@haticeyldr
|
Keyifli Okumalar Dilerim... ***
"Birde babana benzemediğini söylüyorsun.Halbuki sen benzemekle de kalmamışsın.Çocukluğundan bu yana babanı iyi izlemişsin ve onu kendine model olarak belirleyip ne kadar kötü özelliği varsa kendi benliğine almışsın." Ses tonunda büyük bir kin ve öfke vardı."Ölümüm senin ellerinden olmayacak Ateş! Ama belli mi olur,belki ölümün benim ellerimden olur..."
Adam,onun bu sözlerine karşılık birkaç saniye süren dişli gülümsemesini yüzüne yaydı.
"Bu benim için sadece büyük bir mükafat olur."
Yüzünü buruşturdu kadın.
"Acınası bir şekilde öleceksin biliyorsun öyle değil mi? Belki öldürülüp bir sokak köşesine atılacaksın ve kokmuş cesedin günler sonra bulunacak.Bu yaptıkların yanına kâr kalacak sanma,Rabbim'in adaleti kork."
"Allah'ın adaletinden korkması gereken onlarca kişi var Su,bu yolda tek değilim."
Mesela babası...
Yatacak yeri yoktu onun.Şerefsiz.Eğer yıllar sonra babası ile karşılaşmak nasip olursa ona edeceği bir çift laf vardı ve ardından sıkacağı iki el ateş.Kendi elleriyle gebertecekti onu.Ona ve kardeşlerine neler yaptığını tek tek hatırlatacak ve en ağır şekilde verecekti cezasını.
"İlahi adalet tecelli edecek bir gün Su ve bende herkes gibi hakkım olanı alacağım." Vitesi yükseltti."Seni alacağım."
"Hâlâ benimle olabilme ihtimalin olduğunu mu sanıyorsun? Bana yaptığın onca şeyden sonra Ateş,kollarına atlayacağımı mı düşünüyorsun? Eğer düşüncen buysa fena halde yanılıyorsun."
"Yapmadığın şey değil Su." Dudağının kenarı alayla kıvrıldı.
"Eski günlerde kaldı o." Önüne gelen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı Su."Sen hayatımızı mahvetmeden evveldi."
Evet,ilk tanıştıkları dönemlerde güzel zamanlar geçirmişlerdi.Lakin bu güzel günler Ateş'in gerçek yüzünü ortaya çıkarmasıyla son bulmuştu.Bir arkadaşları aracılığıyla tanışmışlardı.Su'yun çocukluk arkadaşı olan Can aynı zamanda Ateş'in çok yakın bir dostuydu.Bunun yanında iş arkadaşıydılar.Can,onları bir gece arkadaşlarının toplandığı yemeğe davet etmişti ve bu karşılaşma yaşananlarla birlikte ikiliyi bu noktaya kadar getirmişti.
Can,hızı severdi.Onun bu tutkusu feci bir trafik kazasında hayatını kaybetmesiyle son bulmuştu.Su,çocukluk arkadaşının acı kaybını yaşar iken yanında Ateş vardı.Zaman geçtikçe birbirlerini daha iyi tanımışlar ve aynı yola girmeye ortak görüşleriyle karar vermişlerdi.
Su,Ateş'in gerçek yüzünü başlarda göremesede zamanla anlamıştı.Bir gün gittikleri bir restoranda Su,mekandan ayrılırken garsona 'Kolay gelsin' dediği için Ateş ile fena bir kavgaya tutuşmuşlardı.
Ateş'in kıskançlıkları dozunu her geçen gün artırırken geldikleri son nokta buydu.Bu ilişkinin bu denli kopma noktasına gelmesine sebebiyet veren Ateş idi.
Bakışları kasabanın girişindeki tabelaya kaydığında bakışları adamı buldu.Ateş,kadının bakışlarını üzerinde hissettiğinde açıklamaya koyuldu.
