Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11.Bölüm:Sincaplar ve Tavşanlar

@gozde_edmn

gözlerimi açtım çok iyi uyku almıştım kalktım ve aynaya baktım
"tanrım.. Felaket görünüyorum"
hemen duşa girdim ve uzun sürmeden çıktım
kıyafetlerimi giydim ve odadan çıktım

odamın kapısını kapayıp kütüphaneye gidecekken birisine çarptım
"Pardon! görmedim sizi"
kadının saçları uzun siyahtı ama gözlerini göremiyordum saçları kapatıyordu
güzel bir elbisesi vardı
"şey.. ben özür dilerim.. yolumu kaybettim.."
burada yeni olmalı
"siz yeni çalışan mısınız?"

"ben çalışan değilim.. Walker ailesinin yakınıyım babam Kral Walker ile kardeş.. buraya abim ve babamla bir kaç hafta kalmak için geldik.."
Tanrım.. ben az önce bir kraliyet üyesine çarptım
"bağışlayın.. sizin önemli birisi olduğunu bilmiyordum.."

"beni Yemek katına götürürsen bağışlarım"
şaka yaptığını belli etmek için kıkırdadı

"hemen götüreyim gelin majesteleri"

adını bilmediğim hanım efendi ile yemek katına yürümeye başladık
"adın nedir insan?"
gülümsedim
"ben Gökçe hanımım"

"ne güzel.. ben Shine abim ise Light onu göreceğine eminim"

"isimleriniz ne kadar da benzer anlamlı"
kadın kıkırdadı
"evet babam Kral Vincent parlak anlamlı şeyleri sever"
Kral Vincent mi...

"Kral Vincent mı!?"
bu adamı yazdığı kitapları ile tanıyordum.. ve aşırı yakışıklı birisiydi

"evet.. neden?"

"Kendisi çok harika birisi yazdığı kitapların hepsini okudum ve hep olaylara onun gibi yaklaşmaya çalıştım"

Shine gülümsedi
"demek babamın hayranısın.. dürüst ol yakışıklı demi"

"hem de çok.."
birden dediğim şeyleri düşündüm
"özür dilerim.. bunu söylemeye hakkım yoktu"

"merak etme sevgili Gökçe bu aslında babamı mutlu eder.. yazdığı kitapları kimse okumuyor gibi hissediyor.. ona bundan bahsediceğim"

gülümsedim tabi içten içe kendimi yedim mutluluktan

"işte burası.. size afiyet olsun hanımım"

shine mutluydu
"çok teşekkür ederim.. sonra görüşmek üzere Gökçe"

Shine içeri girince bende mutfağa arkadaşlarımın yanına gittim


Mutfağa girince Lily,Andrew,lila ve şef vavesa bir masaya oturmuştu ve yemek yiyorlardı
şef beni görünce gülümsedi
"vay vay benim tatlı aşçım gelmiş"
herkes bana baktı ve bir yer açtılar

"teşekkür ederim!"
yanlarına oturdum Lila bana tabak uzattı ve bir şeyler yemeye başladım

lilye baktım
gülümsemiş bir şeyler düşünüyordu
"lily Lucas ile nasıl gidiyor?"
gülümsedim

lily utanmıştı
"Lucasmı.. o nerden çıktı"

"birgün bana teşekkür ediceksin Lily.. cidden çok yakışıyorsunuz.."

lily gülümsedi

lila, lilye baktı
"lucas ile aranda bişiler mi var lily"
Herkes gülümesdi

"şuan yok.."

"ama şuan"
evet biraz kaşınıyorum

"kapa çeneni Gökçe!"

"tamam tamam sustum"

biz yemeğe devam ederken bir gardiyan geldi
"günaydın.. bana yer yok mu?"

ben kendisini tanımıyordum ama vavesa mutluydu
"günaydın Ares ve evet şurdaki yer boş"

ares adlı kişi kafasındaki kaskı çıkardı

bir gözü mavi diğeri ise çizilmiş gibiydi beyazdı
ve ten rengi esmerdi

"bayan Narnia da gelicekmiş sonunda tılsım yapma işini salmaya karar vermiş"
bugün kalabalığız sanırım
Vavesa ve lily mutlu oldu
"narniam ya.."

