Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15.Bölüm:Büyük balo

@gozde_edmn

birkaç gün sonra... balo günü
gözlerimi yavaşça açtım pencereye baktım güneş daha yeni doğuyordu
erken kalkmıştım
hemen ayağa kalktım ve banyoya yüzümü yıkayıp saçlarımı taramaya gittim
birkaç gün önce saçlarımı kesmiştim ama yamuk bir model olmuştu
Lily saçımı düzelmek için 1 saat uğraşmıştı
saçlarım artık boynumdaydı
iş kıyafetlerimi giydim ve mutfağa doğru yürümeye başladım
"bakıyorum da epey neşelisin"
Sesten Victor olduğunu anladım
ona doğru döndüm ve üstündeki normalden daha resmi olan kıyafeti gördüm
ama kravatı güzel bağlanmamıştı
"prensim" saygı ile eğildim
"elbiseni giymedin mi?"
"balo.. akşama doğru değil mi ben diğerlerine yardım etmem gerek"
"ah evet.. doğru her neyse kravatımı bağla"
hemen yamuk bağlanmış kravatını düzgünce bağladım
"sağol.. yemek yemeye gidelimmi?"
"ben mutfağa gidiyordum gelmek ister misin?"
"olur.. soylular ile oturmaktan iyidir"
"ne o çok mu bıktırdılar seni?"
Victor derin nefes verdi
"hem de nasıl"
yavaşça victor ile mutfağa gittik
İçeri girince
Victoru gören herkes eğilerek selam verdi
lucas ta mutfakta lily'nin yanındaydı
lucas Victoru görünce dalga geçer gibi güldü
"sosyelleşme kararı mı aldın abi?"
"bilmem neden sen gidip yemeğini ruby ile yemiyorsun? birazda senin beynini siksin"

"ıy ruby deme bana" lucas iğrenir gibi yaptı

"Prensim size hiç yakışıyor mu?"
onu uyarmak istedim
"yanlışmıyım gökçe"
sessiz kaldım

"bu arada.. şefim vavesa sahra doğum gününüz olduğunu yeni duydum doğum gününüz kutlu olsun!"

(BENİM SAHRA KARIMIN DOĞUM GÜNÜYDÜ GEÇMİŞ KARIMIN DOĞUM GÜNÜ KUTLU OLSUN)
"sağol bebişim!"
şef bana sıkıca sarıldı bende ona sıkıca sarıldım

masaya oturduk ,victor yavaşça yanıma oturdu

"rahatla abi, burası ordan daha iyi"
lucas , victora seslendi
"katılıyorum en azından yanında mal mal sırıtıp yapışmayan bir kız var"
yavaşça yemek yemeye başladık
bir yandan victora bakıyordum
bayılıyorum şu çocuğa

"vayy Gökçe nasıl bakıyorsun sen öyle"
Lily bana güldü
victor ise takılmaya devam etti
"evet tıpkı aşıklar gibi"

"hayır! yok öyle bir şey" kendimi savunmaya çalıştım
Victor sessizdi
Lily devam etti
"hm hm öyledir hep yanyanasınız"

gözlerim yaşardı Victorun yanlış anlamasından korkuyordum
"hayır gerçekten"
Victor gözlerimdeki yaşları görünce Lucasa ve lilye öldürücü bakış attı
"lily sana çok yüz verdik galiba"
2side hemen sustu lily ise özür diledi

lila bana baktı ve konuşmaya başladı
"Gökçe neden saçlarını kestirdin?"

"özel bir nedeni yok lila.. kesmem gerekiyordu"

"saçlarını çok severdin sen Gökçe.."