"Geldik." Dedi direksiyonu tamamen sağa çevirirken."Ablam biraz serttir,pek taviz vermez.Birde kızkardeşim var.O pek neşeli,pek samimidir.Ablamdan pek güler yüz göremezsin lakin onun vermediği sıcaklığı Güneş sana verecektir."
"Umrumda değilsiniz.Oraya vardığımızda ablana anlatacağım tüm bu yaptıklarını.Belki o bir nebze vicdanlıdır,senin gibi değildir de bana yardım eder."
"Hayal gücün pek geniş.Ablam tüm olanlardan haberdar." Dar yola girdiklerinde yerdeki taşlardan dolayı araba hafifçe sallanmaya başlamıştı."Seni istemiyor,bunu açıkça belirtti."
"Vah canım!" Dedi Su,burun kıvırarak."Ben size bayılıyorum!" Geriye yaslandı.Kollarını göğsünün altında birleştirdi."Öyle ki ölüyorum senin için Ateş,sizin aileye gelin olabilmek bu dünyada ki tek gayem!"
Ateş,tek kaşını havaya kaldırdı.
"Madem niyetin bu,imamı hemen bu akşam çağıralım güzelim." Kadının yüzünün şekilden şekile girişini keyifle izledi."Akşama hemen imamı çağırırız,bu gece de gerdek!"
"Pislik!" Dedi kadın,yüzünü buruştururken."O kanlı ellerinle bana dokunabileceğini mi sanıyorsun sen?!" Başını sorarcasına salladı."Gözümü bile kırpmadan saplarım bıçağı kalbine! Gerdek gecen ölüm gecen olur!"
Konuşma,adamın ona alayla karışık gülmesiyle son buldu.Bakışlarını cama çevirdi Su.Seyrek evlerinden arasından geçiyorlardı.
Yaklaşık bir on dakika sonra kasabanın en sonunda bulunan büyük,ihtişamlı evin önünde durdular.Ateş'in kardeşleri burada yaşıyor olmalıydılar.Adam el frenini çekip arabayı durdurduğunda Su,gözlerini evden ayırmadı.İki katlı,her tarafı camlarla kaplı,kocaman bir bahçesi olan ev öyle güzel görünüyordu ki...
Kapısı açıldığında adama çevirdi bakışlarını.Ayağı hâlâ çok fazla ağrıyordu.Adam,onu kucaklamak adına üzerine eğildiğinde geriye çekildi kadın.
"Lüzum yok!" Dedi sert sesiyle."Kendim yürürüm!"
Arabadan inmeye yeltendiğinde adam geriye çekilerek ona alan açtı.Kadın,aksak adımlarla indi aşağıya.Birkaç adım öne doğru gittiğinde ortamda yankılanan mesaj sesiyle omuzunun üzerinden adama baktı.Ateş deri ceketinin iç cebinden çıkardığı telefona dikti gözlerini.Bir mesaj iletisiydi.Kendisine bakan kadına kısa bir bakış atıp gelen mesajı okudu.
Sanem:
💬 Konuşmalıyız.
Ekran kilidini kapatarak telefonu tekrardan cebine soktu.Keskin bir nefes aldı.
"Kim?" Dedi kadın,ima ile.
Adam,tek kaşını kaldırdı.Gözlerini kadının gözlerine değdirdi.
"Sana hesap vermem gerektiğini düşünmüyorum.Karım olsaydın," Göz kırptı."Verirdim." Yüzünü yalandan küçük bir çocuk gibi astı.Dudaklarını büzdü."Ama ne yazık ki,değilsin."
"Senin karın olacağımı ölürüm daha iyi!" Burun kıvırdı.
"Başlama yine biçimsiz biçimsiz konuşmaya.Düş önüme,hadi."
Kadını kolundan tutup peşinden sürüklemeye başladı.Su,adım atmaya devam ederken etrafta geziniyordu bakışları.
