Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.BÖLÜM | "Bir Daha O Küçük Beyninle Bana Oyun Oynamaya Kalkarsan!"

@haticeyldr

 

Keyifli Okumalar...

 

****

 

Ateş,yatağın yanı başında dikilmiş,belini hafifçe öne doğru eğmiş ve keskin bakışlarını uyuyan kadına dikmişti.Elini ona doğru uzattı.İşaret parmağının tersiyle elmacık kemiğinin üzerini okşadı.

 

Hissettiği temasla huzursuzlanan Su,kıpırdandı.Adam,parmağını yavaşça indirdi kadının dolgun dudaklarına.

 

"Su..."

 

Dudaklarının arasından çıkan kelime kadının gözlerini hafifçe açmasına vesile oldu.Kadın zifiri karanlık odada burnunun dibinde bulduğu adamla çığlık atarak yatakta oturur pozisyona gelmeye çalıştığında adam onu omuzundan sertçe iterek yeniden yatar pozisyona getirdi.

 

"Sakın!" Dedi elini kadının dudaklarının üzerine kapatırken.Su,anında dolan gözleriyle adamın gözlerine bakmayı sürdürdü.

 

"Ne o?" Dedi adam,boşta kalan eliyle kadının yüzüne düşen bir tutam saçı geriye atarken."Beni gördüğüne sevinmemiş gibisin sanki." Kadının,göğüs kafesini zorlayan kalp atış seslerini duyabiliyordu."Bu kadar heyecanlanma." Yavaşça eğildi kadının yüzüne."Buraya başsağlığına geldim." Tebessüm etti."Yazık oldu yaşlı kadına." Yüzünde ki gülümsemeyi sildi.Kaşlarını çattı."Kim vurduya gitti."

 

Dudaklarını kadının kulağının hizasına getirdi.Ağlamaya başlamıştı Su.Makbule Teyze'yi ima etmesi onun tüm sinirlerinin boşalmasına ve daha şiddetli ağlamasına vesile olmuştu.Hıçkırıkları,adamın dudaklarının üzerinde yer alan kocaman elinden dolayı boğazına takılı kalıyordu.

 

"Bir daha o küçücük aklınla oyun oynamaya kalkarsan!" Sert nefesi kadının kulağına çarptı."Seni o oyuna gömerim!"

 

Geriye doğru çekildi.Doğruldu kadının üzerinden.Arkasını dönerek odanın içinde bulunan tekli koltuğa ilerledi.İri bedenini koltuğa bıraktı.Geriye doğru yaslandı.

 

Su,yanaklarını ellerinin tersiyle silerek yatakta oturur pozisyona geldi.Bakışlarını adama dikti.

 

Adam,sol elini dirseğini bükerek bacağının üzerine koyarken diğer elini sallayarak önce kadına 'gel' işareti yaptı daha sonrasında elini bacağına hafif ritimle vurdu.Kadını kucağına oturması için çağırıyordu.

 

"Sen bir katilsin! Ellerinde masum bir kadının kanı var!" Öfkeyle ve kinle ayağa kalktı kadın.Adama yaklaştı."Ne suçu vardı o yaşlı kadının?! Masumdu!" Gözyaşları içerisinde bağırıyordu."Ateş!" Bir anda duraksadı."Bana yalan söyledin sen." Dedi aklına gelen gerçek ile."Adın Ateş değil!"

 

Ateş,koltukta iyice yayıldı.

 

"Adım,Ateş." Dedi sakince.

 

Kadın,ellerini saçlarının arasına geçirdi.

 

"Sen hastasın!"

 

Ateş,beş yüzüncü kez işittiği bu cümleden nefret ediyordu ve kadın her defasında bu kelimeleri kullanmaktan asla geri durmuyordu.

 

"Sen beni gömdün!"

 

"Makbule Teyze'yi benim yüzümden öldürdün sen! Acımadan,büyük bir soğukkanlılıkla! Bir katilsin sen! Ruh hastası bir psikopatsın! Asla normal değilsin sen! Bana sürekli beni sevdiğini söylüyorsun ya hani,senin bana olan duyguların zinhar aşk değil! Bunlar hepsi palavra!"

