10. Bölüm

UMUDA KÜSEN HAYATLAR

İREM PAÇ
iremnida77

Yeni bölümle sizleri baş başa bırakmadan önce bu bölümü sizlerle paylaşacağım sıra beni oldukça mutlu eden bir haberi sizlerle paylaşmak istedim .

2019 yılında yazmış olduğum ve 3 sene önce de bir şiir yarışmasında kitaba basılan şiirimin bugün (04/12/2024 tarihinde )telif hakını aldım.

Bu benim ilk hayallerimden biriydi. Bu konuda arkamda her koşulda duran anneme de huzurlarınızda teşekkürü kendime borç bilirim .

Çünkü bu denli arkamda durmasaydı bugün ne burada sizlerle kurgularımı buluşturur ne de bugün çoğu insana basit gelen aldığım telif için koca bir kurumdan övgüler alırdım.

ALLAH 'tan bir mani çıkmazsa MELEĞÜM 'ün ilk kitap basımını anlaşabileceğim bir yayınevi bulursam en geç 2025'in yaz ayları içerisinde sizlere sunmak istediğimin haberini de sizlere şimdiden vermiş olayım.

Her ne koşulda olursanız olun hayallerinizi gerçekleştirmekten asla korkmayın. Unutmayın ki size zor görünen tek bir adım size binlerce kapının kapısını açabiliyor bir anda .

Telifini aldığım şiirimi yakın bir zamanda buraya da ekleyeceğimi sizlere haber vererek sizleri yeni bölümle baş başa bırakıyorum!!!!

Sağlıcakla kalın!!!!

 

Hünkar Göksu ~Kafa Duman

Tuğçe Kandemir ~Ah Ellerim Kırılaydı

 

~ZARA ROJİN KARADAĞ ~

Aşiret toplantısının bitmesinin üzerinde yalnızca 2 saat geçmişti....

Azat'ın getirdiği şahitten de pek bir şey çıkmamıştı....

Kızımın yerini değil yalnızca nerede olduğunu öğrenebilmiştik.....

İstanbul'daydı benim canım .....

İstanbul.....

Ayrı iki kıta......

Binlerce semt....

Tonlarca insan.....

Bana düşen 16milyon insan arasından kızımı bulmaya çalışmak olacaktı....

Kızımla çıktığım o konağa kızımı bulmak için yapacağımız şeyleri atacağımız adımları, bulacağımız yollari konuşmak için tekrar girmiştim bugün....

Herkes salonda bizi bekliyordu...

Fakat biz o günden sonra tahminlerime göre temizlik dışında girilmemiş dahi el sürülmemiş kızımızın bir kere bile yatamadığı yatağının bulunduğu bu odada Berat'ımın bize söyleyeceklerini dinliyorduk...

Berat'in benim Istanbuldaki evimde bulduğu nottan sonra bize dahi haber vermeden harekete geçmesinin de bir işe yaramadığını konuştuk..

O gün o piknik yerine tek gitmemesine rağmen, belli etmeden binlerce korumayla gittiği o piknik yerinden de kızıma dair bir iz çıkmamıştı.....

"Bize haber vermeliydin Berat"demişti Azat fakat Berat yanlış bir şey yapmamıştı kim olsa o an öyle yapardı bunu oda biliyordu fakat içindeki öfkeyi bir türlü bastıramıyordu.

Aldığım kararlar vardı. Ve kimin bilip bilmediği umrumda olmadığı ama herkesin bilmesi gereken kararlar...

Salona girmemizle "Sonunda gelebildiniz "dedi Azat'ın annesi bu laf ortaya olsa da banaydı..

Tek bir cevap vermedim sabırsız bir o kadar da öfkeliydim....

"Daha fazla burada kalmayacağım ."dedim kimsenin bir şey söylemesine fırsat vermeden "İstanbul'a gidip kızımı arayacağım. "

Yapma ,etme demişlerdi ama bundan sonra kimseyi dinlemeyecktim ...

Bu akşam ilk uçakla İstanbul'a dönüyordum oğlumla beraber . Yanımda yavrumla diğer yavrumu bulmaya gidiyordum .

Biletleri Berat alacakken Azat "Bana da alasın oğlum" demişti .

Bu evde daha fazla olmak istemiyor,bu evde oldukça da boğuluyordum fakat her şeyin konuşulup ayarlanması beni bu evde tam 3 saat tutmuştu....

Daha sonra kendi evime geçip küçük bir valiz hazırlayıp hava alanına geçmemiz de bir oldu ....

Zaman belki su gibi akıp gidiyordu ama benim için kızımı bulamadıkça aldığım her nefes ciğerlerimi sızlatıyordu....

Ne annemle ne babamla vedalaşmıştım çünkü ikisi de acımı görmemiş görmek dahi istememişlerdi.

İstanbul'a varır varmaz nasıl öğrendiğini bilmesem de Banu beni aramıştı...

Ne kadar evin hazır olduğunu hatta Berat'ında bir haftadır burda kaldığını söylesem de akşam yemeğine bizi davet etmeyi başarmıştı....

~MELEK KORKMAZ~

Bir haftadır ne tadım ne tuzum vardı. Hayatımız oğlumun kazandığı o maçla tümüyle değişmişti mutlu olmam gerekirken iliklerime kadar korku ve endişe içindeydim.....

Eylem'im o çocuğu piknikte gördüğünden beri pek değişmişti resmen ayni evin içinde benden ve kardeşinden kaçıyor gibiydi . Ne kadar uğraşsam da tek bir cümle doğru dürüst söylememişti.

Fakat ne derlerdi eskiler kötü haber tez duyulur . Ana yüreğim işte sezmişti...Benim yıllar önce öğrendiğim acı gerçeği şimdi herkes öğrenmiş ve peşine düşmüştü....

Asla ve asla ne olursa olsun çocuklarınmdan da kızımdan da vazgeçmeyeceğim . Yaşanan onca şeyde susmak dışında benim ne suçum vardı...

Sustum diye bunun cezası evladımdan ayrılmak olmamalıydı.

Banu'dan gelen telefonla kafamda her şey netleşmişti. Tabii öncesinde Murat'ın bana bahsetmesi de işin cabasıydı.

Bugün normalde abimin de ısrarıyla Fatma hanımın gönlünü almaya gidecektik . Her şeye rağmen o benim mutsuzluğumu yıllardan beri bu denli isterken aman gönlü kırılmasına mecburen gidecektik .....

Zoraki bir akşam yemeğinin üstüne Zara'lar eklenmişti. Resmen tarih tekerrür ediyorum der gibiydi ....

Abimin ve Murat'ın ikazı ile o yemekte hepimiz olacaktık. Eğer bu ikaz olmasaydı ne Eylem ne Mert ne de Nazlım gelirdi o yemeğe. Gerçi gergin geçecek olan yemeği bilip de sırf benim canımı sıkmaya çalışanların hakkından gelmek için Nazlım net gelirdi .

Artık korkmayacaktım. Çünkü kendi kendime aldığım şu karardan asla dönmeyecektim Nazlım için savaşacak ve onu asla ne olursa olsun bırakmayacaktım. Zaten ben yaşadığım müddetçe onu benden almaya kimsenin gücü yetmeyecekti de ....

Akşam yemeğine Nazlı 'nin gelmesini biraz da istememiştim. Şu YouTube olayını bir şekilde Murat'a kabul ettirsem de Fatma hanım ve Banu gece boyu boş durmayacaklardı .

Anlaşılan uzun bir akşam yemeği olacaktı. Ben bana söyleneni takmazdim ama Nazlı ya bir şey demeye kalkarsa Fatma hanım ki kalkacak işte o yemek pek hayırlı geçmeyecekti...

~NAZLI(LAVIN)KORKMAZ~

Canımızın çıktığı iki günü geride bırakarak şuanda resmen bize az bile yaptınız der gibi babaannemlere gidiyorduk .

Biz üçümüz başta gitmeyeceğimizi söylesek dahi araya dayım girince mecburi bir şekilde şuan da hepimiz oraya gitmek için hazırlanıyorduk.

Dayım Süsen 'in binbir yakarması sonucu yemeğe onlara gidecekti fakat orada da kalmayacaktı. Çünkü eve gelir gelmez annemden bir gerginlik olup olmadığını öğrenmeden rahat edemezdi.

"Dil yalan söyler ama gözler her şeyi ele verir cimcimem "demişti ya bir keresinde bana ,sonuna kadar haklıydı da dayım...

Gitmek istememenin de verdiği tavırla kombinimi bile son dakika seçmiştim. Annemin sayesinde ....

Üstüme giydiğim kot tulum tarzı elbiseyle ve altına giyeceğim crocslarımla geceye fazlasıyla hazırdım.

Saçımla hiç uğraşasım yoktu diye salık bıraktım. Sanırım kımırcık (kıvırcık)olmanın avantajlarından yalnızca bir tanesi...

Ablam üstüne kot şort üstüne beyaz bir crop giymiş bir saat makyaj yapmış ve yarim saattir de saçıyla uğraşıyordu...

Abim ,annem ve babamın da hazır olmasıyla arabaya doğru yola koyulduk. Eskiden beş dakika olan yol şuan en kestirme ve en trafiksiz haliyle 45 dakikaydı.

