Yeni Üyelik
3.
Bölüm

| 2.ʙöʟüᴍ | "Bıktım Bu Takıntılı Ruh Hallerinden!"

@haticeyldr

 

Oy ve Satır Arası Yorumlarınızı Bekliyor Olacağım 🌿

 

 

Bölüm Şarkısı : Barış Diri - Derinden

 

 

Keyifli Okumalar...

 

****

 

 

2 Saat Sonra,

 

"Nişanlım beni yanında gezdirmeye utanır olmuş!"

 

Kadının sesi evin soğuk duvarları arasında yankılanırken ikili bir kez daha karşı karşıya gelmişti.Adam,kadının bağırışları karşısında onu sakinleştirmek adına hiçbir eylemde bulunmadı.Bulunursa kadın daha da delirecek,konu uzadıkça uzayacaktı.

 

"Ne yapıyorum ben sana Cengiz?! Boğuyor muyum,çok mu baskılıyorum seni?!"

 

Adama daha da yaklaştı.Burun buruna geldiler.Kavga şiddetleneceğe benziyordu.

 

"Bana nasıl yalan söylersin?! Gaye denilen o kadın buraya gelip ağzından kaçırmasaydı söylediğin bu çirkin yalanın ortaya çıkmayacaktı! Gerçi eminim Oğuz denilen o şerefsiz bilerek 'gidelim' demiştir! Ne de olsa bana duyuracak,seninle aramızı bozmak için bu büyük fırsatı kaçırmayacaktı! Sende ona fırsat yaratıyorsun işte! Sonsuza dek saklayacaktın benden! Hep erkek erkeğe gittiğinizi sanacaktım o lanet olası yemeğe!" Boğazı yırtılırcasına bağırıyordu."Her zaman sana güvenmediğimi söylüyordun ya,evet güvenmiyorum! Ve sen bu hareketlerine devam ettiğin sürece hiç güvenmeyeceğim!"

 

Adam,en sonunda bozdu sessizliğini.Kadına karşılık verdi.

 

"Evet sana yalan söyledim!" Başını ağır ağır olumlu anlamda salladı.Hatasını kabul ediyordu."Ama merak etme,gelmeyişin hiçbir şeyi değiştirmedi! Yaptın yine yapacağını!"

 

"Bale salonunu da yalanını örtmek için ayarladın!" Sinirle güldü."Daha doğrusu vicdanını rahatlatmak için! Bu bir sus payıydı öyle değil mi?!" İşte tüm taşlar yerine oturuyordu."O yemeğe kiminle gittin?!" Başını sorarcasına salladı.

 

Adam,başını yere eğdi.Sağa sola çevirerek boynunu kütletti.Başına ağrı girmişti.Artık bu kadının imaları karşısında suçlanmaktan oldukça sıkılmıştı.Bu,genel olarak her kavgalarının ardından kadının ona yönelttiği bir soruydu.

 

"Oraya benimle değil de başka biriyle gittin! Arkadaşlarınlaydın sonuçta,yaptığın terbiyesizliği görmezden gelirlerdi her halükarda! Beynini yıkadılar,seni bana karşı doldurdular ve eve geldiğin anda ara vermekten bahsettin! Sebebin de hazırdı zaten: Benim kıskançlıklarım!" Elini havaya kaldırıp adamın yüzüne uzattı.Çenesini kavradı ince,uzun parmaklarıyla.Adamın başını kaldırdı,yüz yüze gelmelerini sağladı.

 

"Başka bir kadın mı var?!"

 

Konudan konuya atlıyor,dönüp dolaşıp aynı soruyu soruyordu.

 

"Yeter artık Hazal!" Kadının bileğini iri parmaklarıyla kavrayıp çenesinden hızla çekti.Sessizliğini bozdu.Bu sert hareketi kadının canını yakmıştı."Yeter artık! Beni küçük bir çocukmuş gibi sorguya çekmeyi bırak! Aklını biraz olsun başına topla,yoruldum!"

 

Canına tak etmişti artık.

 

"Hayatımda başka bir kadının var olduğunu söylesem rahatlayacak mısın? Sence ben iki kadını aynı anda idare edecek kadar aşağılık bir adam mıyım?!" Kadından gelecek olan cevabı bekledi."Lan gözünden akan tek bir damla gözyaşına bu dünyayı yakarım!" O da kadının ses seviyesine yükseltti ses tonunu."Hayatımda başka bir kadın olsaydı eğer,ki bu söz konusu dahi olamaz,adam gibi karşına geçer açık açık söylerdim! Anlıyor musun,adam gibi!"

