@hikayetutkunu_hrmn
|
1. Beklenmedik Misafir
Sabah alarımıyla uyanıp yatakta oturmuş düşünüyordum. Yine sınavlar ve sözlüler. Hukuk fakültesinde okuyordum 3.sınıf öğrencisiyim ve bölüm birincisiydim. Buna rağmen dünyanın en stresli ve en takıntılı insanıyım. Her zaman çok çalışırım ve asla gözüme uyku girmez ama sanmayın ki bölüm birincisiyim diye başarısız olduğum gün olmuyor. Gayette oluyor.Yine çok çalıştım ama içimden bir ses yetersiz olduğumu söylüyor. Bunları düşünmeye devam edersem de dersi geçemem o yüzden hemen hazırlandım. Gri bir pileli etek ve siyah crop giydim beyaz sporlarımı da giydim ve çantamı alıp hızla merdivenleri inmeye başladım.
"Efida. Kızım kahvaltı etmeyecek misin? Annemin sesiyle mutfağa yöneldim ve babamında anneminde yanaklarından kocaman öptüm. "Annecim geç kaldım bugünlük için beni affede bilirsin diye düşünüyorum."babamda benden yana olmalıydı ki onayladı."Hadi çık sen. İyi şanslar."Onlara gülümseyip kapıya yöneldim ve kendimi dışarı attım. Her zaman yaptığım gibi sıkılmadan kulaklıklarımı takıp yürüyerek okula gidecektim. Okul bahçesinin kapısına geldiğimde derin bir nefes aldım ve okula girdim. Sınıfımın yolunu tuttum,yerimde oturdum ve çalışmaya başladım. O kadar çok çalışmıştım ki çok sıkılmıştım.Anneme geç kaldığımı söyleme sebebim okulda da çalışmak isteyişimdendi. Dersin başlamasına daha yarım saat vardı ve ben acaba Mete ne zaman gelecek diye düşünmekten aklımı kaçıracaktım. Ah Mete. Benim tatlı arkadaşım. Onunla çocukluktan beri arkadaşız ve bu okulda yaşadığım onca iğrenç arkadaşlıktan sonra gözüm tek bir kişiyi arayacaktı o da Meteydi. O annemle babamdan sonra tek güvencemdi. İyi insan lafın üzerine gelir demişler. Ben de tam Meteyi düşünüyordum ki yanımda belirmişti.
"Ee siyah civciv nasılsın?"Ah siyah civciv. Sanırım bunu açıklamam gerek. Mete bana siyah civciv diyordu çünkü saçlarım siyahtı ve yeşil gözlerimle bütünleşiyordu. Civciv kelimesi ise ona göre hâlâ küçük olmamdı. Sanki benimle aynı yaşta değilmiş gibi."İyiyim Meteciğim sen nasılsın." Yerinde dikleşip sırıttı."Yakışıklı ve karizmatiğim her zaman ki gibi."Ona göz devirip önceden aldığım soğumuş kahvemden bir yudum aldım. "Sen de olmasan ne yaparım ben acaba."Bunu içimden geldiği için söylemiştim ve onu çok sevdiğim için. Tam cevap verecekti ki yanımzda kitaplarıyla beliren Berfu sözünü yarıda kesti. "Merhabalar. Efidacığım sınavlarda yaklaştı. Bana birazcık yardımcı olabilir misin?"İnsanlara yardım etmeyi seviyordum ama sınav haftaları olmasa yanıma gelecekleri yoktu. Bu kız Meteyi de seviyordu ayrıca. Mete de kıza hazmedemediği için benden önce cevap verdi. Normalde o da insanları kırmayı sevmezdi ama Berfu öyle bir kızdı ki sevmek mümkün değildi. "Yok canım . Biz şu an bir şey konuşuyoruz." Berfunun hemen yüzü düştü."Yaa. Ben gideyim o zaman."Mete de onaylayıp "Evet. Hem sınavlara daha 2 hafta var sen Efida gibi şimdiden