben kızı Semih'e olan sinirinden kaçırdın zannettim o yüzden "Ayça'ya şimdilik gerek yok ben gerek olursa ararım seni." Başını salladı. "Tamam sen bilirsin o zaman. Başka bir şey lazım olursa da ara." Dedi ve ayağa kalkıp devam etti. "Ben gidiyorum şimdi işlerim var." "Buraya bunun için mi geldin?" Ellerini iki yana açarak konuştu. "Nereden bileyim oğlum ben kıza yardım ettiğini. Ben başka bir şey var zannettim." Deyince ona cevap vermedim, konuşmaya devam etti. "Neyse çok acelem var, gidiyorum. Sonra konuşuruz." Sadece başımı sallayarak onu onayladım. Hakan başka bir şey söylemeden evden çıkıp giderken sanki onun gitmesini bekleyen Ecem bir kez daha bağırdı. "Ya nereye gittiniz? Çıkarın beni buradan!" Sesi boğuk boğuk gelirken odanın kapısını da yumruklamaya başladı. Korkuyor olması çok normaldi. Aslında biraz sakinleşip beni dinlese sorun çözülecek ama dinlemiyor işte. Bu yüzden odada sakinleşmesini beklemekten başka şansım yok. "Seçkin Bey." Duyduğum sesle mutfak kapısına doğru baktım ve evde çalışan kadını gördüm. "Bir şeyler yiyecek misiniz?" Önüme dönerken cevap verdim. "Hayır." Kadın başka bir şey sormazken yukarıda seslerin kesildiğini fark ettim ve rahat bir nefes aldım. Tamam haklı falan ama ben de insanım sonuçta başım ağrıyor. Oturduğum yerden kalkıp, evden çıktım. Arabama binecekken duraksadım ve kızın kaldığı odanın penceresine doğru baktım, onunla göz göze geldim. Gözlerini benden çekmek yerine öfkeyle bakmaya devam etti. Elinden gelse beni bir kaşık suda boğacak gibi bakıyordu. İşlerim olduğu için ona bakmayı bırakarak arabama bindim ve şirkete geçtim. Uzun süredir uğramadığım şirketteki işleri birkaç saat içinde bitirdim. Geldiğimde çıkarıp rastgele koltuğun üzerine attığım ceketimi yeniden giyerken odanın kapısına vuruldu. "Gel." Dedim masanın üzerindeki silahımı belime yerleştirirken. Kapı açılınca göz ucuyla o tarafa baktım ve Ali'yi gördüm. "Gel Ali." Diye tekrar ettim. Yavaş adımlarla yanıma geldi. "Bilmen gereken bir şey var abi." Ellerimi cebime koydum ve ona dönüp, başımı salladım. "Söyle." Gergin olduğu her hâlinden belliydi. "Semih kızın bizim yanımızda olduğunu biliyor. Rahat durmaz sen de çok iyi biliyorsun. Bir şeyler yapacaktır." Kaşlarımı çattım. "Bunu şimdi mi fark ediyorsun?" "Başından beri farkındayım ama..." Devam etmesine izin vermedim. "Aması falan yok. Parasıyla kendine kadın satın alan, kadın istemeyince de zorla evlenmeye çalışan bir pezevenkten korkacak değilim." Deyip odadan çıktım, peşimden gelirken konuştu. "Seni bekliyor." Durdum ve ona döndüm. "Semih mi?" Başını salladı. Bu hoşuma gitti. "Güzel, kıvranmaya başlamış demek ki." "Gidecek misin?" Başımı olumsuz anlamda sallayarak konuştum. "Hayır kıvranıp dursun şerefsiz. Meraktan geberir gider belki. Benim de elimi pis kanına bulamamış olur hiç değilse." Ali cevap vermezken yürümeye devam ettim. Şirketten çıkıp yeniden arabaya bindim ve Ali'ye eve sürmesini söyledim. Ali arabayı çalıştırıken cebimdeki telefon çaldı. Çıkartıp ekrana baktığımda Hakan'ın karısı Ayça'nın aradığını gördüm, göz devirdim. Hakan yine dilini tutamamış her şeyi anlatmıştı kesin. Yoksa