 

"Bana yalan söyledin! Utandın sen benden! Huzuru benim olmadığım yerde arıyor ve buluyorsan o halde ben neden senin hayatındayım?!" Elini havaya kaldırıp adama parmağındaki yüzüğü gösterdi."Bu yüzük neden parmağımda?!"

 

"Huzuru senin olmadığın yerde aramıyorum zira senin yanındayken buluyorum zaten! Baş başayken ne kadar iyi vakit geçiriyoruz öyle değil mi Hazal?! Ama sen,girdiğimiz her ortamda anın tadını çıkarmak yerine kendine beni kıskanacak bir sebep arayıp bulduğun için biz her seferinde birbirimizi giriyoruz! Kimse senin düşündüğün kadar kötü değil! Ve insanlar,benimle iletişime geçtiklerinde senin sandığın gibi bana ilgi gösterdikleri için böyle bir davranış sergilemiyorlar! İnsanlar Hazal,kadınlar ve erkekler...Birbirleriyle iletişim kurabilirler!" Sakince anlatmaya çalışıyordu kadına ama bu mümkün olmuyordu artık.Sesini yükseltmek zorunda kalıyordu."Bugün seni oraya götürmek istemedim doğru! Ama bunu,sana anlattığım bu sebeplerden dolayı yaptım! Hayatımda başka bir kadın olduğu için değil veyahut huzuru başka yerde aradığım için değil!"

 

Kadın,elini öfkeyle daldırdı saçlarına."Yine ben suçlu oldum yani?!" Olduğu yerden ayrılıp bir sağa bir sola ilerleyerek volta atmaya başladı."İnanamıyorum!" Sinirle güldü."Gerçekten inanamıyorum!"

 

"Daha fazla tartışmak istemiyorum seninle.Kalbini de kırmak istemiyorum.Gidip uyuyacağım."

 

Hazal itiraz etmek adına ağzını aralamıştı ki,Cengiz elini havaya kaldırarak susturdu onu.

 

Adam,şiddetlenen baş ağrısıyla adımlamaya başladı.Kadın,onun gitmesine müsaade etti,her zamanın aksine.Elbette ki bu konu burada kapanmayacaktı.İnanmıyordu o yemeğe Cengiz'in tek başına gittiğine.Adamın salondan çıkıp yatak odasına doğru ilerlediğini görünce kapının girişine yöneltti adımlarını.Askıdan Cengiz'in bugün yemeğe giderken giydiği ceketi aldı.Burnuna götürdü yaka kısmını.Herhangi bir kadın parfümü kokmuyordu.Burnuna ilişen Cengiz'in kendi parfümünün kokusuydu.

 

Ardından elini ceketin üzerinde gezdirdi.Saç teli olup olmadığını kontrol etmek,düşüncelerinin doğruluğundan emin olmak için.Beklediği olmadı.İyice kafayı yemeye başlamıştı.Kuşkuları adamla onun sonu olacaktı,haberi yoktu.Her daim haklı olduğuna inanıyordu.Cengiz'in ona olan sadakatinden emin olamıyor,rahatlamakta zorlanıyordu.Adamın onu sürekli kıskançlıklarından dolayı eleştirmesine de dayanamıyordu.Çünkü o,eleştiriyi zayıflık olarak algılıyordu.Karakterine edilen bu eleştiriye ise misilleme yaparak cevap veriyordu.Adamın hatalarını yüzüne vuruyordu.

 

Sesli bir nefes verdi.Düşünceleri onu rahat bırakmıyordu.Gözleri rafa kaydığında Cengiz ile ilişkilerine ilk başladıkları aylarda çekilen fotoğrafı gördü.Gözleri doldu.Elindeki ceketi bırakmadan rafa ilerledi.Tam karşısında durdu.Fotoğrafın olduğu rafa uzandı ama boyu yetmedi.Bir kez daha denedi lakin yine de başaramadı.

