Yeni Üyelik
2.
Bölüm

| 1.ʙöʟüᴍ | "İki İleri Bir Geri..."

@haticeyldr

 

 

 

Başlama Tarihlerinizi Not Olarak Bırakabilirsiniz 📜

 

 

 

 

Ve Buraya Da Benim İçin Bir Kalp 💜❤

 

 

 

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu - Zalim

 

 

 

 

Keyifli Okumalar Dilerim...

 

*****

 

"Oraya arkadaşlarımızla birlikte eğlenmek için gittik Hazal! Ama sen yine yaptın yapacağını! Bana gram huzur vermedin!"

 

Amerikan tarzı mutfakta suyunu yudumlayan Hazal,salonda volta atan adama döndü.O kadar sinirliydi ki adam,kadın dahi ona cevap vermeye biraz da olsa çekiniyordu.Her ne kadar sözleriyle kabul etmese de suçun kendisinde olduğunun farkındaydı.

 

"Sana bende gelmek istiyorum demiştim!"

 

Adamdan cevap gecikmedi.Volta atmayı bırakan Cengiz salonunun ortasında durdu ve keskin bakışlarını ona dikti.Zaten kadın o evden çıkmadan evvel başlamıştı huzursuzlanmaya.

 

"Oraya erkek erkeğe gittik! Hiçbir arkadaşım partnerini getirmemişti! Senin gelmen olmazdı,açıkladım bunu sana!"

 

Bardağı öfkeyle masaya bıraktı Hazal.Artık tahammülü kalmamıştı.Onun olmadığı yerde Cengiz'in işi yoktu.Onlar artık çifttiler ve birbirleriyle girmek zorundaydılar ortamlara.Bu,arkadaş ortamı olsa dahi.Tabii bu sadece kadının kendi düşünceleriydi,adam böyle düşünmüyordu.

 

"Benim olmadığım yerde senin işin yoktu Cengiz! O arkadaşlarının hiçbirine zerre kadar güvenmiyorum! Madem kimse eşiyle gitmedi,bu planı erkek erkeğe yaptınız,o halde ben gelmiyorum deseydin!"

 

"Her yere birlikte gidemeyiz.Bana alan tanımak zorundasın Hazal.Nişanlı olmamız her şeyi birlikte yapacağımız anlamına gelmiyor,bunu anlamalısın.Nasıl ben senin arkadaşların ile yemeğe çıkmanı saygıyla karşılıyor,peşine takılmıyorsam senden de aynı anlayışı bekliyorum."

 

Adam kendini açıklamaktan,kadına bir şeyler anlatmaya çalışmaktan çok yorulmuştu.

 

"Ne olmuş birkaç kez aradıysam? Suç mu nişanlımı merak etmem?"

 

Başını sorarcasına salladı kadın.Mutfaktan çıkarak iki basamaklık merdiveni inip adamın karşısına dikildi.Kavga şiddetleneceğe benziyordu.

 

"Birkaç kez mi?" Dalga geçer gibi güldü adam."Tam yirmi yedi kez Hazal." Gözlerini kadının gözlerinin en derinine dikti."Bir saat içinde,tam yirmi yedi kez.Attığın mesajları saymıyorum bile." Yutkundu."Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum.Bana güveniyor musun,ondan bile emin değilim." Dilini alt dudaklarının üzerinde dolaştırıp ıslattı."Ama eğer hareketlerini kontrol altına almamakta diretirsen korkarım ki bir süre ara vermemiz gerekecek."

 

Kadının gözleri kısıldı.Aklından binlerce senaryo geçti saniyeler içerisinde.Ardından tebessüm etti.Güldü sesli bir şekilde.

 

"Bir gece dışarı çıktın ve arkadaşlarının seni getirdiği şu hâle bak! Ara vermeyi,nişanı bozmayı düşündürecek kadar beynini yıkadılar!"

 

Kadın hastaydı ve adam bunun pekâlâ farkındaydı.Kadının asla kendisinde hata aramayışı,suçu hep başkalarının üzerine yıkışı da bu yüzdendi.Kadının yaşadığı şey aşk değildi.Adama bağlıydı ve onu kaybetmekten ölesiye korkuyordu.

 

"Ne?" Dedi şaşırarak.Artık bu kadının düşüncelerini kestiremiyordu."Ne yani şu an tartışmamızın sebebi senin beni arkadaş ortamında sürekli araman değil de arkadaşlarım mı?"

