Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@hadizade

 

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayınız lütfen, tepkilerinizi okumak hoşuma gidiyor😊

 

Instagram: 1hadizade

 

 

⚓️

 

 

...

 

"Aa evet, benim telefonum!" diyerek hemen telefonu elinden kaptım.

 

"Peki, bu yazan kim?" diye sordu ama kısık bir sesle sorunca rahatladım. Diğerleri duymamıştı.

 

"Üniversiteden bir arkadaş abiciğim, ben öyle kafam dağılsın diye bir instagram hesabı açtım da, pek vaktim olmuyor zaten."

 

"Öyle mi? O zaman bana da takip at da, takipleşelim tamam mı?"

 

Şimdi takipleşersek Hakan'ın kim olduğunu araştırma ihtimali vardı, bu yüzden zekice savuşturmalıydım.

 

"Ya ben de kapatmayı düşünüyorum zaten, pek sevmedim..." Diyerek sandalyemi geriye çektim ve ayağa kalkıp, "Neyse ben işe geç kaldım, Nurten Hanım bana kızmasın. Bu devirde iş bulmak zor. Size afiyet olsun." diyerek sofradan alelacele kaçtım.

 

Uraz, Sinan'ın aksine daha anlayışlıydı, Sinan olsa, telefonun kilidini açtırıp tüm mesajları okumak isterdi!

 

Ah, ne zor şeyler yaşıyorum ben bu hayatta!

 

Portmantodan paltomu ve çantamı alıp evden çıktım. Tek katlı evimizin önünde küçük bir bahçemiz vardı, şuan kasımda olduğumuz için oldukça bakımsızdı fakat yazın burası çok güzel oluyordu.

 

Tabii, insanı altın kafese de koysan, ille de özgürlüğüm der, öyle değil mi?

 

Biraz ilerleyip köşeyi durduktan sonra telefonumu açıp Hakan'a cevap yazdım.

 

Helen: İyiyim,

sen nasılsın?

 

Hemen görüldü olmadı, aktif değildi. Bu yüzden yoluma devam ettim. Yılan gibi kıvrılan yolun ardından düz gidince, mahallenin çıkışında hemen sağda bir tersi dükkanı vardı. Sahibi Nurten Hanım, sağolsun ihtiyacı olmadığı hâlde beni yanına yardımcı olarak almayı kabul etmişti. Tabii asgari ücretten daha az alıyordum ancak şimdilik başka çarem yoktu.

 

Evden çıkıp, dükkana girene kadar ellerim, yüzüm soğuk rüzgâr sebebiyle buz kesti. Nurten Hanım henüz gelmemişti, zaten saat daha erkendi, ben yarım saat önce gelmiştim. Benimki sadece evden bir an önce kaçmak için bahaneydi.

 

Kapıyı anahtarımla açıp içeriye girdim, içerisi buz gibiydi. Kapı açılırken yukarıdaki çanlar bir süre çaldı ve yavaş yavaş sustular. Paltomu ve çantamı astıktan sonra aynanın karşısına geçip, saçlarımı lastik tokayla at kuyruğu yaptım. Bugün bordo rengi bir kazak altına, koyu lacivert bir kot pantolon giymiştim. Bir an kendime bakarak düşündüm, Hakan beni hiç görmedi, acaba görse beğenir miydi?

 

Orta kilolu bir kızım, yanaklarımda her ay döngüsünde sivilceler çıkıyor, yüzümde, dudaklarımın üzerinde kıllar çıkıyor ve almazsam maymuna dönerim. Hele kaşlarım, onlar bana verilmiş bir bela gibi hızlı uzuyorlar... Kadın olmak çok yorucu!

 

Ben aynada kendi aksime dalıp gitmişken, telefonuma düşen bildirim sesi dükkanın içine yayıldı. Hemen koşup telefonu elime aldım ve ekranda mesajın Hakan'dan geldiğini görünce, yüzümde ister istemez bir tebessüm oluştu.

 

Hakan: Ben de iyiyim.

Nasıl gidiyor? Evde misin?

 

Helen: Neredeee?

İşe geldim, ya sen? :)

 

Görüldü

 

Yazıyor...

 

Hakan: Koşuya çıktım,

sabahları koşmayı pek severim.

 

Helen: Bu sabah esprili

tarafından mı kalktın? .d

 

Hakan: Öbür taraftan

kalktığım hiç görülmemiştir.

 

Helen: Demek, normalde de

esprili birisin, buna sevindim.

 

Hakan: Yoksa sen de

öyle misin?

 

Helen: Dışarıdan nasıl görünüyorum bilmiyorum, bu yüzden annemin beni tarif ettiği gibi söyleyeyim: huysuz, asık suratlı, sürekli kaşlarını çattığı için alnında çukur oluşmuş, içindeki hisleri dışa vurmaktan kendini alıkoyamadığı için, etraftaki birçok insana öldürecek gibi bakan, kambur duran ve çoğu zaman da uyuşuk biri.

 

Hakan: Bunların seni tarif

ettiğine emin misin?

 

Helen: Evet, yoksa arkana

bakmadan kaçacak mısın?

 

Hakan: Hayır aslında

Kaşlarını çatıp sinirli sinirli

oturduğunu düşününce seni şöyle hayal ettim:

 

 

 

Helen: Ne alakası var be abi,

gözünü seveyim be abla?

 

 

Hakan: Peki, sana bir soru,

ilişkide olduğun erkeğin

kız arkadaşları olabilir mi?

 

Helen: Ne bu? Kıskançlık testi mi?

 

Hakan: Sen soruma cevap ver.

 

Helen: Peki:

 

 

Helen: Yeterince açıklayıcı mı?

 

Hakan: Beni uzun süre

sonra güldürmeyi başaran

ilk insansın ve evet, gayet

açıklayıcı.

 

Ben buna niye bu kadar mutlu oldum ki?

 

Şapşal gibi sırıtarak bir süre ekrana baktım ve Hakan çevrimdışı olunca, bana sorduğu soru aklıma takıldı. Elbette normal bir kıskanç kadının yapacağı şeyi yaptım ve hesabına girip, benim dışımda takip ettiği kadınların kim olduğuna baktım.

 

Ancak bir hesap da durup kaldım. Alya diye bir hesap vardı. Çok güzel bir kızdı. Hesabına tıkladım ve profili gizli olmayınca, aşağıya doğru inip paylaştığı fotoğraflara bakmaya başladım. İlk paylaştığı fotoğrafa inmek çok zor olmadı ve yanında, Hakan vardı. Üstelik birbirlerine samimi bir şekilde sarılmışlardı. Postun altında da, "İyi ki, varsın," yazıyordu.

 

Nedense bir ânda kalbime bıçak batmış gibi hissettim. Aklıma bin türlü pislik geldi ve gözlerim dolunca, instagram'dan çıkıp interneti tamamen kapattım...

 

 

Loading...
0%