@guverce
|
Yepyeni yaz dizisi tadındaki kurgumla karşınızdayım. Kurgunun geçmişi yedi yıl öncesine dayanıyor ve daha yeni yazmaya vakit bulabildim. Bu bölümde ilerideki bölümlerden kesitler bulunmakta. Hadi hayırlı uğurlu olsun... ♥️♥️♥️♥️♥️♥️ Dem Cafe'nin önüne geldiğimde sağ tarafımda bir hareketlenme dikkatimi çekti ve gözümü yoldan ayırıp sağ tarafıma baktığım sırada bir kadının çığlık sesini duymamla arabanın frenine tüm gücümle basıp arabayı durdurdum ve önüme baktığımda arabama doğru koşan kişilere kaşlarımı çatarak baktım. "Ne oluyor lan!" diye bağırdım. Demir, Cansu ve Onur arabanın önüne geldiklerinde yere eğildiler ve o sırada küfürler savuran Demir bana baktı. "Mal herif! Bıktım senden." "Ben ne yaptım ya..." diyerek arabadan indim ve yanlarına gittiğimde Hande ablamın yerde yattığını gördüm. "Abla ne yapıyorsun orada, yerde yatacağına gidip içerde yatsana. Deli ettin kendini iyice ya sabır..." Acıyla inleyerek belini tuttu ve doğruldu. "Salak bana çarptın." Şaşkınlıkla baktım. "Sana mı çarptım?" "Dur abla seni hastaneye götürelim." diyen Demir tam doğrulacakken ablam kolundan tutarak gitmesine izin vermedi. "Gerek yok iyiyim. Belim acıdı sadece, yavaş çarptı orospu çocuğu." "O orospu çocuğu benim." diyerek ablamı doğruladım. Telefonumun muhteşem zil sesi ortama neşe katmaya gelmişken, herkes ters bakışlar atarak bana baktı. Hızlı bir hareketle telefonumu cebimden çıkarttığımda 'Barut Abim.' yazısını görünce tebessüm ettim ve telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Neredesin Ezra'm" sesindeki mutluluğu hissettim. "Selamünaleyküm aleykümselam Barut abim, ablam ölüyor da onunla uğraşıyorum. İyiyim sen ne yapıyorsun?" "Ablam ölüyor ne demek lan!" diye bağırdı. "Ya işte otistik olunca bir anda kendini arabamın önüne attı şimdi yeri öpüyor." başımı yeniden ablama çevirdim ve meraklı gözlerle baktım. "Abla Barut abim soruyor da yerin tadı güzel mi?" "Kes sesini Ezra!" diye bağırdı tüm cırtlaklığıyla. "O yere seni gömerim." "Ezra!" diye bağıran Barut Abi'ye tüm dikkatimi yeniden verdim. "İyi mi Hande?" Üzgün bir ses tonuyla konuştum. "Nasıl olsun be abi?" dedim ve sesimi ağlamaklı yaparak devam ettim. "Kolu yok, bacağı yok. Biliyorsun beyni zaten yoktu. Aldık, kabul ettik yapacak bir şey yo..." Ablamın kafama attığı taşla nevrim döndü ve kendimi yere atıp gözlerimi gökyüzüne diktim. "Bismillah bismillah bismillah... Alya'ma kavuşamadan alma canımı rabbim!" ♥️♥️♥️ "İstemiyorum Ezra!" diye bağırdı oldukça güçlü bir ses tonuyla. İki elimi havaya kaldırarak sakinleşmesi için hareket yaptım. "Göz bebeklerindeki siyah incilerine kurban olduğum haklısın ben de istemiyorum." Gülümsedi. "Ezra ne diyorsun?" "Selamünaleyküm, aleykümselam diyorum Alya'cığım. Ben de iyiyim sen nasılsın?" Sağ elini hızla başına vurdu ve kendi kendine bir şeyler mırıldandı. "Ezra'cığım," diyerek söze girdiğinde ben de ona gülümseyerek "Alya'cığım." dedim. Gözlerini devirdi ve tüm dikkatiyle benim gözlerime baktı. "Biz seninle şu an birlikte değiliz ve bildiğim kadarıyla bu buluşmada tüm sevgililer olacak. Biz ne bok yemeye gideceğiz?" "Ya dayıcığım!" diyerek söze girdim. "Sevgili değiliz de arkadaş da mı değiliz be güzelim! Oturur iki sohbet gırgır şamata yaparız. Ben de dedim gelmem falan diye ama adamlığım masaya kondu. Gelmezsen, Alya'yı da getirmeyi beceremezsen adam değilsin dediler." yalandan sesimi incelttim ve ağlama numarası yaptım. "Bıktım ya! Üstüme gelip duruyorlar." Sol elini koluma koyup sıvazladı. "Ya tamam!" dedi ve gülümsedi. "Gideriz." "Ah sağol Alya'cığım." diyerek sarıldım ve kokusunu içe çektim. Geri çekilirken mahsun bir ifadeyle gözlerine baktım. "Sen olmasan ne yaparım ben?" "Uzatma Ezra." dedi ve bir anda arkasını dönüp ablamların yanına doğru gitti. Ben onun ardından bakakalırken Onur, Demir, Ferhat ve Ayaz yanıma gelip sorar gözlerle bana baktılar. "Görüyor musun birader, nasıl da gidiyor gidişine kurban olduğum." ♥️♥️♥️ "Ne yapıyorsunuz lan!" diyerek bizimkilerin yanına geldim ve her birine tek tek baktıktan sonra bakışlarımı Alya'nın gözlerinde sabitledim. "Bugün yine her zamanki gibi çok