5. Bölüm

| 4.ʙöʟüᴍ | "𝒀𝒆𝒏𝒊 𝑲𝒐𝒎ş𝒖"

Hatice Yldr
haticeyldr

Desteklerinizi Bekliyor Olacağım 🌿

 

Bölüm Şarkısı: Melike Şahin - Durma Yürüsene

 

Keyifli Okumalar...

 

****

 

Nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirdi?

 

O adamın elinin üzerine yazılan ismimi görmüyor muydu,sormuyor muydu bu kim diye?

 

Bakışlarımı o adamın yanından ayrılıp bana doğru gelen Lale'ye çevirdim.O adam da Lale'nin arkasından ağır adımlarıyla yaklaşmaya başladı.Tüylerim diken diken oldu sanki.Üşüdüm bir an.

 

"Canım," Yanıma ulaşan Lale hızla sarıldığında ben hâlâ neye uğradığımı şaşırmış bir pozisyonda öylece duruyordum.Sarılışına karşılık bile verememiştim.Adam Lale'nin tam arkasında durdu."Çok geçmiş olsun." Sözlerinin devamını getirdi Lale.

 

Kendimi biraz olsun toparlayarak ellerimi beline sarıp sarılışına karşılık verdim.Ruh hastası ile göz gözeydik.Boşta kalan elini cebine sokup,başını hafifçe yana eğmişti.Yüzündeki pis gülümsemesi her şeyi anlatıyordu.Bu işin git gide ne kadar tehlikeli bir boyuta ulaşacağını tahmin ediyordum artık.Olay çığrından çıkmıştı,bu ruh hastası durmayacaktı.Bilmeyecekti haddini,aşacaktı hududunu.

 

Lale,geriye çekildiğinde önüme düşen bir tutam saçımı parmaklarım yardımıyla kulağımın arkasına sıkıştırdım.

 

"Teşekkürler." Dedim,sesimi kendim bile duyamazken.

 

"Başınıza gelen talihsiz olay yüzünden çok üzgünüm.Aslında gelmeyi düşünmüştüm ama biliyorsun Oğuz'un astımı bu sıralar çok arttı." Arkasını dönerek adamın yanına ulaştı ve elini tuttu her şeyden habersiz bir şekilde."Tanıştırayım,Köksal." Dedi yüzüne yansıyan heyecanıyla."Bir ara bahsetmiştim." Hatırlamamı bekledi.

 

Hatırlıyordum.

 

Ve keşke o senin sandığın kadar iyi bir adam olsaydı diyorum içimden.

 

Ona hiç cevap vermedim.Bir bilseydi bu adamın kaç kişiyi canice öldürdüğünü,tutar mıydı acaba yine o eli heyecanla?

 

Adama döndü.

 

"Efnan." Dedi,beni de ona tanıtırken."Çocukluk arkadaşım."

 

Ruh hastası,elini uzattı bana doğru usulca."Memnun oldum." Dedi sahte samimiyetiyle.Rolünü iyi oynuyordu.Beceriyordu bu işi."Memnun oldum." Dedim dilimin ucuyla ama elini uzatışına karşılık vermeden.

 

"Köksal buraya taşındı.Şu tesadüfe bak.Artık komşusunuz.Ben her gün sizde olurum bundan sonrası süreçte."

 

Bir an evvel bu adamın gerçek yüzünü Lale'ye göstermeliydim.Ama bunu yapmak için elimde kanıtlarımın da olması gerektiğini biliyordum.Bu ruh hastası beni kaçıralı daha bir gün bile olmamışken evimin tam karşısına taşınması Lale'nin sandığı gibi tesadüf değildi asla.Bu adam beni yıllar öncesinden tanıdığını zaten kendi ağzıyla itiraf etmişti.Üstüne düşünmeye gerek yoktu,her ne yapıyorsa bunu açık açık söylüyordu.Bu eve de bana daha yakın olmak ve her hareketimi bizzat kendi gözleriyle görmek için taşınmıştı.

 

Ama ona fırsat vermeyecektim.

