Yeni Üyelik
15.
Bölüm

-BİR KANA BİR CAN-

@iremlgm

(Oğuz’un ağzından)

Aradan iki gün geçtikten sonra Batu’nun evine doğru yola çıktım. Kendimi çok zaman geçmeden Batu’nun evinin önünde bulduğumda derin bir Nefes aldım. Yumruk edasıyla tıkladığım kapı çok geçmeden asık bir surat ile açıldı. Yakasına yapışarak içeri girdiğimde yüzündeki ifade belirsizdi bunun olacağını biliyor, bu durum ona garip gelmiyordu. “Sen nasıl bir insansın lan Alev benim hayatımdı. Hayatımı elimden aldın. Hepsi senin suçun O kız senin için benden gitti. Sana gelmek için benden gitti” Elini cebine götürdüğünde bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydım karnına geçirdiğim tekme ile yere yığıldığında yanaklarını sıkarak balığa benzeyen suratına yumruk attım. Kollarından çekiştirerek bindirdiğim arabanın arka koltuğunda debeleniyordu. Yüzüne bastırdığım tiner baygınlık geçirmesine neden olmuştu. Yaklaşık beş kilometre dahi geçmeden arkamdan boynuma kenetlenen eller ile direksiyonu kırarak el frenini çektim. Arabadaki bıçak ile elini kestiğimde acı ile inledi arabadan atlayarak onu da arabadan attım. Üstüne eğilerek Yüzüne savurduğum yumruklar arasında etrafa savrulan kanlar artık karşımdaki adamın yıkılacağının işaretiydi. Son tekmemi göğüs kafesine geçirdiğimde ölmesi an meselesiydi. Kollarını kavrayarak Arabaya binmesini sağladığımda özel olarak tuttuğum garaja sürdüm arabayı. Geldiğimiz garajı açarak elektrik akımı ile çalışan sandalyeye oturttuğum adam hala nefes alıyordu. Sandalyeye iyice bağlandığından emin olarak karşısına oturdum. Yapacağım işkencelerin haddi hesabı yokken gelen sesli arama zevkimi böldü. “Efendim Ay kızı”

“Oğuz Batu’ya ulaşamıyorum da haberin var mı?”

“Bilmiyorum. Haberim yok işim var görüşürüz”

 

“Benimde işim var” Telefondan gelen gülme sesinin ardından garajın önünde beliren silahlı kadının siması tanıdıktı. “Alev! Burada olmaman gerek” Yüzündeki ciddiyet ruhumu titretiyordu. Hızla ayağa kalkıp karşımdaki bıçağı Batu’nun boğazına dayadım. Gökyüzüne çevirdiği ağır silahı tek eli ile kontrol edebiliyordu. Dört kere havaya ateş ettiğinde bıçağı bırakarak ellerimi kaldırdım. “Sakin” Hızla yaklaşırken topuklularının sesi garajda yankılanıyordu. Batu’nun ellerini çözerken bir yanda silahı beline koyuyordu. “Tek yanlışında seni delik deşik ederim.” Yutkunarak ipleri çözmesine yardım ettim. Birlikte Batu’yu onun arabasına yerleştirdiğimizde gittiğimiz hız yolu bile bulanıklaştırıyordu. Hastaneye girdiğimizde sarı saçlı bir doktora yaklaşarak konuştu “Alev Arslan” Doktor telaşlanarak Batu’yu sedyeye yatırmalarına yardım etti. “Kırmızı alan 528. Oda ARSLAN” Son kelime her şeyi açıklıyordu. “Ben terasa çıkıyorum bir şeyler içeceğim Batu’nun etrafından ayrılma.” Verdiği emir gayet yerindeydi ama güveni hatalıydı.

(Alev’in Ağzından)

Bütün şehri süzebileceğim terasta Çayımdan bir yudum alarak Gün batımını izlemeye başladım. İçimdeki kız çocuğunu ellerimle öldürmüştüm. Ben bir çocuk değildim. Ağlamaya veya birkaç pamuk şeker yemeye ihtiyacım yoktu. Tek ihtiyacım olan şey Huzurlu bir uykuydu. Sırtıma değen sert şey ile önümde döndüğümde karşımda duran adam ile bir şeyler paramparça olmuştu. Elindeki silahı göğsüme dayayarak duygusuzca karşımda dikiliyordu. Bir mimik dahi yoktu yüzünde. “Tek yanlışında seni delik deşik ederim.” Benim cümlemi bana çevirmişti. Elimi belime götürerek silahımı çektiğimde artık çok geçti. Silah sesi tüm sokakta yankılandığında birden başlayan dolu yağışı bedenime sertçe çarpıyordu. Geriye ve aşağı doğru yavaşça süzülürken Doğum günümün ölüm günüm olduğunu fark etmiştim. 11 Ocak hem doğum günüm hem ailemin ölüm günü Hem de benim ölüm günüm olacaktı. Bedenim süzülürken beynimde sadece bir şarkı yankılanıyordu.

Dünya dönmesin dursun

Gökyüzü buruşup yırtılsın istedim

Çünkü seni çok özledim

Böyle bir günde seni sevmiştim, ama bitti.

Yere çarpan bedenim ile eğimli sokakta kanla karışık yağmur akıyordu. Kanlı yağmur tüm sokağı kaplamış yerleri kırmızıya boyamıştı. Göz göze geleceğiz son bir defa.

 

DEVAM EDECEK…

 

Loading...
0%