Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.BÖLÜM | "Ruhumun Zindanlarından Kaçışın Yok!"

@haticeyldr

Okuyan Herkesten Bolca Satır Arası Yorum Ve Oy Bekliyor Olacağım.Desteklerinizi Benden Ve Kitabımdan Eksik Etmezseniz Sevinirim.

Keyifli Okumalar Dilerim...🪻

 

****

 

Yüzüne vuran Güneş'in ışıklarıyla gözlerini yavaşça araladı Su.Homurdanarak kımıldadığında elini yüzünün önüne siper etti.Hafifçe araladı gözlerini.Bakışları netliğine kavuştuğunda ansızın dün gece yaşananlar bir şimşek gibi çaktı beyninde.Hızla yatakta oturur pozisyona gelirken gözleri aynı zamanlama ile hemen karşısında ki tekli koltukta oturan adama kaydı.

 

Ateş,tekli koltuğa yayılmış,belini öne doğru bükmüş,dirseklerini dizlerine yaslamış bir vaziyette işaret ve baş parmağı arasında ki tuttuğu sigarayı yudumluyordu.

 

Öfke,kadının damarlarında kol gezmeye başladı.Bodrumda yaşananlar bir bir gözünün önünden bir film şeridi gibi geçti.İşte şimdi karşısında oturan adamın gerçekten sağlıklı bir insan olmadığına,derhal bir hastaneye yatarak tedavi görmesi gerektiğine kanaat getirmişti.

 

"Manyak!" Dedi gözlerini adamın gözlerinden ayırmadan.Seri hareketlerle üzerinde ki örtüyü köşeye itip ayaklandı."Hastasın sen! Hasta!" Kapıya ilerledi koşarak.Elini kapının kulpunun üzerine koyup açmak adına aşağı doğru bastırdı ama kilitli olan kapı aralanmadı.Omuzunun üzerinden adama baktı.

 

"Bir dakika bile durmak istemiyorum burada! Senin yüzünü bile görmek istemiyorum,sesini işitmek istemiyorum! Gideceğim! Senden çok uzaklara!"

 

Adam geriye doğru yaslanıp koltukta yayıldı.Şimdi tekrardan rolüne bürünmüştü.Sigarayı bir kez daha dolgun dudaklarının arasına yerleştirip dumanını ciğerlerine çekti.Sol ayak bileğini sağ dizinin üzerine koydu.

 

"Anlamadığın şey ne biliyor musun güzelim?" Sigarayı dudaklarından uzaklaştırdı."Gitmeyi unutmadığın için başına geliyor tüm bunlar! Küçük bir çocuk gibi anlatmak zorunda kalıyorum sonra sana.Canını yakmak,seni korkutmak zorunda kalıyorum! Gitmek kelimesini kelime haznenden, benden uzaklaşma düşünceni kafandan silmek zorundasın.Silmezsen," dedi tehditvari bir şekilde."Silerim."

 

Kadın,göğsünün altında ki hafif sızıyla yutkundu.Önüne dönüp kapıyı zorlamaya devam etti,sanki açılma ihtimali varmış gibi.

 

"Evleneceksin benimle!" Adamın söylediklerini kâle almadı."Bugün,hemen şimdi!"

 

Adam,kadının kendisini umursamadığını gördüğünde oturduğu yerden ayaklandı.Elindeki sigarayı eğilip küllüğe attı.Birkaç adımda kapının yanına ulaşıp kadını kolundan tuttuğunda kadın kolunu hızla çekti ve birkaç adım geri gitti.

 

"Sen dün gece bana neler yaşattın, farkında mısın?! Sen hastasın!" Başını hızla olumlu anlamda salladı."Uzak dur benden! Benden uzak dur!" Bir kez daha kapıya döneceği sırada adam onu kolundan sertçe tutup kendine çevirdi.

 

Kadın,elini adamın elinin üzerine koydu kolunu bırakması için.

 

"Bırak beni! Seni ruh hastası psikopat! Bir saniye bile durmayacağım burada,senin yanında! Polise şikayet edeceğim seni! Anlatacağım tüm bu yaptıklarını! Mahvedeceğim seni!"