 

"Aynen öyle!" Dedi kadın."Nişanlımın nerede ve ne yaptığından haberdar olmaya hakkım var.Onların ise seni,benim hakkımda doldurmaya gram hakları yok! Suçlu sensin asıl,onlara konuşmak için fırsat veriyorsun! Bu konu benimle nişanlım arasında deyip onları susturmuyorsun!"

 

Keskin bir nefes aldı Cengiz. "Yine kafanda kuruyorsun!" Dedi. "Onlar senin düşündüğün gibi hakkında kötü sözler ederek,beni sana karşı doldurmuyorlar Hazal.Yanlış düşünüyorsun ve fena hâlde yanılıyorsun."

 

Hazal cevap vermek adına dudaklarını aralarken bir anda Cengiz'in telefonunun çalmasıyla sözlerini yutmak zorunda kaldı.Cengiz,sehpanın üzerinden telefonunu almak adına eğildi.Kadın da gözlerini ekrana dikmiş,Oğuz'un aradığını görerek arkasını dönüp ellerini saçlarına sinirle daldırmıştı.Cengiz'in hiçbir arkadaşından hoşlanmıyordu,en çokta Oğuz'dan.Cengiz,aramayı cevaplandırıp telefonu kulağına koydu.Gözlerini kadından ayırmadı.Onunla her saniye tartışmaktan çok yorulmuştu artık.Dudaklarını araladı.

 

- Oğuz?

 

Hazal,yeniden döndü yüzünü Cengiz'e.Tek kaşı havalandı.Rahat rahat kavga bile edemiyorlardı artık.Bu ilişkiyi ikisi yaşayamıyordu,hep birileri vardı onların arasında.Ciğerlerine çektiği nefesi dışarıya verdi.Cengiz'in yüz ifadesinden Oğuz'un ne dediğini anlamaya çalışıyordu.Birkaç saniyenin ardından Cengiz ona cevap verdi.

 

- Bekliyoruz.

 

Telefonu kapatan Cengiz,"Oğuz ve kız arkadaşı geliyor." Dedi gözlerini kadının gözlerine dikerken."Gecenin bu saatinde?" Kadından cevap gecikmedi."Neden onlara gelmelerini söyledin? Siz daha bir saat öncesine kadar yan yana değil miydiniz?"

 

"Eve gitmekten vazgeçerek bize gelmeyi istemişler.Gelirler,bir saat otururlar ve giderler Hazal.Birde bu konu için tartışmayalım,lütfen."

 

Adama birkaç adım yaklaştı kadın."Biz bir tartışmanın ortasındaydık Cengiz ve senin tartışma esnasında lafımı ağzıma tıkıp telefonu açman bile saygısızlıktı.Düşüncelerim senin umrunda değil,biliyorum.Ama en azından bunu belli etme."

 

Derin bir nefes aldı Cengiz.Kadına yaklaştı ağır adımlarla.Tam karşısında durduğunda yüzünü ellerinin arasına aldı.Yüzünü,kadının yüzüne eğip dudaklarını kadının dudaklarının üzerine bastırdı.Bu,tartışmayı sonlandırmak ve kadının gönlünü almak adına adam tarafından atılan ilk adımdı.Onun bu hareketine karşılık geriye çekildi kadın.Adam ona saygısızlık yapmıştı ve kadın bu saygısızlığı sineye çekecek biri değildi.Adam,yaptığının farkına varmalıydı.

 

Arkasını dönerek mutfağa doğru adımladı.Adamdan yeni bir adım bekleyecekti.Kabul ediyordu,adamı bu denli aramak ona güvenmediğinin bir delili olabilirdi ama kadının düşüncelerinin aslı bu değildi.O,Cengiz'e güveniyordu.Güvensizliği Cengiz'in arkadaşlarına ve diğer tüm kadınlaraydı.Adamın ona değer vermediğini düşünüyor,adamın onun adına yapmadıklarını her kavgalarında bir bir sıralıyor,buna rağmen ona aşık olduğu için onun yanında kalıyordu.Zira başka bir çıkış yolu bulamıyordu.

 

"Onlar için bir şeyler hazırlamalıyım."

 

Adam,giden kadının arkasından omuzlarını düşürdü.Her ne yaparsa yapsın kadına yaranamıyordu.Bunu başaramıyordu.Ne yapacağını bilmiyordu.Kadınla defalarca kez konuşmuştu bu konuyu.Ama geri dönüş alamamıştı.Elini saçlarına daldırarak karıştırdı.Ardından mutfağa doğru yöneltti adımlarını.Kavanozdan çıkardığı kurabiyeleri servis tabağına yerleştiren kadın adamın ona doğru geldiğini hissediyordu.Beklediği gibi de oldu.Az sonra adamın elini bel boşluğunda hissetti,dudaklarını ise kulağının hemen dibinde.

