Yeni Üyelik
4.
Bölüm

| 3.ʙöʟüᴍ | "𝑮ö𝒗𝒅𝒆 𝑮ö𝒔𝒕𝒆𝒓𝒊𝒔𝒊"

@haticeyldr

 

Keyifli Okumalar Dilerim...

 

Bölüm Şarkısı: Kahraman Deniz - Böyle Sever

*****

 

"Kızım?" Derinden gelen seslerle gözlerimi hafifçe aralamıştım.Kime ait olduğunu anlayamadım kulağıma ilişen sesin.Bir kez daha aynı kelimeyi tekrarladı."Kızım?"

 

Bu, 

 

Bu annemin sesiydi.

 

Saçlarımda ellerini hissettiğimde gözlerimi hafifçe araladım.Tamamen açmaya çalıştım ama benim için o kadar zordu ki,bir an yeniden gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bırakmak istedim.Yorgun hissediyordum kendimi,fazlasıyla.

 

"Kızım,uyan hadi."

 

Beni rahat bırakmıyordu.Oysa ben sadece uyumak istiyordum şu an.Kimse karışmasın istiyordum.Gözlerim bir süre sonra istemeden de olsa netliğine kavuştu.Karşımda annemi,babamı, Anıl'ın anne ve babasını buldum.

 

Salondaki koltukta,sağ tarafa doğru cenin pozisyonu almış bir şekilde yatıyordum.Başımdaki ve burnumda ki şiddetli ağrı kendini belli ediyordu hâlâ.Herkesin gözü benim üzerimdeydi.

 

"Öldük meraktan kızım,nerelerdeydin?"

 

Annem,sorularını büyük bir merakla henüz ayılmamış olan bana yöneltmeye başlamıştı.O hayatının her evresinde çok fazla evham yapan bir insan olmuştu.Elbette ki başımıza neler geldiğini bilmeye ve öğrenmeye hakkı vardı ama bunun zamanı değildi.Biraz olsun kendime gelmemi bekleyebilirdi.

 

"Çok korktuk kızım.Anıl'ı hastaneye götürmüşler ama senin kaybolduğunu söylediklerinde yüreğimiz ağzımıza geldi.Neler oldu böyle?" Bu sefer konuşan Anıl'ın annesi Nilüfer teyzeydi.

 

Kayınvalidem.

 

"Biraz rahat bırakın gelinimi." Kayınpederim Nihat amca araya girerek beni kurtardı."Bir kendine gelsin,anlatır elbet."

 

Kendimi zorlayarak kazan gibi olan kafamı yastıktan kaldırıp koltukta oturur pozisyona geldim.Elimi başıma koydum.Koparıp atmak istiyordum,bu nasıl bir ağrıydı böyle? Dayanılacak gibi değildi cidden.

 

"Ne oldu bana?" Dedim boşta kalan elimle bacaklarıma dolanan pikeden kurtulmaya çalışırken.

 

Babam,söze girdi.

 

"Aramadığımız yer kalmadı seni güzelim."

 

Bulamazdınız ki zaten.

 

O ruh hastası Allah bilir hangi dağa kaçırmıştı beni,bilemezdiniz.

 

"Kapıyı açtık,baktık sensin.O an bayılıverdin kollarıma.Yaklaşık iki saattir uyuyorsun.Doktor çağırdık.Kan değerlerinin düştüğünü söyledi,serum taktılar.Şimdi daha iyi misin kızım?"

 

Başımı olumlu anlamda salladım.Değildim.Yalan söylüyordum.Zira onların sorularıyla ve evhamlı hâlleriyle uğraşacak durumda değildim.

 

"Anıl nerede?" Gözlerimi dördünün üzerinde gezdirdim."O iyi mi?"

 

"İyi kızım,Anıl'ı merak etme." Dedi Nilüfer teyze,yüzüne yerleştirdiği samimi ve sıcak gülümsemesiyle."Bu akşam taburcu edeceklerdi onu da.Allah'a şükür ciddi bir şeyi yok.Araba takla atmış ama Anıl ufak sıyrıklarla atlatmış."

 

En sonunda ayaklarıma dolanan pikeden kurtuldum.Ayaklarımı koltukta aşağıya sarkıttım.

 

"Anıl'ı görmek istiyorum." Dedim izin vermeyeceklerini bile bile.Karşı çıkacaklarından adım kadar emindim.Dinlenmemi söyleyeceklerdi.Ama ben Anıl'ı görmeliydim.Onun nasıl olduğunu merak ediyordum.Kötü dahi olsa bizimkiler 'durumu kötü' diyecek değillerdi.Beni rahatlatmak adına tam tersini söyleyeceklerdi.Bu sebeple kocamı kendi gözlerimle görmeliydim.

