Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.BÖLÜM | "Son Zamanlar Da Çok Histerik Davranıyorsun..."

@haticeyldr

 

 

 

Keyifli Okumalar Dilerim...

 

****

 

Dalgın dalgın yürüyen Su,yokuştan aşağıya iniyordu.Gözlerinden hâlâ yaşlar süzülüyordu ve Ateş'in ona yaşattıkları,hafizasından çıkmıyordu.Aynı sahneler bir daha bir daha gözünün önüne geliyordu.Bu boğazına büyük bir yumrunun oturmasına sebebiyet verirken hıçkırıkları boğazına takılı kalıyordu.Nefes alamıyordu sanki.

 

Rana'ya,Ateş'in ona yaptığı her şeyi anlatmış ve Ateş'i yakalamaları için gerekli olan tüm bilgileri vermişti.Artık Ateş rahatsız edemeyecekti onu.

 

Eski,huzurlu günlerine yeniden dönecekti.Okuluna,öğrencilerine dönecek ve sadece onlara odaklanacaktı.Ateş'in dört duvar arasında her gün nasıl solduğunu keyifle izleyecekti.

 

Eskiden bu denli rahatsız etmiyordu hareketleri Su'yu.Lakin şu birkaç ayda adam ciddi anlamda rayından çıkmış,artık düşünceleri ve hareketleri Su'ya zarar verir derecede kötüleşmişti.

 

Yaklaşık on adım daha ilerledikten sonra evine ulaştı.Kapının tam önünde durdu.Kol çantasını indirdi aşağıya.Fermuarını çekip açtı.İçinde anahtarlığını buldu.Evin anahtarını seçti içinden.Arabayı park yeri olmadığından üst mahalleye bırakmak zorunda kalmıştı.

 

Anahtarı kilite soktu,çevirdi ve açtı.Kapıyı eliyle iteklediğinde iki basamaklık merdiveni çıkmıştı.

 

Salona adım attığı an Makbule Teyze'ye olan olan ev pabucunu gördü.Daha sonrasında ise bakışları kadının kanlar içinde kalmış bedenini buldu.Beyni ani bir şokla sarsılırken gözlerine inanamadı.

 

Kadın boylu boyunca yerde yatıyordu,kanlar içindeydi.Su,gözlerini sonuna kadar açtı.Birkaç saniye ne olduğunu algıyamasa da sonrasında yeri göğü inletecek olan çığlığını basmıştı.

 

"AHHHH!" Öyle bir bağırıyordu ki ellerini dudaklarının üzerine kapatmış,gözlerinden süzülen yaşlarla birlikte annesi yerinde gördüğü kadının cesedine bakıyordu.

 

"MAKBULE TEYZE!" Hızla kadının yanına oturdu.Dizlerinin üzerinde doğrulurken sulu gözlerini kadının bedeninde gezdiriyordu.Elini,kadının yaralanan kısmına,karnına koyarken ne yapacağını bilemez bir durumdaydı ve bunca yaşanandan sonra birde bu olay onu ruhsal olarak oldukça etkileyecekti.

 

Eline bulaşan kana kaydığında gözleri bağıra bağıra ağlamaya başladı.

 

"MAKBULE TEYZE! KİM YAPTI SANA BUNU?!"

 

O an kafasına dank etti.

 

Ateş.

 

Titreyen kanlı ellerini bir kez daha dudaklarının üzerine kapattı.

 

Bunu ondan başkası yapamazdı.Kimse cesaret edemezdi buna.Ateş,kendisini şikayet ettiğini öğrenmişti belliki.

 

Ama bir bedel ödemesi gereken her şeyden habersiz olan Makbul Teyze değildi.

 

Değildi...

 

"Benim yüzümden..." Dudaklarının arasından acı bir çığlık koptu.Gözlerindeki dehşet,şu an içinde yaşadığı derin acıyı gözler önüne seriyordu.

 

"Benim yüzümden..."

 

"Su?" Kulağına ilişen sesle arkasını döndüğünde karşısında hiç beklemediği biri vardı.

 

İlhan.

 

Adam ile göz göze geldiklerinde zorlukla yutkundu.Genç adamın bakışları önce Su'yu bulduğu daha sonra içinde bulundukları ortama.

 

"Ne yaptın sen?" Dedi panikle.