Taşlarla örülmüş yolu geçtiklerinde Ateş ahşap kapıyı tıklattı.Derin bir nefes aldı kadın.Aklına bir anda gelen şeyle dudaklarını araladı.
"Kardeşlerinde mi senin gibi sahte kimlikle yaşıyor?"
Adam,onu duysada duymamazlıktan geldi.
"Sana diyorum!" Dedi Su,sesini yükselterek.
Ateş,kadına cevap vermek için ağzını aralamışken kapı açıldı ve Derya,tam karşılarında belirdi.
Su,bir anda karşısında yüzünün yarısı boydan boya çizik olan kadını gördüğünde ürktü.Onun bu ürküşünü hisseden Ateş,kadının tuttuğu kolunu hafifçe sıktı.
"Hoş geldiniz." Dedi Derya,soğuk yüz ifadesiyle.
"Hoş bulduk abla." Ateş,ona cevap verirken Su,sessiz kalmıştı.
Derya,tek kaşını kaldırarak baktı Su'ya.Anlaşılan hiç iyi anlaşamayacaklardı.
Ama zaten Su burada kalıcı olmayacaktı.Fırsatını bulduğu an kaçacak veya polisi arayacaktı.
Ateş'ten mümkün olduğu kadar uzağa kaçacaktı.
Onun olmadığı yer cennetti kadına.
Zira adam ona bu dünyada cehennemi yaşatıyordu.
*****
Sanem,karşısında oturan arkadaşından çekti bakışlarını.Saçlarını tepeden toparlayarak kıvırıp topuz yaptı ve bileğindeki mor tokayla sabitledi.
"Mesajına dönüş yapmadı."
Arkadaşının sözleriyle bakışlarını telefona dikti Sanem.
"Neden yapsın ki?" Dedi tek omuzunu havaya kaldırıp indirirken.Elini havaya kaldırıp kendini havaladı.Sıcak basmıştı."Ben onun hayatında kimim?"
Sedef elini Sanem'in masadaki elinin üzerine koydu.
"Bebeğinin annesisin." Kendinden emince kurduğu kelimeler Sanem'i içten içe mutlu etsede huzursuz yanı ağır bastı.
"Haberinin dahi olmadığı bebeğinin annesiyim." Üzerindeki salaş tişörtün omuzundan düşen yakasını tekrardan omuzunun üzerine çekti."Ben geçimini hayat kadınlığı yaparak sağlayan biriyim biliyorsun değil mi Sedef? Yani iki kere yanıma gelmiş olması ve ikisinde de kendi ayarlamalarımla onun karşısına çıkmam,bilerek korunmayışım onun sorumluluğunda olan bir şey değildi.Bunu ben planladım ve hamilelik sadece benim isteğim ile olan bir şeydi.Ben ona hamile olduğumu söylesem bile bana demeyecek mi,'Günde binlerce kişi ile birlikte oluyorsun,bu çocuğun benden olduğu ne malum' diye?!" Yutkundu."Ayrıca evlenme aşamasında olduğunu duydum.Bu yaşananlar tamamı ile benim kurduğum bir oyun,daha doğrusu tuzak!" Başını yere eğdi.Burun kemerini sıktı."Öğrendiğinde her şeyin sorumlusunun ben olduğumu anlayacak.O vakit geldiğinde ya beni karnımda bebeğim ile birlikte öldürürse?"
"Yok artık!" Dedi Sedef,gözlerini sonuna kadar ayırarak.
"Onun ne kadar gaddar,ne kadar cani olduğunu bilmiyorsun Sedef.O bir katil.Bende bir katille aşık atabileceğimi düşünerek böyle aptalca bir oyuna kalkışıyorum işte." Oturduğu sandalyeden ayaklandı."Bu Dünya'da benim kadar kimse aptal olamaz.Ne yapacağım şimdi?"