"Narnia da kim?"
bunu merak ettim

"narnia tılsım yapan bir cadı ve tılsımları çok başarılı oluyor.."

"vay canına.."



"benim dedikodumumu yapıyorsunuz?"
yandan bir kadın geldi aşırı renkliydi ve her yerinde semboller vardı
aşırı hoş bir havası vardı

"merhaba narnia abla!"
benden büyük olduğu çok belliydi

"abla mı"
kadın kıkırdadı ve yanıma oturdu
"merhaba çiçeğim sen kimsin?"

"ben Gökçe memnun oldum"

"memnun oldum Gökçecik ne iş yapıyorsun?"

gülümsedim
"ben çevirmenim ve kütüphane görevlisi"

"ne hoş! bende tılsımlar yapıyorum"

"tılsımlar ne işe yarar?"

"tılsımların bir sürü çeşidi vardır baloncuk. mesela.. şans, iyilik, zenginlik,aşk.."

"gerçekten işe yarıyor mu?"

"yani bazıları cidden işe yarıyor baloncuk, mesela az önce bunu yaptım istersen sana vere bilirim"

Narnia bana mavi ipler ile yapılmış ve ortasında büyük bir çınar sembolü olan güzel bir bileklik verdi

"vay canına.. çok güzel peki anlamı nedir"

"umut ve yeniden uyanışı temsil eder"

"Çok teşekkür ederim!"

Narnia gülümsedi
_____________________________________________________

 

yemeğimizi yedikten sonra dağıldık

ben kütüphanede rafları topluyor ve tozlarını alıyordum
bir yandan Victoru merak ediyordum onu saatlerdir görmedim
onu neden düşündüğümü de bilmiyorum.. sanırım aklımı kaçırıyorum evet evet aklımı kaçırdım hehe

arkamdan gelen anlamsız sesler ile arkamı döndüm
ama sadece kütüphanenin giriş kapısını gördüm kimse yoktu
"evet.. kafayı yemeye başladım"

elimdeki bezler ile diğer rafa geçtim tam rafa dokunduğumda az önce sildiğim kitapların birkaçı yere düştü ama sorun bir rüzgar girişi yoktu tüm camlar kapalıydı

sorun etmeyip düşen kitapları ellerime aldım ve tekrar silip yerine geri koydum
bu sefer diğer raftan bir kaç kitap düştü
sessizce düşen kitapları aldım ve yerine koydum
bu seferde az önce sildiğim tüm kitaplar düştü
"...onları yeni silmiştim"
kitapları tekrar elime aldım
aptalın birisi benimle oynuyordu ve ben çözemedim
"kim var orda?"

birden gülme sesi geldi
ama etrafta kimse yoktu

gülmesi çok komikti tıpkı nefessiz kalmış bir çaydanlık gibi
dayanamayıp bende gülmeye başladım
sonunda ise kitaplarımı düşüren kişi belirginleşti
"sonunda.. neden bunları düşürüp durdunuz?"

"senlik değil iş çıkarmayı seviyorum"
sarı dağınık saçlı uçan bir erkekti
kırmızı gözlerinden ve sivri dişlerinden Vampir olduğunu düşündüm ama boynuzları, kanatları ve kuyruğu vardı
"siz kimsiniz?"

"ben Ally! Prens Lightin erkek arkadaşı.."

"merhaba Ally! ben Gökçe Prens Light ile yakın arkadaş olmalısınız.. peki siz nesiniz?"
Ally yavaşça yere indi
"İnsan Gökçe.. birincisi Light benim yakın arkadaşım değil, sevgilim ikincisi yarı yarı şeytan sayılırım ama kötü değilimdir"

ne.. erkekler kendilerinden hoşlanabiliyor mu..

"yanlış anlamayın ama erkekler birbirinden hoşlanabilir mi?"