 

"Çok sevinirim." Yüzüme sahte bir tebessüm yerleştirdim ve Lale'ye sundum."Her daim beklerim." Evime kısa bir bakış atarak yeniden onlara çevirdim başımı."Fazlasıyla yorgunum." Bu konuşmayı hemen burada kesip eve girmeliydim zira Anıl bu ruh hastasını görürse yüksek ihtimalle bizi bu hâle getiren adam ile aynı kişi olduğunu anlayacaktı.İşte o zaman işler daha da çıkardı çığrından.Anıl bu adamı görmemeliydi,karşı eve taşındığını bilmemeliydi."Annemler bekliyor.Madem artık buradasınız,buluşmak için daha çok zamanımız olacak."

 

"Evet canım." Onayladı beni Lale.Bakışlarımı ondan çekipte ruh hastasının yüzüne bakmıyordum.Bakarsam yine o pis gülümsemesiyle karşılaşacaktım Çünkü."Görüşürüz." Lale,elini koluma koyarak destek verircesine okşadı."Tekrardan geçmiş olsun.Anıl biraz daha toparladığında kendini,dördümüz bir araya gelerek akşam yemeği yeriz.Hem Anıl ile de Köksal tanışmış olurlar."

 

Ruh hastası,araya girdi."Bundan şeref duyarım." Dedi.

 

Onu duymazlıktan geldim.Onunla sert bir dille konuşmam gerekiyordu artık.Bu kadarı da fazlaydı.Ben ona boyun eğecek bir kadın değildim.Bunu anlamasını sağlayacaktım.

 

"Duruma göre karar veririz."

 

Ve onların cevap vermesine fırsat sunmadan arkamı dönerek eve doğru yürümeye başladım.Ellerim titriyordu.Fazlasıyla da terlemişlerdi.Kurtulmaya çalıştıkça daha da yaklaşıyordum ona.Bir bataklıktaydım sanki.

 

Kalbim ağzımda atıyordu.Birkaç basamaklık merdiveni çıktığımda elimi havaya kaldırıp zile bastım.Parmaklarım zangır zangır titriyordu.Annem bir an evvel kapıyı açsa iyi olacaktı yoksa şuracıkta bayılacaktım.

 

Omuzumun üzerinden arkaya çevirdiğimde hafifçe bakışlarımı eve doğru gittiklerini gördüm.Başım fena halde dertteydi.Ne yapmam gerekiyordu onu da bilmiyordum ki...

 

Anıl'a söyleyip polise gitme fikri beynimde şu an için en mantıklı fikir olarak beliriyordu lakin duyduğum o tehditlerden sonra böyle bir işe kalkışmam yalnızca benim değil aileminde felaketi olurdu.

 

Kapı açıldığında karşımda annemi değil,kayınvalidemi buldum."Kızım?" Dedi bakışlarını yüzüme çıkarırken."Tenin bembeyaz olmuş,iyi misin?" Ellerimden tuttu beni."Çok kötü görünüyorsun,gel şöyle." Beni içeri geçirip arkamdan kapıyı kapattı."Sana yardım edeyim."

 

Onun yardımıyla salona kadar zorla yürüdüm.Bu sırada annem de gelmiş,o da diğer koluma girmişti.Beni koltuğa oturttular.Keskin bir nefes aldım.Gözüm kararıyordu.Bayılacak gibiydim.Bedenimi kontrol etmekte zorlanıyordum.

 

Annem sehpaya doğru ilerledi.Sürahideki suyu bardağa boşaltıp yanıma döndü.Uzattığı bardağı kavradım titreyen parmaklarımla.Birkaç yudum aldığımda buz gibi su mideme doğru hızla indi.Biraz olsun kendimi iyi hissetmiştim.

 

"Hastaneye gitmeseydin keşke kızım.Çok yoruldun,dinlenmeliydin."

 

"Anıl'ı görmeden içim rahat etmezdi anne.Bu nedenle gittim.İyiyim,sorun yok."

 

"Umarım kaza yapmanıza sebep olan o alçak bir an evvel bulunur da çeker cezasını."

 

O alçak tam da karşı evimize taşındı anne,diyemedim.

 

Her şeyden habersiz olan ailemi korumak içindi suskunluğumun sebebi.

 

Aksi hâlde haykırırdım tüm cihana o adamın katil ve beni saplantı haline getirmiş bir ruh hastası olduğunu!

 

Akşam yemeğinin ardından herkes salonda bir araya gelmişti.Çayımızı,tatlılarımızı almış çerezlerimizle birlikte televizyonun karşısına geçmiştik.

