@gozde_edmn
|
Bu kalede ilk ayım dolmuştu ve hava ısınmaya başlamıştı. Gözlerimi yavaşça açtım yatakta dikleştim ve esnedim yavaşça kalktım ve pencereye yaklaştım hava aydınlanmaya başlamış güneş yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı banyoya gidip yüzümü yıkadım saçımı taradım ve kıyafetlerimi giydim yavaş adımlar ile odadan çıkıp bahçeye yürüdüm kimse daha uyanmamış yada odasından çıkmamıştı bahçeye indim ve etrafa baktım bahçede çiçekler ve bazı yabani otlar büyümüştü.. "ne kadar güzel görünüyorlar.. ama büyük ihtimal bu gün çoğu yabani otu toplarlar." yavaş adımlar ile bahçenin ortasında duran çeşmeye geldim ve önünde durdum elimi yavaşça suya dokundurdum ve anında geri çektim "soğuk.." çeşmenin içinde parlayan şeyler dikkatimi çekti parlayan şeylere baktım bunlar bozuk paralardı sadece birkaç tane değil yüzlerce.. "neden bozuk paraları çeşmeye atmışlar ki.." uzaklaşıp çeşmeyi inceledim ve altında yazan yazıyı gördüm ama moniyosya'nın dili ile yazılmıştı "sanırım sebebini öğrenemeyeceğim" çemenin etrafında döndüm ve bir yazı daha gördüm ama bu lusian'nın dili.. Ve ben orda doğmuştum basti bir şekilde yazanı okudum "dilek çeşmesi savaşlar nedeniyle umudunu kaybeden insanlar, ellerindeki son parayla dilek tutar ve bunları suya atarlardı." gülümsedim. "buraya bi bozuk atmak isterdim.." güneşin yavaşça doğduğunu görünce kaleye geri girdim merdivenleri çıktım ve odama girdim balkona bakmak için kapıyı açtım ve balkonda sessizce etrafa bakan Victoru gördüm "Sabah sabah dışarıda ne arıyordun?" Victor arkasını dönmeden söyledi "ben.. sadece dolaşmak istedim" Victor yavaşça bana döndü onu ilk kez normal kıyafetler ile görüyordum. üstünde gri sweatshirt vardı altında ise pantalon vardı "çeşme dikkatini çekmiş gibi" Victor gülümsedi "aslında evet.. hayatımda hiç böyle bir efsane duymamıştım" Victor çeşmeye baktı "hala para atanlar var.. gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz halde umutlanmak hoş oluyor.." "bence.. çok tatlı bir efsane.." Victor bana baktı "denemelisin.." Victor gözlerime baktı "çok isterdim.." Victor cebinden büyük bir bozukluk çıkardı benim ellerimi tuttu ve parayı elime koydu "Ben.. bunu kabul ed-" "ediceksin. öğle arasında buraya gel ve dileğini tut" "ama buna gerçekten gerek yok" Victor sinirlenmeye başlamıştı "bazen benim bir prens olduğumu unutuyorsun. sana isteyip istemediğini sormadım emrettim" elimdeki paraya baktım ve Victor'un önünde hafif eğildim "teşekkür ederim.. bu bana verilen en güzel hediye.. bunu suya atmaya çok zorlanıcam" gözlerim dolu dolu olmuştu Victor bana baktı ve bakışını kaçırdı "ufak şeylere mutlu mu oluyorsun." gülümsedim "mutlu olmam için hediyelere ihtiyacım yok.. bana değer veren kim olursa olsun onlar ile olmak beni en mutlu eden şey.." Victor gülümsedi ve bana eğildi Kafamı salladım ve Victor'un yanından ayrıldım ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Kütüphaneye ilk kez Fazla kişi gelmişti.. Şimdi ise oturuyordum herkes gitmişti Yavşça yürürken birisinin bana bağırdığını duydum oraya doğru döndüm "Gökçe! uzun süredir seni görmedim.. Nasıl gidiyo?" Gülümsedim ve ona sarıldım "sorun değil odamı kütüphane'nin yakınına taşıdılar" "Oh anlıyorum.. şimdi nereye?" bana gülümsedi Bana gülümsedi "dikkatli ol Lila!" Yavaşça bahçeye çıktım ve çeşmeye ilerledim o tarafa gittim Kadın elinde minik bir dişe bir şey okuyup onu suya attı dikkatlice baktım bu aile odasının kapısında duran muhafızlardan biriydi Kadına yaklaştı ve bebeği eline aldı Uzaktan çok tatlı duruyorlardı bana baktı "evet.." bozuk parayı çıkardım ve biraz baktım "hadi pamuk. bu arada dileğini sesli söyler misin? bende merak ediyorum..yani biraz" önümdeki çeşmeye yaklaştım ve bozuk paraya fısıldadım "... hani kral ya aşırı işi oluyor bazen ben yardım ediyorum" "anlıyorum.. yemeğe bile gelemiyor.. Halkını çok düşünüyor olmalı." Victor bana gülümsedi "evet. düşünüyor." Yavaşça içeri girdik "saat 2'ye geliyor.. akşam yemeğini unutma geçen gelmedin." "gelirim sadece müsait olamadım ama artık bolca zamanım var" Victor gülümsedi ve yanımdan ayrıldı bende merdivenlerden yukarı doğru çıkmaya başldım "GÖKÇE!" arkamdan gelen sese döndüm Lila arkamdan koştu ve bana yetişti lila beni kolundan tutup götürmeye başladı lila bana gülümsedi ve beni aynanın karşısında bir masaya oturttu ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ saat 3 e geliyordu yavaşça ayağa kalktım saat 5'e doğru gelince kütüphane'nin kapısını kitledim ve aşağıya doğru inmeye başladım "evet.. yani ben değil .. arkadaşım yaptı.." victor cebinden bir peçete çıkardı ve dudağımdaki ruju sildi "çok kapalı bir renk.. " dedi gülümsedim.. lucas yanımıza geldi ve aşağıya, yemek katına inmeye başladık merdivenler boyunca victor bana göz ucuyla bakmıştı "burdaki ilk ayın nasıl geçti?" lucas sessizliği bozdu gülümsedim "içimden bir şes burda mutlu olucağımı söylüyor.." "olucaksın pamuk." victor'un dediği beni güldürdü "pamuk.. neden bana pamuk diyorsun" Victor hafif kızardı "pamuk kadar beyazsın.. ve yumuşak" son dediğini mırıldandı gülümsedim ve yemek katına doğru geldik ve içeri oturduk "kimse gelmemiş.." Lucas ve Gökçe birden gülmeye başladı "Annem bu akşam yemeğe katılmıyacak.. malum babam ile işleri var" Lucas bunu diyince Victor daha da güldü bense gülümsedim Victor bana baktı sonra lucasa baktı "o bahçede çiçek topluyordu.. birazdan gelir." Victor lucasın dediğinden sonra lucasa baktı ve bir şey yaptı "sen git getir yanlışlıkla annemlerin yatak odasına girmesin Travması olur çocuğun" lucas ayağa kalktı ve gitti Victor ise bana baktı ve elindeki mendili ıslatıp benim yanaklarımı sildi "makyaj yapma. sen bu halinle zaten güzelsin" ve tam o anda gözlerimiz buluştu deli gibi yanıyordum "teşekkür ederim.." gözlerimin dolduğunu bile fark etmemiştim Victor mendille gözlerimi silince fark ettim yavaşça benden uzaklaştı ben ise önüme döndüm.. ve içimden bana ettiği iltifatı tekrarladım hayatımda aldığım en güzel iltifattı.. |
0% |