Yeni Üyelik
6.
Bölüm

-YA TEK AKILLI OLANLARIMIZ DELİLER İSE-

@iremlgm

Gözlerim hastanenin tavanında ki kare parlak ışıkları süzerken. Işıklar bir yandan gözlerimi kamaştırıyor beynimde ki kargaşayı alevlendiriyordu. Yanımda olan büyük pencereden dışarıya baktığımda gökyüzünden yeryüzüne süzülen beyaz taneler, camın altının buğulanmasına sebep olmuştu. Sanki gökyüzü ağlıyor, bir şeyler anlatmaya çalışıyor, yaşadıklarından yakınıyordu. Kapının açılmasıyla irkilerek kapıya baktığımda sarı saçlı bir hemşire girdi.

 

"Alev hanım nasılsınız?"

 

"İyiyim ama neden böyle olduğunu anlayamadım"

 

"Fazla sinirden dolayı beyninize oksijen gitmediği için pıhtı atmış sıkıntı yok. Her şeyi düzelttik" Hemşireyi mahcup ve hüzünlü bir gülümsemeyle uğurladım ve dışarı çıktı. Kapının dönen konuşmalarından annemin geldiğini anlamıştım. Kapıyı hafifçe tıkladıktan sonra içeri annem girdi.

 

"Tatlım, çok korkuttun bizi "

 

"siz benim için endişelenebiliyor musunuz?"

 

"deme öyle tatlım lütfen"

 

"anne, başka misafir varsa onu alacayım yoksa kalbinizi fena kıracağım."

 

Annemde artık sinirlenmiş olmalı ki kapıyı çarparak odadan çıktı. Tam dinlenmeye hazırlanırken kapı hafif bir tını ile tekrar tıklandı. İçeriye Batu'nun girişi ile kalp ritimlerimin değiştiğini fark ettim.

 

"Batu, saat geç, hava karanlık, burada olmanın açıklaması ne git hadi sen?"

 

"Sadece endişelendim"

 

"Neyse sen bilirsin. Yalan olmasın burada olmana sevindim böcek"

 

"Sevinmene, sevinirim bal arısı" dudaklarıma düşen hafif gülümseme ile Batu'nun dudaklarının kenarlarının hafifçe kıvrıldığını gördüm.

 

"Ya şey saat kaç ve nasılsın diye sorayım dedim" Hafif gülmesi odayı sararken, yanıma yaklaştı.

 

"Onu benim sormam gerekiyor öyle değil mi? " küçük bir gülümseme ile devam etti " Saat akşam 07.14 seni eve bırakayım mı? " Hafif gülmem ile " hayır, gerçekten gerek yok teşekkür ederim. Motorum nerede bir bilgin var mı?" Yüzünde mahcup bir ifade vardı. "Okulun önünde bu yüzden seni eve bırakmamın doğru olacağını düşünmüştüm" diyerek yerdeki mermerleri incelerken eliyle saçlarını dağıttı. "Olsun ya sıkıntı yok hem sohbet etmiş oluruz değil mi? Taburcumuzu ister misin?" Kafasıyla onayladı ve odadan çıktı. Bir kaç dakika sonra doktorun girmesi ile gülümsedim. Doktor serumu çıkartırken minik bir bağırışla kendimi sıktım. Canımın acıdığını fark eden Batu elimden tutarak burada olduğunu belirtmeye çalıştı. Rahatladığımda elimi bırakıp yanıma oturdu.

 

"Durumunuz İyi alev hanım. Ve taburcunuzu verebilirim ama bir gün burada durmanız daha iyi olur."

 

"yok, teşekkürler biz taburcumuzu alalım"

 

“Bütün riskleri kabul ettiğinize dair bir belge imzalatalım sonrasında gidebilirsiniz”

 

Doktor kafasıyla onayladı ve gülümseyerek odadan çıktı. Hazırlandım ve Batu'nun yardımı ile odadan çıktım. İki büklüm, ağrıyan karnım ile yürümeye çalıştım. Aşağı indikten sonra taksi beklemeye başladık.