 

"Dinlenmelisin." Dedi Annem,tam da belirttiğim gibi.Gözlerimi kapattım birkaç saniye.Adım atacak hâlim yoktu aslında.

 

"Anıl'ı görmek istiyorum anne." Direnmeliydim.Aksi takdirde hastaneye gitmemem için ellerinden geleni ardılarına koymayacaklardı.

 

Annem bir kez daha itiraz etmek adına dudaklarını araladı ama kayınpederim Nihat amca onu engellemek adına önce davrandı."Zaten polise de ifade vermesi gerekiyor,karakola uğramalıyız.Ben götürürüm seni hastaneye kızım.Evvelinde de karakola geçeriz,ifade verirsin."

 

Başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Ben de gelirim sizinle." Babam araya atladı.Ona çevirdim bakışlarımı.O da bana bakıyordu.Yüzündeki samimi sıcak gülümsemesiyle her zamanki gibi sevgisini hissettiriyordu.Gözlerimi kapatıp açarak onu onayladım.

 

Hastaneye iki babamla birlikte gidecektim.

 

Bir an aklıma beni eve bırakan şoförün söyledikleri geldi.

 

"Patronun emriyle sizi takipte olacağım."

 

Ve o sitede okuduklarım...

 

Keskin bir nefes aldım.Her yerde peşimde olacaktı.Ve Anıl'ı boşanmaya ikna etmem için bir haftam olduğunu söylemişti.Tabii ki de böyle bir şey yapmayacaktım.

 

Karşımdaki varlık bir seri katil dahi olsa kocamdan ayrılmayacaktım.Hiçbir eylemde bulunmayacaktım.Eğer bir daha karşıma çıkarsa da polise gidecektim.Belki de sekiz yıldır bulunamayan katil benim sayemde bulunabilirdi.

 

Aptal mısın Efnan?

 

Adam bu kadar kişinin dosyasında suçlu bulunmuş,bunca yıldır onca aranmaya rağmen yakalanmamış senin sayende mi yakalanacak?

 

Aklımdan geçenlerin ne kadar doğru olduğu aşikardı.Bir şekilde bu beladan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydım.Ayrıca Lale ile de en acilinden konuşmalıydım.

 

Başımı yere eğerek ellerimin arasına aldım.

 

Bu beladan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydım.

 

 

******

 

"Anıl..." Hastane odasının kapısında durmuş,koltukta oturur bir pozisyonda bana bakan Anıl'a dikmiştim dolu dolu bakışlarımı.Ardından tek bir saniye kaybetmemek adına adımlarımı ona doğru atmaya devam ettim.Anıl,ayağa kalkarak ona sarılmam için yanına ulaşmamı bekledi ve kollarını her iki yana açtı.

 

Yanına ulaştım birkaç adımda.Kollarının arasına girdim.Sarılışıma karşılık kollarını belime sardı.İşte kendimi ev güvende hissettiğim yer burasıydı,kocamın kanatlarının altı.

 

"Güzelim."

 

Kokusu burnuma doldu.Onu bir an bile kaybetme korkusu ile karşı karşıya kalmak beni derinden etkilemişti.Gözlerimden yaşlar süzüldü.Korkarım ki bunlara dayanamayarak en kısa zamanda uzman birinden yardım alacaktım.

 

"Çok korktum."

 

Sağ elini saçlarıma dokundurdu.Okşamaya başladı."Geçti güzelim." Dedi sıcacık tebessümü ve kocaman sarılışıyla bana yanımda olduğunu hissettirirken.

 

"Daha iyi misin oğlum?"

 

Bu kelimelerin sahibi babamdı.Anıl,benden ayrılıp babama yöneldi ağır adımlarıyla.Babam,"Dur oğlum." Diyerek onu durdurdu ve Anıl'a birkaç adım atıp tam karşısında durdu."Yorma kendini."

 

Anıl,eğilerek babamın elini öptü ve erkekçe birbirlerine sarıldılar."Çok şükür baba,iyiyim." Anıl,babamdan ayrılıp yeniden bana doğru geldi.Elini belime attığında kafamı onun omuzuna yasladım.

 

"Karım da iyi olduğuna göre artık evimize dönebiliriz."

 

"Oğlum,polise ifade verdin öyle değil mi?" Anıl'ın babasının söyledikleriyle hepimiz bakışlarımızı ona çevirdik.Anıl başını olumlu anlamda salladı."Verdim baba." Dedi.

 

"Yolda otostop çeken bir adamla karşılaştık.Durup yardım etmek istedik ama Efnan'ın istememesi üzerine adama onu arabamıza alamayacağımızı söyledik.İyi ki de almamışız.Onu geride bırakıp biraz ilerlediğimizde kaza gerçekleşti."