 

Adam,kadının kolunu daha sıkı kavrayarak kendine daha çok çekti.Şimdi burun buruna gelmişlerdi.

 

"Dün gece öyle söylemiyordun! Yalvarıyordun bana seni bırakmam için! Şu an seni ipte sallandırmıyor oluşumdan veya seni parçalara ayırmıyor oluşumdan mı bu kadar cesaretlisin? Hâlâ benim elimdesin unutma! Burada,benim evimdesin ve aynı dün gece olduğu gibi sesini duyabilecek kimse yok burada!" Elini kadının kolundan çekip boğazına sardı."Seni gebertmem saniyelerimi alır!"

 

Yavaş yavaş kadının üzerine doğru yürümeye başladığında kadın da hissettiği baskıdan dolayı geriye doğru adımlamaya başlamıştı.Boğazına sarılan parmaklar nefesini kesmeye başladığında ince,uzun ve kemikli parmakları adamın bileğine dolandı.Yatağın yanına ulaşıp adım atacakları bir yer kalmadığında kadın sırt üstü yatağa düştü.

 

"Bırak!" Zar zor aldığı nefesler arasında kurabildiği tek kelime buydu.Adam,bir ayağını bükerek kadının üzerine eğildi.Boğazını daha fazla sıkmaya başladığında kadın çırpınmaya başlamıştı.

 

"Nefes alamıyorum..."

 

Ayaklarını gücü yettiğince çırpıyordu.Yüzü kırmızıdan mora dönmeye başlamıştı.

 

Adam,parmaklarını kadının boğazından çektiği anda kadın ciğerlerine dolan nefesle öksürük krizine girmişti.Elini boğazına koyup ciğerleri parçalanırcasına öksürmeye başladı.Adamın boğazını kısa bir süreliğine sıkması bile ciğerlerinin mahvolmasına sebep olmuştu.

 

"O adam dün dokundu mu sana? Beline elini attı mı? Tuttu mu elini?"

 

Bir anda sorduğu bu konudan alakasız sorulara cevap verebilecek durumda değildi kadın.

 

"Hiç utanmıyor musun öyle değil mi Su?" Kadının çenesini kavradı,yatağa bastırdı. "Hayatında ben varken tek amacı seni yatağa atmak olan bir adamla yemeğe gidiyorsun! Ben burada sana evlenme teklifi hazırlarken,en yakın dostum sırf seni başka bir herifle gördüğünü yüzüme vurmak için kapıma kadar geliyor!"

 

"Sen benim hayatımda felan değilsin! Çık artık şu hayal dünyandan!"

 

Kadının söyledikleri daha da öfkelendirdi adamı.

 

"Hayatında değilim öyle mi?"

 

Doğruldu kadının üzerinden.Arkasının dönerek kapıya ilerledi.Bu sırada kadın dolan gözleriyle birlikte yatakta oturur pozisyona gelmişti.Eli hâlâ boğazındaydı.Acıyordu canı her nefes alışında.

 

Adamın cebinden çıkardığı anahtar ile kapıyı açışını izledi.Adamın tekrar kendisine dönerek yaklaştığını gördüğünde yatakta geriye doğru kaçmaya başladı.

 

Şu an çok ağır bir travma yaşıyordu.Gözlerinden yaşlar akmaya başlarken adamın ona ne yapacağını merak ediyordu.Biliyordu ki,Ateş damarına basıldığında karşısında ki kişi kim olursa olsun acımazdı.Buna deli gibi aşık olduğu Su da dahildi.

 

Adamın ona doğru eğilip belini kavramasıyla kaçışı son buldu.Adam onu bir çırpıda aldı omuzuna.

 

"Ateş ne yapıyorsun?" Çırpınmaya,adamın sırtına vurmaya başladı."Ateş bırak beni! Yetmedi mi yaptıkların? Sevmiyorum seni istemiyorum nesini anlamıyorsun? Korkuyorum senden.Beni sevdiğini söylüyorsun ama bana zarar veriyorsun.Böyle yaparak seni seveceğimi mi sanıyorsun? Yanılıyorsun.Daha çok nefret ediyorum senden.Uzak dur.Uzak dur benden."