çalışmak zorunda değilsin."dedi. Ben de araya girmem gerektiğini düşünerek Berfuya döndüm."Berfucuğum gel çalışalım."Mete çok pis azarlayacaktı beni ama ne yapabilirim. "Ay yok. Sen de kendini bir şey sanıyorsun. Ben de niye senin yanına geldiysem."Cidden ağzım açık Berfunun söylediklerini ve gidişini izliyordum ."Hah yedin mi?" Meteye dönüp yutkundum. "Ne olmuş iyilik yapmak istediysem." Mete göz devirip ayağa kalktı ve bana da kalkmamı işaret etti. "Canım ben de iyi biriyim kötümüyüm. Sadece o kıza iyilik yaramaz. Pis çirkef,nasıl da lafını söyledi gitti." Boşver anlamında elimi salladım ve ikimiz de dersin başlamasıyla ayrıldık. Meteyle aynı bölümdeydik ama onun annesinin hastaneye kaldırılmasıyla gitmesi gerekti. Çok ısrar etmiştim ama gelmememi söylemiśti. Ben de mecburen kaldım. Son dersin bitişinde erken çıktım çünkü benim dersim bugünlük bukadardı. Meteyi arayıp annesinin durumunu sordum ve iyi olduğunu öğrendim.Küçük bir tansiyon sorunu yaşamıştı ama şuan iyiydi ve evine gitmişti.
∆∆∆
"Hadi kalk!" Gözlerim kör olmuş gibi açamıyordum ve bu yüzden de sabahın köründe odamda bas bas bağıran şahısıda göremiyordum ama anlayabiliyordum. "Hadi kız hadiii" en sonunda pes edip gözlerimi açtığımda Meteyle göz göze geldik. Ona sinirli bir bakış atıp odamdaki lavaboya ilerledim ve yüzümü yıkadım. Tekrar odaya döndüğümde Meteyi dolabımın önünde elbiselerime bakarken buldum."Canım sabah sabah odamda bağırma sebebini öğrenebilirmiyim." Cevap vermesine izin vermeden devam ettim."Ha bu arada dolabımla ve elbiselerimle ne işin var?" Yanıma yaklaştı ve beni de dolaba yöneltti."Okulca bir parti düzenleniyor. Beraber ona hazırlanacağız. " Sık sık olan parti saçmalıkları. "Ben gelmesem olmaz mı?"Kaşlarını çattı ve konuśmaya başladı "Geleceksin tabii ki de . Ayrıca bu ne ya insan gibi şık bir elbisen yok."dolaba uzandım ve elbiseleri karıştırdım. "Ha ben de her gün gecelere akıyorum o yüzden şık bir elbisem olacak. "Sanırım çok saçma bir örnek vermiştim. "Tamam hazırlan elbise bakmaya gidelim benim de yok."Başımla onu onaylayıp üzerime çiçekli bir elbise geçirdim. Boyu biraz dizlerimin üzerindeydi ve beyazdı. Meteyle bir sürü mağaza gezdik ve birkaç parça birşeyler aldık. Parti akşam 7' de başlayacaktı. Bizde hazırlanmak için yollarımızı ayırdık. Mete saat 6 da beni almaya gelecekti. Gideceğimiz yer 40 dk lık bir mesafedeydi. Eve geldim ve kapıyı çaldım. Açılmayınca anahtarımla kapıyı açtım. Annem emekli öğretmendi babam da hakim. Yani işleri çıkmış olamaz diye düşünüyordum.Tabii babamın katıldığı yemekleri saymazsak.Hızla bir mesaj yazdım.
Efida:Anne neredesiniz . Kötü bir şey mi oldu?
Annem:Yok kızım kötü bir şey olmadı. Baban bir yemeğe davet edildi biz de oradayız. Sen de zaten gelmezdin biliyorum.
Efida:İyi yapmışsın evet gelmezdim.İyi de niye haber vermediniz?
Annem:Meteyi gördük yolda o sana söyleyecekti.
Efida: Tamam. Size iyi eğlenceler.