bu beni başka bir şey için aramaz. Telefonu meşgule atıp Ali'ye döndüm. "Amcamdan bir haber var mı?" Dedim telefonu yeniden cebime koyarken Ali yola bakarak konuştu. "Evden çıkmıyormuş hâlâ. Saldıracaklarından korkuyor." "Şu serefsizi başımdan savayım bir onun işiyle de ilgileneceğim. Bu şekilde saklanarak olmaz." "Sen nasıl istersen abi." Cevap vermedim. Eve dönünce arabadan indim. İner inmez gözlerim istemsizce kızın kaldığı odanın penceresine gitti ve pencerede olmadığını gördüm. "Bir şeyler yedi mi bu kız?" Ali yanıma geldi. "Sordum ama yemeyeceğim dedi. Gün içinde adamlardan birisi birkaç defa daha sordu ama ona da yemeyeceğim demiş." Ali konuşurken çoktan eve girmiştik bile. "İyi çık şimdi çağır aşağıya gelsin yemek yesin." Beni onaylayıp üst kata geçerken mutfaktaki kadına masayı hazırlamasını söyleyip, salona geçtim. On dakika kadar sonra Ali koşarak merdivenleri indi ve yanıma geldi. Nefes nefese kaldığını fark edince kaşlarımı çattım. "Hayırdır ne oluyor? Niye koşturuyorsun evin içinde?" Yüz ifadesinden bir sorun olduğunu anlamamak mümkün değildi. Yukarıdaki kız aklıma gelirken ayağa kalktım. "Ne oldu oğlum? Kıza mı bir şey olmuş konuşsana!" "Abi kız uyanmıyor." Deyince öylece kaldım. "Anlamadım?" "Odaya çıktım, uyuyordu. Uyandırayım dedim üst üste seslendim ama uyanmadı." Cevap vermeden koşar adımlarla üst kata çıktım. Kızın kaldığı odadan içeriye girip yanına gittim. Ne olmuştu ki şimdi bu kıza? Yanına oturdum. Bunu daha önce hiç yapmamıştım ki ben. Kızın koluna dokundum ve sarstım. Uyanmadı. "Ne oldu şimdi buna?" Dedim ve kızı bir kez daha sarstım ama bu sefer seslendim de. "Şşh uyan hadi!" Çok fazla insancıl olmadı ama olsun. Benden bu kadar. "Uyansana kızım." Deyip bir kez daha sarstım. Gözlerini araladı, mırıldandı ama uyanmadı. Aklıma gelen şeyle yüzüne dokundum. Elim yanınca öylece kaldım. "Yanıyor lan bu kız." Kendi kendime konuşarak yanından kalktım ve odadan çıktım. Kapının önündeki Ali'yi görünce konuştum. "Ateşi var. Aşağıdaki kadına söyle yemeği falan bıraksın buraya gelsin." Ali beni onaylayıp giderken ekledim. "Ateşi olduğunu da söyle." Yeniden bana döndü başıyla onayladı ve gözden kayboldu. O gidince ben de yeniden odaya döndüm. Kızın sarıldığı battaniyeyi üzerinden aldım. Bunun için bir kez daha homurdandı ama bunu yapmam lazımdı. Bu konularda pek fazla bir şey bilmiyor olsam da bu kadarını da biliyordum. Odanın içinde bir sağa bir sola volta atarken kadın girdi. Elinde su dolu bir kap ve havlu görünce merakla sordum. "Ne yapacaksın onlarla?" Kızın yanına otururken konuştu. "Ateşini bu şekilde biraz düşürebiliriz." Diyerek elindeki havluyu ıslattı ve kızın alnına koydu. Devam etmesini bekledim ama sadece beklemeye başladı. Bir süre sonra dayanamayarak konuştum. "İşe yarayacak mı bu?" Göz ucuyla bana baktı. "Tabii ki işe yarar, merak etmeyin." Dese de kızın yüzüne bir kez daha dokundum ve hâlâ çok fazla ateşinin olduğunu fark ettim. "Hani yarayacaktı? Bu kız daha yanıyor bir şey olmasın. Hastaneye götürelim mi?" "Genelde işe yarar ama kızın ateşi çok yüksek. Banyo yaptırmak en iyisi. Eğer yine düşmezse o zaman hastaneye