Tuana: "Hayırdır, dalmışsın?"

"Hiç, öyle bir şey düşünüyordum."

Tuana: "Ne düşünüyorsun?"

"Kutuplardaki penguenleri, biz doğmadan önce ölen dinazorları ve biliyor musun, çitalar da miyavlıyor."

Tuana yüzünü buruşturdu.

"Ne saçmalıyorsun?"

"İşte sana ne dememek için bir şeyler uyduruyorum. Sonra sinirlisin diyorlar."

"Kim diyorsa doğru diyor," diyince ona yandan bir bakış attım.

"Köm döyörsö döğrö döyör." diye tekrarlayınca, Tuana daha fazla bulaşmak istemedi ve gülerek önüne döndü.

Telefonumun ekranını açınca sessiz bir bildirim geldiğini gördüm. Hocanın bakıp bakmadığını kontrol ettikten sonra sıranın altında mesajı açtım.

Patron: N'apıyorsun?

Öğrenci: Mesleğimi icra ediyorum.

Öğrenci: Sen n'apıyorsun?

Patron: Mesleğimi icra ediyorum. :)

Öğrenci: Neden bu kadar gıcıksın? Ne olur yani kim olduğunu söylesen? Korkak gibi saklanmayı kes ve önüme çık!

Patron: Beni böyle gaza getiremezsin.

Patron: Beni görmek istiyorsan, önce çıkma teklifimi kabul etmelisin.

Öğrenci: Nereye çıkacağız?

Patron: Çatıya.

Patron: Çıkma teklifi ediyorum, kabul ediyor musun?

Öğrenci: Ben tanımadığım birinin çıkma teklifini neden kabul edeyim? Bu haksızlık! Sen beni görüyorsun, tanıyorsun ama ben hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Patron: Mahallede sana yaklaşamam zaten, adını herkesin ağzına laf edemem.

Patron: Kabul edersen başka bir yerde buluşalım, bir kahve içelim, sohbet edelim, tanışalım.

Öğrenci: Tanımıyorum seni, neden buluşayım?

Patron: Heyecanlanınca çok şapşal oluyorsun ve bu çok hoşuma gidiyor.

Patron: Tanışmak için yavrum, tanışmak için :)

Öğrenci: Al bak geliyor oppaaa



Patron: Kalbimi kırıyorsunuz hanımefendi, alındım gücendim.



Öğrenci: Bir tane fotoğrafını at bari.

Patron: Tamam

Patron bir fotoğraf gönderdi.



Nerelere geldik, daha demin evdeydik.

Öğrenci: Geri kalanı nerede?

Patron: Dediğim gibi, beni görmek istiyorsan buluşman gerekecek.