 

Ana haber bültenindeki haberleri sırayla dinlerken bir anda spikerin yüreğimi ağzıma getirecek o haberi sunmasıyla çayımı masaya bırakıp televizyona kulak kesildim.

 

"Bir son dakika haberi ile karşınızdayız.Aile tatili kana bulandı.Yaşanan kaza sonrasında dört yaşındaki E.A ve anne C.A hayatını kaybederken baba D.A hastaneye kaldırıldı.Babanın ifadesinde söyledikleri ise tüm gözleri otostop çeken katile çevirdi.Baba ifadesinde yol kenarında otostop çeken bir adamla karşılaştıklarını,onu arabalarına kabul ettiklerini ve ansızın yaşanan kaza sonucunda oğlunu ve karısını kaybettiğini üzgün ifadelerle dile getirdi."

 

Kalbim sanki atmayı bıraktı.O an ne hissedeceğimi bilemedim.Zorlanarak yutkunduğumda elim istemsizce kalbimin üzerine gitmişti.

 

"Sizin karşınıza çıkan adam bu olabilir mi oğlum?"

 

Babamın sorusu ile Anıl oturduğu yerde kendini toparladı.Bakışlarını babama çevirdi.

 

"Olabilir baba.Ama emin değiliz tabii."

 

"Çok büyük bir belayı atlattınız çocuklar."

 

Kayınvalidem,aynı benim gibi elini kalbinin üzerine koyarak derin bir nefes aldı."Size bir şey olsaydı,kılınıza zarar gelseydi ne yapardık biz? Düşünmek bile istemiyorum."

 

"Bizler iyiyiz anne." Anıl,annesini rahatlatmak adına konuşurken nefesim gitgide tıkanıyordu.Burnumdan nefes alıp ağzımdan vermeye çalıştım ama nafile.

 

"Biraz hava alacağım." Dedim Anıl'ın yanından,oturduğum koltuktan ayaklanırken."Nereye hayatım?" Anıl,benim ardımdan kalkmaya yeltendiğinde onu kolundan tutarak oturttum."Biraz yalnız kalmak istiyorum."

 

Sözlerime karşılık,"Seni yalnız bırakmak istemiyorum." Dedi."Ben iyiyim." Onu telkin etmek ve gerçekten iyi olduğuma inandırmak için gözlerinin en derinine baktım.

 

"Peki." Israr etmedi.Yalnız kalmanın bana iyi geleceğini biliyordu.Arkamı dönerek adımlamaya başladım.Odadan çıkmamla telefonumun titremesi bir oldu.Ekrana diktiğimde bakışlarımı artık mesaj atmayı geçmiş,beni arıyor olduğunu gördüm.Kaşlarım sonuna dek çatıldı.

 

Bu ne cüretti?

 

Etrafı kontrol ettikten sonra terasa doğru adımladım hızlıca.Telefonum hâlâ çalıyordu.Nasıl bu kadar cesur olabiliyordu,yanımda Anıl da olabilirdi.

 

Hoş,bu adamın cinayetlerini haberlerde izler olmuştuk.Artık gözler önünde yapıyordu her şeyi.Herhangi bir korkusu yoktu ya da çekindiği birileri.Terasa çıktığımda kapıyı ardımdan örttüm ve aynı zamanlama ile telefonu açtım.Kulağıma koyar koymaz saymaya başlamıştım.

 

Beni arayamazdı.

 

Beni kaçıramaz,alıkoyamaz,tehdit edemezdi.

 

- Sen nasıl bir canisin böyle?! O küçücük çocuğun ne suçu vardı,annesinin ne günahı vardı?! Neden yapıyorsun bunu insanlara?!

 

Karşıdan gelecek cevabı bekledim ama tık yoktu.Sadece keskin bir nefes sesi duydum.Beni dinliyordu.

 

- Karşıma taşınarak ne amaçlıyorsun?! Bizi ayırabileceğini mi?! Hadsizliğin hat safaya ulaştı artık! O boş tehditlerine boyun eğerek kocamdan boşanacağımı mı sanıyorsun?!

 

Sorularımın hiçbirine cevap vermiyordu.Sadece dinliyordu.Nefes alışveriş sesleri ilişiyordu kulağıma.

 

- Buradan taşınacaksın! Lale ile de bir an önce ayrılıp bu saçmalığa bir son vereceksin!