 

"Konuşabilir miyiz?"

 

Tepkisiz kaldı kadın.Kurabiyeleri dizmeyi sürdürdü.

 

"Özür dilerim,tartışma esnasında telefona cevap vererek sana saygısızlık ettiğim için."

 

Boşta kalan diğer elini de kadının beline yerleştirerek onu kendine çevirdi.Kadın elinde kalan son kurabiyeyi de tabağa bıraktı.Adam ile yüz yüze geldiler.Adam,kadının çenesini kavrayıp başını kendi yüz hizasına dek kaldırdı.Göz göze geldiler.Cengiz,kadının dudaklarına derin bir öpücük bıraktı.

 

Derin bir nefes aldı kadın.Adam,önüne düşen birkaç saç tutamını omuzunun gerisine ittirdi."Seni seviyorum Hazal." Gözlerinin en derinine bakarak söyledikleri tüm samimiyetini barındırıyordu."Tahmin bile edemeyeceğin kadar..." Elini kadının yanağına yerleştirdi.Baş parmağıyla elmacık kemiğinin üzerini okşadı."Lakin aramızdaki bu sorunları bir uzmana danışarak onun eşliğinde çözemezsek korkarım ki sonu olmayan bir yola gireceğiz.Bana biraz olsun güvenmeyi denersen bunu başarabileceğimizi düşünüyorum."

 

Kadının gözleri doldu.Yıllarca kimseye anlatamadığı,anlatsa da kimsenin inanmayacağı çok fazla şey yaşamıştı.Seneler boyunca obsesif kompulsif bozukluk,anksiyete ve panik atakla mücadele etmişti.İlk kaybını kardeşini trafik kazasında kaybetmesiyle yaşamıştı.Bu ağır olayın ardından depresyona girmiş,ilaçlarla toparlandıktan iki sene sonra da ani şekilde annesini kaybetmişti.İşte o vakit başlamıştı takıntıları.Bu sırada üniversiteyi kısa bir süreliğine bırakmış,bir psikiyatri ile yeniden görüşmeye karar vermişti.İlaçlarla yeniden toparlandıktan sonra ağabeyinde beyin tümörü çıkmış,iki gözünü kaybetmişti.Bu,onda sarılamayacak derin yaralar açtı.Aynı şekilde yıllarca babasından sevgi görmemiş bir kadındı o.Tüm bu yaşadıkları onu şu anki konumuna getirmişti.

 

"Ben hasta mıyım Cengiz?" Dedi gözlerinden yaşlar süzülüp,dudakları büzülüp titremeye başlarken.Gözyaşları eşliğinde adamın gözlerine bakarak başını sorarcasına salladı."Belki de ruhumdaki yaralar henüz iyileşmedi."

 

Adamın zaafıydı kadın.Onun ağlamasına dayamazdı.Kadını kendine daha fazla çekerek onu kollarının arasına alıp sarıldı.Kadın,kollarını adamın beline sararken başını Cengiz'in kalıplı göğsüne koydu.Ağlamaya devam etti.

 

"Eğer ruhundaki yaralar henüz iyileşmediyse,onları birlikte sarabiliriz."

 

Adamın dudaklarını saçlarında hissetti.Bu hissiyatla gözleri kapanmıştı.Ardından adam başını kadının boynuna eğerek tenine sıcak bir öpücük bıraktı.Saçlarını okşadı merhametle.

 

"Ailenden sana yadigar kalan korkularının,yaşanmışlıklarının üstesinden gelmen için sana yardımcı olacağım sevgilim.Bahçelerine yeniden baharlar gelecek,çiçeklerin açacak..."

 

Kadına takıntılarından kurtulması için yardımcı olacaktı.Onun sevgisi ile iyileştirecekti.Kalbindeki sevgiyi açığa çıkaracaktı.En yakın zamanda uzman birinden randevu alarak bu randevuya kadınla birlikte katılacaktı.

 

Onların birbirlerine olan bağlılıkları o kadar güzel ve içtendi ki...