götürürsünüz." Deyince şaşırdım. "Banyo mu?" Başını salladı. "Evet, iyi gelecektir." Kendimi gösterdim. "Ben mi yaptıracağım?" "Siz banyoya kadar götürün ben hallederim." Dedi. Gülmemek için kendini tuttuğunu fark etsem de ciddiyetimi korudum. Cidden dertsiz başıma dert almıştım. Kadın merakla bana bakarken başımla onayladım ve yüzündeki havluyu atıp, kızı da kucağıma aldım. Uyanıkken bunu yapmış olsaydım bu kız beni çiğ çiğ yerdi fakat şimdi kendinde olmadığı için başını göğsüme koyarak mırıldandı. "Anne." Diyerek bana sarılmaya çalışınca konuştum. "Hiç değilse baba de be kızım." Diyerek kızı banyoya götürdüm ve küvetin içine bıraktım. Kız burada bile uyumaya devam ederken gerçekten de kötü olduğunu anladım. Kim küvetin içinde uyumaya devam edebilirdi ki? Kadın peşimden banyoya girince gözlerimi kızdan çektim ve ona döndüm. "Sen artık çıkarırsın üstünü." Yine beni başıyla onayladı. Başka bir şey söylemeden odadan çıktım. Kadının işinin bitmesini beklerken aklıma gelen şeyle hızlı bir şekilde bulunduğum odadan çıkarak kendi odama gittim. Oyalanmadan giyinme odasına girip bir tişörtle bir şort alarak tekrar kızın kaldığı odaya döndüm. Odaya döndüğümde hâlâ banyodan su sesi geliyordu. Duş almasının işe yaramasını umut ederek odanın içinde volta atmaya başladım. Gece gece bir de hastaneye gidip sabaha kadar orada kalamayacaktım. Çünkü kızı evden çıkarttığım an o serefsiz Semih ve adamları muhtemelen peşimize düşecekti ve ben sadece bugünlük de olsa onlarla uğraşmak hiç istemiyorum. Banyo kapısının önünde beklemeye devam ederken on dakika kadar sonra banyonun kapısı açıldı ve kadın çıktı. Onun da üzeri ıslanmıştı. "Ne oldu?" Merakla sordum ve yanına gittim. Banyoyu göstererek konuştu. "Kızı yatağa kadar getirirseniz üzerini giydiririm. Şimdi kıyafetler banyoda ıslanmasın." Deyince şaşırdım. "Hâlâ ayılmadı mı?" Kaşlarını hayır anlamında kaldırarak konuştu. "Hayır hâlâ ayılmadı ama ateşi düştü biraz. Sabaha kadar daha da iyi olur." Deyince bir banyoya bir de yeniden kadına baktım ve elimle ensemi kaşıyarak konuştum. "Tamam sen gir üzerine bornoz falan bir şeyler giydir." "Ben giydirdim zaten Seçkin bey." Kadının hâlime gülmemek için kendini tuttuğunun farkındaydım. Sanki komik bir şey varmış gibi... Hâlâ tuttuğum kıyafetleri kadına verip sabır dileyerek banyoya girdim. Kızı üstündeki siyah bornozla klozetin üstünde otururken görünce gülmek istedim. Bir de başını duvara yaslamış o şekilde uyuyordu. O kadar suyun altına girmiş olmasına rağmen hâlâ uyanmamıştı. Kızın hâline gülerek yanına gittim ve dikkatli bir şekilde kucağıma alarak odaya götürdüm. Yatağın üzerine düzgünce yatırıp kadına baktım. "Üzerini giydir ben kapıdayım." Diyerek odadan çıktım ve beklemeye başladım. Odanın önünde koridorda bir sağa bir sola giderek kadının odadan çıkmasını bekledim. O sırada merdivenlerde Ali göründü. "Seçkin abi." Durup yanıma gelmesini bekledim. Hızlı adımlarla yanıma geldi. "Kız ayıldı mı?" "Hayır." "Hastaneye..." Devam etmesine izin vermedim. "Gerek yok, ateşi düşmezse doktor çağırırız olur biter. O şerefsiz hâlâ kızın peşinde gece gece onunla uğraşamam." Sadece başını