Fakat bu sefer tam bir saatin sonunda varabilmiştik." Neymiş tatlı yiyelim tatlı konuşalımış "

Merhaba faslı bitip de içeride kurulu olan büyükçe masayı ve tam takır hazırlanan kuzenlerimi görünce de bir hayli şaşırdım...

Sonra Banu babama dönüp "Abi Zara hanımlar -" lafını tamamlamadan babam "Biliyorum Banu Melek bahsetti. Bir sorun olmaz uzun süredir görüşmüyorduk zaten. "

Zara Hanım.....

Namı diğer benim süt annem....

Bu olayı öğrenince bir süre benimle dalga falan geçiyorlar sandım... Filmlerde , dizilerde eski zamanlarda gerçekleşen bu şeyin gerçekliğinden bir hayli habersizdim...

Banu mutfağa bir eksik var mı yok mu onu kontrol etmeye ,annem babam abim ve ben babaannemin yanına salona ve sevgili aşk düşmanı ise protesto yapar gibi buraya gelir gelmez Eylül 'le odaya kapanmıştı.....

Allah'tan kapanmıştı da gireceği gereksiz deprosyansal tribi eve gidene kadar çekmeyecektik. Yoksa başlardı "Anne hani tek biz olacaktık beni resmen kandırdınız "faslına....

Yarım saattir babaannemle ettiğimiz sohbetin ardından hemen hemen her şey tatlıya bağlanmış gibiydi .Tek pürüz benim YouTube mevzumdu .Yani babaannem böyle söylemişti. "Taşınmanıza ben de çok sevindim ama şu YouTube mevzusu nereden de çıkmışmış ."Oysa benim YouTube mevzum taşınmadan önceki mevzuydu... Aklınca yaptığı "kızım sana söylüyorum gelinim sen anlaydı."

Olanlara fazlasıyla sinir olmuştum, resmen babaannemi bahane edip bize yardıma dahi gelmemişlerdi ve biz şu anda sırf babaannem kısa bir süredir de olsa onlarla yaşıyor diye onunla barışmak için buraya gelmiştik..Ne mevzu ama gören de ne yaptık sanır?

Annem her şeye rağmen her zaman olduğu gibi yine onları takmamıştı, dediklerine saygı çerçevesiyle cevaplayıp noktalamıştı.Fakat konu ısrarla bana gelince fazlasıyla sinirini göstermekten de geri durmamıştı. Babam babaanneme hak verse de hatta fazlasıyla hak verse de annemle aldıkları ortak karar çerçevesinde ekstra bir şey diyememişti.

Babaannemin bana göre "gıcık" tavırlarına annem noktayı koymuştu. "Vallahi anne ben de Zaralar gelmeden aramızdaki şu bir şey varmış da küsmüşüz gibi uzayan gereksiz mevzuyu çözdüğüme sevindim vallahi bir ara dedim tarih tekerrür mü ediyor."

Içimden kimin annesi demeden de edemedim. Çünkü annemin hatta bazen de ablamın detaylıca anlattığına göre benim doğumumda bile babaannem sırf beni önce anneannem gördü diye annemle küsmüş .Ne mevzu ama... Hatta ablamın daha detaylı anlattığına göre babama" bu ihaneti bana nasıl yaparsın "diye de sitem etmiş...

Her şeye rağmen benim asıl merak ettiğim Banu'nun neden bu kadar telaşlı ve aceleci olmasıydı .Gören de gelen kimdi. Her şey kusursuz olsun istiyormuş. Yıllar sonra geliyorlarmış da .. Falan da filan işte....

Odaya girdiğimde gördüğüm tek şey

Eylül'ün bitmeyen ve bitmeyeceğini düşündüğüm yığınla ödevi ile aşk düşmanı karşı karşıyaydı... Beni görünce derin bir nefes aldı ve hatta Eylül'ün rutin yalvarışları da başladı..

"Ya emicemun kızları yemin ederim kaç gündür şu ödevle uğraşıyorum bir bitmek bilmedi ya diyorum ki acaba-" lafını tamamasına izin vermeden aslında öfkemin babaanneme olmasına rağmen birazcık sanırım Eylül'den çıkarmıştım." Vallahi hiç acaba falan deme kuzen bizim iki gündür canımız çıktı o ara siz neredeydiniz pardon?"

Aşk düşmanın ikazı gecikmese bile Eylül'ün arkasına sığındığı açıklama da gecikmedi "balım işte biliyorsun babaannem-" yine lafını tamamlamasına fırsat vermeden "Oh ne güzel ya babaannem de babaannem işinize gelince biz küsebiliriz ama çocuklar küsmesin falan demeyi de biliyordunuz ama vallahi çok sinirliyim kuzen kendi görevlerini kendin yapmaya alış .Çünkü ben anladım ki iyilikten maraz doğmaya başlamış.

Aslında dediğim gibi sinirim babaannemeydi ama içeride bunu pek belli edemedim. Çünkü ben bunu belli etseydim yine gereksiz bir tantana çıkacaktı ve benim meleğümün canı gereksiz yere sıkılacaktı. Bilerek emice kızından yürüdüm ki söylediklerimi biz gittikten sonra birebir harfiyen yetiştirsin.

Asıl olan bize yardım etmeleri falan değildi .Böyle bir şeye ihtiyacımız da zaten yoktu ama babaannem yine yıllarca yaptığı gibi bizim ve annemin mutluluğuna yanındaki gelini ve evladıyla birlikte gölge düşürmeye çalışacağını düşünmesiydi. Tavrım da düşüncelerinden bu yöndeydi...

Zaten mesajımın yerine güzel bir şekilde ulaştığını gördüğümde ve yine Aşk düşmanının mimiksel ikazlarıyla birlikte az da olsa kuzenimin ödevine en azından yemeğe kadar yardım etmiştik. Ama bu gece bizde kalında yapalım faslı konu açılmadan çöpe atmıştık çünkü eğer bu konu babamın yanında açılsaydı aramızdaki bu gerginlikten ötürü de zorla bize "kalın " falan derdi.

Zilin çalması bile bizim emice kızının ödevini tamamlama aşkımızı bölememişti fakat odaya gelen yengemin "misafirler geldi." ikazı ile de hep birlikte salona geçtik. Salona geçerken aşk düşmanına mimiksel ikazlarına karşılık mimiksel gönderme yapmalarımı Aşk düşmanı şaşkınlıkla karşılaşsa da hiçbir şey anlamadığı salona girdiğindeki tavrıyla kendini ele veriyordu.

Salona girdiğimizde Berat'la abimi koyu bir sohbette Zara Hanım ve yanında eşi olduğunu tahmin ettiğim adamı da bizimkilerle sohbette olduğunu gördük.

Berat'ın ablama, ablamın Berat'ı gördüğü andaki yüz ifadesinin fotoğrafını çekip çerçeveletmek isterdim.

Ablam Berat'a sadece "hoş geldiniz" derken ben ve Eylül Berat'la tokalaştık o arada annem beni çağırdı :"Nazlım gelir misin buraya."

Annemin yanına doğru geçip oturmadan annem beni ve Zara Hanım'ı tanıştırdı. Tokalaşmak için uzattığım elime rağmen Zara Hanım bana bir hayli içten sarıldı. Garibime gitse de o anda sarılmasına karşılık vermekten başka bir şey de yapamadım.

Sarılmamızın ardından ilk konuşan oldu" Ne kadar büyümüşsün ve tahmin ettiğimden çok daha güzel bir genç kız olmuşsun Nazlım."

Sadece teşekkür edip gülümsemekle yetinsem de Berat'ı yanına çağırdı. Berat bize doğru gelince benimle Berat'ı tanıştırmaya çalışacakken Berat'ın "Biz zaten tanışıyoruz "demesi ile bizimkiler hariç herkes bir hayli şaşkındı ve bir o kadar da bir açıklama bekliyorlardı.

Herkesten ve dahası benden bile önce her zamanki ukala tavrı ile Berat açıkladı:" Geçen hafta şu piknik mevzusundan bahsetmiştim ya size. İşte orada Nazlı yanlışlıkla attığı topuyla bakın yanlışlıkla diyorum tamamen yanlışlıkla beni yaktı da ordan tanışıyoruz. "

"Ee ama senin de ne kıymetli canın varmış, ayrıca niye bilerek yapayım ki orasını da anlamış değilim. "

Zara Hanımın Berat'a ikazı gecikmedi :"Yanlışlıkla yapmıştır oğlum Nazlım, hayır sen niye başka bir sebep arıyor-"lafini tamamlamadan ablamı görmesiyle "Heeee?"dedi içinden bir hayli şaşkınlıkla. Ne ima ettiğini anlamıştım ama bir şey dememeyi de tercih etmiştim ki Zara Hanım oğlunun ve eşi Azat Bey'in bakışlarından ötürü sanırım açıklama gereği duymuş olacak ki aniden bu konu değişti:Nazlı küçükken, Melek rahatsızlandığı için Nazlıyı emzirmiştim bir süre. " Azat'ta Berat'ta bir hayli şaşırsada Berat 'ın şaşkınlığı kısa sürdü.