 

Ben de polise onunla aynı ifadeyi vermiştim.Polisler ise bana sitede okuduklarımın aynısını söylemiş ve o şerefsizden bahsetmişti.Karşılaştığımız kişinin o katil olabileceğini söylemişlerdi.

 

Oydu zaten.

 

Diğer kurbanlarına nazaran bizi neden öldürmediğini bizzat dile getirmişti.Karşımıza bizi öldürmek için çıkmamıştı.Kocamı yaralayıp,beni kaçırarak boşanmamızı sağlamak için o gece durdurmuştu arabamızı ve kaza yapmamıza sebep olmuştu.

 

"Verilmiş sadakanız varmış." Babası,Anıl'ın omuzuna destek olurcasına vurdu."İkiniz de iyisiniz ya,gayrı gerisi mühim değil."

 

Daha da yanaştım Anıl'a doğru.O benim bu hayattaki en büyük şansımdı.Ve ben onun gibi biri ile evli olduğum için çok mutluydum.Kolay kolay da kaybetmeye veya ondan boşanmaya niyetim yoktu.Her ne kadar karşımda yetmiş dört kişinin cinayetinde suçlu bulunan bir katil olsa da...

 

"Akşamı beklemeden hemen şimdi çıkış işlemlerini halledip eve dönmek istiyorum.Doktorum geldi az önce,siz gelmeden birkaç dakika evvel ayrıldı odadan.İstediğim zaman çıkabileceğimi söyledi.Akşamı beklemeyelim."

 

İtiraz ettim."Kendini iyi hissettiğine emin misin?" Diye sordum evhamlı ruh halimle bakışlarımı ona dikip vereceği cevabı beklerken.

 

"Ah şu kadınlar..." Dedi babam."Ne kadar da düşünceliler."

 

Öyleydik.Ne yazık ki her şeyi olması gerekenden çok fazla düşünüyor,kafamıza takıyorduk.Ama ben bu huyumdan memnundum.Sevdiklerim için endişelenmem çok normaldi.Onların iyi olduğundan emin olmak rahatlatıyordu beni.

 

"İyiyim benim güzeller güzeli karım.Tek istediğim eve dönüp annelerimizin yaptığı o nefis yemeklerden yemek ve senin yanında olmak.Emin ol beni bu söylediklerim iyileştiriyor,hastane ve doktorlar,verdikleri o ilaçlar değil...Sadece ailemle olmak."

 

"Biz seninle çıkış işlemlerini halledelim." Nihat amca,babama sorarcasına baktığında babam onu onayladı başıyla.Onlar işlemleri halletmek adına dışarı çıkmaya yeltendiklerinde,"Bende sizinle geleceğim." Dedi Anıl.

 

Bana döndü,"Sen bizi arabada bekle güzelim." Dedi dudaklarını alnıma bastırırken.Kafamda o kadar düşünce vardı ki,hangisine yanacağımı bilemiyordum.Hastaneye gelirken o katilin peşime taktığı araba bizi buraya kadar takip etmişti.Eminim şu an aşağıda bizim çıkışımızı bekliyordu.

 

Ya Anıl ya da ailemden biri fark ederse ne olacaktı?

 

Bana kazadan sonra nerede olduğumu sorduklarında 'Hatırlamıyorum' diyerek geçiştirmiştim.

 

Peki ya her anımızda bizi takip eden bu arabayı fark ederlerse?

 

Veyahut bendeki telefonu?

 

Allah'ım,ne yapacaktım ben?

 

Anıl,arkasını dönüp giderken cebimdeki telefon titredi.Elimi,hırkamın cebine sokup telefonu çıkardım.Ekran kilitini açtığımda mesaj ana ekrana düştü.

 

"Boşanmak için işe koyulsan iyi edersin.Zira çok iyi gerekçeler sunman gerecek."

 

Parmaklarımı öfkeyle tuşlarda gezdirdim.

 

"Sen kimsin be?! Ben neden senin dediklerine uyup kocamdan boşanayım ki? Şimdi bu telefonu atacağım ve polise gideceğim."

 

Mesajı gönderdiğimde kafamı kaldırıp etrafıma bakındım.Biri görürse telefonun bana ait olmadığını anlardı ve ben birde bunu açıklamak zorunda kalırdım.Telefon titredi.Bakışlarımı yeniden ekrana indirdim.

 

"Sakın! O telefonu atarsan ve soluğu poliste alırsan seni bir kez daha kaçırmak ve kocanı öldürmek zorunda kalırım! Hatta belki aileni...Senden adam akıllı kocandan bir hafta içerisinde boşanıp bana gelmeni istiyorum.Bunun çok zor olduğunu sanmıyorum."