 

Ve duraksamadan devam etti cümlelerine.

 

"Sen,beni kafana takmışsın hepsi bu! Seven insan sevdiğinin saçının tek teline zarar gelsin istemez ama sen,seni sevmediğim için beni öldürmeye kalktın! İşte bu,duygularının birer saplantı olduğunun en büyük kanıtı!"

 

Adam sessizce onun içini dönmesini bekliyordu.

 

"Beni takıntı haline getirmişsin ve ben sana,senin istediğin gibi davranmayınca kolayca beni ölümle tehdit edebiliyorsun,hatta bunu eyleme döküyorsun! Sen beni diri diri gömdün! Bana hayatım boyunca unutamayacağım o korkuyu yaşattın!"

 

Yanaklarından süzülen yaşları elinin tersiyle sildin.

 

"Seninle karşılaştığım o güne lanet olsun! Polis bir an evvel yakalayacak seni göreceksin,öyle ki bugün buraya gelişini de anlatacağım yarın Rana'ya! Hapislerde çürüyeceksin!"

 

Adam,en sonunda bozdu sessizliğini.

 

"O çok güvendiğin arkadaşın senin delirmeye başladığını düşünüyor."

 

Kadın,kaşlarını çattı adamın söylemlerine karşılık.

 

"O yaşlı kadını da senin öldürdüğünü düşünüyor.Ne de olsa ben onun için senin gördüğün bir hayalim! Bir nevi hayaletim! Ne yazık değil mi Su,benden asla gidemeyeceğini bilmek çıldırtıyor seni bu kadar! Hiç kimse güvenmiyor sana.O İlhan denilen alçakta buna dahil."

 

Tek kaşını havaya kaldırdı.

 

"Seni o halde gördü ve seni anlayıp dinlemeden direkt polisi aradı.Bu cinayeti ben işledim ama suçun senin üzerine kalması için elimden gelen her şeyi yaptım.Gerçi pek bir şey yapmama gerek kalmadı.Şu an bu cinayet için senden başka hiçbir şüpheli yok." Tebessüm etti."Hayali ben varım."

 

Alelen dalga geçiyordu.

 

"Daha fazla burada seninle aynı ortamda bulunup senin iğrenç yüzünü görmek istemiyorum."

 

Kapıya doğru döndü.Adam,yerinden kalkmadı bile.Kadın adımlamaya başladığı an araladı dudaklarını.

 

"Hadi git,gir cezaevine.Hayatın ile birlikte mesleğini,kariyerini de kaybet.Beni kimse bulamaz.Arkamda hiçbir iz bırakmadım.Hadi diyelim bir iz buldular hakkımda,öyle bir kamufle ederim ki kendimi,ne yerde bulabilirler beni ne de gökte.Tüm suç üzerine kalır.Hayatını mahvederim."

 

Omuzunun üzerinden adama baktı kadın.Gittiği adamları geri döndü.Adamın tam karşısında durdu.Adamın üzerine doğru eğildi.

 

"Sen ciğeri beş para etmez,aşağılık bir adamsın!" Dişlerinin arasından tısladı."Öyle ki,bir köpek gibi peşimde dolaşıyorsun yıllardır.Ne için?" Başını sorarcasına salladı.Ve kendi sorusunun cevabını kendi verdi."Sana biraz güler yüz göstereyim,seni biraz olsun seveyim diye.O yüzden bu kadar kuduruyorsun." Adamın damarına bastığını biliyordu."Ama daha çok devam edeceksin kudurmaya.Zira gün gelecek ben sevdiğim adam ile evlenip mutlu bir yuva kuracağım.O gün geldiğinde sen ait olduğun yerde olacaksın.Ya hapishanede ya da tımarhanede." Adamın yumruklarını sıktığını görebiliyordu."Tımarhane daha yakın bir tercih tabii."