 

Ve en sonunda bana cevap verdi.

 

- Hemen şu anda evden çıkarak benim evime geleceksin! Sadece birkaç dakikan var.

 

- Ne?

 

Dedim,ansızın duyduklarımı idrak edemezken.

 

- Doğru duydun.

 

Sesi gayet sakindi.

 

- Bir bahane bul ve dakikalar içerisinde burada ol.Bekliyor olacağım arka bahçenin kapısında.Gelmez isen sana gösterdiğim o görüntüleri herkes görür! En yakın arkadaşın her şeyini kaybeder; İşini,toplumdaki statüsünü ve en önemlisi oğlunu! Karar senin! Tek bir tuşa bakar her şeyi mahvetmem!

 

Bu sözlerin ardından telefon yüzüme kapandı.Kulağımdan çektiğim telefonun ekranına diktim kısılan ve şaşırmış gözlerimi.

 

Çağrı sonlandırıldı.

 

"Allah kahretsin!" Telefonu duvara yaslanmış sephanın üzerine fırlatırcasına bırakıp ellerimi saçlarıma daldırdım.Sakin olmalıydım.Sağlıklı düşünmem ve doğru adımlar atabilmem için bu gerekliydi.

 

O eve elbetteki gitmeyecektim.

 

Telefon titrerken bakışlarım sehpaya kaydı.Ekran açıldı.Mesaj gözler önüne serildi.Ruh hastası tarafından yazılan birkaç satırı okudum.

 

"Videonun yüklenmesi için kalan zaman: Dört dakika kırk dört saniye..."

 

Allah seni kahretsin!

 

*******

 

Hiç kimseye belli etmeden buraya nasıl geldiğimi bir ben birde Allah bilirdi.Yüreğim ağzımda atıyordu.Anıl'a ve diğerlerine hiçbir şey söylemeden ayrışmıştım evden.Onlar hala hava almaya çıktığımı sanıyorlardı.

 

Bilmiyorlardı ki,eli kanlı bir katilin evine az sonra giriş yapacağımı.Deli gibi korkuyordum.Sonuçta daha bir saat öncesinde masum iki cana kıymış adamın evine gelmiştim.Beni de onlar gibi öldürmeyeceğinin garantisi yoktu.

 

Tahta kapı açıldığında karşımda onu buldum.Evinin arka bahçesinin önündeydim.Bu kapı civar evlerin hiçbirinin görüş açısında değildi.Kapkara gözlerini bana dikerken onun aksine benim gözlerim korkudan neredeyse titriyordu.

 

Neler yapıyordum böyle,kendime şaşırıyordum gerçekten.

 

Büyük bir cesaret isterdi şu an bu yaptığım.Ama ben içinde bulunduğum bu durumu ve onun evine kadar gelişimi cesaret değil de aptallık olarak nitelendiriyordum.

 

Kapıyı sonuna dek açıp kenara çekildi içeriye geçmem için.

 

"Ne istiyorsun?!" Sert sesimle ona diklendim.Başımı sorarcasına salladım vereceği cevabı beklerken.

 

Bana cevap vermedi.Gözlerini,gözlerimden çekti.Arkasını dönerek içeri doğru adımladı.Bu hareketi,"İçeri gel!" demekti.

 

Olduğum yerden tek bir adım bile atmadım.Bu bile onu,ona boyun eğmeyeceğime ikna edebilirdi.Birkaç adımın ardından peşinden gelmediğimi anlamış olacak ki durdu.Omuzunun üzerinden bana dikti bakışlarımı.Çenemi dikleştirdim.Korktuğumu belli etmek istemiyordum.Zira bunu sezerse daha çok gelirdi üzerime.

 

"Misafirimi kapıda ağırlamak istemem." Kalın,gür sesi ortamda yankılandı.

 

"Ne istedin o masum insanlardan? Ne günahları vardı? Neden reva görüyorsun sen bunca acıyı insanlara?"

 

"Bunu sana açıklayabilirim." Önüne dönüp adımlamaya devam etti."Ama canım istemiyor."

 

Keskin bir nefes alıp bahçeye attım adımımı.Arkasından ilerledim kendimden emin bir şekilde.Birlikte eve girip geniş salona kadar ilerledik.Hem adımlıyor hem de etrafa bakınıyordum.