"Vay be bir süt kardeşim var ve ben bunu yeni öğreniyorum, alacağın olsun anne ama "diyerek de tatlı bir sitem etti.

Bu sırada annem,babam ve aşk düşmanının gerginlik seviyeleri zirvede olsada hiç biri renk vermedi.

İsminin Azat olduğunu öğrendiğim Zara Hanım in eşi de bana elini uzatıp " Tanıştığıma memnun oldum Nazlı. "Dedi .

Tanışma faslı nihayet bitince direkt yemeğe oturmuştuk. O yemekte yeni tanıdığım o üç yabancının gözünde ne gördün diye sorsanız bana Zara Hanım annem ve bana bakıp gıpta ettiğini, Azat Bey'in bir hayli acı içinde olduğunu ve Berat'ın o günkü dürüstlüğünün aslında abimle benim aramdaki sevginin onun elinden öğrendiğim kadarı ile 16 yıl önce çalındığını gördüm....

Zara Hanım ve Azat Bey olup biteni anlatınca Banu bir hayli ilgilendi Zara Hanımla tabii annemde ama anladığım kadarı ile bu konuda Zara Hanım annemi kendine daha yakın bulduğuydu...

Çay ve tatlı faslına geçtiğimizde sohbet bir hayli koyulaşmıştı da Banu ,Zara Hanıma nerede kalacaklarını dahi sorana kadar her şey iyi gidiyordu fakat sorunun cevabı bir hayli ızdırap verici olmuştu . "Buraya gelene kadar her şeyi bir nebze de olsa atlattığımı sanmıştım fakat buraya gelmeden önce bavullari bırakmak için gittiğimizde o eve de giremedim ,o yüzden bir yer bakacağız Banu "demişti.

O eve de derken ne demek istemişti? Başka hangi eve de girememişti? Ben bunları düşünürken Banu ve amcama fırsat kalmadan babaannem lafa atlamıştı "O nasıl söz Zara kızım beni de bir annen olarak gör her zaman başımızın üstünde yeriniz var ."demişti...

Bak bak şu babaanneme bak kendi gelinine etmediğini bırakmayan babaanneme....

Zara Hanım hemen kesin bir dille kestirip atmıştı. "Sağol un Fatma Hanım fakat inanın buraya dahi gelmeye gücüm yoktu sırf Banu kırılmasın diye geldik . Bir otelde kalsak daha iyi olur ."demişti ki annem lafa girdi "O zaman bizde kalıyorsunuz Zara'm hem bahane edeceğin bir yer de değil bizim ev çünkü bizde ordan başka bir yere taşındık. " demişti. Zara Hanım ne kadar kabul etmeyecek gibi de olsa sonunda "Ama bak biliyorsun senin yerin ben de ayrı seni kırmam ordan yürüdün resmen bana" diye de anneme takılmıştı.

Tam bunlar olurken babaannem kaldığı yerde laf sokmaya devam butonuna da tıklamıştı anlaşılan .

"Murat'larin oturduğu muhitte boş villalardan tutun bir tane kızım sizde "demişti herkes ne demeye çalıştığını anlamaya çalışırken babamın babaanneme ikazı ile babaannem susmak zorunda kaldı.

Annem açıkladı ve tabiki bir yarım saat tebrik faslı bitmedi gitti. Daha sonrası tam fiyaskoydu. Benim ileri zekalı (!)emice kızım birden lafa atlayınca konuşmanın seyri de bir hayli değişti, tabii aradan yengemin üç numaralı bakışı görevi layığı ile yerine getirdikten sonra...

"Kuzen bu arada sizin şu komşu villada Rozer'ler oturuyormuş. "demesi ile herkes bir sus pus olup bakıştılar.

"Biliyorum (konuyu kapat bakışım da bir işe yaramamıştı. )emicemin kızı ya hani."

Yani büyüklerin yanında ne alaka şimdi. Annem sonrasında bir sürü soru soracaktı Eylül yüzünden bana ve yengem bir güzel haşat edecekti onu " Niye boşboğazlik yapıyorsun sen "diye ...

Babaannemin "okul mevzularınızı gidin içeride konuşun "demesi de konuyu kapattıramadı.

Berat bana dönüp "Siz nereden tanıyorsunuz Karabey'leri abicim "diye sordu. Bana fırsat vermeden aşk düşmanı bu anı bekliyormuş gibi atıldı hemen "Nerde tanıyacak sınıf arkadaşları yani Rozer değilmiş de diğer üçü Nazlinin sınıfında ."

Annem de ablama bir bakış atıp yengemin iki numaralı bakışı (sana mı sordular? )ile devam etti:Ayşen yokmuş galiba ama çocuklar ve babaları buraya gelmişler de -"lafını tamamlamadan benim ileri zekalı kuzenim ölmeye ant içmiş gibi "Yok ya yengoşum Ayşen abla da gelmiş buraya değil mi emicenin küçük kızı? "demesiyle bakışlar bana çevrildi ve Eylül 'e (Sen beni yaktın yaktın bakışı atıp) anneminden hayırdır bakışını da alıp "Emirhan ve Batuhan Ömür hocadan izin alırken duymuştum aralarında konuşuyorlardı aşiret toplantıları mi ne varmış Ayşen teyze olayını da o şekilde öğrenmiş oldum bende ." Külliyen yalandı ve annem de anladığı için üstüme gelmeyip telifi kendine ait olan üç numaralı bakışı ile "evde doğrularını duymak istiyorum "bakışına da onay verdikten kısa bir süre sonra Azat Bey olanları daha detaylı anlattı.

Her ne kadar boş boğazlık yapsa da Eylül bu konuda hassas olduklarını onlarla düşman olduklarını nerden bilebilirdi ....

Bu konu da detaylıca konuşulup kapanmasıyla konu yine bana dönmüştü ama bu sefer Azat Bey tarafından fakat Berat'in "Emirhanlada Batuhanlada değil arkadaş olmak konuşma bile Nazlı benden sana abi tavsiyesi "demesi üzerine "Babasının kötü biri olması ne Emirhani ne de amcasının kötü bir olması Batuhani kötü biri yapar,üstelik tüm bunlar onlarla yaşıt kardeşiniz gibi onlar bebekken olan şeyler, Evet kötü bir o kadar da acımasızca ama bu olayda ikisinin tek suçu o adamın bir yakını olmaları bile olamaz çünkü bunu da onlar seçmedi. "

Konuşmamın üzerine dumura uğrasa da Berat ,Azat Bey'in konuşması ile konu kapandı.

"Nasıl gidiyor dersler geçen sene karnede inek var mıydı Nazlıcım? "

Bana fırsat vermeden ve sürekli Nazlım da Nazlım diye lafı başlatıp bitiren Zara Hanım benden önce davranip "Nazlım'ın eminim ki her şeyi süperdir Azat." Ve yine bir türlü cevap veremeden ben canım annem meleğüm benim "Nazlı 'ım dersleri gayet iyi hatta Allah nazarlardan saklasın liseye başlayalı da okul birincisi ." Laf sokmasa ve altta kalmasa da olmaz ya Berat daha deminin intikamını da almak ister gibi "Kız cimcime sahte karne falan hazırlamiyorsun değil mi ?Senden nedense o vibe'ı aldım şuan. "

"O işleri burda karıştırma şimdi, ne gereği var ?"dememle gülmesem iyi gidiyordum ki çünkü herkes ciddi ciddi bana bakıyordu ki "Ya meleğüm şaka yaptım alt tarafı hemen de bu kız niye böyle oldu bakışı atmasan olmasan-"lafımın devamını getiremeden babaannem lafa atıldı "Ee hani dersin yüzünü gören cennetlik?

"Olmayan ödevleri mi yapayım babaanne ? O kadar da inek değilim şükür "desemde konu bir şekilde benim YouTube mevzuma da gelmişti.

Ve tabiki 20k abonemin varlığından da bahsedilmişti....

Berat sanki bunu bekliyormuş gibi hemen kanal ismimi sordu ,tabii akabinde beni izleyip ne yapacaklarını anlamasam da Azat Bey ve Zara Hanım da ....

Anneme bakıp gözleriyle iznimi alıp kanal ismimi vermemle direkt takibe aldılar . Biraz tuhafıma gitse de bir şey demedim ...

Babaannem nerden vurmaya kalksa ordan daha bir güçleniyorduk resmen .O sıra aklıma bir şarkı geldi ama kendi kendime ne alaka deyip es geçtim. (Birleşiriz biz estiği yerden,gürleşiriz biz kestiğin yerden )

Gece bir hayli uzun ve yorucu geçmişti "En çok hangi dersi sevdiğimden tutun ,sevmediğim hocalara kadar sormuşlardı resmen anneme biraz tuhafıma gittiğini söylediğimdeyse kendi acılarını kendilerince hafifletmeye çalıştıklarını ve de Zara Hanım in bir keresinde anneme "Keşke benim kızım da yaşasaydı da Nazlımla arkadaş olsalardı bizim gibi?" mi ne öyle bir şey demiş....