"olsun uzatırım"

aramıza Andrew de katıldı
diğer yanı boş olan bir ben vardım yanıma oturdu
victor ise hafif bana yaklaştı
bu gözümden kaçmadı

 

 

Yemekten sonra Victor beni terziye götürdü
"sana güzel bir elbise yaptırdım lilyum
"gerek yoktu prensim" Victor beni kapıya getirdi
kapıyı yavaşça açtı, önümde açık mor ve beyaz tonlarında uzun bir elbise vardı

"işte burada"

"Ciddi mi? bu çok güzel!"

victor kıkırdadı "beğeniceğini biliyordum"

Victor köşede minik bir kutu açtı ve içinden bir taç çıkardı
"sana özel lilyum çiçekli taç"

"victor bunlar çok fazla.."
gözlerim yaşardı hayatımda ilk defa güzel ve pağlı bir hediye alıyordum

"ağlama lilyum alış bu hediyelere"

Victor hizmetçililere döndü
"hanımımı güzelce giydirin, saçlarını yapın ve tacını takın"
hanımımı.. yoksa şansım mı varmı
beni terzilere bıraktı ve gitti

kadınlar beni giydirdi elbise çok güzeldi saçlarım güzelce örüldü ve taç takıldı
"teşekkür ederim"
hizmetçiler gülümsedi

victor ise 1 saat sonra geri geldi
beni görünce bi süre bana baktı

"güzel.."

"hadi gel balonun olucağı yere gidelim daha saatler var ama olsun"
victor ile yürümeye başladım
"balo tam olarak nerde?"

"güzel soru.. kalemizin yanındaki kocaman binayı gördün değil mi orası işte"

"orası çok büyük.."
"içini gördün mü?"

"hayır dışarıdan gördüm"

"dışarıdan gördüğüne inanma lilyum"
dedi Victor Keyifle
gülümsedim

"Büyük anneniz ve büyük babanız geldi mi?"
Victor kafasını hayır anlamında salladı

"akşam baloya yetişiceklermiş.. galiba"

"sorun yok prensim ben isterseniz yanında olurum"
dedim gülümseyerek

"akşam balkonda olucağım beni bulursun" dedi Victor

ah canım victorum hiç sevmiyo kalabalığı
"peki balo yeri süslendi mi?"
bensiz süslendiyse çok üzülürüm

"hayır 1 saate başlanıcak ve sende görevlisin.. balkonu sana verdim en sevdiğim yer sana özel ama dikkatli ol sarkma balkondan"
gülümsedim
bana balkonu ayırmış..

"ben.. süsleri nerde bulucağım?"
victor kıkırdadı
"içeriye taşındı süsler, rubye gözükme onu ne zaman senin yanında görsem onu boğazlayasım geliyor"
gülümsedim
"normalde aşırı sert ve soğuk görünüyorsun, ama içten o kadar duygusal ve üzgünsün ki"

victor dakikalarca sessiz kaldı
"sadece sana gösterdim, bana iyi geliceğini bilerek sana gösterdim"

derin nefes verdim

"ama.. ben senin geçmişini fazla bilmiyorum, belki senin de travmaların vardır? değil mi lilyum"
sessiz kaldım ona söylemek istedim kırgın olduğumu ona anlatmak istedim ama ben sustum

"bazen sessizlikte cevaptır lilyum"
victor sessizliğimi bozdu

"geçmişim fazla güzel değil.. lila ya bile tam olarak anlatmadım"

victor beni durdurdu
"bak"

eli ile bir yeri gösterdi
oraya baktım
kalenin surları içinde olan sahilin yanından geçiyorduk

"prensim.. biz balonun olduğu yere gitmiyormuyduk?"

"ben gezdirerek götürmek istedim"

"gezdirmek mi.. tam yanımızda olan bina küçücük kalmış.."
kızdım ona
"ne kızıyon ya iyimser düşündük"
Victorda bana kızdı

onunla atışmayı bırakıp sahile yaklaştım

"eğer üstünde elbisen olmasaydı seni kucaklayıp suya atardım"
ona kızgın bir bakış attım
"hah! bir dahakine aklımda olucak"

 

victor ile yürümeye devam ettik
ve sonunda binaya vardık böylece 1 saatin dolmasına 20 dakika kalmıştı
"kötü prens! senin yüzünden 20 dakika kaldı"

victor sırıttı
"yanında durmak istiyorum.. ama akşam görmek istiyorum"
"hangi renk temalı istersiniz prensim?"

"hm.. şarap kırmızısı.. mumlar falan hatta söyle oraya bir masa koysunlar ama kimse oturmasın"

"tamam.. ama şarap kırmızısı derken"

"kapalı bir kırmızı tonu.."