güzelsin Alya'm." Tebessüm etti. "Teşekkür ederim Ezra sen de çok yakışıklı olmuşsun." "Her zamanki halim yavrum." dedim ve bakışlarımı iğrenir bakışlar haline getirip Cansu'ya baktım. "Sende dünü aratmayacak kadar bok gibi ve çirkinsin Şam Şeytanı." Gözlerini devirdi ve sinirle gülümseyerek karşılık verdi. "Sen böyle dediğine göre çok güzel olmuşum demektir." Sahte bir gülümseme ile karşılık verdikten sonra Demir'in kulağına eğildim ve fısıldadım. "Bu da kendini güzel bir şey sanıyor ya koparıyor beni amınakoyim ," doğruldum ve sağ elimi hızlı bir şekilde başıma vurdum. "Ulan yanlış kişiyle gıybet yapıyorum. Benim Ayaz'ım nerede?" "Lavaboya gitti, gelir şimdi." dedi Demir gülerek. "Aşkım ne dedi?" diye sordu Cansu, Demir'e. Demir, Cansu'ya cevap vermek yerine gülmeye devam ederken omzuma vurdu ve başımı karnıma koyup sarıldı. "Seviyorum la seni it herif!" ♥️♥️♥️ "Ölüyorum ben Alya'm." "Ezra ne saçmalıyorsun?" diye bağırdı, sesi oldukça endişeli geliyordu. "Neredesin?" Cüneyt abi eline aldığı pamukla yaramı temizlerken, canımın acımasıyla ayağımı geri doğru çektim ve hayıflarcasına Cüneyt abiye baktım, telefonu gösterdim. Cüneyt abi pamuğu ayağımdan çekip bıkkın bakışlarla beni izlemeye başladı. "Alya?" dedim, ağlamaklı bir sesle. "Ablama onu çok sevdiğimi söyle ama çaktırma en çok seni seviyorum. Ölsem de çok seveceğim." "Ya Ezra!" diye bağırdı. "Neredesin söylesene?" "Ölüyorum ben Alya." dedim ve bakışlarımı ayağıma çevirdim, ayağımdaki ufak yaradan sızan kanı biraz izledim. "Çok kanamam var, durduramıyorlar." Bakışlarım yeniden Cüneyt abiyi bulduğunda Cüneyt abi gülümsedi ve sabır dilercesine tavana baktı. Bakışlarım acilin kapısına kaydığında Ayaz, Onur, Ferah, Ahmet ve Olcay abinin yanıma geldiğini gördüm. Hızlı bir hareketle işaret parmağımı dudağımın üzerine koydum ve susmalarını işaret ettim. Arkalarında ise Doruk'u getiren Mahir ile Can'a bakıp göz devirdim. Onlar Doruk'u yanımdaki yatağa yatırdıklarında Cüneyt abi benim yatağımdan kalktı ve hemen Doruk'un yanına gidip ilgilenmeye başladı. "Ezra yanında kim var bizimkiler mi?" "Alya'm hastanedeyim beni şimdi ameliyata alıyorlar," diyerek telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırdım ve telefonu elimden alıyorlarmış gibi yaptım. "Alya seni seviyorum, telefonu alıyorlar." dedim ve telefonu kapatıp yanıma koydum. Meraklı bakışlarla Doruk'a baktım. "Buna ne oldu yine lan?" diye sordum. Mahir yanıma gelip önce beni baştan aşağı süzdü. Sonra ise o da benim gibi Doruk'a baktı. "Etrafımızda bir tane akıllı yok ki! Duvara kafa attı." "Malın önde gideniymiş orospu çocuğu!" diyerek köşeden pamuğu alıp ayağıma bastırmaya devam ettim. "Cüneyt abi bırakın bu beyinsizi ayağım koptu amınakoyim." "Sana ne oldu lan?" diyerek yeniden bana döndü Mahir. Ufak kan bulaşan pamuğu köşeye koydum ve yenisini alıp ayağımdaki ufak yaraya bastırmaya devam ettim. Masum bir ifadeyle Mahir'e baktım. "Taşa tekme attım be Mahir'im." Güldü ve önüne döndü. ♥️♥️♥️ "Oğlum bıraksana şu küreği!" "Bırakmam." diyerek beni durdurmaya çalışan Mahir abiyi ittim. "Bırak abi." dedim ve mezarı kazmaya devam ettim. Dem kafenin bahçesine mezar kazıyordum. "Vallahi delirdi artık bu amınakodumun çocuğu!" diyen Ferah'a ters bakışlarımı yolladıktan sonra mezarı kazmaya devam ettim. "Yatıralım lan şunu hastaneye." "Aha geldi!" diyerek ayağa kalkan Ayaz'a baktım ve ardından baktığı yere baktığımda ablamın geldiğini gördüm. "Hande abla geldi." "Ne oluyor burada?" diyerek şaşkınlık dolu gözleriyle bana bakan ablamla göz göze geldim. "Ne yapıyorsun oğlum sen, akşam akşam çiçek mi ekeceksin?" Küreği kazdığım mezarın üzerine doğru attım. "He çiçek ekeceğim, Hande çiçeği." "Hande çiçeği mi?" "O bugün buluştuğun orospu çocuğu nerede?" diyerek üzerine doğru yürüdüm ve önünde durup kaşlarımı çatarak, ciddi bir ifadeyle gözlerine baktım. "Size kazdım mezarı, ayırmayacağım sizi." Gözlerini devirdi. "Ezra, ablam sen iyice delirdin artık!" "Delirtmeyeceksiniz lan o zaman!" diye bağırdım. "Erkeklerle görüşürsem senin bacaklarını kırarım demedim mi ben sana!" ♥️♥️♥️ Beğendiniz mi Ezra Alkor'u? |
0% |