Kuzenimi susturmuş sanırken her şeye rağmen gece birlikte ödev teklifi bize yapılmıştı ve bu sefer babamın kabul etmesine rağmen annem tarafından kesin bir red yemişti bu teklif. Yengemin mahsustan "Kalsınlar "demesine bile annem izin vermemişti. Üstüne "Kızlar zaten yorgun Banu Eylül böyle yaparak kendine ediyor biraz arkasında dur da biraz sorumluluk alabilsin."demişti.

Çünkü alay eder gibi canları sıkılıp işleri düşünce bize yalvarma seanslarindan annem de bir hayli bıkmıştı....

Bu gece Süsen cadısının " Ama ben dayımla yatamayacak mıyım? Ama herkes dayısıyla yatıyor." serenadi ile dayım bir gecelik orda kalmaya ikna olmuş ve anneme hemen hemen daha biz babaannemlere vardığımız gibi de haber vermişti...

Gece saat iki gibi eve varmamıza rağmen ve benim bu saatte halen daha uyumamama rağmen yarın sabahın yedisinde kalkıp okula gidecektim mecburen . Annem ne kadar gitme dese de mecburen gidecektim . Çünkü eğer ilk günden okula gitmesen babam bir saat boş yere annemin başını şişirecekti ve olay ben demiştim "Nazlı bu türlüsünü kaldıramaz "a kadar da varacaktı.

Çantamı hazırlayıp abimin indirim kovalaya kovalaya aldığım kulaklığı kırmasına karşılık aldığı yeni kulaklığımı da şarja takıp rutin işlerimi halledip annemin yanına geçtim.

Azat Bey'ler misafir odalarına geçmelerine rağmen Zara Hanım ve meleğüm tabii aşk düşmanını da sayarsak salonda oturmuş kahvelerini içiyorlardı.

Berat'la abim veranda da oturmuş sohbet ediyor ve tabiki babam ve Azat Bey de akşamın bir hayli vermiş olduğu yorgunluktan ötürü uyumaya geçiş yapmışlardı bile...

Annemin öpüp yanina oturmamla "Nazlım yarın gitmiyorsun okula ona göre ."dedi annem ama "Anne valla gidicem bir şey olmaz ayrıca eve gelir direkt uyurum yoksa bir sürü kafanı boş yere şişirticekler biliyorum ben ."dedim . Annem "kızım ne derse desinler çok yoruldun hafta sonu zaten "

"Yarın gelir eve uyurum meleğüm." Dememle annemde ikaz gecikmedi "O halde direkt yatağa hadi saatten haberin var mı senin ?"demesi ile saate bakmam bir oldu ve saat gecenin 02.57si ....

Ani bir şokla annemi öpüp herkese iyi geceler dileyip çıkacaktım ki Zara Hanım 'in bana sarılmasıyla kalakaldım.

Daha sonra aman hatrı kalmasin(!)diye mahsustan sevgili aşk düşmanını öpüp verandada abimlerin aklını alıp iyi geceler dedikten sonra kendimi uykunun o narin kollarına teslim ettim....

Sabahın 07.59 unda uyanmam şokuyla "Merhaba "dedim yeni bir haftaya daha . Anlaşılan meleğüm geç yattı diye ve uykusunu alamadı diye o da benim gibi uykuda kalmıştı ve tabiki aile içi iletişim kopukluğu sonucu bugün okula gitmeyeceğimi sanan abimi son dakika evden çıkarken yakalamam da bir oldu .

Hızlıca hazırlanıp tam arabaya biniyordum ki kulaklığımı evde unuttuğumu fark ettim abim "geciktik , ya kulaklık ya otobüs "dese de benden gelen o mükemmel teklifle "Kulaklığın olmadan şuradan şuraya gitmem koş çabuk al gel" demesi de bir oldu . Nasıl mı? " Iki şıktan birini seç abim ya kulaklığımı alır gelirim okula gideriz ya da yol boyu sana rap,türkü, slow şarkı söylerim "dememle camdan gelen kahkaha ile de Zara ve Azat Bey 'i görmem de bir oldu .

(Sabahın köründe kalkacak kadar ne yaşadınız Allah aşkına gidip uyusanıza azcık en azından benim adıma uyuyun ya ..)

Yol boyu abim şaşkınlığından bahsetse de uykum sayesinde bir hayli yorgundum ki onun o "güzel esprilerine" cevap vermedim.

Yok neymiş "Kız sen genelde telefonu unutup kulaklığı yanına alıyordun nasıl oldu da bugün tam tersini yapmayı becerdin? "

Eee ama hakliydi . Çoğunlukla kulaklığımı alıp bir süre sonra fark etsem de telefonumun yokluğunu hiç kulaklığımı unutmamıştım...

"Her şeyin bir ilki varmış demekki abim ,bak bu sayede senin benim sesime hayran olduğunu öğrendim fena mı oldu ? Artık gerisini sen düşün. "dememle ani bir fren yapacak gibi de oldu . "Aman Allah korusunmuş. "Lafıyla konuyu da noktalaması bir oldu....

~ZARA ROJİN KARADAĞ ~

Bir hayli zor geçen bir gecenin ardından Melek'in ısrarıyla onlar da kalmıştık. Melek ben bir de Eylem geceyi sabah etmiştik.Hatta öyle bir sabah etmiştik ki Nazlımın okul saatine doğru uykuya geçmiştik.

Pencereden onu izlediğimizin farkında bile olmadan yerinde olmayan o enerjisine rağmen yıllarca gülümsemeyi unutan bana ve hatta Azat'a bile kahkaha attırmıştı Nazlım .Gece boyu daha çok ben konuşmuştum onlar dinlemişti....

Nazlı'nın okula gitmesinin hemen ardından Azat ve Berat da şu ev işini halledebilmek için evden ayrılmıştı ve ben bunca yıldan sonra ilk defa öğlene kadar rahatça uyumuştum....

Kahvaltıyı Eylem hazırlamıştı ve saat 12.15 gibi de bizi uyandırmıştı. "Uykunuzu alamadınız biliyorum ama kahvaltıdan sonra biraz daha dinlenirsiniz." demişti. Anlaşılan gece uyumamaya ve erkenden uyanmaya fazlasıyla benim gibi alışık biriydi...

Eylem olduğunca rahat bir kızdı yani olduğu gibi davranan asla " ay şöyle yaparsam ne derler, bunu yaparsam şunu mu düşünürler "diyen tiplerden değil fakat nedense Berat'ın yanında pek de öyle rahat değildi.

Nedenini anlayamadığım bir şekilde aralarında buzdan duvarlar vardı yıkmaya çalıştıkları ama bir türlü yıkamadıkları....

Oğlumu tanıyamıyorum mesela koca bir aşireti sevdası uğruna karşısına almasına rağmen bu denli acımasız duruşunu bir türlü çözemiyordum....

Gözlerinde bile çektiği acı okunan o kızın bu denli yıpranmışlığını bir türlü çözemedim mesela.

Azat.....

Onu da anlamıyordum mesela. Zaten birkaç gündür bu denli yıpranmışlığım bilmese bana olan o içindeki kinini kusmak istediğini fakat bir türlü de beceremediğini fazlasıyla gösterdi bana...

Kızımın yaşadığını öğrendiğimizden beri o eski Azat tekrar karşımdaydı.

Kimseye acıması olmayan, merhameti olmayan, öfkesinin esiri olmuş ve dahası bazı şeyler için beni suçlayan fakat bunu bile dile getirmeye cesaret edemeyen Azat....

Fakat Nazlım dün bize fazlasıyla iyi gelmişti ona baktıkça sanki kendi kızımı karşımda görüyor gibiydim. Aynı şekilde Azat da öyle .Berat'a gelince kardeşi gibi davranmıştı dün Nazlı'ya. Hatta öyle ki bir ara sinir etmek için bile uğraşmıştı....

~AZAT KARADAĞ ~

Bir savaş düşünün mağlup olanı her iki taraf ama savaşın tazminatını yalnızca bir taraf ödüyor...

Kızımla birlikte sevdamdan, oğlumdan, ailemden olmam bile yıllarca Zara'nın içine soğutmamıştı. Kızımı bulmak için ne kadar uğraşsam da elimde elle tutulur bir şey yoktu ve bu beni fazlasıyla yıpratıp fazlasıyla da mahvediyordu, aşiret toplantısına çok önemli bir delil sunmama rağmen Kadir yine paçasını kurtarmayı başarmıştı ve ona o kurtuluşu dolaylı yoldan da olsa Zara vermişti...

Her ne kadar kızımızı bulana kadar birbirimizi geçmişin acısından vurmayacağız desek de içim fazlasıyla paramparçaydı....

Hiçbiri kızımı bulamamam kadar canımı yakmıyordu . Toplantıdan sonra ümidim fazlasıyla yok olmuştu fakat nedenini anlamadığın bir şekilde yıllar önce Zara'ya nefes olan o minik kız Nazlı bugün de bana olmuştu . Gözlerinin içindeki parıltısı, anne babasına olan saygısı annesine olan düşkünlüğü, abisiyle şakalaşmaları, konu ne olursa olsun ki dobralığı yeri geldiğinde saygı çerçevesi içerisindeki lafın altında kalmayışı daha nicesi bence birazcık Berat'ı da kendine getirmişti...