 

Birlikte odadan çıkarak merdivenleri aşındırdılar.Salonun önünde ki uzun holüde geçtiklerinde bahçeye çıkmışlardı.Su,arka bahçeye yöneldiklerini gördüğünde ters giden bir şeylerin olduğuna emin olmuştu.

 

Ateş,havuzun kenarında ki korumaya el hareketiyle arka bahçeye gelmesini söyledi.

 

"Ateş bırak beni lütfen." Adamı omuzlarından iterek kurtulmaya çalıştı.

 

En sonunda arka bahçeye ulaştıklarında gördüğü büyük çukurla kalbi ağzında atmaya başladı.

 

Neydi bu çukur?

 

"Madem benim değilsin,o zaman yaşamayacaksın!"

 

Adam onu omuzundan indirip yere bıraktığında korumaya başıyla onay verdi.Koruma,elindeki ip ve bez parçasıyla onların yanına yaklaştı.

 

Ateş,kadının sol bileğini sıkı sıkıya kavramıştı.Daha çok çırpınmaya,bağırarak ağlamaya ve yalvarmaya başladı kadın.Kaçması mümkün değildi,adama yetiremiyordu gücünü.

 

"Bırak beni Allah aşkına!" Gözyaşları içerisinde baktı adama.Gözlerinde gram merhamet yoktu."Bırak beni Ateş! Yapma!"

 

Ateş kadının iki bileğini üst üste çapraz bir şekilde getirip halatla birlikte sıkı sıkıya bağladı.

 

"Ne yapacaksın bana? O çukura mı gömeceksin? Yapma Allah aşkına."

 

Adam,hiçbir şekilde cevaplamıyordu onun sorularını.

 

Kadını dizlerinden tutarak yere yatırdı.Aynı şekilde ayaklarını da bağladı.Kadının ağlamaları iç çekişlere dönmüş,bağıra bağıra ağlıyordu.Çırpınmaları boşaydı.

 

Adam,kadının çenesini kavradı.Ağzını açmaya zorladı.Başını sağa sola sallayarak adamın baskısından kurtulmaya çalıştı kadın.

 

"Evleneceğim seninle Ateş...Yapma Allah aşkına."

 

Ateş,bez parçasıyla ağzını bağladığında korkudan kalbi duracaktı neredeyse.Az sonra başına gelecekler deli gibi korkutuyordu onu.

 

Konuşamıyordu artık,ağzı bağlanmıştı.

 

"Sabah Kürşat'ın gönderdiği tabutu getirin."

 

Koruma,Ateş'in emrini yerine getirmek üzere arka bahçeden çıkarken Ateş,gözlerini kadına dikti.Kadın,ağzında ki beze rağmen konuşmaya çalışıyordu.Boğuk çıkan sesine karşılık en sonunda dudaklarını araladı adam.

 

"Sana çok müsamaha gösterdim ben,çok şımarttım seni.Ama sen her defasında beni hasta olarak suçlamaktan,bana hakaret etmekten geri durmadın."

 

Kadın başını,"Yapma." Dercesine her iki yana salladı.Adam,eğilerek dudaklarını alnına bastırdı.

 

"Senin için evimin arka bahçesine kabristan yaptıracağım.Tam olarak buraya,senin huzurla uyuduğun yere.Her gece birlikte uyuyacağız."

 

Koruma elindeki büyük tabutla bahçeye girip onların yanına yaklaştı.Tabutu hemen yanlarına bıraktı.

 

Kadın,gözlerinden ardı arkası kesilmeksizin akan yaşlarla başını her iki yana sallamaya,çırpınmaya başladı.Adamın ona merhamet etmesini bekliyordu.

 

Ateş,kadını bir çırpıda aldı kucağına.Birkaç adımın ardından tabutun hemen yanında durdu.Kadının korkuyla çarpan ve her an duracak olan kalbinin sesini duyuyordu.

 

Ama bu korkuyu ona yaşatacaktı.

 

Kimse onu reddedemezdi.

 

Kadını tabutun içine yerleştirdikten sonra hiç vakit kaybetmeden kapağını kapattı ve korumanın ona uzattığı minik anahtarı kilite geçirip birkaç kez çevirdi.

 

"Onu gömün..."

 

 

Devam Edecek...

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%