2-3 gün geçmişti Victoru o günden sonra görmemiştim..
aslında onu azcık merak ediyordum sonuçta onu her gün onu görüyorum
bugün Cumartesi idi o yüzden kütüphaneyi erken kapattım
odamda duştan çıkmış saçlarımı tarıyordum güzelce topladım ve annemin bana verdiği tokayı taktım
annemi merak ediyordum.. ona döneceğime söz vermiştim ama bunu nasıl yapacaktım ki.. nerdeyse 8 yıldır birbirimizi görmüyorduk, babamın yada diğer kardeşlerimin ona bir şey yapmış olmasından korkuyordum keşke onu buraya getirebilsem..
masadan kalktım ve yatağıma oturup bağdaş kurdum
bu 2-3 günde diğer soylu ailelerden üyeler gelmişti
kral walker sevilen birisi gibiydi ne zaman bir köşeyi dönsem bir soylu oluyor
akşam yemeğine daha çok vardı.. uzun süredir soylular yüzünden victor ile yiyemiyordum.
Yatakta uzandım ve bir şeyler düşündüm belki mutfağa gidip
yardım etmeliydim.. Çok yoğun olmalılar
Kalkıp odadan çıktım ve mutfağa doğru yürümeye başladım
etrafta gezen soylulara teker teker selam verdim
hepsi çok şık giyinmişlerdi.
Mutfağa adım atar atmaz Şef beni tuttu ve bir tezgaha oturttu
"Andrew Gökçe ile Tatlı yapmanız lazım.. Gökçe Baloya kadar buralarda bize yardım etmen lazım"
kafamı salladım
"Merak etmeyin şef kütüphaneyi kapattığım da direk burda olucağım"
şef beni Andrew ile yanlız bıraktı
"Yapmamız gereken tatlı.."
Andrewi sustrudum
"Limonlu cheesecake ne dersin?"
"Hey.. bu güzel bir fikir"
Limon kabuklarını rendeledik ve Andrew Kurabiyeleri ezdi
lila Ve Lily de bize katıldı
"Kaç tane soylu var bu akşama?"
"Bi 60 en düşük.."
Lily'nin dediği ile şaşkına döndüm
"ne"
"evet.. daha fazla tatlı lazım.."
Bazı çalışanlar yemek yapmayı bitirip bize katıldı
sonunda bütün tatlı işleri bitti
yemek saatine 1 saat kala bütün işleri bitirdik
çoğu kişi yerde uzanıyordu
"Bütün hepsi bitti değil mi?"
Sormak istedim 1 saatte başka bir şey yapılabilirdi
"Evet.. bitti aklında bir fikir mi var?"
"Aslında evet.. bi fikir var Annem ve ben küçükken çok yapardık lezzetli bir çorba 40 dakikada hazır oluyor"
şef bana baktı
"dinliyorum Gökçe"
"Havuç, lahana ve Kemiğe ihtiyacımız var.. Bir kemik suyu çorbası ama Baharatlar ile yapılıyor.. yanında kızarmış tavuk ikram edebiliriz"
"Güzel fikir.. bunu yapalım şef hem bizde yeriz açım ben"
Andrew şefe baktı
"Tamam. hızlı hareket edin en son biz de yeriz"
herkes tekrar koşuşturmaya başladı bense bilmeyenler için anlatmaya devam ettim
yarım saate hazırdı
herkes servis tabaklarını hazırlayıp hizmetçilere verdi
kalanları ise herkes kendisine doldurdu ama şansıma bana kalmamıştı
"oh.. Gökçeye kalmadı şef"
"sorun değil ben fazla aç değildim zaten siz oturup yiyin çok uğraştınız"
şef bana dik dik bakmaya başladı
"sende yardım ettin Gökçe seni ne olursa olsun aç uyutmam."
gülümsedim
"ben Gökçe ile bölüşürüm fazla et veya kemik aromalı şeyleri sevmem"
lily aniden konuştu ve bana gülümsedim yanına oturdum
o sırada prenses ruby mutfağa girdi
kendisi bu 2-3günde tanıştığım soylulardan birisiydi
yerimden kalkıp yanına gittim ve önce saygı ile eğildim
"Prensesim ne istemiştiniz"
ruby'nin güzelliği beni çok etkiliyordu
güneş gibi sarı saçları
zümrüt gibi yeşil gözleri vardı
ve sivri kulakları
"ah Gökçe!"
kendisi enerjik bir kadın ve bana sarıldı
"seni gördüğüme sevindim.. sadece güzel kokular aldım ve buraya geldim"
"efendim 10 dakikaya yemekleriniz servis edilicekti"
kadın kıkırdadı
"ya aslında bana eşlik eder misin? odamdan çıktığımda bana eşlik edicek birileri bulamadım"
"oh! tabi ki bunun tekrar yaşanmaması için onları uyarıcağım"
"memnun olurum"
prenses ve ben odadan çıktık ve yürümeye başladık
"Victoru uzun süredir görmüyorum.."
rubynin dediği şey ile içime bir şey oturdu Victordan onane ki
"eminim çalışıyordur.. neden sordunuz?"
aldırış etmemeye çalıştım
"biz çok küçükken bir ilişkimiz olmuştu bu ilişki 2 hafta sürdü.. anlaşamadık ve Victor ile ayrıldık ama onu geri istiyorum.."
içimdeki ses onu bir odaya kitle diyor
"anlıyorum.. ayrılan siz misiniz?"