 

Hazal aile bireyleri ile kuramadığı sevgi bağını Cengiz ile kurmuştu.Adamı kaybetmekten korkuşu işte bu yüzdendi.Hayatlarına başka birinin girme ihtimali ve Hazal'ın,Cengiz ile aralarının açılması kadının korkularının en başında yer alıyordu.Adamı kontrolü altında tutmak istiyordu.Onun yanından tek bir saniye bile ayrılmak korkularını tetikliyor,kafasında yerli yersiz senaryolar kuruyor ve sanki kurduğu bu senaryolar gerçekmiş gibi davranıyordu.Ardından kaçınılmaz kavgalar yaşıyorlardı.

 

Kadın,adamın kolları arasına daha da sokulurken evin soğuk duvarları arasında yankılanan zilin sesi onların sarılmalarına ara vermelerine sebep oldu."Geldiler." Dedi Hazal adamdan ayrılıp birkaç adım geriye doğru gider iken.Üzerini düzeltti.Adam elini ona doğru uzattı.Parmaklarının tersiyle kadının ıslak yanaklarını sildi.

 

"Ağlamanı görmek istemiyorum.Sana gülümsemek yakışıyor,gözyaşları değil." Tebessüm etti."Yarın için bale merkezi ile görüştüm.Salonlardan birini sadece senin için ayarlayacaklar.Özgürce hissedebilir,istediğin gibi dans edebilirsin.Bu sana iyi gelecektir."

 

Adamın bu jesti karşısında gözleri sonuna kadar açılan kadının dudaklarında eşsiz bir tebessüm oluştu.İşte bu manzara adamın dünyalara değişmeyeceği tek şeydi.Kadın,ufacık şeylere bile mutlu olabilen bir insandı.Ve adam,onu mutlu etmekten aşırı keyif alıyordu.

 

"Teşekkür ederim sevgilim." Parmaklarının ucunda yükselerek adamın yanağına bastırdı dudaklarını.Cengiz buna karşılık elini kadının beline koydu ve destek olurcasına okşadı.

 

"Ellerimi merhametle saçlarını okşamak için kullanacağım,güçlü kollarımı ise senin önünde siper olup sana gelecek olan her bir zararı engellemek için..."

 

****

 

"Hoş geldiniz." Hazal,yüzündeki gülümsemesi ve tüm samimiyetiyle misafirlerini kapıda karşılarken hemen arkasında duran Cengiz'in de yüzündeki gülümseme içtendi.Kolunu Hazal'ın beline sarmış,onu sahiplenircesine kavramıştı.Oğuz,kız arkadaşı Gaye'ye geçmesi için öncelik verdiğinde Gaye yere doğru eğildi.Hazal,"Ayakkabılarınızı çıkarmanıza gerek yok." Dedi."Öylece geçebilirsiniz." Gaye,ayakkabısını çıkarmak adına eğildiği yerden doğrulurken Hazal'a tebessümle bakıp eve ilk adımını attı.Hazal ile öpüşerek selamlaştıktan sonra Cengiz'e yöneldi.Ona elini uzattı merhabalaşmak adına.

 

Lakin Cengiz tereddüt etti kadına karşılık verip vermemekte.Zira bu kadar basit bir şeyin dahi Hazal ile aralarında sorun olacağını biliyordu.Hazal'ın bakışları anında onu bulurken ne yapması konusunda düşünmeye başladı.Fazla zamanı yoktu.Birkaç saniye daha karşılık vermezse Gaye'nin eli havada kalacak ve bu ona karşı yapılan büyük bir ayıp olacaktı.Hazal'ın uyarı dolu bakışlarına rağmen karşılık verdi,Gaye'nin kendisine uzattığı eli tutup sıktı.Fazla beklemeden hemen geri çekti elini.Hazal'ın aldığı keskin nefesin sesi işitti.Yeni bir tartışmanın tohumları ekildi böylece.

 

Gaye,kenara çekilirken Oğuz giriş yaptı eve.Hazal,ona gözlerini kısarak baktı.Oğuz da biliyordu Hazal'ın kendisinden hoşlanmadığını.Ama hisleri karşılıklıydı.Hazal'ı en az onun kendisini sevmediği kadar sevmiyordu.Cengiz'e mazide çok baskı kurmuştu Hazal ile ilişkisine devam etmemesi,onunla nişanlanmaması hususunda.

 

Selamlaşmak için Hazal'a elini uzatmadı.Çünkü biliyordu ki,karşılık verip selamını almazdı kadın.Öyle kindar,öyle hoşnutsuzdu..Hazal'ı es geçerek Cengiz'e yöneldi.Erkekçe tokalaştılar.

 

"Hoş geldin kardeşim."