Babam çok tanınmış bir hakimdi bu yüzden ara da yemeklere de çağırılırdı.Vaktimden gittiği için odama çıktım ve hazırlanmaya başladım.Siyah,dizlerimin üstüne gelen elbisemi giydim. Sade ve şık bir elbiseydi. Siyah ayakkabılarımı da giydim. Hafif bir makyaj yaptım ve siyah mini çantamı da alıp çıktım.Metede çıkmamla arabayla kapının önüne geldi. Ön koltuğa geçip çantamı da arkaya bıraktım. "Ooo Efida hanım herzamanki gibi siyahlar içinde çok güzelsiniz. Kimin kankası bee." Siyah rengini seviyordum çok Cool bir renkti."Eh siz de çok şıksınız Mete bey." 40 dk lık mesafemizi bitirip Parti'nin olacağı mekana geldik. İçeri geçtik ve kendimize içecek istedik. İkimizde meyveli içecekler istemiśtik. Asla alkol alamazdık. İçeceklerimiz geldiğinde hemen aldım ve içmeye başladım. Bardağı masaya bıraktığımda gözüme Yiğitin olduğu masa takıldı. Sürekli beni süzüyordu. Biliyordum liseden beri bana karşı hisleri vardı ama bu beni rahatsız ediyordu. Mete de anlamış olacak ki oraya baktı ve bana döndü."İstersen gidip konuşabilirim."Başımı hayır anlamında salladım. Mete de çok zorlamak istemediği için bir şey demedi. Parti güzel geçiyordu. Danslar ettik ,bazıları sarhoş sarhoş şarkı söyledi ve biz eyleniyorduk. "Yok mu bir enişte." Bardağımdaki bakışlarımı Meteye döndürdüm."Enişte menişte yok. Boş laf yapıyorsun."O da aynen dercesine bir bakış attı. Her zaman enişte yok mu? Diye sormasından kurtulamıyordum. Meteye lavaboya gideceğimi söyleyip yanından ayrıldım. Merdivenlerden yukarı çıkarken birinin kolumu tutmasıyla irkildim. Arkamı döndüğümde Yiğiti gördüm. "Efida biraz konuşabilir miyiz?"Anlamıyordum bu çocuğu defalarca reddetmiştim hâlâ ne istiyordu acaba."Hayır." Deyip önüme döndüm. Tekrar kolumu tuttuğunda ona dönmek zorunda kaldım "Biliyorum reddedeceksin ama..."Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım."Ne diyeceğini biliyorum. Seni kırmak istemiyorum ama cevabım yine hayır."O da artık kabul edemeyeceğimi bakışlarımdan da anlamış olmalı ki başını sallayıp yanımdan uzaklaştı.Bu kadar çabuk kabullenmesi ayrıca dikkatimi çekmişti ama çok da üstünde durmadım. Ellerimi yıkadıktan sonra tekrar Metenin yanına gitmek için lavabodan çıktım. Tam karşıyı dönmüştüm ki birine çarpmam ve afallamam bir oldu. Yüzümü kaldırıp baktığımda o tanıdık yüzle karşılaştım. O kadar şaşırmıştım ki konuşamıyordum bile ama onca seneden sonra onu unutmamış olmam bazı duyguları kalbime hücum etti. Büyümüştü en son gördüğümde 17 yaşımdaydım o da 18 yaşlarındaydı. Ama hâlâ onu unutmamıştım. Benim için aynıydı.Ona git demiştim. Kendin,benim için git demiştim gitmişti. Benim için bulunduğu şehiri terk etmişti ve ne zaman istersem onu arayıp gelmesini söyleyebilirdim ve o da gelirdi. Öyle söylemişti.Değil mi? ∆∆∆ Onu çağıran ben değildim ve o buradaydı. Korktum. Öyle çok korktum ki gözlerim doldu. Korktum çünkü ona gelme dedim git dedim ona. Şimdi karşımda durmuş benimkilerden daha açık yeşilleriyle bana bakıyordu. Korkuyordum ondan değil kendimden değil bizden korkuyordum. Biz bir olamayız. Çünkü o çok takıntılı. Ben bu dünyadaki takıntılarından biriydim . Ona bu yüzden git dedim. Beni bu dünyadaki herşeyden kıskandı durdu ve şimdi bu haldeyiz. Uzunca bir süre bakıştık ve ben artık dayanamdım hüngür hüngür ağlamaya başladım. "Giray..." "Bir şey söyleme. Geldim... Yapamadım Efida olmadı. Dayanmaya çalıştım seni unuttuğumu sandım ama yanılmışım." Titrek bir nefes aldım ve herşeye rağmen ona sarıldım."