 

İki gündür okula uğramayan Su'yu kendisinden haber alamadığı için merak edip buraya ziyarete gelmişti.Ve gördükleriyle o da aynı Su gibi dehşete kapılmış,şoka uğramıştı.

 

"Ben..." Dedi Su,ne diyeceğini bilemeyerek.Cümlenin devamını getiremedi.

 

"Ne yaptın sen Su?"

 

Adam aynı cümleyi bir kez daha kullanırken Su,bu büyük olayın üzerine kaldığını çoktan düşünmeye başlamıştı.Adam,yaşlı kadını öldürenin kendisi olduğunu düşünüyordu.Hoş,gördükleri de bu düşüncesini destekliyordu.Eve girmeden birkaç saniye önce Su'yun,'Benim yüzümden' Cümlesini de işitmişti.

 

"Ben...Bir şey yapmadım..."

 

Bir anda içine girdiği suçluluk psikolojisinden çıkmak adına ayaklandı.Adama doğru yaklaştı.

 

"Ben hiçbir şey yapmadım." Başını yere eğerek ellerini saçlarının arasına geçiştirdi."Ben bilmiyorum kimin yaptığını,ben yapmadım." Başını her iki yana salladı."Ben yapmadım."

 

Gözleri adam ile yerde cansız bedeniyle yatan Makbule Teyze arasında mekik dokuyordu.Adam,hiçbir tepki vermiyordu.Öylece ayakta dikilmiş,kadına bakıyordu.

 

"Kim yaptı?" Adam,sessizliğini bozdu.

 

"Ben yapmadım." Geriye doğru adımlamaya başladı Su.Bağıra bağıra ağlıyor,nefesi kesiliyordu.Sırtı duvara değdiğinde daha da geriye gidecek bir yer olmadığını anlayıp yere çöktü.Ağlamaktan sızlayan bakışlarını Makbule Teyze'ye dikti.

 

Onun yüzünden olmuştu.Bu caniliği yapmıştı.Amacı kadını kendine hapsetmekti.Bunu başaramayınca,kadına büyük bir ders vermek istemişti.

 

"Rana'yı arayacağım." Dedi İlhan,cebinden telefonunu çıkarırken.O da tanıyordu Rana'yı.

 

Su,dizlerini kendine çekti.Sessizce ağlamayı sürdürdü.Ellerine bulaşan kan beyaz pantalonuna da değmişti.Ortalık kan gölüydü.İçinde bulunduğu bu ortam bir daha asla çıkmayacaktı aklından.

 

Omuzlarına binen vebal,vicdanını sızlatacaktı bir ömür.Makbule Teyze,onun yüzünden ölmüştü.Ateş yapmıştı bunu,ondan başka kimse olamazdı.

 

İlhan,polisi ararken Su daha fazla dayanamayarak başını dizlerine kapattı.Dakikalar içerisinde büyük bir yıkım yaşamıştı.Ağır darbe almıştı Ateş'ten.Adam savaşı kazanmak adına elinden gelenin fazlasını yapmış,küstah oyunları ile kadına ağır bir yenilgi yaşatmıştı.

 

Az sonra polis gelecek ve onu karakola götüreceklerdi.

 

Yargılayacaklardı onu.

 

Ateş,bu işten kurtulmanın yolunu çoktan bulmuştu.

 

Tüm olay Su'yun üzerine kalacak ve işlemediği bir suçun cezasını en ağır şekilde ödeyecekti.

 

*****

 

"Su,kuzum."

 

Rana, kapağını açarak elindeki şişeyi Su'ya uzattı.

 

Su,titreyen elleriyle kavradı su şişesini.Dudaklarına götürdü.Birkaç yudum aldı.Boğazından aşağıya inen sıvı bile canını yakmaya yetiyordu.

 

"Anlatmalısın."

 

Rana,bir kez daha konuştuğunda Su,gözlerini sımsıkı yumdu.Şişeyi önündeki sehpaya bıraktı.

 

"Ben yapmadım Rana." Başını yere eğdi.Gözlerinden bitmek bilmeyen yaşlar yanaklarına süzülüyordu."Ateş yaptı."

 

Rana,derin bir nefes aldı.