 

O anda arkasında hissettiği bedenle birlikte rafa uzanan kaslı kolları gördü.Cengiz,odaya girdikten iki dakika sonra kadını o hâlde tek bırakmaya dayanamayarak yeniden salona gelmişti.Kadın ile aralarının bozuk oluşu onu da rahatsız ediyordu,her ne kadar kavgalarının şiddeti bir hayli yüksek olsa da...

 

Kadının bu davranışları onun da dengesini alt üst ediyordu.Bugünkü olayda o haksızdı,bunun farkındaydı.Her ne olursa olsun kadına yalan söylememeliydi.Gerekirse gitmemeliydi o yemeğe.

 

Kadının gönlünü şu an o almalıydı,kadın değil.Ve bunu yapacaktı.Raftaki fotoğrafı aşağı indirip kadına uzattı.Kadın,çerçeveyi alıp bedenini adama çevirdi.Duvarı boylu boyunca kaplayan raf ile adamın iri bedeni arasında kalmıştı.

 

"Ne o,niye geri döndün? Odana gidip güzel bir uyku çekseydin ya! Başını ağrıttım o kadar,dinlenseydin!" İma dolu konuşmaları adamı harekete geçirdi.

 

Sol elini kadının bel boşluğuna yerleştirirken diğer eliyle çenesini kavradı.Kadın,ona karşılık vermedi ya da engellemedi.Bir elinde adamın ceketi diğer elinde fotoğraf öylece durmuş,keskin bakışlarını adama dikmişti.

 

"Ne yapmaya çalıştığını gerçekten anlamıyorum Cengiz." Anlamıyordu çünkü adam onu yanıltıyordu.Kadın, adamın sürekli değişen duygu durumları karşısında şaşkına dönmüş durumdaydı.En basitinden; az önce bağırırken şimdi karşısında durmuş ona yakınlık gösteriyordu."Bence sende bilmiyorsun." Elini adamın göğsüne,kalbinin hemen üzerine koydu."Ne istediğini bilmiyorsun.Kalmamı istemiyorsun ama gitmemi de engelliyorsun.Yani ne benimle yapabiliyorsun ne de bensiz."

 

"İlişkimiz nereye gidiyor bilmiyorum Hazal." Dedi dudaklarını,kadının dudaklarına bastırırken."Bildiğim tek şey,günün sonunda o yatağa küs girmeyeceğimiz."

 

Eğilerek kadını belinden ve diz kapaklarının altında kavradı.Bir çırpıda aldı kucağına.Kadın,elinde tuttuklarından dolayı adama sarılamadığından karşılık vermek için başını kalıplı göğsüne yasladı.

 

Adam,kucağındaki kadınla birlikte adımlamaya başladı.

 

"Hep bir yolunu bulduk,yine bulacağız..."

 

Adamın,burnuna dolan kokusuyla kendini onun yanında bir kez daha ne kadar güvende hissettiğini anladı.

 

"Bizden vazgeçmeyeceğim..."

 

****

 

Sabah olduğunda erkenden kalkan kadın,adam ile geçen güzel gecenin ardından çeşit çeşit kahvaltılıklarla ağızlara layık bir sofra kurmuştu.

 

Meyve suyunu bardaklara doldururken içinde hâlâ taşıdığı kuşkuları geceden beri onu rahat bırakmamıştı.Adamın ona yalan söylüyor oluşu yalnızca kadından kaynaklanamazdı.Başka bir hususun olduğundan emindi.Kadın bunu araştıracak ve bulacaktı.Adama olan güveni söylenen bu yalan üzerine daha çok kırılmıştı.Kolay kolay da eski hâlini alamazdı.

 

Yapacağı ilk şey Cengiz'in,arkadaşları ile görüşmesini engel olmaktı.Zira arkadaşlarının hiçbiri Hazal ile olan ilişkilerini desteklemiyordu.Ellerine geçen her fırsatta da Cengiz'i,kadına karşı dolduruyorlardı.Bunun farkındaydı Hazal.Cengiz'i onlardan uzaklaştıracaktı.

 

Doğradığı salatalıklardan birini alarak ağzına attı.Tam o sırada salonda,orta sehpanın üzerinde duran telefon titredi.Mesaj sesi ilişti kadının kulaklarına.Masanın etrafından dolaşıp sehpaya doğru ilerledi.Cengiz'e ait olan telefon açılmış ve mesaj ana ekrana düşmüştü.

 

Oğuz'du mesajın sahibi.