"he tamam anladım size özel öyle yapıcağım"

"mutlu olurum lilyum."

 

___________________________________________________

 

saatler geçti ve ben balkonu güzelce süslendim
victorun istediği gibi şarap kırmızı olan tüller ve.. şarap kırmızı masa örtüsü

bazı yerlere mumlar koydum etrafı loş bir ışık kurdum

"hmm Victorun en sevdiği renk"

arkadan ruby'nin sesini duydum
"oh merhaba prenses ruby sizi görmedim"

"sorun yok, sana bir şey sorucam.. sen ve victor son zamanlarda çok yakın gibisiniz.. yani anlarsın"

"oh.. hayır efendim ben sadece bazen Prens victorun bakımı ile ilgileniyorum"
kafadan salladım birde ruby ile uğraşamam

"bakım derken.. sen ona dokunabiliyor musun?"
ruby biraz sinirliydi

"yani, kravatını bağlıyorum, saçını yapıyorum"
devam ettim uydurmaya

"hmm anlıyorum eğer Victor ile aranda bir şey olduğunu öğrenirsem külahları değişiriz"
nedense stress oldum oysa victor ile aramda bir şey yok

ruby kafamdaki lilyum taca baktı
"sende mi katılıcaksın?"

"evet.. Prens victor katılmamı istedi"

"prens victor mu..."
siniri tavan olmuş gibiydi

kafamdaki taca vurdu ve onu düşürdü

saçımdan düşen tacı hemen düşmeden tuttum

"sana gıcık olmaya başladım"
dedi ve gitti

tacı kafama düzgünce taktım
ona karşı gelemem gelirsem kelleyi kaptırırdım
yanımdaki sehpadan masa için gerekli olan şarap ve bardakları aldım
dikkatlice masaya koydum ve tam ortaya kırmızı şaraptan daha güzel bir şişe koydum, içinde ne var bilmiyorum salladım ama başka bir şarap olduğunu düşündüm

hava hafif yağmur çiliyordu

aniden balkona victor daldı bende ne olduğunu şaşırdım soluk soluğa kalmıştı
"Gökçe.. unuttum"

"prensim oturun soluklanın ne oldu, neyi unuttunuz?"

Victor gözlerimin içine baktı
"dans.. her yıl bu kraliyet balosu önemli prenslerin dans etmesi ile başlar, yani benim de dahil olduğum 5 kişi dans ediceğiz ama benim dans edicek kimsem yok"

onu şimdi anladım

"ruby ne dersi-"

"hayır olmaz, geçen yıl beni rezil etti.."
victor derin nefes aldı ve bana baktı

"dans etmeyi biliyor musun?"

"fazla değil, neden?"

"senle yapalım, burada biraz çalışırız zaten maximum 5 dakika sürücek bir dans, sonra ortadan kayboluruz"
hafif yandığımı hissettim, umutlarım geri dönüyor gibiydi

"tamam size yardımcı olurum ama diğer kraliyet aileleri ya bir şey söylerse?"

"umrumda değil"

victor ayağa kalktı ve bana yaklaştı
"saatler kaldı hızlıca halledelim şunu"

kafa salladım
victor bir elini belime diğer eli ile boş olan elimi tuttu
bende onun omzunu tuttum

yavaşça sallanmaya başladık
ayağına basmamak için biraz arkaya adım atıyordum

"ruby'den kat ve kat daha iyisin neden daha önce karşıma çıkmadın sen?"

"bilmem belki nasip olmamıştı.."

gülümsedim

dakikalarca böyle sallandık

kapının açılmasıyla hemen uzaklaştık

lucas bizi görünce ıslık çaldı
"lan bide bana diyonuz aramızda bir şey yok diye"

"Prens Lucas gerçekten yok! sadece dans etmem için rica da bulundu.."

"he... pardon"
lucas içeri girdi
"abi ruby seni arıyo sanırım hala dansı seninle yapıcağını sanıyor"

"çok bekler, kaç saat var baloya"
lucas derin nefes aldı
"yarım saat var.. biz hazır olmalıyız hadi gidelim"

victor beni elimden tuttu ve onlar ile götürdü

"nereye gidiyoruz?"