"Bebeğinin babasının karşısına çıkacaksın ve ona bir bebeğinin olacağını söyleyeceksin.Hepsi bu."
"Sonrada tahtalı köyü boylayacağım." Ellerini saçlarına daldırdı."Mesaj atarak kendimi hatırlatmamalıydım." Bir sağa bir sola yürümeye başladı."Bebeği ona söylemek büyük hata olurdu." Boşta kalan elini bel boşluğuna koydu."Bebeği öğrendikten sonra neler yapabileceğini tahmin bile edemem."
Tam o anda mesaj sesi ortamda yankılandı.
"Hah!" Dedi Sedef."Yazdı işte.Bu saatten sonra söylemekten başka çaren kalmadı."
Sanem,masanın üzerindeki telefonu kavradı saniyeler içerisinde.Mesaj bildiriminin üzerine tıkladı.Tedirgin gözlerini satırlarda gezdirdi.
Ateş:
💬 Hamile olduğundan haberimin olmadığını mı sandın veya o mercimek kadar aklınla kurduğun oyunlardan?! Hepsinden haberdardım! Az sonra Murat evinin önünde olacak,seni alarak benim evime götürecek! Doğum gerçekleşene kadar orada kalacaksın!
Ve can alıcı satırları dolan gözleriyle okudu.
💬 Doğacak olan bu bebekle kendini bana yamayacağını sanma sakın! Ya o bebekten doğuma kadar sen kurtul ya da o vakitten sonra ikinizden de ben kurtulacağım!
Ateş Karahanlı!
Zalimliğin kapısını bir kez aralamış ve bir daha kapatamamış vicdansız ve merhametsiz bir adam...
*****
"Bu kıyafetler temiz yenge." Su,kendisine kıyafet uzatan Güneş'e gözlerini devirerek baktı.Bu kız geldiğinden beri ona 'yenge' diyordu ve Su bundan çok fazla şikayetçiydi.
Kızın elinden kıyafetleri alarak kapıyı kapattı.Teşekkürün yanı sıra güler bir yüz bekleyen Güneş,yüzüne kapanan kapıyla derin bir hayal kırıklığına uğrarken koridorun başında beliren Derya,ona tek kaşını kaldırarak baktı.
"Misafir olduğunu unuttu herhalde hanımefendi." Dedi Su'yu kastederek."Kendi evimizde bile kapılar yüzümüze kapanıyorsa işimiz var demektir." Güneş'e dikti sert bakışlarını."Sana,ona fazla yüz gösterme demiştim.Fazla iyi niyet nankörlük getirir." Başıyla kızkardeşine işaret verdi."Odana dön,uyu hadi sen,hastasın."
"Pekâlâ." Dedi Güneş,arkasını dönerek adımlamaya koyulurken.Derya,ona bir kez daha seslendi.
"Ballı ılık süt bıraktım yatağının kenarına.İç onu.Boğazını yumuşatır.İyi geceler."
"İyi geceler abla."
Giden Güneş'in arkasından banyo kapısına dikti keskin bakışlarını Derya.
"O dik başını indirmesini bilirim ben!"
Bu sırada ılık suyun altına geçen Su,vücudundan akıp giden su ile biraz rahatlamıştı.Islak saçlarını yüzünden çekti.Bedenini iyice ıslattıktan sonra şampuandan bir miktar döktü titreyen eline.İyi değildi.Yavaş yavaş bir boşluğa sürükleniyordu ve az sonra büyük bir duygu boşalması yaşayacaktı.
Gözlerini kapatarak saçlarını köpürttü. Parmak uçlarıyla saç diplerine masaj yapmaya başladı.Bir yandan saçlarını yıkarken bir yandan da köpük bedeninden akıp gidiyordu.Su'yun sıcaklığını düşürmek için gözlerini açtığı anda duşa kabinin dışında Makbule Teyze'yi gördü.