Piknik olayında gereksiz bir şekilde oğluma kızsam da aslında orada kızdığım ,suçladığım kişi kendimdi.

Sabahı ne kadar zor etsem de şimdi oğlumla birlikte hatta şunu belirtmeliyim ki yalnızca oğlumla birlikte ve bilmesi gerektiği kadarıyla Zara'yla birlikte bu işi bir an önce bitirmeliydim....

~BATUHAN KARABEY~

Şuan hem içimden hem dışımdan sesli bir şekilde Emir'e söve söve sınıfa doğru yol almış bulunuyorduk.

Aşiret toplantısı bittikten sonra hasret giderme faslı nedeniyle uçaklarımız sabahın 04.00 'ina alınmış ve İstanbul 'a 06.35gibi inip 07.00 a doğru eve varmamiza rağmen Emirhan Bey kaç gündür sevdiceğini görememiş ve konuşamamış diye okula gelmiştik....

Üstelik Ayşen yengem ve annem bizi okula gitmememeye ikna etmeye çalışsalar da şuan da okuldaydık... Bu fırsat elimize kırk yılda bir gelirdi ve biz bu fırsatı değil kaçırmayı ayaklarimizla geri tepelemiştik....

Hayır yani ben öyle bir şey desem kırk yıl düşürmezler dillerinden beni ama Emirhan Bey olunca mevzu yok neymiş sevdalıymışmış...

"Amma abarttın Ağam ya , eve gidince uyur yarın sabah uyanırsın. "Demesiyle benden cevap gecikmedi "Ay çok bilmiş seni ,sanane belki ben şimdi yatmak istiyordum , hayır sen sırf Nazlı 'yı alt tarafı iki üç gündür göremedin diye niye ben okula geliyor-"lafımı tamamlamadan arkamda olan Ela,Beyza ve en kötüsü Nazlı'yi işaret almamla anlamam bir oldu .Allah'tan iyi günümdeyim de üçü de "Günaydın "deyip sınıfa geçmişlerdi direkt bir şey sormadan .....

~EMİRHAN KARABEY ~

Evet Batuhan sövmesinde ne kadar haklı da olsa yapacak bir şey yoktu . Eğer onlar gelmeselerdi annem beni de göndermezdi okula bu ne demek bir gün daha Nazlım i görememem demek....

Tam biz bize konuşuyorduk ki Batuhan 'in tam en hararetli sövmesi ve konuyu Nazliya getirmesi kısmında Nazlı 'nin duyması beni bir hayli Batuhan'a sövme noktasına getirsede üçü de biraz dalgındılar , Günaydın diyip sınıfa doğru yöneldiklerinde Batuhan'a içimden söve söve arkamı dönmemle bir hayli şaşırmam bir oldu....

Nazlı ilk defa saçını toplamadan okula gelmişti ve daha önce nasıl fark edemedim diyip kendime kizsamda saçları kıvır kıvırdı. Şaşkınlığımı Batuhan'in laf sokması ile atlatıp artlarindan sınıfa girdiğimizde Nazlı, Ela ve Beyzaya "Ya kızlar tokaniz var mı uykuda kaldım alel acele çıktım çantamda var diye almadım ama yokmuş. " dedi . İçimden inşallah yoktur diyordum ki gerçekten de ikisinde de yokmuş hatta Gökçen 'e sormasına rağmen ondada....

Dersin başlamasına biraz vardı diye sohbete koyulduk . Sohbet aslında Ela ve Beyzanin da sırf Nazlı için okula geldiklerini söylemesi ile başladı...

"Evet ,kızlar ya , zaten dün şu yemek işi de olmasa full yatıp dinlenecektim ama bir türlü dinlenemedim taşınmadan sonra birde eve geç döndük bayağı sizde benim yüzümden perişan oldunuz ."

Bir dakika bir dakika nereye taşınmışlardı. İki günde neler olmuştu.

"Ne taşınması kız? "Benden önce atlayan canım kardeşim Batuhan'a dönüp Nazlı cevap verecekken tam Ela atıldı bizse Nazlı, Beyza ,Gökçen "noluyor bunlara" der gibi birbirimize baktık.

"Eee Emirhan'cim sınıf arkadaşı, sıra arkadaşı derken komşu oldunuz Nazlı'yla "demesiyle Batuhanin boş bulunup "Oh şükür, daha yok Nazliyi göremedim diye bizi okula dikmesine sebep de kalmayacak."

"Ne alaka Batuhan ?İkidir aynısını söylüyorsun?demesiyle Nazlı bana baksada sonra devam etti "Hafta sonu ani bir şekilde taşındık? "

"Eee hani haftayaydı taşınma öyle demiştin? "dememle Nazlı "Dayımın en geç bu hafta cumaya köye dönmesi gerekti . O yüzden bize de süpriz oldu ."

Ani bir şekilde "Bizim evin yanına taşınan sizsiniz "deyip tebessüm ettim.

"Evet, bende bunu Eylül 'den öğrendim gibi oldu biraz ."

"Nasıl yani "diye benden önce davranip sordu Gökçen "O nerden biliyormuş ki ?"

"Rozerle aynı siniftalar ya Rozer'den öğrenmiş. "

Bak sen Rozer ve annemin de alacağı olsun ama ikisi de biliyordu hatta Rozer 'e "kız kimle konuşuyorsun bu saatte diye sorduğumda sahte bir kızgınlıkla sorduğumda "Arkadaşıyla Emir ,he ne konuştuğunu merak etme annecim eve gidince öğrenirsin "demişti. Umursamamıştım fakat yine beni oyuna getirmişlerdi.....

Sınıfın da tamamıyla dolmasiyla zilin çaldığını anlayıp Nazlım telefonları toplamaya geçecekti ki sınıfa aniden dalan ömür hocayla hepimiz neye uğradığımızı şaşırdık.

"Nazlıcım bir gelir misin ?"

Kızlar dahil hepimiz merak etmiştik ama ikisi de sınıftan çıkmıştı.

Beyza bana dönüp "Nazlı gelince anlatır. "Demesiyle ile irkildim anlaşılan Batuhan haklıydı fazlasıyla yorgunduk ama değerdi.....

Nazlı sınıfa elinden testlerle gelirken Ömür hoca salına salına geldi .Nazlı nin şuanda yüz ifadesine bakılırsa içinden Ömür hocaya söver gibi hali vardı çünkü anlaşılan o da şuanda fazlasıyla yorgundu .

Ömür hoca Allah'tan uzatmadan direkt lafa geçti "Arkadaşlar geçen hafta sizlere vereceğim dönem içi ödevinin ilkinden bahsetmiştim şimdi size ne yapacağınızı anlatıyorum aslında listeden karışık seçecektim ama şuan da o kadar vaktim yok sınıfın oturma planı bende var bir hinlik olmasın diye bunu belirteyim en başta herkes yanında oturduğu arkadaşı ile benim Nazliya verdiğim listedeki isimlerinizin yanındaki konular hakkında birlikte bir sunum ve o konu hakkında grup arkadaşınız ile birlikte 200 soru çözümü yapıp dosyalatıp Nazlı aracıyla bana ileteceksiniz . Ödev için haftaya pazartesiye kadar süreniz var . Bir diğer konu dönemin başında yapılması planlanan öğretmenler toplantısı bugün yapılacak ama ilk iki saat bunun hazırlığı olacağı için sizler 10.30 a kadar Nazlınin size dağıtacağı ay pardon şuanda dağıtmış olduğu testleri çözüp çıkacaksınız, çıkmadan da Nazliya teslim edeceksiniz ve bende bunu kontrol edeceğim, telefonlar toplanacak 10.30 a kadar birbirinizden yardım alabilirsiniz ama telefondan değil. "

Ömür hocanın sınıftan çıkması ile telefonlar da toplanınca Nazlı yerine geçti yerine geçmesiyle geldiğimden beri bir hayli gıcık olduğum ve Nazlı ile konuşmak için fırsat kollayan Ahmet de bizim sıraya gelip"Nazlıcım şu soruya bir bakabilir misin?" Dedi.

Fakat anlaşılan bugün fazlasıyla yorgundu ama onun şu dobra hallerinin fanatiği olmuştum orası da ayrı.

"Arkadaşlar Ömür hocadan ben izin aldım sorulardan muaf tutulacağım bugünlük lütfen bana soru sormayın, çözsem kendi sorularımı çözerdim. Çözemeyen boş bıraksın sınav veya quiz değil sonuçta yarın Ömür hocaya sorarsınız sorularinizi . "

Nazlimin uyarısı ile yerine yaylanan Ahmet'ten sonra herkes teste gömülürken "Nazlı da sıraya gelip oturdu. "Yorgunsun ,bencede dinlen biraz "dedim ama Hanımefendinin inek olduğunu da unutmuşum "Yok ya ondan değil dokuzlarin quizlerini okumam için bana verdi de hoca biri de sana yardım etsin dedi. "

"Seve seve ederim ."dememle "Eywallah ya sende olmasan deyip gülmesi de bir oldu.