"bekleme odasına ordan dansa çıkıcağız"
lucas hızlıca cevap verdi

birden ruby önümüzü kesti
"victor, ben burdayım dans için hazır mısın?"

victor göz devridi

"üzgünüm, sözüm vardı"
victor tuttu elimi kaldırdı ve onu köşeye itti


odaya girdik lily de ordaydı

"Gökçe"
lily bana sarıldı
"lily nasıl hissediyorsun?"
lily titreyen ellerini gösterdi
"sence.."

"sakin ol.. eminim her şey düzelir"

 

 


balonun başlamasına 10 dakika vardı
odada diğer prensler de vardı
Her yer doldu derin bir nefes verdim
"gökçe sorun etme"
victora döndüm
"ilk kez böyle bir şey yapıyorum"
victor ellerimi tuttu
"sorun yok"

 

içeri bir hizmetçi girdi
"prenslerim.. kraliçe sophia 10 dakika erken çıkmanızı istedi haber vermek istedim"

"tamam geliyoruz"
dedi victor

lucas ayağa kalktı ve lily'nin elini tuttu
Victor da benim elimi tuttu

en önde biz vardık
yavaşça odadan çıktık ve sahneye doğru çıktık

önümüzde kraliçe sophia ve kral Walker vardı diğer yanında anladığım kadarıyla
victorun büyük babası ve büyük annesi vardı
köşede bizi kıskançla izleyen rubyi görmek beni biraz neşelendirdi

eğilip selam verdik

ve yavaşça dans etmeye başladık
dans boyunca victorun yüzüne baktım asla ondan gözlerimi ayırmadım
böylece 5 dakikayı hızlıca geçirdim
dansın sonunda victor ve benim yüzüm çok yakındı
ama ben ruby sorun çıkarmasın diye yüzümü uzaklaştırdım

_________________________________________________
victor ile balkonda bize özel olan masaya otruduk
yağmur baya hızlıydı

"Prensim.. balkon nasıl olmuş?"

"harika olmuş Gökçe.. senden kötü beklemem asla ,parmağını suya soksan bal yaparsın"

gülümsedim
"neden benimle dans yaptınız? sevdiğiniz kadın burada değil miydi?"

"o hep ordaydı"
dedi bende sustum

victor önümdeki kadehi doldurdu
"al"
önüme çektim ve inceledim

victor bana döktüğü şeyi değil daha gösterişli olan şişeyi kendi kadehine doldurdu
benimkinin aksine daha akışkan bir kırmızıydı

"victor bu nedir? ben hiç içmedim"

"kırmızı şarap eminim seversin"

bir yudum aldım
üzüm gibiydi
"güzel.. peki sen ne içiyorsun"

Victor gülümsedi
"tavşan kanı"

"ıyy"
dedim direk

victor güldü
"vampir olduğumu unutuyorsun lilyum"
"her gün vampir görmüyorum"

"her gün beni görüyorsun.."

gülümsedim

"sana bir şey sunmak istiyorum Gökçe"

"buyrun prensim"

"benim kişisel hizmetçim olur musun?"

şok oldum
"ben.. ne yapıcağım ki?"

"ya sana anlatırım merak etme benimde kitaplar ile dolu bir odam var"

gülümsedim

"tamam kabul ediyorum"

ne yapıcağımdan hiç fikrim yoktu

"geceleri banyomda saçlarımı sen yıkarsın, kıyafetlerimi giymemde yardım edersin, bazı dosyalarımı çevirirsin ve bana gece yatmadan masal okursun"

mal gibi yüzüne baktım
" bir ben bebek bakıcısı mıyım, iki masallar sana göre çocuk işi değilmiydi"

victor güldü

"bir sen benim hizmetçimsin, iki sen okuyunca öyle gelmiyor"

Güldüm
"tamam Prensim kabul ettim zaten"

onunla tüm gecemizi geçirdik ona daha yakın olma fırsatım olucaktı
ve bu beni çok mutlu etti

Loading...
0%