Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.Bölüm: Moniyosya Krallığı

@gozde_edmn

Eşitsizlikten nefret ediyorum.
Hepimiz aynı şekilde dünyaya geliyoruz büyüyoruz, ergenliğe giriyoruz ,yetişkin oluyoruz..
Ve sonunda hepimiz aynı şekilde ölüyoruz, bu ölümlü dünyada farklı koşullarda yaşamanın anlamı nedir ki?

Bir dürtünmeye karşı uyandım üşüyor gibi hissediyordum gözlerimi açtım ve beni dürten kişiye baktım..
Bu tek arkadaşım Lilaydı...
"Gökçe? İyi misin"
Biraz endişeli gibiydi Sorunu merak etmiştim..
"Sorun nedir Lila?" sakince sordum
"Dün akşam biraz ateşin vardı seni dürtmeme rağmen yavaş uyandın bu beni korkuttu, daha iyi misin?"
Lila Endişeli görünüyodu
"Merak etme daha iyiyim.. " yavaşça doğruldum
Lila camdan baktı ve heyecanla bana döndü
"YAKLAŞMIŞIZ SONUNDA KALENİN SURLARI İÇİNDEYİZ!!"
Lila Mutluluktan bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı
Bu beni Gülümsetmişti... Trenin Camından baktım net göremesemde uzakta olan dikili binaları gördüm.. havayı inceliyordum beyaz şeyler yağıyordu kar olduğunu anladım
hava belli ki soğuk bir ayaz içindeydi.
"Sessiz olsanıza, trendekiler sizin Gürültünüzü çekmek zorunda mı?"
Ses tanıdıktı.. Sese doğru döndüm
Bu Ericti
onu sevmiyorum hem zorba hem de kendini beğenmişin teki..
"Sen kendi odana gitsene seçilmeyeceğin çok belli eminim ki bu Kalede Senin gibi birisine ihtiyaç yoktur" Lila Sesli konuşmuştu
"Beni geçtim Sence bu girebilecek mi?"
beni işaret etmişti
Bu benim hoşuma gitmemişti.. ama bu belliydi..
Lila birden Erice bağırmaya başladı ve aralarında tartışmaya başladılar
Onları ayırmak istemedim..
Tren birden ani bir fren yaptı, Lila ve Eric aniden yere düştü
Onları görünce Gülmeden kendimi alamadım
"Hey bu komik değil" Lila bana kızmıştı ama pek umrumda değildi"
Herkes Trenden inmeye başladı.
Bizde oyalanmadan dışarı çıktık.
Dışarı çıktığımda çok sayıda insanın beklediğini gördüm. Şahsen ben fazla umutlu değilim.
Herkes sıradaydı.. Bense en arkada duruyordum etrafı inceledim arkada açılmış bir çadır vardı.. içi dikkatimi çekmişti dolu dolu kitaplar vardı.
gizlice içeri girdim ve kitapları incelemeye başladım farklı dillerde yazılmıştı..
"bu harika.. " Kısık şekilde söylemiştim
"Sanırım kitaplardan hoşlanıyorsun.."
Tanımadık bir ses beni ürkütmüştü
Aniden arkama döndüm ve sesin sahibine doğru kısa boylu yetişkin bir kadına benziyordu
"Affedersin korkutmak istememiştim! Sadece Dil kitaplarına baktığını gördüm.. Onları kimse okumuyor veya kimse dikkat etmiyor"
Kadın tatlı bir gülümseme ile bana baktı Bu benim ister istemez gülümsememe neden oldu.
"Gerçekten mi oysa kitaplar arasında en çok farklı dilde yazılmış Roman kitapları hoşuma gitmiştir"
Kadın mutlu olmuş gibiydi
"Bu harika farklı diller öğrenmek harikadır Ben de çok severim!"
Kadın nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti
"Hey Biliyor musun aslında buraya girecek insanları seçmek için toplanmış seçmenlerden biriyim
ve dil bilmen seni öne atar"
Bu beni heycanlandırmıştı..
"Gerçekten mi?"
Kadın kıkırdamıştı
"Tabiki! burada yüzlerce insan beklemesi seni korkutmasın.. amaç farklı ve yetenekli olanları seçmek! "
konuşmak için ağzımı açtım ama dışarıdan gelen ses Dikkatimi dağıtmıştı
"Buraya toplanın! bugün burada toplanan binlerce insanın arasından sadece 15 kişi kaleye girme hakkını kazanacak"
Yaşlı kadın bana baktı ve elime bir kitap tutuşturdu
"Bunu al ve hazırlan ,Endişelenme Bunu halledeceksin Güven bana!"
ben ise gülümsedim ve sıraya geçtim.