 

Adam daha fazla dayanamadı.Kadın karşısına geçmiş ona başka biriyle birlikte olma ihtimalinden bahsediyordu.İşte bu Ateş'in öfkesinin son doruklarına gelmesine yeterdi.

 

Bir anda oturduğu yerden kalktığında bu ani tepkiyi beklemeyen kadın bir iki adım geri çekilmişti.Adam,kadını kolundan tuttuğu gibi odanın içinde bulunan küçük banyoya ilerledi.

 

Kadın,boşta kalan elini adamın kalın bileğine sarmış,ayaklarını yere kitleyerek adama engel olmaya kalkışmıştı.

 

Adam,daha çok asıldı kadının koluna.Onu peşinden sürükleyerek banyoya geçirdi.

 

"Ateş bırak!" Dedi bağırarak.

 

Adam onu yine duymadı.

 

Her zaman ki gibi...

 

Su dolu küvetin önüne geldiklerinde adam ayağıyla kadının tam olarak diz kapağının arkasına son gücü ile vurdu.Büyük bir çığlıkla dizlerinin üzerine çöktü kadın.Gözyaşları şiddetini arttırdı.

 

Daha ne olduğunu anlayamadan adamın saçına dolanan parmaklarıyla birlikte kafası suya girdi.Bu ani hareketle nefessiz kalmaya başladığında ellerini küvetin dış kısmına koyarak bedenini geri çekmek istedi.Ama yapamadı.

 

"Başka biri ha?!" Adam,tek kaşını havaya kaldırdı.Kadının çırpınışları arttıkça daha da baskı uyguluyordu kafasına."Başka biriyle evlenmek?"

 

Kadının saçlarına daha çok asılıp kafasını sudan çıkardı.Ciğerlerine dolan nefesle öksürmeye başladı kadın.Aldığı nefes canını acıtıyordu.Adam saçlarına asılıp başını geriye yatırdı.Nefesini kulağının hemen arkasında hissetti.Boynunun tümü adamın gözlerinin önüne serilmişti.

 

"Bir daha söyle!" Dedi sert sesiyle."Hadi az önce söylediklerini tekrar et!"

 

Kadın,kurtulmaya çalıştı.Cevap vermedi adama zira buna fırsat bulamadan kafasını bir kez daha suyun içinde buldu.Yeniden nefessizliği iliklerine kadar hissetti.Ellerini çırptı.Adamın baskısından kurtulamıyordu.

 

"Sen buna izin vereceğimi mi sanıyorsun?! Sen başka bir adamla evleneceksin ve ben buna sessiz kalacağım? İnanılır gibi değil."

 

Kadının kafasını bir kez daha sudan çıkardığında gözleri kadının ıslanan beyaz tişörtünden görünen göğüslerine kaydı.Beyaz tişört giymişti fakat altında sütyen yoktu.

 

"Benimle geleceksin!"

 

Kadın,nefes alışverişlerini düzene soktuğunda dudaklarını araladı.Öfkeyle ittirdi adamın saçında duran elini.

 

"Sen kimsin?! Sen kimsin de ben seninle geleceğim!" Oturduğu yerden küvetten destek alıp doğruldu.Yüzüne yapışan saçlarını geriye ittirdi.Göğsü hala nefessizlikle inip kalkıyordu.Aldığı nefesler yetmiyordu kendisine.

 

Tüm öfkesi ve tüm hıncıyla ittirdi adamı göğsünden.Hızını alamadan sağ elini havaya kaldırdı ve hızla indirdi adamın sol yanağına.Ateş'in başı yana savrulurken kadın işaret parmağını ona doğru sallayarak konuştu.