salladı, cevap vermedi. O sırada kadın odadan çıktı. "Seçkin bey gelebilirsiniz." Oyalanmadan yeniden odaya girdim. Kız yine benim kıyafetlerimle yatakta yatıyordu. Bu kadar şeye rağmen gözünü bile açmamış olması gerçekten beni şaşırtıyordu. "Niye uyanmadı ki bu hâlâ?" Deyip kadına baktım. "Ateşi düştü ama öyle hemen uyanmaz. Sabaha kadar kendini toparlar uyanır, merak etmeyin." Kıza baktım ve bıkkınca ofladım. Kadının evine döneceğini çok iyi biliyordum. "Doktor çağıralım mı? Sen şimdi gideceksin yeniden bir şey olursa ben anlamam. Kıza bir şey olmasın." Gülümsedi. "Şimdilik gerek yok Seçkin Bey ama eğer ateşi yeniden yükselirse doktor çağırın siz yine de." İç çektim ve başımla onayladım. "İyi öyle olsun." Kadının yüz ifadesinden gitmek istediğini anladım. Sonuçta onun da bir ailesi vardı bu yüzden onu daha fazla zor durumda bırakmamak adına konuştum. "Gidebilirsin sen istersen, sağol bu arada." "Rica ederim." Dedi ve gülümseyip odadan çıktı. O çıkınca odanın bir köşesinde duran sandalyeyi yatağın kenarına çektim ve oturdum. Bir süre bekleyip ateşinin tekrar çıkıp çıkmayacağını kontrol etmem gerekiyordu sanırım. "Bir hasta bakıcılığı eksikti bu kız sayesinde onu da yaptık. Bakalım bu daha başıma ne gibi işler açacak." Kendi kendime söylenerek bıkkınca ofladım. Bu kızdan hem kurtulmam hem de onu kurtarmam gerekiyordu. Semih şerefsizi hâlâ kızın peşindeydi. Bu yüzden hadi kalk git ne hâlin varsa gör diyemem ki kıza. O her ne kadar onun kötülüğünü düşündüğümü zannetse de bu evde güvendeydi. Tamam belki benim de çıkarlarım vardı ama kıza çıkarlarım için zarar verecek kadar da şerefsiz değilim. Tek istediğim şey kızı burada birkaç gün daha tutup o şerefsizin çaresizlik içinde kıvrandığını görmek. Sonra da zaten güvenli bir şekilde, o şerefsizin peşinde olmadığından emin olduktan hemen sonra kızı buradan göndereceğim. Bir süre yanında bekledim. Daha sonra iyi olduğunu düşünürek ayağa kalktım ve odadan çıktım. Yanında kalmaya gerek yoktu. Arada sırada gelir kontrol eder, giderdim. Kendi odama girerek yatağa uzandım. Tüm hayatım boyunca Semih'ten bana yaptığı şeyin hesabını sormak istemiştim ve şu an karşı odada uyuyan kız bu zamana kadar elime geçen en iyi fırsattı. İşte bu yüzden de kızın burada kalması fazlasıyla işime geliyordu. Onu kullanarak Semih'ten intikam alabilirdim. Hem de çok güzel ve zevkli bir intikam olurdu ama işte bunu o kıza yapamam. Çünkü ben bu değilim. Ben, bana zarar vermeyen birine zarar vermem. Özellikle de bir kadına asla zarar vermem. Ben Seçkin Ulusoy'um. Semih kadar şerefsiz de bir kadını kullanarak intikam alacak kadar karaktersiz de değilim. Bölüm Sonu! Selam, nasılsınız? Bu bölümü de Seçkin'in anlatımıyla yazmak istedim. Umarım sevmişsinizdir.♡ Bölüm hakkındaki yorumlarınızı buraya yazabilirsiniz. Bir sonraki bölümün alıntısını okumak duyurulardan haberdar olmak ve sohbet etkinliklerimize katılmak için beni aşağıya bırakacağım sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz.♡ Yeni bir bölümde görüşmek dileğiyle... Kendinize çok iyi bakın. Sevgiyle ve sağlıkla kalın.♡ Instagram: gizzemasllan Twitter: gizzemasllan |
0% |