 

"Hoş bulduk."

 

Hazal,daha fazla dayanamayarak araya girdi."Yani daha bir saat öncesine kadar birlikteydiniz." Dedi.

 

Bu bir nevi: 'Neden geldiniz?' demekti.

 

Cengiz'in gözleri onu bulurken sağ omuzunu kaldırıp indirdi.Oğuz'un onun laflarını yanlış anlayıp anlamaması umurunda değildi kadının.Ayrıca haklıydı.Zaten tüm geceyi birlikte geçirmişken üstüne birde misafirliğe gelmek anlamsızdı.Resmen Cengiz için aralarında sürekli gerilim yaşanıyordu.Ama unutulmaması gereken bir husus vardı: Hazal,Cengiz'in nişanlısıydı.Elbetteki basit bir arkadaştan daha önemli konumda olmalıydı.

 

"İçeri geçelim." Dedi Cengiz,daha fazla ortamın gerilmemesi için.Oğuz,Hazal'ın gözlerine derince baktı.Ardından Cengiz'in hatrı için cevap vermeyerek salona yöneldi.Gaye'de ona eşlik etti.Geride kalan Hazal ve Cengiz,kısa süreli bir bakışma yaşadılar.

 

"Nasıl sıkarsın başka bir kadının elini?"

 

Kadın,kaşlarını çattı.

 

"Nasıl böyle laf sokarsın,ayıp." Dedi Cengiz.

 

"Hak etti.Tüm gece yan yanaydınız.Gecenin bu saatinde kalkıp evimize gelmelerinin manası ne? Utanma arlanma da kalmamış."

 

"Tamam Hazal,yeter!" Dedi Adam,sesi biraz olsun yükseltirken."İçeri geçelim."

 

Kadın,susarak cevap vermedi.Sert adımlarıyla salona yöneldi.Onun arkasından bakan Cengiz,omuzlarını düşürdü.Bu kadından çekeceği vardı.Yürümeye başladı.Salona birlikte giriş yaptılar.

 

"Tekrardan hoş geldiniz." Hazal,Oğuz ve Gaye'nin tam karşısına,koltuğun köşesine otururken Cengiz de onun hemen yanına oturdu.Elini koltuğuna başlığına koydu.Ayak ayak üstüne atan Hazal,elini Cengiz'in bacağının üstüne koydu.

 

"Hoş bulduk." Dedi Gaye.Sessiz,sakin,kendi halinde bir kızdı.Dudaklarında ki tebessüm ise hiç eksik olmazdı yüzünden.Hukuk okuyordu.Diğerleri ile aynı üniversiteye gidiyordu.

 

Hazal,Gaye'nin tebessüm etmesine karşılık gülümserken bakışları Oğuz ve Cengiz arasında mekik dokumaya başladı."Eee beyler?" Dedi başını sorarcasına sallarken."Erkeğe erkeğe geçirdiğiniz gece nasıldı? Eminim biz kadınları başınızdan savdığınız için biraz olsun kafa dinlemişsinizdir."

 

Gaye'nin sesi ortamda bir kez daha yankılandı.

 

"Erkek erkeğe mi?" Dedi şaşırırken.Cengiz,huzursuzca kıpırdanırken Hazal'ın bakışları Gaye'yi buldu."Bu akşam ki yemeğe erkek erkeğe çıktılar ya." Dedi gözleri kısılırken.

 

"Yok." Başını her iki yana salladı Gaye."Doğru,planı erkekler kendi aralarında yapmışlar.Ama herkes eşi ile birlikte geldi.Kadınların arasında sadece sen yoktun,Cengiz biraz rahatsız olduğunu söyledi.Hatta yemekten sonra seni merak ettim,Oğuz'a buraya gelip sana uğrayalım diye ricada bulundum."

 

İlk dakikadan kırılan pot ile Hazal'ın hayal kırıklığıyla dolan gözleri Cengiz'i buldu.

 

Adam ise onun gözlerine bakmadı.Başını yere eğdi ve burun kemerini sıktı.Oğuz ve Gaye'de anlamışlardı bir şeylerin ters gittiğini.

 

Kesik bir nefes aldı Hazal.

 

"Oraya erkek erkeğe gittik! Hiçbir arkadaşım partnerini getirmemişti!"

 

Ona neden böyle bir yalan söyleme gereği duymuştu ki?

 

Orada huzursuzluk çıkaracağından mı korkmuştu kadının?

 

 

 

 

Devam Edecek...

 

 

Loading...
0%