"Ödevi nasıl yapacağız? " sorumun cevabını alamadan "Batuhan acıktım ya ben çıkışta şu okulun yanındaki pastaneye gidip bir şeyler yiyelim mi ?"diye sorması da bir oldu .

Soru bana değildi Nazlıyaydi çünkü o gelirse Elanin da yüzde yüz geleceğini biliyordu beyefendi.

"Bakarız. "Demişti Nazlı. Bu kızın her cevabının hastası olmak zorunda mıydım?

Daha sonra quizleri okumaya geçtik ve Nazlıya kuzenin kağıdı geldi ."Hazir misin cevap anahtarını okumaya." dedi bende yaptığı imayi anlamayark "kimin kuzeni "dememle "Şaka yapıyorum Emirhan , Allah affetsin mallığın zirve yapmış hali de kendisi . Bakalım helalinden sıfır mı alır yoksa sıfır beş mi ?"demesiyle "Niye öyle dedin ki ,fizikle arası yok galiba ."başta gözlerini devirsede "Sadece fizikle olsa iyi ,ortaokula kadar babaannemin zoru ile de olsa ders çalışıyordu ama ortasona doğru iyice cıvıttı, derslerden elini eteğini çekip aşk hayatına yelken açtı mal ."

Kağıt gerçekten de içler acısıydı, Nazlı her şey de bu kadar dobra olmak zorunda mıydı?

Rozer'in kağıdına gelince bana dönüp "Tahmin et,sence kaç alır? "Diye sormasiyla afallasam da "Benim senin gibi gözlem yeteneğim yok Nazlı hanım quizleri olduğundan haberim bile yoktu çalışıp çalışmadığını da bilmiyorum ama bence Eylül kadar da kötü değildir notu ." imalı bir bakış atıp " Bence 100 net alır hatta şey diyeyim çat patlasın en düşük 90-95" Kısa bir tebessümle karışık şaşkınlıkla bakıp "Yalnız Rozer fizikten nefret eder? "Desemde "Var mısın iddialarına kimin söylediği nota yakın çıkarsa kaybeden kazananın bir istediğini koşulsuz yapsın. "Fazlası ile iddialiydi ama uyarmama rağmen onda değişen bir şey de olmamıştı. "Seve seve kabul ediyorum çünkü net sen kaybedeceksin. "Imayla bir bakış atıp "Onun orasını Allah bilir." dedi."Tamam ben 70 ile 85 arasında diyorum."dedim

Hiç vakit kaybetmeden "95-100 arası alacak diyorum "dedi ve başladık quizi okumaya .....

Ve yıllar önce ona sanki kaybetmemişim gibi yine kaybetmiştim. Rozer tam tamına 96 almıştı...

"Yalnız bu işte bir iş var ?"dedim kuşkulandığımı da gizlemeden."Tabiki yüksek alacak Emirhan sonuçta ben çalıştırdım. Naber?"

"Resmen hile var bu işte. "Dememle "Bide bayıl istersen Emirhan "deyip kahkaha atması da bir oldu ."Alt tarafı ben çalıştırdım diye ne hilesi, sanki sınava ben girmişim gibi konuşuyorsun? "

Daha fazla uzatmadan "Tamam ,peki kazandın söyle ne yapiyorum ?"desemde "Ya ama onu daha düşünmedim ki neyse tamam bana kimya çalıştır? "

Bunun için iddia kazanmasına gerek yoktu ki şu iddia şeyini lehime çevirmek için "Bu sayılmaz dersi her şekilde çalışırız zaten ,sırf sana kimya çalıştırayım diye kazanmadın iddiayi değil mi ? Sen başka bir şey iste hemen istemek zoruna değilsin düşün biraz ."

Az önceki şaşkınlığım şuan Nazlı da olsa da "Peki sen kaşındın ,düşünüp haber veririm sana ."dedi ve ekledi "kimya çalıştırma sözünü de unutmadım ama önce şu fizik şeysini halledelim de bugün değil yalnız yarın konuşuruz ne yapacağımızı. "

Başımı sallamakla yetinsem de bir yanım şu Nazlım ve Rozerimin ne ara birlikte ders çalıştığına kaydı.....

~NAZLI (LAVİN)KORKMAZ ~

Dün gecenin yorgunluğu derken okula gecikmemle abimi beni okula götürmeyi ikna etmeye çalışma serüvenimden sonra okulda Ömür hocanın elinden çektiklerim bitmiş ve şuanda sevgili baş belası Batuhan Ela'ya yürüsün diye birlikte sözde aç olan Batuhan'i doyurmaya gidiyorduk .

Ne kadar gitmemek için dirensem de kızlar kabul etmedikçe Batuhan 'in öldürücü bakışları yüzünden şuan pastaneye doğru yola koyulacaktık. Okuldan çıkmadan önce annemin aramış olduğunu bile öne sürsem de el mecbur şuan o pastaneye hepimiz gelmiştik....

Tabii beni zorla buraya getimenin cezasını Batuhan tam tamına 10 dakika annemle konuşup haber vermemi beklemekle ödemişti .

Ne kadar kahvaltıya yetişecek de olsam yine de aceleci bir tavrım vardı, çünkü uyumak istiyordum fakat sonra dün konuşulanlar aklıma gelince pastaneden rotayı okula yalnızca 15 dakika uzaklıkta olan sahile çevirmemiz de bir oldu.

Pastaneden içecek ve sandaviçleri alıp bir de pastanenin meşhur kurabiyelerinden de alıp sahile doğru yol aldık. Allah'tan sahil bir hayli sessiz ve sakindi .....

"Şimdiden söyleyeyim Batuhancığım annemden yalnızca bir saat izin aldım hadi sen de iki saat sonra mecburen eve gitmek zorundayım o yüzden sana inşallah iki saatlik yemek yemek yeterli gelir ."

Yaptığım imayı bana ateş eden Emirhan'la konuyu değiştirmem de bir oldu tabii." Ya bana yetmezse "

"Eve gidince bir daha atıştır Emirhancim olmadı "deyip kıkırdamasalardı iyiydi.

"Beyza (?)"

"Ya kuşum yani doymazsa evde de yer onu dedim ne var bunda "

"Abi görende evde yemek yok sanir. "

"Yemeğini ye yemeğini Rozer"diye Emirhanin Rozer i uyarmasiyla herkes yemeğine odaklandı...

"Farkında mısınız biz böyle bayağı bir iyi olduk ya ilk geldiğimizde ben direkt dedim şu kızla asla anlaşamam gıcığın teki ukala falan birde Emirhan direkt aş-"

Emirhanin Batuhan'a dirseğini geçirmesiyle "Ya abicim ne var direkt anlaşınca Nazliyla dedim pabucum dama atılıyor. "

"Batuhan battı balık yan gider diye bir söz var şuan tam sana göre de sen ikidir hatta üç dört seferdir ne ima ediyorsun anlamıyorum hayır açık açık bir şey de demiyorsun sonra noluyor diye sorunca da kıvırıyorsun ,o zaman bende sana şunu söylemeliyim seni görünce ilk çok iyi anlaşabileceğimi düşündüm çünkü gözüme dürüst geldin ama sanırım bundan böyle anlaşamayacağız çünkü bile bile yalan söyleyen ve karşısındakinin anlamadığını sanıp aptal yerine koyan kişilere karşı fazlasıyla gıcık ve ukala oluyorum. Her neyse aşiret toplantınız kötü geçmiş. Yani ben bugün dönmezsiniz sanmıştım ama ..."

"Evet de sen nereden biliyorsun Nazlı?"soruyu soran Gökçendi.

"Dün işte biz şu taşınma olayı kaprisinden dolayı babaannemlere gittik yok neymiş arada küslük olmasınmış size bahsetmiştim fazlasıyla tuhaf bir kadın olduğundan işte o sıra de sevgili yengem de yemeğe eski dostlarını çağırmış ordan biliyorum Gökçen. "

"Eski dostları kim ?"diye sormasiyla ve benim "Karadağlar desem kısa ve öz olur sanır-"lafımı tamamlamadan Batuhan 'in boğulup öksürmesi bir oldu ve aynı şekilde Emirhan da renginin atması bir oldu .İlk toparlanan Batuhan oldu ve "Daha düzgün anlatsan şunu Nazlı ne alaka sizle tanışmaları ?"

"Ya işte benim tek bildiğim Zara Hanım benim doğduğum sıralar annemin rahatsızlığından dolayı bir süre beni emzirmesiydi . Ama işte Banu yani yengemlerle dolaylı yoldan da annemle de bayağı yakın arkadaşlarmış. İşte dün bizde falan kaldılar. "

"O zenginlikle kız niye sizde kaldılar ev tutamamışlar mi?"

"Batuhan şuan neyi sorguluyorsun kadının burada zaten bir evi varmış ama işte kendini kötü hissetmiş diye orda kalamamışlar Banunun ısrarına rağmen onlarda da kalmayınca annem bize davet etti ve annemi reddetemedi."

Kızlar da bir hayli şaşkındı "Ee yani biliyorsunuz siz de dolaylı yoldan da olsa "dedi Rozer .