 

"Seni hayatıma sokan benim,ben izin vermeseydim şu an bana bu muameleyi hak görmezdin! Böyle yaparak seni seveceğimi felan mı sanıyorsun?! Başta bu kadar hastalıklı bir yapıya sahip olduğunu bilmiyordum.Benden küçük olman bile umurumda değildi başlarda.Bir ara seninle evlenebileceğimizi bile düşünmüştüm ama hayat gerçekleri suratıma bir tokat gibi çarptı.Neyse ki seninle evlenmeden evvel gördüm gerçek yüzünü.Allah'ın sevgili kuluymuşum ki seninle evlenerek hayatımı hasta bir adamın vicdanına bırakmamışım.Hiçbir zaman sevmeyeceğim seni.Yer yarılıp gök yerin dibine girse de,iki cihan bir araya gelse içimde sana karşı şu kadarcık sevgi beslemeyeceğim.Anlıyor musun?" Başını sorarcasına salladı."Bir ömür peşimde koşup bana seni sevmem için yalvaracaksın.Hep uçurumun kenarında duracaksın.O uçurumun kenarından kurtulman da aşağıya düşmen de benim iki dudağımın arasından çıkacak olan karara bağlı olacak.Ve günü geldiğinde Ateş,ben seni kendi ellerimle iteceğim o uçurumdan!"

 

Ateş,hala yüzüne atılan tokatın etkisindeydi.Başı yana savrulmuş,alnına düşen iki tutam simsiyah saçı sağ gözünün görüş açısını kapatmıştı.Parmak uçları yanağına temas ediyordu.Göğsü öfkeyle inip kalkıyordu,kadına saldırmamak ve ona zarar vermemek için kendini dizginlemeye çalışıyordu.Kadının sarfettiği sözler kışkırtıyordu onu.Kendine hakim olamıyordu.

 

"Duyuyor musun beni?" Buraya kadardı.Artık bu adama daha fazla sabredemiyordu,olmuyordu.Canına tak etmişti."Hiçbir zaman ben tarafından sevilmeyeceksin! Sevgime ulaşmak istediğin her an en sert yüzümle ve nefretimle karşı karşıya kalacaksın! Zorla mı götüreceksin beni,götür! İstersen dünyanın bir diğer ucuna götür! Oturt o nikah masasına,hepsi boş benim için! Sen benim için bir hiçsin! Sen benim için bir zavallıdan ibaretsin! Hepsi bu!"

 

Adamdan gelecek olan bir tepkiyi bekledi.Şu kısa zamanda hayatı mahvolmuştu.

 

"Çok güzel bir hayatım vardı,tâki sen gelene kadar." Derin bir nefes aldı."Sen bana Allah'ın verdiği bir belasın! Bir lanet!"

 

"Yeter artık kes sesini!" Adamın sert banyonun soğuk duvarları arasında arasında yankılanırken kadını tişörtünden tutarak kendine doğru çekti.Burun buruna geldiler.

 

"O zehirli dilini içine sok ve asabımı daha fazla bozmadan düş önüme! Aptal saptal düşüncelerini kendine sakla! Zira bu saçma sapan sözlerin benim için hiçbir anlam ifade etmiyor!"

 

"Seninle gelmeyeceğim!" Diretti kadın.

 

"Geleceksin!" Adamın keskin tavrı,kadına derin bir nefes aldırdı."Aksi takdirde hapise girersin! Öyle bir oyun kurarım ki,tek şüpheli sen olursun,tüm suç üzerine kalır! Herkes senin yaptığını sanar! Anlıyorsun öyle değil mi? Bundan sonra benim yanımda kalacaksın!"

 

"Seninle gelmeyeceğim!"

 

Ateş,kadını bırakarak geriye doğru çekildi.Kadın adamın tişörtünü hafifçe yukarı kaldırışını,kaslı karnını ve silahı çıkarışını gördüğünde kesik bir nefes aldı.

 

"Düş önüme Su! Adımlamaya başla!"

 

Gözünden süzülen bir damla gözyaşı ile adımlamaya başladı.Salondan çıkıp yatak odasına geri döndüklerinde adam tekli koltuğun üzerinde bulduğu siyah tişörtü aldı.

 

"Çıkar üzerini!"

 

Kadın,üzerine baktı.Beyaz tişörtünü çıkarırsa çıplak kalırdı.Adam,kadının duraksadığını gördüğünde başını yere eğdi.Silahın ucunda hâlâ kadın vardı.