 

"Su,senin verdiğin bilgilere göre biri yaşamıyor.Nüfusta Ateş Karahanlı diye biri yok.Bu ismi taşıyan tek bir kişiye rastladık,o da küçücük bir çocukken ölmüş." Elini,Su'yun omuzuna koydu."Su,son zamanlarda çok histerik davranıyorsun.Sabah gelip bana anlattığın şeyler,söylediğin isimde birinin olmayışı ve akabinde bu cinayet.Su,sen aslında olmayan kişileri görüyor,yaşanmamış olayları aklında sanki yaşanmış bir gerçek gibi kabul ediyor olabilir misin? Belkide bu bir hastalığın başlangıcıdır." Ses tonunda ki incelik,Rana'nın Su'ya olan dostluğunun ve ona karşı olan merhametinin,yardım etmek isteyişinin bir göstergesiydi."Bir uzmandan destek almak ister misin? Veya bir uzman eşliğinde bu olayı anlatmak ister misin?"

 

Su,elini Rana'nın omuzunda duran elinin üzerine koydu ve onu yavaşça çekti.En yakın dostu bile ona inanmıyorsa,konuşmanın lüzumu yoktu.

 

"Tüm yaşadıklarım hakikat Rana! Sana göğsümün altındaki o yarayı gösterdim.Ateş'in bu işten bir şekilde sıyrılacağını biliyordum,bundan emindim." Zorlukla yutkundu."Ama sen Rana..." Başını her iki yana salladı."Bana nasıl olur da inanmazsın? Ne yaşadığımı ben biliyorum.Anlattıklarım bir hayal ürünü değildi,hiçbir zaman olmadı.Acım oldukça büyük.Bir an evvel buradan çıkmak ve yıllardır yanımda olup bana annelik yapan kadının son görevini yerine getirmek istiyorum.Ateş,onu şikayet ettiğim için öldürdü Makbule Teyze'yi.Acımasızca,canice..." Gözlerini sımsıkı yumdu."Bunu ondan başkası yapmadı."

 

"Bu olayı senin yapmadığını biliyorum zaten Su.Sen olay saatinde benim yanımdaydın.Sana bu konuda şahitlik yapacağım.İfadeni verip evine dönebilirsin.Fakat şehir dışına çıkamazsın.Savcı ile bizzat ben konuşacağım."

 

Ayaklandı Rana.Su'yu da kollarından tutarak ayağa kaldırdı.Hiç beklenmedik şekilde sarıldı Su'ya.

 

"Her zaman yanında olacağım.O Ateş Karahanlı denen adam kimse de,onu ben bulup cezasını ben vereceğim.Sana inanmıyor değilim.Belliki yıllar önce kendini öldü gösterip yaşamını başka bir kimlikle sürdürüyor."

 

"İfademi daha sonra verebilir miyim?"

 

Su'yun bu masum sorusuna karşılık başını olumlu anlamda salladı Rana.

 

"Sana bu imtiyazı tanıyacağım.Lakin senden ricam pazartesi gelerek ifadeni vermen.İfaden alınırken bende yanında olacağım."

 

Geriye çekildi Rana.

 

"Evine dön ve dinlen Su.Sık aralıklarla arayacağım seni.Aklım sende kalır aksi halde."

 

Su,cevap vermeden çantasını aldı ve odadan ayrıldı.Ruhsuz adımları karakolun dış kapısına yöneldi.Büyük ve geniş kapıdan çıktığında sert rüzgar suratına bir tokat gibi çarptı.

 

Uçuşan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.Vicdanı şimdiden sızlamaya ve onu rahat bırakmamaya başlamıştı.Onun yüzünden ölmüştü masum bir can.Sağ elini dudaklarının üzerine kapattı.Ağlamasını dizginlemeye çalışıyordu.Ama bunu başarmak neredeyse imkansızdı.

 

"Su."

 

Sol tarafa döndü.İlhan arabasının hemen önünde durmuş,ona bakıyordu.

 

"İyi misin?"

 

Ne yani,Su'yun içeride olduğu süre boyunca burada mı beklemişti?

 

"Ne işin var senin burada?"

 

İlhan,adım adım yaklaştı ona.Tam karşısında durduğunda kadının,Su ondan gelecek olan cevabı beklemeye koyuldu.

 

"Polisler seni buraya getirdikten sonra Makbule Teyze'yi otopsi için götürdüler.Bende düşündüm ki seni yalnız bırakmamalıyım.İfademi aldılar,sonra da burada bekledim seni."