"Yani evet bayağı bir konuştuk ama belki size saçma gelecek müthiş gözlemlerimden bir tanesi her ne olduysa tek taraflı olmamış aksine karşılıklı dövüş olmuş ve olan o kıza olmuş bence yada olmamış bunu bilemeyiz ama kız asıl bulunursa kötü çünkü yani belki aile bildikleri ile fazlasıyla mutlu ve birden hayatı tepe taklak olup mahvolacak... Yani onlarda 16 yıl boyunca nereledelermiş de bir şüphe etmemişler ,karmaşık olaylar Allah'a dün bir kez daha şükrettim ya benim başıma gelseydi yani ağır depresyona falan girerdim beni yıkan şey annemin annem olmaması olurdu herhalde onsuz ne olursa olsun yaşayamam, herhalde kim olsa böyle hisseder ama ne bileyim ya karmaşık olaylar...."

"Yani Nazlı her şeyi duymana rağmen babama da hak vermezsin ya ."dedi Emirhan sitem ederek.

"Hak verdim demedim Emirhan ama şunu çok iyi biliyorum ki babana ne yaptılarsa feci bir şey yapmışlar yani tabi bunu onlar söylemedi ama davranış ve konuşmaları bunu yeterince ele verdi zaten. Tamam baban sonuna kadar suçlu ama bilmiyorum ya . Hayır şu da çok mantıksız kızları kayıp onlar niye İstanbula geliyorlar ne alaka? "

"Kızları buradaymış da ondan akıllım her şeyi gözlemleyebilip bunu yorumlayamaman takdire şayan. "

"Ay kız nerden bilsin Batuhan"bizde diyorduk Ela ne zaman Batuhan'a cevap vermeye başlayacak.

"Sana katılmıyorum Nazlı her şeye rağmen ne olursa olsun babam bunu değil yapmayı aklının ucundan dahi geçirmemeliydi ." Dedi Rozer sitemle . Asıl sitemi babasına olmasına rağmen...

"Benim aklım almıyor ya gerçekten nasıl böyle bir şey yapabilir ya hadi onu da geçtim annemde konuyu bilmesine rağmen hatta kızı bilmesine rağmen bile isteye susuyor."

"Ona da hak veriyorum desem dövmezsiniz dimi beni ?"

"Yok artık. "

" Ya az da olsa Ayşen teyzeden konuştu Zara Hanım ama yani kadın kendi hırsları uğruna dostunu satmış birde yani belki ilk benden duyacaksınız ama Ayşen teyze sanırım bu mevzuyu öğrenince peşine düşmüş işin sonunda da bir kadının bırakın duymak hatta yaşamak istemeyeceği şeyleri yaşamış eğer Zara Hanım ona ihanet etmeseymiş ona hem kızını verecekmiş hemde sizi alıp babanızdan ayrılacakmış. İşin acı tarafı sırf bir anne evladına kavuşsun diye resmen evlatlarından olmuş sizin annenizi suçlamanızda işin cabası . Zara Hanım yapmaması gereken şeyleri bile isteye yapmış ve gelmiş bir de Ayşen teyzeyi kendine ihanetle suçluyor, hayır benim asıl anlamadığım evladından hunharca koparılan bir kadın nasıl oluyor da bırakın dostunu bir kadını da evlatlarından ayırmaya sebep olabiliyor ."

Onca lafımdan Emirhan "Bir kadının duymak hatta yaşamak istemeyeceği şey ne yani Nazlı? "

Rozerin düşen yüzüyle keşke konuşmaydım desem de annelerini hunharca suçlamalarına daha fazla katlanamazdim .

Rozer'i işaret edip "Daha sonra konuşsak Emirhan?"dememle isteksizce başını salladı.

"Berat abi ne diyor peki?" Diye sormayı da ihmâl etmedi Batuhan.

"Emirhandan da,Batuhandan da uzak durun."dedi ama benden okkalı cevabini da alıp mors oldu orası ayrı. Hayır kendisi beyefendi ablama evlenme teklifi edip sonra düşman kesilmiş gelmiş bana akil veriyor. "

Batuhan anlaşılan susmayacaktı "Sen ne düşünüyorsun peki ?"

"Az önce söylediklerime dikkat etmezsen acaba Batuhana bir gıcıklık yapıp ukalalık taslasam mı diye düşünüyorum. "

Blöf de yapsam herkes bir nebze olsa da gülmüştü. "Çokça büyük olmasak da bir şeyleri anlayacak yaştayız Batuhan,senin sabahtan beri yaptığın imalari anlamam gibi onun da sözlerinin Ayşen teyze ve eşine yalnızca öfke ve kininden olduğunu anlayabiliyorum. Her ne olursa olsun siz umursamayın bence çünkü inanın konu sizden çok dışarı. "

Annemin çaldırmasıyla Batuhan"Kiz ne ara geçti iki saat?"demesi bir oldu .

"Ne iki saati Batuhan üç saat oldu üç" deyip gülmem de bir oldu ." Kesin eve gelirken ekmek al diyecektir Naz kuşum."

Konuşma tam olarak Ela'nin tahmini üzerine olmuştu telefonu kapatıp "Benim bütün ekmekleri kepek ekmek almam yokmu peki ?"

"Kıyma anneme cadı. "

Herkesin niye der gibi bakışı ile Beyza "Annemin kepeğe alerjsi varda. "

"Yanlız cadı değil canilik oldu benimkisi ama yanlış alma ayağına sevgili ablamı yormak keyifli olurdu da neyse uğraşmayacağım onunla ."

"Sen ve eziyetlerin şaka mı? "Demesiyle Batuhana "Senin bir türlü doymaman şaka mığ?"demem bir oldu...

Sahilde tam tamına bir buçuk saat zaman geçirmiş ve saati 12.00 yapıp eve doğru yola koyulmuştuk ta ki Ela nin şu konuyu açıp herkesin dikkatini üzerime dikene kadar"Nakil işin bir karara vardimi Nazlım konuşamadık araya kaynadı. "

"Ne nakili ya birde nakille mi uğraşacağız. Konuşmam üzerine Batuhan bundan sonra dürüst olmayı tercih etmişti anlaşılan. O zaman kartları açık oynayacaktık. Bakalım pes eden kim olacaktı ima etme konusunda...

"İmalı bir şekilde Batuhana bakıp" Sırf seni uğraştırmak için nakil alasım geldi Batuhan değil mi Ela?" İkisinin kizarmasina rağmen normalde onlarda bir saat uğraşacak olan Emirhan keyifsizce "Nakil mi alacaksın? "Diye sordu .

"Yok ya almayacağım inşallah da işte okula uzak ya ev babam işte dedi nakil al zorlanırsın falan annem onaylamadi bende almam zaten de okuldan dönme değil de gitme konusunu bir şekilde halletmem gerekiyor ."

"Ee aynı yerden geliyoruz bizle gel sabahları "teklif Rozer den gelse de "Yok ya ona izin vermezler bizimkiler zaten birde şu YouTube olayı babaannem yüzünden gereksizce uzadı. Normalde annem izin vermişse babamda da kapanırdi konu ama babaannemlerin hasetleri online olunca bir türlü gerilim bitmedi ."

"İnşallah tatlıya bağlanır canım konu ya "dedi Gökçen bana bense sade bir tebessümle yetindim...

Hep birlikte istikamet Eyüp'eydi. Kızlar benimle bize gelecek anlaşılan da Batuhan'larda Emirhanlara gidecekti. Rehberimiz Batuhan'la birlikte durakta gelen otobüse bindik ve otobüste Batuhan'i sollayıp Emirhan'ın yanına oturmam dikkatleri bir hayli de üzerime çekti.

Kimseyi umursamadan "İyi misin?"diye sordum cevap bir hayli sertti "Sence " Emirhanda çözdüğüm şeylerden bir tanesi ise benim gibi annesine asla toz kondurmamasi ve konu annesi olunca fazlasıyla hassaslaşmasıydı...

Otobüs boş diye fazla önde oturmuştuk ama anlaşılan Emirhan Rozer 'e duyurtmadan benimle konuşmak istiyordu. Bizimkiler en önde otururken Emirhan'la otobüsün en arka koltuklarına geçtik. Direkt sordu"Neyi kastettin Nazlı öyle diyerek ?"

"Neyi kastettiğimi gayet açık anladın Emirhan neyini söylememi bekliyorsun ki ?"dememle "O kadın yalan söylemiş olamaz mıydı yani ?"

"Bunu bir şekilde anlayabilirsin annene sorarak fakat dediğin de aklımdan geçmedi değil yanlış bir zamanda boş konuşup kırdıysam seni özür dilerim sadece kötü insanların sebep olduğu şeyler yüzünden boş yere annenizi suçlamanızı istememiştim.."

Ve devam ettim "Anlaşılan üzdüm seni sadece seni değil Rozer'ide ... Bunun için ama üzülmeyeceğimi bil çünkü siz sebepsizce yalnızca annenizi suçladınız evet sizin de bir suçunuz yoktu ama annen daha fazla üzülmeyi hak etmiyor Emirhan... Evet sizde haklısınız ama bunun suçlusu annen değil başkaları.... Evet zor ama en azından bir de siz annenizin mutluluğunu sebepsizce katletmeyin ."