Bu,beyninin onu yanıltmasıydı.Bir anda çığlığı bastı.Gür sesi banyonun soğuk duvarları arasında yankılandı.Duvara tutundu.Gözlerini kapatarak ağlamaya başladığında yere çökmüştü.
Bedeni tümüyle titremeye başlarken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.Omuzları sarsılıyordu.Çok büyük bir yıkım yaşamıştı ve bu ağır darbenin etkisini üzerinden uzun zaman atacak gibi durmuyordu.
Masum bir insan onun yüzünden canice can vermişti.Su yüzünden ölmüştü o yaşlı kadın.Bunu hiç haketmediği halde katledilmişti.Omuzlarında büyük bir vebal vardı Su'yun.Vicdanı onu bir ömür rahat bırakmayacaktı.
Sağ elini dudağının üzerine kapattı.Ağlamaya devam etti.Çenesi ve dudakları zangır zangır titriyordu.Bir daha asla toparlanamayacaktı.
Günler içerisinde kaybetmişti her şeyini.Annesi yerinde gördüğü Makbule Teyze'yi,evini,yurdunu,mesleğini ve tüm kariyerini...
Ruhunda onarılamaz yaralar açılmıştı Ateş tarafından.Bu yaşananlar bir insanın kaldırabileceği türden şeyler değildi.Su,bu duygu selini daha önceden yaşamalıydı.Lakin o bastırmıştı bu güne dek duygularını.
O banyodaki ağlamasını sürdürürken terasta oturan Ateş,yanında gelen ablasıyla bakışlarını sürgülü kapıya çevirdi.Derya,terasa girip kapıyı ardından kapattı.Ateş'in yanına yaklaştı.
Ateş,eliyle rüzgarı kesip sigarasının ucunu tutuşturdu.Derin bir nefes çekti ciğerlerine.Ablasının onunla uzun bir konuşma yapacağını biliyordu.
Koltuğun yan tarafının çöktüğünü hissettiğinde hemen ardından Derya'nın sesini duydu.
"Hanımefendinin burnu pek havalarda.Görünen o ki,ilgin ve alakanla fazla şımartmışsın."
Ateş,savunmaya geçti.
"Onu daha tanımıyorsun,Su öyle biri değil."
"Tam da öyle biri.Az önce Güneş iyilik yapıp kendi kıyafetlerinden götürdü ona.Bırak teşekkür etmeyi gülümsemeyi kızın yüzüne kapıyı çarptı.Kimse kendi evinde bu muameleyi hak etmez.Burada yaşayacaksa eğer saygılı olmak zorunda."
"Burada sadece iki gün kalacağız abla.Sonra gideceğiz."
Derya,derin bir nefes aldı.
"Size burada kalmayın demiyorum ablacım,sadece biraz olsun güler yüz bekliyoruz.Hem," Dedi ve cümlesinin devamını getirdi."Nereye gideceksiniz?"
"Polis Su'yun peşinde,bizi bulmamaları için temkinli bir yerde olmamız şart.Bu zamana kadar ben kendimi hiç ele vermedim lakin Su kaçmaya kalkar veyahut telefonla bizden gizli birini arar,polis yakalarsa biteriz.Dikkatli olmak zorundayım abla.Hem Su'ya karşı hem de polise karşı.Başımdaki bela bir tane değil ki..."
Derya,kaşlarını çattı.
"Başka ne oldu ki?"
Ateş,sigaranın eşsiz dumanını bir kez daha çekti ciğerlerine.
"Sanem hamile..." Öfkeyle soludu."Ondan da bebekten de kurtulmam şart! Benim için büyük bir tehdit unsuru! Bu Su'yun kulağına gider ise onu tamamen kaybederim."
O bu sözleri sarfederken terasın sürgülü kapısının hafifçe araladığının ve hemen arkasında beliren kadının onu işittiğinin farkında olmamıştı.
Devam Edecek...
|
0% |