 

İnce,kavisli kaşlarımı çattım.Ben böylesine pişkin birini görmemiştim.Nasıl bir ruh hastasıyla karşı karşıyaydım,şimdi anlamıştım.Aklımda çok fazla cevabını bilmediğim soru vardı.Böylesine karanlık işlerle uğraşan,insanları acımasızca öldüren bir katil beni nereden görüp böylesine takıntı hâline getirmişti?

 

Ve ben bu adam karşısında ne yapacağımı bilemiyordum.Olanları Anıl'a,aileme ya da polise anlatırsam neler yapacağını kendi ağzıyla söylüyordu.Sevdiklerimi böyle bir riske atabilir miydim,sanmıyordum.

 

Herkesin arkasından resmen iş çeviriyordum.Bu anlaşılırsa ailemin bana olan güveni zedelenirdi.Ayrıca bu adama ne kadar boyun eğersem o kadar arttıracaktı isteklerinin dozunu.

 

Hoş,adam usul usul istemiyordu.Direkt olarak onunla evleneceğimi söylüyordu.Bu kadar da açık sözlüydü işte.Bana fikrimi sormuyordu bile.Ruh hastası bir manyaktı o.

 

Telefon titredi.

 

"Eve döndüğünde sana çok özel bir sürprizim olacak."

 

Bir yeni mesaj daha.

 

"Lakin bu özel sırrın da aramızda kalacağından kuşkum yok."

 

Telefonu sinirle kapatıp hırkamın cebine soktum.Bir an evvel bir hal çaresine bakmalıydım.Bu iş böyle olmayacaktı.

 

Bu adamdan ne pahasına olursa olsun kurtulacaktım.

 

*****

 

"Kızım,babanlar neredeler?"

 

Elimdeki poşetleri alan annem,kaçınılmaz sorusunu yöneltirken bakışlarım karşı eve kolileri bir bir taşıyan taşımacılara kaydı.Ev,sahibi yurt dışında yaşadığından ve yüksek miktarda kira istediğinden dolayı uzun zamandır boştu.Birisinin gücü o kirayı ödemeye yetmiş olacak ki,ev çürümeden içinde birileri oturacaktı en sonunda.Evlenmeden önce o evin de kirasını sormuş,taşınmayı düşünmüş ama bütçemize uymadığı için vazgeçmiştik.

 

Yeni bir komşumuz vardı artık.

 

Yalnız annemler ve kayınvalidemler Anıl ile evlendikten sonra taşındığımız eve gelmişlerdi.Yolda iken onları aramış ve buraya gelmelerini söylemiştik.Zira Anıl evimize gitmek istediğini söylemişti.Akşam yemeğini ne annesinde yemek istemişti ne de annemlerde.

 

"Onlar beni sokağın başında bırakıp üst mahalledeki balıkçıya gittiler."

 

"Aa neden ki,çeşit çeşit yemek hazırlamıştık bizde?"

 

"Sorun değil anne,yaptığınız yemekleri de yarın öğle yemeğinde yeriz.Ziyan olmaz merak etme.Anıl bugün balık istedi,balık yapalım."

 

"İyi madem."

 

Annem poşetlerle birlikte eve giriş yaparken telefon titredi.

 

Sol elimi cebime attım.Telefonu çıkardım usulca.

 

Allah'ın belası nereden musallat olmuştu başıma?

 

Bakışlarım ekrana kaydı.

 

"Artık komşuyuz."

 

Okuduklarımla başımı kaldırır kaldırmaz gözlerim o evin kapısına kaydı.

 

Ve ben,karşımda o ruh hastasını buldum.

 

Üstünde siyah dar paça kumaş bir pantalon,beyaz gömleği ve üzerine geçirdiği siyah cepken vardı.

 

Bakışlarımız kesişti.

 

Kapkara gözlerini gözlerime dikti.

 

Elindeki bardağı usulca götürdü dudaklarına.Birkaç yudum aldı.Bacaklarını her iki yana ayırmış,boşta kalan elini pantalonun cebine sokmuştu.

 

Gömleğinin kollarını dirseklerine kadar kıvırmıştı.Parmaklarındaki yüzlerce ise çok değerli taşlardan oluşuyordu.

 

Şok dalgası tüm beynimi ele geçirirken bir şok daha yaşadım.

 

Lale,bir anda o ruh hastasının tam arkasında belirdi.Elleriyle ruh hastasının belini kavradı.Gözlerim kısıldı.

 

Onun nasıl bir yaratık olduğunu bir kez daha tüm şeffaflığıyla görmüştüm.

 

Karşımda seksen bir ayrı suçtan aranan,yetmiş dört kişinin cinayetinde suçlu bulunan bir seri katil vardı.

 

Köksal Karadağ...

 

 

Devam Edecek...

 

 

Loading...
0%