 

"Gaye'nin ağzından kaçırdığı konu yüzünden umarım Hazal ile aranız açılmadı kardeşim.Üzgünüm."

 

"Hah!" Dedi Hazal,adamın sahte samimiyeti karşısında.Süslü sözleriyle Cengiz'i kandırabilirdi ama onu asla."Üzgünmüş!" Atama tuşuna tıkladı."Sana haddini bildirmenin zamanı gelmişti zaten!"

 

Telefonu kulağına koyarak kuracağı cümleleri zihninden geçirmeye başladı.Oğuz'dan o kadar nefret ediyordu ki,bir kaşık suda boğsa yeriydi.Salonda her iki yana yürümeye devam ederken arama cevaplandı.

 

- Cengiz,kardeşim?

 

Hazal,sivri dilini soktu devreye.

 

- Cengiz yok,nişanlısı var!

 

Sesini bile isteye yükseltiyordu ki beyinden yoksun olan Oğuz,onun söylediklerini anlasın.

 

- Hazal?

 

Şaşkındı Oğuz'un sesi.Telefona Hazal'ın çıkmasını beklemiyordu açıkması.

 

- Sen ne sanıyorsun Oğuz? Dün Cengiz'in bana söylediği yalanı ortaya çıkarmak için bilerek Gaye ile buraya geldiğinizi anlamadığımı mı sanıyorsun veya gerçekten Cengiz ile aramızı bozabileceğini mi düşünüyorsun? Eğer öyle düşünüyorsan fena halde yanılıyorsun!

 

- Neyden bahsettiğini anlamıyorum Hazal.

 

- Bal gibi de anlıyorsun! Bir daha asla seni evimde görmek istemiyorum! Ne evimde istiyorum seni ne de nişanlımın hayatında! Bir yolunu bulacak ve Cengiz'i sizden uzaklaştıracağım! Siz aklınız sıra böyle fırsatları değerlendirerek aramızı bozabileceğinizi sanıyorsunuz ama hesaba katmadığınız bir mesele var ki: Böyle ucuz numaralar benim gibi bir kadın için hesaba dahi katılamaz!

 

Oğuz'un kahkahası duyuldu.Bu tepki üzerine kaşlarını çattı kadın.

 

- Anlaşılan o ki sen her zamanki gibi Hazal,yine kafanda kurmuş ve suçlu olarak bizi belirlemişsin.Lakin bu olayda bizim bir suçumuz yok.Yalan söylemeyi senin nişanlın tercih etti ve seni yok sayarak o yemeğe geldi.Sen gerçekten Cengiz'in seni sevdiğini mi sanıyorsun? Sana acıdığı için senin yanında! Daha önceki ayrılıklarınızda kendini öldürmeye kalktığın için şu an senden ayrılmaya korkuyor! Yoksa bir dakika daha yanında kalmayacağını sen de ben de çok iyi biliyoruz.Sırf kendine zarar verme diye şu an seninle birlikte,sen onu kendini öldürmekle korkuttuğun için...

 

Oğuz'un bu söylediklerine elbette inanacak değildi.Cengiz onu seviyordu ve gerçekten sevdiği için onun yanındaydı.Oğuz yalan söylüyordu.Hazal'ı alt etmek,onu Cengiz'den ayırmak için hakikati barındırmayan cümleler kullanıyordu.

 

- Cengiz artık artık seninle ve diğerleriyle görüşmeme kararı aldı.Onu,nişanlısı hakkında sürekli doldurduğunuzu anladığı için sizinle iletişimi tamamen keseceğini belirtti.Bir daha aramamanızı ve ona mesaj atmamanızı istiyor.Bu kararına saygı duymanızı beklediğini de iletmemi istedi.

 

Bunlar birer yalandan ibaretti.Kadının,Cengiz'i korumak adı altında uydurduğu şeylerdi.

 

Onların arasındaki düşmanlık,Cengiz içindi.

 

Hazal,sevdiğini kaybetmemek için veriyordu bu savaşı.

 

Oğuz ise ,Hazal'ın Cengiz'e zarar vermesini engellemek için savaşıyordu.Ve onun tek derdi de bu değildi.Zamanla ortaya çıkacak gerçekler onu Cengiz'den bir hayli uzaklaştıracaktı.

 

Hazal,yaptığı kötülüklere aşkını bahane ederken Oğuz,arafta kalmış bir durumdaydı.