 

"vay be, bizim honneybee taksiye biner miydi?" bir yandan sızlanıp bir yandan gülüyordum. Batu beni evimin kapısına bıraktı alnıma kondurduğu öpücükle gözlerim gözleriyle buluştu. Ona bakarken birinci kattaki balkondan altıncı kattaki balkondaki biriyle bakışıyor gibi hissediyordum. 1.55 boyum ile 1.80 birine bakmak çok zor oluyordu. Çiçek kokan parmakları ile gözümün önündeki perçemlerimi dikkatlice çekti ve konuşmaya başladı. "lütfen dikkat et güzelim, seni seven insanlar için. En azından" ağzım açıkken göz kırptı ve taksiye geri bindi. Yüzümdeki geniş gülümsemeler ve karnımda uçan kelebekler ile eve girdim. Salonda koltukta oturan annem ile babamı görmezden gelerek odama çıktım. Grup kendi kendine mesajlaşıyordu. Telefonum sessize aldım ve yatağa uzanıp biraz tavana bakmaya başlamıştım. Açık camımdan giren hava ile zihnimi temizlemeye düşüncelerden arınmaya çalışıyordum. Havanın soğukluğu bedenimi ve ruhumu titretiyordu. Hayallerden hayallere atlarken hafifçe kapanan gözlerime pekte hakim olmak istemiyordum. Gözlerimin son kapatıp açışımda hava aydınlanmıştı. Elime aldığım telefonumun sessizde olduğundan alarmda çalmamıştı. Hızlıca ayaklanacaktım ki günlerden cumartesi olduğunu görmemle içime su serpilmişti. Annemin ismimi söyleyişi evde yankılandığında aşağı indim.

 

"Buyur, anne"

 

"Kızım senle en az benim için önemli olan bir konu üzerine konuşmak istiyorum."

 

"Uzatma, konuş" derken kahvemi ve kahvaltımı hazırlamaya başladım.

 

"senin için bir psikolojik merkezden randevu aldık ve orada kalmayı istiyoruz"

 

"bir ben dimi bir ben battım size. Benim yaşamam battı size demi. Deliyim, ben deliyim. Bu mu duymak istediğiniz bu mu? ALLAH BELANIZI VERSİN. Allah sizi benim elime düşürdü ya şükürler olsun. Deliyim ya ben de delidir ne yapsa yeridir değil mi?" bağırışlarımın arasında yukarı çıktım. Kıyafetlerimin arasına sakladığım silahı belime koyarak aşağı indim. Gözlerimi kapattıktan sonra dört el ateşledim. Bedenime sıçrayan, ruhumu titreten ve beynimi kokusuyla ele geçiren kırmızı sıvı her yerdeydi. Beyaz halılar, perdeler, elektronik eşyalar ve evin içindeki birçok şey bu kırmızı sıvıyla kaplanmıştı. Kan midemi bulandırırken, Gözlerimden akan yaşlarında sebebi olmuştu. Telefonu alıp koşarak evden çıktım. Kanlı üzerim ile taksiye bindiğimde üzerimde dolaşan korkunç bakışlar umurumda bile değildi. Yaklaşık 10-15 dakika sonra Batu'nun yaşadığı eve gelmiştim. Attığım yumruklar kapıyı çalmaktan çıkmış artık kapıyı kırmaya giriyordu. Kapıyı Batu'nun açmasıyla boynuna atladım. Yavaşça yere süzülüp kanlı elbiselerim ile yerleri kirletirken. Feryat etmeye başladım. Üst kattan inen oğuz ile Efra üstüme bir battaniye örttü ve beni meraklı gözlerle dinlemeye başladılar. "Ben yaptım Batu, Ben yaptım. Ben öldürdüm"

 

"Alev güzelim sakin ol ne ölümü ne yaptın lütfen sakin ol" elleriyle yanaklarımı tuttuğunda hafifte olsa sakinleşmeyi başarmıştım. Nefes alışverişlerimi yavaşlattım.

 

"Hadi güzelim sen bir duşa gir. Efra sende giyecek bir şeyler ver" Batu'nun elimden tutup beni kaldırmasıyla karnıma giren ağrıyla inledim. Acı çektiğimi anlayan Batu'nun beni kucağına almasıyla boynuna dolandım. Kapıyı açarak beni içeriye bıraktı ve çıktı. Kıyafetlerimi çıkardıktan sonra suyun akışına kendimi bıraktım. Bedenimin kırmızı sıvıdan arındığını hissettiğimde tam olarak temizlendim ve bornozuma sarılıp duvarlardan tutunarak yürümeye başladım. Batu gördüğünde hemen yanıma koştu. Belimden tutarak yürümeme yardım etti. Bu olayı kimseye söylememek üzerine kapattım.

 

Loading...
0%