Bir amacı olmalı insanın yada bir hedefi. Ama bu öyle yada böyle bir amaç değil. Kendini,çevresini,hayatını değiştiren bir amaç.
Bazense bu amaç için çabalamalı insan , öyle bir amaç olmalı ki bakış açısını değiştirmeli, yapabileceklerinin gücüne varmalı insan.Öyle bir amaç ki tam boşver dediği anda sıfırdan başlatmalı ama daha güçlü daha yıkılmaz...
Her şey bitti derken başlamaz mı yeni maceralar,yeni hayatlar,yeni hayaller... Hayaller bir insan için çok önemlidir.Amacı olmayan bir insanın hayali olamaz. Olsa bile sadece hayalinde kalır. Ama bir amaca bağlanırsa hayalleri hayalden öte olur .
Hayallerimizin baş kahramanları genelde annelerimizdir yada en azından benim için öyle.
16yıl bir yalana inandırılan Nazlı(LAVİN) KORKMAZ hayatına dair oynanan bu kötü oyunda rol model olarak aldığı annesinden kopabilecek mi?
Hayatına rol model olarak aldığı annesiyle birlikte mi başındaki zorlu oyunlardan kurtulmayı başarabilecek yoksa tüm zorluklar karşısında yalnız kalmayı mi tercih edecek?
"Baba sevgisi görmeyen her kız çocuğu yanlış erkeklere inanır. "
Çoğu masallar tonlarca mutsuzlukla başlasa dahi herkes bilirdi ki sonunda her zaman iyiler kazanırdı. Peki,benim dağlar kadar mutsuzlukla başlayan ve halen daha yakamdan elini çekmeyen mutsuzluk ve hayatın bana binlerce attığı çelmeye karşın beni de bulabilecek miydi o masallardaki herkesin sonunu iple çektiği o mutluluk?
Bu hikaye Doğu da yaşayıp da binlerce çileye maruz bırakılan , tek istekleri sevgi iken kendilerinden misliyle esirgenen fakat esirgendiği kadar mutsuzluğu sadece kız çocuklarına reva gören, ayağa kalkmaya çalıştıkça sevdiklerinden en acısı da "ANNE ve BABASI" tarafından ayağına binlerce çelme takılan kadınlara ithafen kaleme alınmıştır....
Bu hikaye düşüşü aniden olup ayağa kalkışı binbir güçlükle fakat en sağlam haliyle olan kadınlara....