 

Bir tarafta en yakın dostu,

 

Diğer tarafta ise sevdiği kadın vardı.

 

O,kendinin sonu olacaktı.

 

Hazal'ın onu yok etmesine gerek kalmayacaktı.

 

Zira en yakın dostunun nişanlısına aşıktı ve istemese de onu elde etmek adına son nefesine dek savaşacaktı...

 

Hazal,telefonu adamın yüzüne kapattı.Beyninde Oğuz'un ona söyledikleri yankılanmaya ve onu esir almaya başlamıştı.

 

'Sırf kendine zarar verme diye şu an seninle birlikte..."

 

Yüzünü buruşturdu.Bu doğru değildi.Hayır,değildi.Cengiz onu seviyordu,acımıyordu.

 

Aklına son ayrılıkları geldiğinde keskin bir nefes aldı.

 

8 Ay Önce;

 

"Öldürürüm! Sen benden ayrılamazsın anlıyor musun?! Ben seviyorum seni! Asla bırakmam! Öldürürüm kendimi!"

 

Cengiz, kadına doğru yaklaştı.

 

"Bırak şunu Hazal,hadi."

 

Kadın, geri çekildi.

 

Elinde ki silahı daha sıkı tuttu.

 

"Bırakmayacağım!" Boğazı yırtılırcasına bağırdı."Sen nasıl beni terk etmeyi düşünebilirsin?! Sen gidersen ben yaşayamam!"

 

"Hazal,ver şu silahı..."

 

Elini, kadına doğru silahı vermesi için uzattı.

 

"Şimdi bana beni sevdiğini ve beni terk etmeyeceğini söyle! Söyle hadi! Söylemezsen öldürürüm kendimi!"

 

Kadının ağlayarak bağırması üzerine daha fazla dayanamadı Cengiz.

 

"Hazal! Sorunlarımızı böyle halledemeyiz."

 

"Sana olan aşkım, şımartıyor seni! O yüzden sarfediyorsun bana bu sözleri! İlgim hoşuna gidiyor! Yanına yaklaşan herkesle kavga etmem mutlu ediyor seni! Beni bırakamazsın Cengiz! Beni terk ettiğin an öldürürüm kendimi!"

 

"Hazal dedim!"

 

Ortamda gerginlik git gide artıyordu.

 

"Bana beni terk etmeyeceğini söyle Cengiz! Çekerim bu tetiği! Bir dakika bile düşünmem öldürürüm kendimi! Benden her gitmeye kalktığında denedim bunu biliyorsun! Senin sevgine nasıl muhtaç olduğumu biliyorsun,bu yüzden beni süründürmek için ayrılmak istiyorsun!"

 

Silahı daha sıkı kavradı.

 

"Hazal dedim!"

 

Kadın tam tetiğe basacakken Cengiz onun bileğini ansızın tutarak kendine çekti.Neye uğradığını şaşırdı kadın.Parmaklarını kolayca açarak silahı ondan aldı adam.Odanın bir köşesine fırlattı öfkeyle.

 

"Sensiz yaşayamam ben Cengiz..." Omuzlarını sarsarak ağlamaya devam etti."Beni terk etme...Unut bu kelimeleri..."

 

Cengiz, kadını kollarının arasına çekip onu sarıp sarmaladı..

 

Onun, kendisini nasıl saplantı haline getirdiğini biliyordu.

 

Bu kızın sevgisinin hastalık derecesinde olduğunu da...

 

O günden sonra Cengiz ayrılmaktan cayarak bir daha çekip gitmek istememişti.

 

Olduğu yere çöktü kadın.Elindeki telefon parmaklarının arasından kayıp düştü.Ellerini kulaklarına kapattı.Yine aynı krizi yaşıyordu.İnsanların tek bir lafı onu bu hâle getirebilirdi.Gözleri doldu.Dudaklarının arasından döküldü kelimeler.Oğuz böyle söylüyor ise demek ki Cengiz bu konu hakkında düşüncelerini ona söylemişti.Cengiz'in onu terk edip gideceği düşüncesi yine sardı tüm hüclerini.Deli gibi korkuyordu bundan.

 

"Bana,beni terk etmeyeceğini söyle Cengiz..."

 

 

Devam Edecek...

 

 

Loading...
0%