Özür dilerim. Özür dilerim ben bir aptalım senden sonra harab oldum ben de alıştım sandım ama yeśillerin herşeyi hatırlattı bana. Seni hâlâ nasıl sevdiğimi ve sevmeye devam edeceğimi..."Gözlerimin içine baktı derinlere yeşillerime. "Hâlâ benimle olan herşeye var mısın?" "Varım tabii ki de . Ben seninle kaybetmeye de kazanmaya da hazırım. Ben seninle herşeye varım." Gülümsedi. Öyle güzel gülümsedi ki onu tuttum elinden götürdüm Metenin yanına. Çünkü mutluydum ve sanırım hiç bu kadar mutlu olmamıştım ve istiyordum ki mutluluğumu en yakın arkadaşım, Metem de görsün. "G-Giray" "Evet!"dedim neşeli bir sesle."Geldi" Meteyle Giray tokalaşıp sarıldılar ve ben de mutlulukla onları izledim. Tüm korkularıma rağmen. Oysa o zaman anladım ki benim korkularım yalanmış. Çünkü o geldi. Benim bana korku getirir sandığım kişi mutluluk getirdi ve ben onu kendim öldürdüm kendim yaşatacağım. Yaşamak için varız, varolacağız. ∆∆∆ "Ya ama abi ben kabul etmiyorum yaa. Dışlanıyorum şuan."Metenin isyankar serzenişleri Girayla bir yemeğe çıkmamızdan dolayıydı. "Valla istersen ağla Mete. Bizi şuan için ilgilendirmez çünkü saçma bir şey için ağlamış olursun. Ki yaparsın bunu da biliyorum."Giray Metenin yanına gitti ve yüzüne bakmaya çalıştı."Yok yok siz beni dışlıyorsunuz."Mete o an bunu o kadar ciddi bir şekilde söylemişti ki ben de kendimi yanındaki koltuğa attım. "Saçmalama artık Mete. Yemek yiyip geleceğiz. Hem düşün bakalım ben şuana kadar ne zaman seni dışladım?" Mete sırıtarak yüzüme baktı ve yanaklarımı sıkmaya başladı. "Siyah civcivime bak sen. Yufka yüreklim. Git tabii ben de biraz uyuyayım. Dün uyutmadınız zaten. Mete illa dedikodu yapalım,onu çekiştirelim şunu çekiştirelim diye söylendiniz." Göz devirip yerimde doğruldum. Yine kendince şaka yapmaya çalışmıştı. Aynı zamanda beni güldürmüştü de. Giraya döndüm ve koluna girdim kapıya ilerlerken arkamı dönüp Meteye el salladım ve çıktık. Girayın arabasına bindik ve beraber bir restorantta yemek yemek için yol aldık.Restorantın kapısının önünde durduğumuzda Giray önce kendisi indi sonra da benim kapımı açtı ve elini tutmam için uzattı. "Teşekkür ederim. Çok naziksiniz." Gülümseyip bana karşılık verdiğinde el ele restoranda giriş yaptık. Cam kenarı bir masaya oturduk. Ben menüyü incelerken kararsız kalıp Giraya baktım ama onu da zaten bana bakarken gördüm. Yutkundum ve menüyü işaret ettim. "Karar verdin mi?" "Hayır. Sen ne yemek istersen ben de onu yiyeceğim."olumsuz anlamda başımı salladım. "Ben karar veremedim ki. Mantı olsa mantı yerdik." Giray menüyü açtı ve çorbaları gösterdi. "İstersen önce çorba içebiliriz. Karar verene kadar. Farklı bir mekana da gidebiliriz mantı için."Gerek yok dercesine başımı salladım ve Tavuk çorbası istedim. Giray