hafif bir dürtü ile gözlerimi yavaşça açtım.
Victor uyanmış ve beni nazikçe uyandırmaya çalışıyordu
en son ona masal okuyordum
gözlerime baktı
"burada uyuya kaldığın için özür dilerim"
"hayır ben özür dilerim uyuyakalmışım"
"sorun yok"
cama baktım hava hala karanlıktı
"saat kaç prensim?"
prensim deyince sırıttı ve duvardaki saate baktı
"saat 2ye geliyor"
"oh.. ben odama gideyim o zaman"
ayağa kalktım ama victor kolumu tutup beni oturtturdu
"hayır bugün sabahlayalım"
"ama yarın nasıl ayık kalabilirim?"
"kalma ,izin vereceğim dinlenmen için" kafamı salladım
"peki.. ne yapıcağız?"
victor gözlerini kapadı ve düşündü
"kaleyi yada bahçeyi gezebiliriz veya soru-cevap yapabiliriz"
"olabilir.. bu arada dünden daha iyi gibisin"
"evet.. seninle konuşmak bana iyi geliyor"
victor bir şey hatırlamış gibi bana baktı
"yarın sabah beni bul, büyük annem ve büyük babam gelicek.."
"senin her zaman yanında olacağım"
içime bir şeyler oturdu ve gözlerim doldu
victor aniden üzüldü
"sorun ne?"
"ben sadece verdiğim sözü tutamadım.."
Victor gözyaşlarımı sildi
"her şey düzelicek Gökçe, sadece zaman ver"
Victor haklıydı zaman ilacım olucaktı
"balo.. ne kadar kaldı?"
"hmm balo güzel soru, 4-3 gün falan var süslemeye yardımcı olmak istemisin?"
kafamı salladım bunu istiyordum
"neyse soru cevap zamanı lilyum, ben başlıyorum"
dinlemeye başladım
"diğer kadınlara kıyasla çok zayıfsın bunun nedeni var mı yoksa özel bir şey mi?"
bu nasıl soru
"ben yıllardır çeşitli yerlerde çalıştım ve zorunlu çalıştım genellikle az yemek verirlerdi ilk kez burada doyacak kadar yiyorum"
"anlıyorum.. burada mutlu olduğun için mutluyum"
gülümsedim
"sıra sende"
"oh evet.."
hemen soru düşündüm
"sevdiğin kişi...kim? söylemek istemiyorsan bir özelliğini söyler misin?"
Victor gözlerime gülen gözleri ile baktı
"O, o kadar güzel ki gördüğüm hiç bir çiçeğe benzemiyor.. gördüğüm hiç bir yıldız onun gibi parlamıyor ve gördüğüm hiç kimse bana onun kadar iyi davranmıyor"
Tanrım cidden aşık olmuş
"buda olur.."
Victor hemen sordu
"İlk ilişkin kim?"
ben hayatım boyunca sap oldum be
"hiç olmadı"
"ciddi mi, hiç mi?"
kafamı hayır olarak salladım
"çokta güzelsin oysa"
"hayır.. değilim"
victor beni eli ile susturdu
"sıra sende. Lilyum"
"en sevdiğin.. hayvan?"
"yarasa.. yada at"
"at mı.. atlar çok asiller.. bende kedi ve tavşanları severim"
victor gülümsedi
"ben tavşanları içiyorum ama sen bilirsin"
"NE NEDEN?"
"kanı en güzel olan onlar da ondan"
"IYY İĞRENÇ VİCTOR!"
Victor kahkah attı
"şaka şaka neyse karşı tarafta en sevdiğin davranış"
"kitap okuyan ve nazik olan herkes ile aram iyi"
Victor gülümsedi ve bana dikkatlice baktı
"bence sen güneşsin gökçe"
"bence sizde aysınız.. ve ben ayı çok severim"
"kalk hadi seni bir yere götüreceğim"
"nereye gidiyoruz?"
"gel sen"
benimle odadan çıktı ve bizi kalenin en üstünde bir balkona çıkardı
ay kocamandı ve uzakta olan hem de yakında gibi olan denizin tam üstündeydi
"çok hoş.."
