@hadizade
|
Helen: Hatırlattığım için özür dilerim. Bilmiyordum(
Hakan: Tabii ki, hiç önemli değil.
Helen: Bacaklarını tamamen mi kaybettin, yoksa felç gibi bir şey mi?
Hakan: Onlar hâlâ yerinde duruyor ama artık bir işe yaradıkları söylenemez.
Helen: İhtimâl yok mu?
Hakan: Yok.
Helen: Anladım :'
Hakan: Konuşmaya devam edecek miyiz? Yoksa sen de artık beni sadece arkadaş olarak mı kabul edeceksin?
Helen: Bunu sana kim yaptıysa Allah belasını versin, tamam mı? Herkes aynı değil.
Helen: Bence bu sevip sevilmene engel değil. Bence bu bir engel bile değil.
Helen: Şimdi neden yalnız olduğunu anlayabiliyorum. Çünkü en yakın arkadaşım dediğim kişilerin bile zor günümde yanımda olmadığını gördüm ve bu beni hiç şaşırtmadı.
Hakan: Bu bana bir yerden tanıdık geldi.
Hakan: Bana biraz kendinden bahseder misin? Hiç fotoğrafın yok. Nasıl birisin, seni zihnimde tasvir etmek istiyorum.
Helen: Öncelikle adımı söyleyeyim. Asıl ismim Helin, akraba vs. derken, saklanmaya çalışıyorum) Sosyal medyada genellikle gece aktif olurum çünkü gündüzleri çalışıyorum. Evde geçirdiğim sürede de bizimkiler karışıyor.
Helen: Yirmi dört yaşındayım. Üniversiteyi bir sene önce bitirdim, asıl mesleğim öğretmenlik. Edebiyat öğretmeni. Ancak henüz atanamadım ve bu süre içerisinde boş durmak istemedim. Mahallemizde bir terzi dükkanında, terzi çırağı olarak çalışıyorum. Hem kendime, hem de aileme katkıda bulunmak istedim ve çok şükür şimdilik iyi gidiyor.
Hakan: Yarın doğum günüm ve yirmi dokuz oluyorum.
Hakan: Hukuk mezunuyum. Bir sene öncesine kadar, bir şirketin avukatlığını yapıyordum.
Hakan: Kazadan sonra işi bırakmak zorunda kaldım. Kim yarım bir adamı istesin ki zaten?
Helen: Böyle söyleme. Senin bir suçun yoktu, insan kendini böyle yargılamamalı.
Hakan: Ben miyim suçsuz? Güzel espiri.
Helen: Neden öyle söyledin ki?
Hakan: Boşver.
Helen: Anlatmak istersen dinlerim.
Helen: Bir de şey, doğum gününde yani yarın ne yapacaksın?
Hakan: Hiçbir şey.
Hakan: Evde olacağım.
Helen: Bence kutlamalısın.
Hakan: Tek başıma mı? O halde hemen koşarak gidip pasta ve mum alayım)
Helen: Karanlık mizah yapman, bu durumla barışık olduğun anlamına geliyor:)
Helen: Ama aynı zamanda henüz barışmadığını hissediyorum.
Helen: Sana pasta yapmak istiyorum.
Hakan: Nerede?
Helin: Evine gelemem.
Helen: Ama adresini verirsen, yapıp sana gönderebilirim. Yarın iş günüm, yani yanına da gelemem.
Hakan: Akşam gelsen, olmaz mı?
Helen: Birincisi, işten çıkar çıkmaz eve gitmem lazım. Siz erkekler anlamazsınız, bunu ancak kızlar bilir)
Helen: İkincisi, hakkında birkaç bilgi vermiş olabilirsin, bunların doğru veya yanlış olduğunu bilmiyorum. Henüz seni tanımıyorum ve sosyal medya üzerinden tanışmaya pek sıcak bakmıyorum. Güvenmiyorum diyelim.
Hakan: Anladım, sorun değil.
Hakan: Pastam vişneli olursa çok sevinirim, şimdiden ellerine sağlık.
Helen: Peki, vişneli yaparım o hâlde. Konum atabilir misin?
Hakan: Gülseren sokak, Kayıplar mah., B**** apart., kat 9, daire 27, Ankara/Mamak
Helen: Ayrı şehirlerdeymişiz. Ben İstanbuldayım.
Helen: Ama olsun. Adresini de öğrenmiş oldum. Bir gün her şeyden yorulursam, sana gelebilir miyim?
Hakan: Benden de bıkarsın. O yüzden öyle bir hata yapma.
Hakan: Çok iyi bir kıza benziyorsun. Üzülmeni istemem.
***
Sizce mesafeler aşka engel mi?
Sizi bomba şeyler bekliyor :)
|
0% |