da aynı şeyi istedi ve garson siparişlerimizi getirip yanımızdan uzaklaştı.Ben çorbamı kaşıklarken Giray hala bana bakıyordu. Açıkçası utanmıştım ve ona hiç bakmamıştım. "Gelmem seni mutlu etti mi?" Girayın sorusuyla aşk yaşadığım çorbadan başımı kaldırdım ve soran gözlerle ona baktım. "Neden sordun bunu şimdi?" "Merak ettim."Bu sorusu karşısında afallamıştım ama zaten tek bir cevap vardı ve onu da söyledim. "Oldum Giray. Çok mutlu oldum. Sana ben git dedim. Seni yaşarken öldürdüm farkındayım ama şuan herşeyi telafi etmeye çalışıyorum." "Hiç birşeyi telafi etmek zorunda değilsin. Haklısın ama ben artık hiç gitmeyeceğim ." "Hiç gitme..." "Efendim buyurun mantılarınız."Konuşmamımızı yarıda bölen garsona baktım ve kaşlarımı çattım. "İyi de biz mantı istemedik ki" Garson yan masada tek başına oturan yağızı gösterdi."Beyefendi ısmarladı. Mekanımızda mantı bulunmamaktadır. Özel sipariş." En sevdiğim yemek.Giray birden ayaklanıp Yağızın üstüne doğru yürümeye başladı. Yok canım ne yürümesi resmen koşarak çocuğa daldı ve burnunu kırdığından emin olduğum bir kafa attı. Çığlık atarak Girayın koluna dokundum ve onu çekiştirmeye çalıştım. "Ulan sen kimsin de Benim masamdaki kadına yemek ısmarlıyorsun it herif!" Girayın ağzından tonlarca küfür dökülürken hiçbir şey yapamadım. Beni duymuyordu,dinlemiyordu. Polis sirenleri duyulduğunda içimi korku sardı ve tekrar Girayın koluna yapıştım. "Gidelim lütfen gidelim. Hadi Giray..." Giray bana baktı ve derin bir nefes aldı "sen git ben polislerle konuşayım gelirim." Dudaklarımı büzdüm. "Giray..." "Arabayı al ve git Efida " Gitmek istemiyordum. Biliyordum ki gitmesem Giray beni eve bırakır yine gelirdi o yüzden istemeyerek çıkışa yürüdüm. Arkama baka baka arabaya ilerledim ve kapıyı açıp bindim. Binmemle nefesimi vermem bir olmuştu. Az önce yaşadıklarım nefes kesici şekilde korkutucuydu benim için.Arabayı kendi evime sürdüm Meteye anlatmak için çünkü büyük ihtimalle Benim evimdedir. Araba evin önünde durduğunda hızla apartman kapısına yöneldim ve 4. Kata çıktım. Anahtarımla kapıyı açıp direkt salona geçtim ve Meteyi oyun oynarken buldum. Bilinçsizce gülümsedim ve yanına oturdum. Sonunda oyundan kafasını kaldırıp bana baktı. "Hoşgeldin siyah civciv" "Mete...Giray Yağızı dövdü ve şuan polislerin yanında." Metenin yüz ifadesi durgunlaştı ve oyunu bir kenara bırakıp tamamen bana döndü."Neden?" Cevap vermeme izin vermeden yeni bir soru daha yöneltti."İyi mi Giray." Kafamı salladım."Giray iyi. Yani umarım. Sadece..." Kapının çalmasıyla dikkatimi oraya verdim ve o tarafa koşturdum. Kapıyı açtığım gibi Girayı gördüm. Ona öyle bir sarıldım ki çocuk nefes bile alamıyordu belki de. Geri çekildiğim de Mete geldi ve oda sarıldı."İyi misin Kardeşim." Giray başını salladı ve bizim çekilmemizle salona girdi." İyiyim merak etmeyin. Ben ifademi verdim serbest bıraktılar korkulacak bir durum yok. " Bana yandan bir bakış attı ve tekrar konuştu."Bu çocuk seni uzun süredir rahatsız ediyor belli. Umarım karşıma çıkmaz o s- Her neyse. "Mete gülümsedi ve Girayın omzuna vurdu."Sıkıntı etme ya gelir geçer oda."
|
0% |