açıkçası biraz tedirgindim ve gözlerimin titremesini durduramıyordum
Sırada aşırı fazla insan vardı ama sırayı 5e böldüler bu sıranın Bir tık daha hızlı gitmesini sağlamıştı.
Tanıştığım kadının bana söylediği şeyler beni motive etmişti. .
Önümde duran insanlara baktım tahminen yarım saat boyunca burada duracaktım..
o sırada kadınım bana verdiği o kitabı inceleyip okumaya başladım kadın sanki tarzımı anlamış gibi bana benim Sevebileceğim tarzda bir kitap vermişti.
Kitap Moniyosya'nın kendi diliydi ama bu benim için bir sorun değildi..
Kitabı incelerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım kafamı kaldırıp sıraya baktığımda önümde sadece iki kişinin kaldığını gördüm.
"Sıra ne çabuk geçti.. " diye kendi kendime Mırıldandım
Çadırın açık kapısından içeri bakmaya çalıştım çadırın içi çok büyüktü ve benim elime kitap tutuşturan kadını orada gördüm Bu benim istemsizce gülümsememe neden oldu.
"Sakin ol Gökçe bu kadar büyük bir şey değil kabul edilmeme şansın var. Ama buna rağmen hayatın devam ediyor, tabi buna hayat dersek.."
Kendimi rahatlatmaya çalıştım
İçeriden aniden bir seslenme geldi
"Sıradaki 3 kişi gelsin"
"Demek 3 kişi halinde içeri alınıyoruz... "
Kendi kendime düşünürken içeri girdik.
İçeri girdiğim anda elime kitap sıkıştıran kadın bana baktı ve o da gülümsedi ben de karşılık olarak ona gülümsedim.
Kadın yanında duran 6 kişiye bir şeyler fısıldadı ve o 6 kişi de bana bir göz gezdirdi Bu biraz Tedirgin etti kabul ediyorum..
Kadın ve kadının yanındaki 6 kişi diğer iki kişiye de göz gezdirdi
Ortada duran yaşlı adam önce önündeki kağıda sonra bize bakıp konuşmaya başladı
"Andrew, Goran ve Gökçe"
Ismimi duyunca hafif irkildim
Goran bana bakıp göz gezdirdi ve önüne geri döndü.
Yaşlı adam Andrew adlı kişiye baktı ve konuşmaya başladı
"Andrew, Kağıtta yazana göre Yemek yapmakta İyimişsin.. Ama seni diğer 4.çadıra yollamalıyım buradaki 6 kişinin dalı mutfak değil"
Yaşlı adam Andrew'e baktı
Andrew saygı ile kafasını eğip çadırdan ayrıldı
"Şimdi, Goran ve Gökçe İkinizin de Dil bilgisi ve ezber yeteneği Varmış. Özellikle sen Gökçe Bayan Tegan senden bahsetti."
"Demek Kadının adı Tegan dı.."
Kendi kendime düşünüp gülümsedim.
"Goran de hiç fena değil, size Şimdi iki Kağıt uzatacağım bu kağıtlarda farklı dillerde yazılmış kısa metinler var bu metinleri çevirip altına yazmalısınız"
Gözüm Goran'a kaydı aşırı soğukkanlı biri gibiydi.
Kağıdı alıp inceledim bu hiç zor değildi.
"Demek bilmem gereken Sadece yowinya, lonster , astredyin, joews ve Maniyosya'nın dilleri"
Düşündüm.
maniyosya'nın dilini fazla bilmiyodum ama Bildiğim kadarıyla çevirmeye çalıştım diğer dillerde de Emin olacak bir şekilde metni çevirip yazdım ve geri uzattım Biraz hızlı gittiğim için şaşırmış olmalılardı.
Goran biraz şaşırmış ve etkilenmiş gibi baktı .O da benden 5 dk sonra kağıdı uzattı. Yaşlı adam diğer 6 kişiye uzattı 6 kişi de inceledikten sonra yaşlı adam bize bakıp gülümseyip
"lütfen bekleme çadırına gidin
Orda Seçilenler açıklanıcak zorunda kalmadıkça çadırdan ayrılmayın"
Saygı ile kafamı Eğdim ve çadırdan çıktım ve bekleme çadırına doğru yürümeye başladım
Arkamdan Birisinin geldiğini hissedip arkamı döndüm bu Gorandı.
Goran Konuşmaya başladı
"Pardon! Sadece Tanışmak istedim.
Ben Goran.." Goran Bana el uzattı
Bende Gülümsedim ve elini sıktım
"Merhaba Ben Gökçe"
birlikte yürümeye başladık