"bazen yalnız kalmak için buraya gelirim"
dikkatlice ona baktım
"sende hep yalnız kalmak istiyorsun"
gülümsedi
"evet"
"lilyumum"
"lilyumum.."
onu tekrar ettim
"lilyum en sevdiğim çiçektir"
yanmaya başladım oysa hava soğuktu
artık sevdiği kişi ben miyim diye düşünmeye bile başladım ama mümkün değildi asla olamazdı..
"Victor.. Ablamlar gitti mi?"
"hayır. babam onları zindanda tutuyor"
"ben.. onlar ile gitmeliyim, annemin mezarına gitmem gerek"
"hayır" sesi soğuk ve sertti
"ama neden?"
"seni kaybetmek istemiyorum da ondan. yanımdan ayırmam seni"
gözlerim sulandı
"ağlama işe yaramaz"
"ama ben.. annemi görmem gerek"
"umrumda değil gökçe gitmiyorsun.. ve büyük ihtimal yarın ablanları geri göndericek"
"o zaman lütfen.. ablamı göreyim"
"yarın uyandığında çoktan giderler şuan şansın varken gidelim seni götüreyim"
"sen bir tanesin Victor ama odama uğramam lazım hemen dönerim"
odama gittim ve sivri bir makas aldım
oyalanmadan hemen Victorun yanına gittim
hızlıca victor ile en aşağıda bulunan zindanlara geldik
beni bir zindana yaklaştırdı
ablam uyanıktı ve duvara sırtını yaslamıştı
kendi dilimde konuşmaya başladım
"abla"
ablam bana baktı ve demirlere yaklaştı
"gökçe.. neden burdasın?"
"sana bir şeyler vermem gerek"
çeketimi çıkardım ve elimdeki tüm annemden kalan bilezikleri çıkardım
hepsini ablama uzattım ve tokamı çıkardım ama onu vermek istemedim..
tam tokamı uzatırken beni durdurdu
"gökçe.. neden bana bunları veriyorsun?"
"bunlar annemden bana kalanlar annemin mezarına bunları koyar mısın?"
gözlerim tekrar yaşlandı
"tokayı verme.. annen onu asla kabul etmez çünkü onu sana verdi"
haklıydı tokayı göğsüme bastırdım
"göreneği biliyorsun Gökçe.. saçların"
"biliyorum abla.. makası o yüzden getirdim"
makası çıkardım ve saçlarımı kesmeye hazırladım
Victor beni durdurdu
"ne yapıyorsun?"
"üzgünüm.. bu bizim göreneğimiz ailede ölen kişinin en sevdiği kişinin saçları kesilir ve ölen kişinin mezarına serpilir"
"anlıyorum benim kesmemi ister misin?"
"hayır demem"
makası ona uzattım ve arkamı döndüm
victor canımı yakmayacak şekilde saçlarımı kesmeye başladı
sırtıma doğru gelen saçlarım artık boğazıma geliyordu saçlarımı ablama uzattım
ve ona selam vermek için kafamı eğdim oda aynısını yaptı
"bir gün tekrar buluşuncaya dek.. Hoş çakal abla"
Ablamın gözleri sulandı
"yolun açık olsun.. Gökçe umarım bir gün tüm kardeşler bir araya geliriz"
Victor ile zindandan çıkınca tuttuğum yaşları akıtmaya başladım
"ağlama gökçe.. yeterince yıprandın zaten"
haklıydı ama ağlamayı durduramadım
"yarın senin saçını kestirelim yamuk duruyor.."
victor bunu diyince ağlamayı bıraktım ve güldüm
"balo için ne giyiceksin?"
"takım elbise.. ama kravatı takmayı beceremiyorum"
"ben takarım.. zaten bütün gün sizinle olucağım"
Victor gülümsedi
"senin elbiseni hazırladılar.. yarın dene eğer sevmezen yenisini yaptırırız"
"hayır! bunlar çok fazla.."
"ne olursa olsun.. seni mutlu edeceğim lilyum"
yavaşça büyük salondan geçiyorduk
derin nefes verdim
"saat kaç?"
victor duvardaki büyük saate baktı
"saat 5.. gidip dinlen yarın bana lazımsın uyanınca beni bul"
kafamı salladım ve victor ile ayrıldık
odama gittim ve hemen vücudumdaki kesilmiş saçları düzeltmek için banyoya girdim
hemen banyodan sonra uyumak için pijamalarımı giydim ve yatağa girdim
kendimi uykuya teslim ettim