 

"Bana inanmadın." Kadının ağzından çıkan iki kelime adamı huzursuz etmeye yenmişti.Kendini açıklamaya koyuldu."Sen iki gündür okula uğramayınca merak ettim bende.Seni buluştuğumuz o gün evine bırakmıştım,ev adresini biliyordum.Ziyaret etmek istedim seni,endişelendim.Tam kapıdan girecektim ki sesini işittim.'Benim yüzümden' diyerek sayıklayınca," Kelimeleri beyninde toparladı."Birde o halde görünce," Ve en sonunda kelimeleri birleştirebildi."Yalan söylemem,sen yaptın sandım."

 

"Ben yapmadım." Kesin ve sertti ses tonu.Kendinden emindi."Ben asla suçsuz günahsız bir kadına kıyamam,kıymam! Bana inanmayanların,bana güvenmeyenlerin yanımda işi yok! Hiçbir zaman da olmayacak!"

 

Adamın yanından geçip gitmek için hareketlendi ama bu eylemi adam tarafından engellendi.

 

"Seni eve bırakmama müsaade et."

 

Kadının keskin bakışları üzerine döndü.

 

"Arabam var."

 

"Bu halde araba kullanamazsın."

 

"Sana soracak değilim!" Hızla geçip gitti adamın yanından.

 

İlhan,giden kadının arkasından bakakaldı.

 

Derin bir nefes aldı.

 

Kadının ona olan güveni buhar olup uçmuştu.

 

Ve bir daha asla geri yerine gelmeyecekti.

 

Su,otopsi nedeniyle Makbule Teyze'nin cenazesini teslim alamazken,Rana'nın yoğun aramaları üzerine Rana'nın diğer evine gitmişti.Rana yaklaşık bir yarım saat yanına uğramış,ona evde dilediği kadar kalabileceğini söyleyerek zorla da olsa duş almasını sağlamıştı.

 

Telefonunu açık tutmasını,bir an evvel uyuyarak dinlenmesini söylemiş,pijama takımlarından birini ona vermişti.

 

Su,yatağa geçerek derin bir uykuya zor da olsa dalarken eve davetsiz bir misafir,mutfak penceresinden atlayarak girmişti.

 

Ateş Karahanlı.

 

Adam,karanlık evin içinde ruh gibi ilerlemeye başladı.Kalın botlarının sesi evin soğuk duvarları arasında yankılanıyordu.İstikamet Su'yun derin bir uykuda olduğu üst katta bulunan yatak odasıydı.

 

Ağır adımlarla çıktı merdivenleri.O gerçekten hasta bir adam değildi.O gayet sağlıklı,aklı başında bir adamdı.Bu yaptıkları onun hür iradesiyle meydana gelen eylemlerden ibaretti.Herhangi bir ruh sorunu yoktu.

 

O,öyleymiş gibi davranıyordu.Kadına vakti zamanında normal biri gibi yaklaşmıştı.Lakin Su'yun ona karşı ördüğü duvarlar,bitmek bitmez inadı ve onu sürekli hasta olarak nitelendirmesi Ateş'in içinde bastırdığı kötü yanını ortaya çıkarmıştı.

 

Kadını yeteri kadar korkutabilmişti.Son darbesi kadına ağır bir yara aldırmış ve bu savaş Ateş'in kazandığı galibiyet ile son bulmuştu.Artık ne kadının saldırmaya gücü vardı ne de kendini savunmaya.

 

Annesinin ölümüyle birlikte onu her yerde arayan babasına karşılık kendini öldü olarak göstermişti.O günden bu yana sahte bir kimlik ile yaşamını devam ettiriyordu.

 

Fakat Su'ya karşı her zaman dürüst olmuştu.Ona hayatının en hakiki yönlerinden bahsetmişti.Ondan sadece adını saklamıştı.

 

Basamakları teker teker aşındırıp üst kata ulaştı.O kadar korkutucu görünüyordu ki,karanlıkta parlayan simsiyah gözleri onu daha da ürpertici gösteriyordu.

 

Buraya,kadını ziyaret etmeye gelmişti.

 

Ayrıca sorması gereken bir hesap vardı.

 

Uzun koridoru aşındırırken üzerindeki beyaz tişörtü hafifçe havaya kaldırdı ve beline yerleştirdiği silahı çekip çıkardı.

 

Su,bugün bir tercih yapacaktı.

 

Ya evlenecekti Ateş ile.

 

Ya da bir daha uyanmamak üzere sonsuz bir uykuya kapatacaktı gözlerini.

 

 

Devam Edecek...

 

 

Loading...
0%