 

Şöminenin önünde durduğunda bende durdum.Yemek masasının hemen yanında öylece durup ona diktim bakışlarımı.Yüzünü bana dönmedi.

 

"Derdin ne senin?"

 

Sesli bir şekilde güldü.Kulağıma ilişen sesiyle benimle dalga geçtiğini düşünerek kaşlarımı çattım.Derdinin ne olduğunu öğrenmeliydim.

 

"Derdim sensin." Dedi gayet rahat bir ses tonuyla."Kocana boşanmak istediğini söylemiş olmanı diliyorum."

 

Bu sefer ben güldüm.Bedenini bana çevirdi.O kadar sinirli bir hali vardı ki,kapkara gözlerini bir avcı gibi bana dikmişti.Korktum o an.Gerçekten tüylerimin ürperdiğini hissettim.Kiminle aşık atmaya kalkıyordum ki?

 

Elimi masanın etrafına konumlandırılmış sandalyelerden birinin başlığına koydum.Beni baştan aşağıya inceledi.Üzerime doğru atmaya başladı adımlarını.Ne hissedeceğimi bilemiyordum.Karmaşık duygular içerisindeydim ama en baskın olanı korkuydu.

 

"Çok az bir süren kaldı ve sen hâlâ ona bunu söylemedin mi?"

 

Başını sorarcasına salladı.Benden bir cevap bekliyordu.Sorduğunu sorunun ne kadar saçma ve anlamsız olduğunu idrak edemediğini düşündüm.

 

"Kocamdan boşanmayacağım." Dedim istikrarlı bir şekilde,onun manasız sözlerine aldırış etmeden.

 

"Öyle mi dersin?" Gözlerimin en derinine bakıyordu.Öyle ki,birkaç saniyenin ardından bundan rahatsız olarak bakışlarımı gözlerinden çekip sakallarına diktim."Bunu sen kendi isteğinle çöz ıstiyorum.Ailen ile aranın bozulması ise en son isteyeceğim şey.Şöyle yapacağız; Sen o aptal heriften boşanıp bir süre sonra beni ailen ile tanıştıracaksın.Her şey çok normal bir süreçte ilerlemiş gibi gözükecek içinde bulunduğumuz bu durum."

 

Elini ansızın yüzüme doğru uzatıp iri parmaklarıyla çenemi kavradı ve aynı zamanlama ile başımı kaldırıp gözlerine bakmaya zorladı beni.Gözlerim bir kez daha gözleriyle kesişti.

 

"Bunu yapmazsan,müdahale etmek zorunda kalırım."

 

Son sözlerini sıraladı.

 

"Ve ben müdahele edersem ortada ne kocan kalır ne de ailen...Umarım şakamın olmadığını anlarsın.Bunu sana birçok kez kanıtladığımı düşünüyorum.Benden korkmalısın." Söyledikleri karşısında öylece durmuş,tepki vermiyordum.

 

"Korkmalısın ki hata yapmayasın..."

 

Elini çenemden çekip saçlarıma uzattı.Önüme düşen bir tutam saçımı omuzumun gerisi ittirdi.

 

"Kocana bir an evvel boşanmak istediğini söyleyesin ki canından olmasın..."

 

Birkaç adım geri çekilerek temasından kurtuldum.

 

En kısa sürede Lale ile konuşmalı ve bu adamın nasıl bir ruh hastası olduğunu ona anlatmalıydım.

 

Aksi takdirde her şey daha da sarpasaracaktı.

 

Daha fazla burada durmamalıydım.

 

Arkamı dönerek hızlı adımlarla yürümeye başladığımda ellerini cebine sokarak bacaklarını her iki yana ayırıp kafasını hafifçe yana eğdi ve arkamdan seslendi.

 

"Beni 'hasta' olarak nitelendirebilirsin,bu umrumda değil!"

 

"Ne de olsa bir gün kendi ayaklarınla bana geleceksin!"

 

"O kutlu gün geldiğinde Köksal Karadağ'ın nasıl biri olduğunu ve sana kavuşmak için uğruna kaç kişiyi ateşlere attığını göstereceğim!"

 

"Öyle ki,istesen bile kurtulamayacaksın benden!"

 

Devam Edecek...

 

 

Bölüm : 12.02.2025 13:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...