Goran bana bakıp gülümsedi ve konuşmaya devam etti
"Harika bir dilin var Beni etkiledi"
Bu beni mutlu etti
"teşekkür ederim.. "
Minik muhabbet ile çadıra doğru girdik ve içeride çok az insan vardı üstüme birden birisi atladı bu Lilaydı
"GÖKÇE BAŞARMIŞSIN! SENİ ÇOK MERAK ETTİM! "
Lila çok mutlu görünüyordu
bense gülümsedim
"Lila adına mutlu oldum!"
Lila bana sıkıca sarılıp geri ayrıldı ve yanımdaki kişiye baktı
"Hmm bu kim? "
Gorana göz gezdirip
"Oh bu Goran, Aynı anda aldılar bizi"
Dedim sakince
Goransa sadece başını salladı.
Lila bana baktı
"sıra bitmek üzere birazdan açıklarlar"
Bir yere oturup beklemeye başladık o kadar boş sandalye varken Goran yanıma oturmuştu Lila ise Tam Karşımdaydı
Nerdeyse 2 saat geçmişti bu süreç daha fazla insan çadıra geldi Ben ise Goran ile okuduğumuz kitaplar ve hobilerimiz hakkında sohbet ettik
Lila ise Bize fazla katılmadı ve Sadece yeni gelen insanlara baktı
Iki saatin sonunda görevli olan seçmenler çadıra geldi ve yaşlı adamın elinde bir kağıt vardı Büyük ihtimal girmeye hak kazanan insanların ismi yazıyordu.
Heycan vericiydi
"Bu kadar sabırlı olduğunuz için teşekkür ederiz sonunda 15 kişiyi seçmeyi başardık burada Toplamda
35 kişi var ve sadece 15'iniz buraya girme Hakkı kazandı.
İzniniz ile listeyi okuyacağım
Önceden söyleyeyim adı okunan herkes eşyaları ile birlikte yeni odalara yerleştirilecek"
yaşlı adam Öksürdü ve listeyi okumaya başladı
Yavaş yavaş diğer insanlar okunuyordu ve ismi okunan kişi mutlu oluyordu Tedirgindim..
ve sonunda Benim adım ve Goranın adı aynı anda okundu
Birbirimize baktık mutlu bir şekilde Bu çok heycan vericiydi
Bayan tegan ise bana Gülümsedi
ve ardından Lila'nın ismide okundu. Bu mutluluğumu daha da ikiye katladı.
Ismi okunan herkes çadırda kaldı ismi okunmayanlar ise çadırdan ayrıldı Biz eşyalarımızı topladık ve yetkili insanları takip etmeye başladık.
Sonunda Walker kalesinin bahçesinin içine girmiştik kocaman bir bahçesi vardı. ilk kez bu kadar önemli bir Kalede iş yapacaktım kendimi geliştirebileceğim kadar geliştirecektim.
Yetkililerden birisi bize döndü
"Öncelikle Bu iki gün boyunca iş yapmayacaksınız buranın düzenini ayak uydurmak için planınızı yapın 2 gün sonra ise Size verilen belgelerde nerede çalışacağınız yazacak lütfen inkar etmeyin"
Ciddiydi.
Bizi bir kata çıkardılar bu kat kalacağımız odaların olduğu kattı
Herkes odasına çekildi bugün yorucu geçmişti
odaya girdikten sonra odaya göz gezdirdim O da küçük değildi Hatta bu zamana kadar sahip olduğum en büyük odaydı tatlı bir çalışma masası vardı büyük bir dolabı ve rahat bir yatağı vardı anladığım kadarıyla burada çalışan insanlara önem veriyorlar.. bu beni mutlu etti
Çantamdan bir resim çıkardım ve Çalışma masasının üstünde duran boş çerçeveye koydum bu annem ve bendim Onun tek fotoğrafıydı ve onunla olan tek fotoğrafımdı yıllardır birbirimizi görmedik umarım iyidir..
bunu düşünerek kendimi üzmek istemedim O da incelemeye devam ettim duvarda hoş bir baskı vardı renkli bulutlar gibi..
Dolabı açtım çoktan kıyafetleri koymuşlardı biraz bana büyüklerdi Ama sanırım en küçük beden buydu uyumak için pijamaları giydim.
Evet birazcık büyük gelmişlerdi ama idare ederdi , perdeleri kapadım zaten akşam oluyor gibiydi yatağa uzandım ve tavana baktım Kim bilir belki Burası beni mutlu edecek bir yer olacaktı
bunu düşünerek uykuya teslim oldum...

 

Loading...
0%