 

Kadın,adamın gözlerini ondan çektiğini gördüğünde hızla çıkardı üstünü.

 

"Giy şunu!" Adamın uzattığı siyah tişörtü alarak önce başından sonra kollarından geçirdi.

 

"Yolumuz uzun,hasta olacaksın,birde bu salak mesele ile uğraşacağım!"

 

Hayat,bazen insanı en dibe çekerdi.

 

Ve insan,kurtulmaya çalıştıkça daha da dibe batardı.

 

*****

 

Gecenin kör karanlığında başını cama yaslamış,akıp giden yolu izliyordu Su.Adama karşı bir kez daha isteklerini yerine getiriyor olmak canını sıkmıştı.

 

Ayrıca her şeyini geride bırakıyordu.Mesleğini,eski hayatını,Makbule Teyze'yi...

 

Ağlamaktan kızarmıştı gözleri.En çok da Makbule Teyze için acıyordu canı.Kendisi yüzünden ölmüştü ve kadına bir cenaze merasimi bile yapamamıştı kadın.En azından bunu haketmişti o yaşlı kadın.Yıllarını vermişti Su'ya,annelik etmişti.

 

Ateş,dikiz aynasından son model arabasının arka koltuğunun en köşesine sinmiş olan kadına baktı.Dışarı fazlasıyla soğuktu ve kadının saçları hâlâ ıslaktı.Esen sert rüzgar kadının direkt olarak yüzüne vuruyor,saçlarını uçuşturuyordu.

 

Ateş,hemen yan tarafında bulunan düğmeye bastı.Su,ansızın kapanan pencereyle ve yok olan manzarayla beraber başını kaldırdı.Dikiz aynasından adama baktı.Göz göze geldiler.Birkaç saniyelik sessiz bakışmanın ardından adam bakışlarını çekti.Bir diğer düğmeye bastı.O andan itibaren sıcak havanın sesini işitti kadın.Adam,üşümesin diye kaloriferi açmıştı.Bu denli hasta ruhlu bir adamdı işte.

 

"Kapat şunu! Sıcaklık istemiyorum!"

 

Adamın gözleri dikiz aynasından bir kez daha kendisini buldu.

 

"Sana soran yok! Bu,benim arabam! İster kaloriferi açarım istersem klimayı! Benim arabamdaysan,benim kurallarıma uymak zorundasın!"

 

"Şu an seninle aynı ortamda nefes almak bile eziyet bana! Elbet bir gün kurtulacağım senden Ateş Karahanlı!" Gözlerini kıstı."Tabii adın bu ise!"

 

Bakışlarını pencereye dikti.

 

Ateş,alt dudağında gezdirdi dilini.

 

Elleri direksiyonu sıkıyordu.

 

Dayanamayarak dudaklarını araladı.

 

"Kaç yıl geçerse geçsin,hangi koşullarda olursak olalım sana olan hislerim hep var olacak!" Yutkundu."Adım," Direksiyonu daha fazla sıktı."Okan Meriç Sargun!"

 

Daha fazla saklamaya lüzum yoktu.

 

İşte hakikat buydu.

 

Ona,yıllardır aklından çıkaramadığı travmalarını yaşatan,kötü anılarını gün yüzüne çıkaran isim buydu.

 

Kara kışı geride bırakmıştı bu isim ile birlikte.

 

O,tüm kötü anıları bastıra bastıra zihninden silmeye çalışmıştı.

 

Ama ne mümkün,

 

Acı her defasında daha da şiddetlenerek onda büyük bir yıkım yaratıyordu.

 

"Babam,annemi ve kundaktaki kardeşimi öldürdü.O gece ablam ile kaçtık evden.Babam bizi bulamasın diye de kendimizi öldü olarak gösterip sahte kimliklerimiz ile sürdürdük yıllar boyunca hayatlarımızı."

 

Gözleri doldu adamın.

 

"Şu an gitmekte olduğumuz yer,ablamın evi..."

 

 

Devam Edecek...

 

 

Loading...
0%