"evet yani çevremizde sadece biz varız.."
gülümsedim
"hayatımda ilk kez duydum.. ama saygı duyucağım"

Ally gülümsedi
"sağol insan Gökçe"

o sırada kapıda Shine ,Kral Vincent ve Prens Lucas belirdi
Lucas bana el salladı
ama ben Kral Vincent'e hayranlıkla bakıyordum
Shine Kral Vincent'ın kulağına bir şeyler fısıldadı ve Kral bana baktı ve göz kırptı
tutamadığım bir gülümseme Yüzümde belirdi
utandım.. ama buna değerdi

Lucas onları gezdiriyordu
Shine bir şeyler söyledi
ve Lucas beni yanına çağırdı yavaşça yanlarına gittim
Gözlerimin Kral Vincenta kaymaması için içimden dualar ediyordum

"Gökçe.. Shine ve Lighta kaleyi gezdirmek ister misin?"

"oh Tabi onur duyarım"

"tamam o zaman ben Lightı bulayım"
shine yanımızdan ayrıldı

yere bakıyordum utançtan
Kral Vincenta bakmamak için zor duruyordum ama onun bakışlarını üzerimden hissediyordum.

"sen benim hayranım mısın İnsan?"
sonunda konuştu sesi bile yakışıklı olur mu birisinin

"Evet! bütün kitaplarınızı okudum hem de bir kez değil onlarca!"
kendimi kaybettim ve ona kitaplarındaki her şeyi anlatmaya başaldım

"voa sakin ol insan.. cidden beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum.."

beni sakinleştirmek için elini kafama koydu
başımı bir daha yıkamıyacağım



Victor yavaşça kapıda belirdi ve bize baktı
"Gökçe Bura da mı-"
birden Kral Vincent ve beni görünce biraz sinirlenmiş gibi oldu Lucas ona baktı
"noldu?"

"Gökçeye ihtiyacım var"

"ben.. geliyorum Prensim"
yavaşça Victor ile bahçeye yürümeye başladım

"ona yaklaşma Gökçe. Seni başkaları ile mutlu olarak görmeğe dayanamıyorum"

"ne o kıskanıyor musun?"

"hahaha hem de çok!"

beni bir ağacın yanına getirdi
"bak"

eli ile bir yeri gösterdi
"SİNCAPLAR!"
mutlu şekilde zıpladım ve biraz yaklaştım

"aaa keşke fındıklarım olsaydı.."

Victor cebinden bir kaç tane fındık ve fıstık çıkardı
"bunu istiyeceğini biliyordum liliumum"

bana uzattı

"teşekkür ederim Gece Prensi!"
bana kıkırdadı

eğildim ve fındıkları onlara yavaşça yaklaşarak uzattım

bazıları yanıma geldi ve elimdekileri aldı

"fazla zaman kaybetmeyelim.. Tavşanları ziyaret edeceğiz"

"TAVŞANLAR MI"

Victorun kolunu tutup biraz sarstım
"götür götür götür"

yavaşça tavşanların yanına yürüdük kafes gibiydi ama üstleri açıktı
Lily de ordaydı

Victor bana köşede duran havuçları ve marulları uzattı

"al lilium"
havuçları tavşanlara uzatırken aklıma habire gelen bir soruyu sorma kararı aldım
"Victor? neden Kral Vincent ve çocukları burda?"

"iki hafta sonra babam büyük bir balo düzenliyor onlar ilk gelenler sonra diğerleri gelicek.."

"ne güzel.."

"o gün iyi dinlen"

"ne neden?"

"sende katılıcaksın"

"üzgünüm Prensim.. katılamam.. ben önemli birisi değilim"
Victor elimi tuttu
"katılıcaksın Gökçe, seni orda güzel bir elbise ile görmek istiyorum"
biraz sıcak mı ne bastı sanki

"benim elbisem yokki.."

"ben sana diktiririm sen sadece katıl"

"tamam o zaman ama ben orda ne yapıcağım?"

"benimle balkonda gökyüzünü izlersin ben dans etmem."
kıkırdadım
"ben hiç dans etmedim"

Victor hafif gülümsedi

"ben küçükken bir kızla zorla dans etmiştim.. o günden sonra kızın ailesi bizim evlenmemizi istedi babam o sıralar bunu reddetti ama son zamanlarda bunu tekrar düşünüyor.."

"hayır. Evlenemessin.. bunu yapamassın"
gözlerimin dolduğunu hissettim..
"asla bunu kabul etmeyeceğim Gökçe."

Victoru Kaybetmekten o kadar korkuyordum ki...

Loading...
0%