"hayır Victordu .Babam kral walker ile tekrar konuştu ve beni Victor ile evlendirmek istedi ama Kral beklenmedik şekilde reddetti.. normalde ederdi bir tane kadın büyük ihtimal Victorun aklına girdi.. ve onu bulucağım bulduğumda affetmiyeceğim!"
terlemeye başladım
"şey işte geldik.."
muhafızlar kapıyı açtı herkes yerinde oturuyordu.. Ve victoru gördüm yanına 2 tane boş yer vardı
ruby victora yakın olan yere oturdu
bense gitmek için arkamı döndüm
kraliçenin sesini duydum
"Gökçe lütfen bu yemekte bize katılır mısın?"
eli ile Victorun yanındaki yeri gösterdi
bense kafamı eğdim ve yavaş adımlar ile Victorun yanına oturdum
Victor bana göz ucuyla baktı
"merhaba lilyum"
kulağıma fısıldadı
gülümsedim
"merhaba Prensim.. 2-3 gündür ortalıkta yoksunuz"
"evet.. meşguldüm babam ile.. neyse senin ile tekrar yemek yiyeceğim için mutluyum"
"bende.. Prensim Bende"
Victor eline bir şişe aldı ve önümdeki bardağı doldurdu
doldurduktan sonra bana baktı
ve kendi bardağını eline aldı
bende kendi elime aldım ve uzatıp tokuştudu
"bu nedir?"
fısıldadım
"kırmızı şarap keyfine bak lilyum"
bir yudum aldım
"güzel..."
Victor gülümsedi
yemekler yavaşça getirilmeye başlandı
Victor tavukları görünce bi mutlu oldu
hm.. benim tatlı Victorum
yemeği yemeye başladık ben herkesten sessizce yemeye çalışıyordum
en son benim yaptırdığım çorba gelmişti
herkes kokuyu alıp çorbayı içmeye koyuldu
Victor bir yudum aldı ve gülümsedi
"güzel.. düşünen kişi çok basit ama lezzetli bir şey önermiş"
tabi ben önerdim çünkü ama bozuntuya vermedim
"evet çok nefis"
yavaşça yemekleri bitirince Victor ile sohbet etmeye devam ettim
beni dinlerken gözleri gülüyordu
gözlerini yediğim.
"yarın terziye git sana güzel bir elbise modeli seçtim.. senin vücut ölçülerini almaları gerek"
"ben şaka yaptığını düşünmüştüm"
Victor bana agresif şekilde baktı
sert erkeğim ya
"benim kızım beni baloda yalnız başıma mı bırakacak yoksa?"
bir tık yandım.. bide utandım he bide üşüyorum niye bilmiyorum galiba stres bastı
ruby kulak misafir oldu
"Vicyy bu baloyu benimle açıcak mısın? biliyorsun baloyu en büyük oğul açmalı.. ve senle çocukluktan beridir dans etmiyoruz.."
Ruby... seni öldürmeme çok az kaldı
"üzgünüm ruby her yıl şu saçma sorunu sorma artık dans etmeyeceğim lucas açar"
ruby sinirlenip önüne önüne döndü
tam o sırada ruby'nin babası da şansını denemek için bize yaklaştı yani Victora
"Victor.. neden kızımı üzüyorsun ki? bak hala seni seviyor"
victor kalkıp izin istedi ve benim kolumu tutup ordan uzaklaştırdı
balkona çıktık
"kusura bakma şu baloları bu yüzden sevmiyorum"
Victor cebinden bir paket çıkardı SİGARA MI LAN O
"hayır.. sorun yok ama o paketi bence önümde çıkarmasan iyi olur bayım."
"ne neden?"
"sağlık sorunlarına çok yol açar"
"her zaman içmem. sinirlenince çok tüketiyorum"
ona yaklaştım ve paketi elinden alıp cebine geri soktum
"sana yardımcı olmamı ister misin.. yani ben hep stres olunca veya sinirli olunca yaşadığım o anı kağıda yazarım ve kötü anlam içeren sözcükleri daire içine alıp onları çiçek gibi çiziyorum.. yani bana iyi hissettiriyor.."
bana baktı
bakışlara bak ateş gibi yakıyor
"güzel bir fikir.. denemek istiyorum"
ruby balkona yanımıza doğru koştu
"Victor! babam için özür dilerim! öyle demek istemedi"
Victor derin nefes verdi
"Ruby. beni rahat bırak 2 hafta aptal ilişkimizden sonra seninle tekrar çıkmıyacağım."
"ben ilişki istemiyorum ki."
yoo istiyorsun
"istediğini biliyorum Ruby istediğin hiç olmayacak"
ruby sinirlendi
"hangi kadın senin aklına çeldi? onu bulup yaşatmıyacağım"
Victor göz devirdi
"her kimse çok güzel birisi olmalı.. kibar.. güzel..bakımlı..kusursuz"
"her kimse kim! bulucağım onu"
Ruby sinirli şekilde geri döndü ve balkondan çıktı
"birisinden hoşlandığını bilmiyordum"
kıskançlık beni içten içe tüketiyor.. ben de kendimi çözemedim.. seviyorum mu ben bunu yada salak mıyım
evet salağım asla sahip olamayacağım birisine karşı bir şeyler hissediyordum
"evet.. hoşlantı da değil deli gibi seviyorum onu.. o yeryüzünde yanan ve ışık saçan bir güneş gibi.. o, gece Gökyüzünde gördüğüm yıldızlardan daha güzel.."
evet Gökçe umutlandın ve boşa gitti
"umarım onunla evlenirsin Prens Victor"
sırıttı
"umarım.."
batan güneşe baktım
"O bu manzaradan daha güzel"
ona baktım oda bana bakıyordu
"kim bu kadın?"
"zaman gelince görürsün Liliyum"