Bana döndü bir şey diyecek gibi oldu ama sonra sustu cevap vermedi. Daha sonra dönüp "Eğer öyleyse burada kalmamizi gerektiren bir şey de kalmamış demektir. Çünkü biz onun yaptiklari yüzünden buradayız. Her şeye susarım ama anneme yapılana susmam . Annemi o adamdan kurtarmak için de ne gerekiyorsa yaparım. "

"Yap sana kimse yapma diyemez ama öfkenin geçmesini bekleyip annenle öyle konuş çünkü benim tanıdığım Ayşen teyze böyle bir şeyi ne kabul eder ne de göz yumar ortada ciddi bir şey var ki sadece geri dönebilmiş. Belki başka bir şekilde bir düşündüğü şeyler vardır sakın öfkeyle hareket etme Emirhan olan annene olur kimseye değil. "

"Sen olsan ne yapardın? "

"Asla büyük konuşmam yapmaz demem ama benim babam ve annem arasındaki tek sorun babaannemlerin sürekli bizimle kaos yapmaya çalışması ve annemin buna tepki gösterirken babamın" hoş gör yaşlı kadın" deyip konuyu uzatmaması , Severek mi evlendiler bilmem ama babamın anneme olan aşkı bir hayli büyük yani babam sevgisini pek göstermeyi beceremeyen biri olsa da bence güzel seviyor ama tabi tüm bunlar senin sorunun cevabı bile değil belki de sana kötü şeyler sunmamak adına saçmalıyorum. Ama tek bildiğim şey annem o adamın yanında bir dakika durmazdı he yok duruyorsa ben bilirdim ki konunun ucu bize dokunuyor da duruyor böyle olmasına rağmen de bu süreçte sadece çıkış yolu arardı ."

"Rozer sana sorarsa bir şey sizi bırakmasına babanız sebep olmuş der misin bu yüzden öyle dedim ,biliyorum sevdiklerine yalan söylemekten nefret ediyorsun ama bunu öğrenirse kaldıramaz ne babama olan sevgisi kalır ne de insanlara olan güveni kalır. Zaten birkaç gündür mutlu yada bize formalite davraniyor anlayamıyorum birde bunun için yıpratmasın kendini"

 

Başımı sallamakla yetinecektim ama birden "Bu konuda konuşmak istediğin zaman benimle konuşursan kabul ederim söylediğini evet belki anlayamam seni ama dinlerim en azından. "Dememle "Nazlı ben senden önce nasıl yaşıyormuşum?"diye sorması bir oldu ve ben yine ani bir şekilde kıpkırmızı oldum ve ne diyeceğimi bilemedim . O da sadece tebessüm etmekle yetindi ...

Otobüsten iner inmez Batuhan "Sohbet koyuydu galiba yen-"lafını tamamasına izin vermeden az önce Emirhan dan yediği dirseği misliyle benden yedi ."Batuhan sana da elini veren kolunu kaptırıyor ama ."dedim .

"Bu arada yarın okul tatil olabilir gençler " dedi Beyza herkes hayretle bakarken "Şu toplantı şeysi bizim okulda genelde en az iki en çok üç gün sürer de ondan . Geberesiciler bir yıllık plan yapar onların üç günde yaptığı plan bize bir yıla denk gelir ."diye eklemesi de bir oldu.

Otobüsten inip eve doğru yürümemiz tam tamına 15 dakika sürdü çünkü 5 dakikalık yolumuzu ekmek almam ile geçen 15 dakika ile eve dönmemiz

saat tam tamına 13.05 ti ve Allah 'tan bizimkiler kahvaltıya daha yeni oturacktı....

Bir hayli zor geçen sabahı da geride bırakarak eve gelip ekmekleri masaya koyup annemden öpücüğümü alıp üstümüzü değişmeye gitmemiz tamı tamına 3 dakika sürmüştü. Odama girmemizle kızlara üst verene kadar aptal aptal gülmem kızları da kuşkuya düşürmüştü .Kendi kendime "Yok ya "dememe karşın kızlar "Var artık" bile demişlerdi konuyu anlayıp....

Odada üstümüzü değişip aşağıya bahçeye indiğimiz sırada Beyza "Şu aklını kalbinin önünden bir çeksen "demişti. Fakat bir cevap vermemi beklemeden direkt de masaya geçip oturmuşlardı....

Aklımı çekerdim çekmesine ama olmazdı ki Rozer bana" yıllardır sevdiği bir kız var "dememiş miydi ? Öyleyse bana neden yakın davranıyordu ki ? Belki de o her zamanki oydu bana farklı davranıyormuş gibi gelmişti öyle.....

Hatta o kadar imkansız olduğunu bugün daha net anladım Batuhan'in yaptığı imalara kızmayip bir cevap vermeyişim bile umruna gelmemişti. Pardon ama ya ben şuan ne saçmalıyordum. Tabi canım yok öyle bir şey. Kuruntu yapıyorum ben şuan da kesinlikle ne alaka .....

Masaya gelmemle sebepsizce düşmüştü bakışlarım "Yıllardır sevdiği bir kız? " Of ama yeter ya durduk yere aşk acısı çekiyordum resmen .. İyice kafayı yedim diye düşüncekken meleğümün seslenişi ile kendime geldim herkes yorgunum diye sansa da Ela Beyza ve annem anlamıştı asıl sebebini ..... Hatta annemin bu denli anlayıp o kadar işin arasından benimle konuşacağını nerden bilebilirdim?

Her şeyi bir kenara bırakıp "Meleğüm Eylem nerde demem de bir oldu ,ee ne demiş atalarımız" geç olsun güç olmasın"

Zara Hanımın yaralı bakışları ardından annem "Kızım sınavı varmış o da unutmuş zaten acilen çıktı. Zaten çıkmasa seni almaya gönderecektim ama sınavı olunca bide gecikince bir şey demedim . Hakikaten nasıl geldin?"

"Batuhan rehberliğinde geldik annem . Tek otobüsle yalniz baya şaşırsam da ben en az iki vasita değişeceğim diye biliyordum ,işin tek kötü yanı otobus sık geçen bir otobüs değilmiş yetiştin yetiştin yetişemedin iki vasıtaya el mecbur .

~AŞK DÜŞMANI ~

Bir anda her şey tersine dönmüştü.. Bir anda kaybettiğimi ansızın geri kazanmıştım.

Babaannemlerde olanlardan sonra Zara Hanımların dolaylı yoldan Berat'in da bizde kalması ile iyice kafam karman çorman olup çıkmıştı.

Nazlı okula gittikten birkaç saat sonra uyanıp kahvaltıyı hazırlayıp annemle Zara Hanım 'ı uyandırmıştı tam çayları koyuyordum ki Berat dan mesaj gelmesiyle irkildim.

"Berat Karadağ:Sahil yolundaki kafedeyim gelebilir misin?"

"Neden ? Kötü bir şey mi oldu? "Yazmamla Berat'tan cevap gecikmedi :"Acil olmasa yazmazdım Eylem?"

Sinirle telefonu tezgaha çarpmıştım her zamanki Berat bir kere de ne olduğunu yazsa ölürdü.

"Bekliyorum o zaman gelmeni? "Benden cevap alamayınca bir mesaj daha atmıştı.

"Yarım saate oradayım. "Yazıp gönderdim fakat anneme ne diyip de evden çıkacaktım hiç bir fikrim yoktu .

Ben tam bunları düşünürken bölümden arkadaşımın yıllık sınav takvimini atmasıyla aklıma gelen ilk şeyi yapıp "Biraz pembe bir yalan "söyledim.

"Anne sınav varmış bugün tamamen aklımdan çıkmış. "Dememle hazirlanip çıkmam fazla sürmedi. Zaten o sıra da annem beni Nazliyi almam için gönderecekmiş. Bilseydim yalan söylemezdim diye de kendime kizmadan edemedim . Nazliyi biraz bekletir öyle giderdim ama şans ne zaman yüzüme gülmüştü ki zaten?

Evden çıkar çıkmaz direkt arabaya atladım şanslı günümdeydim ki babamın bugün arabayla bir işi yoktu da araba bana kalmıştı.

Kafeye varmam on dakikadan az sürdü. Tam Berat 'ı çaldıracaktım ki Berat'ın bana doğru seslenmesiyle vazgeçip direkt yanına doğru ilerledim.

Masaya oturmamla Berat direkt "ne içersin?" diye sormuştu tahminimce şuanda içmekte olduğu şekersiz kahvesinden bir yudum alırken.

"Dalga mı geçiyorsun Berat,acil dedin geldim geçmiş karşıma ne içersin diyorsun "dememle başını üst üste iki üç kere sallayıp "Acil hemde çok acil "demesi de bir oldu .Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum "Berat ,endişeleniyorum artık söyleyecek misin ne olduğunu? "

Durdu kahvesinden bir yudum aldıktan sonra arkasına yaslandı ,birkaç saniye sessiz kaldı ve en sonunda "Benden neden ayrıldın Eylem?"diye lafı dolandırmadan sordu. Konuşmama fırsat verseydi "saçmalıyorsun" der geçiştirir direkt ordan uzaklaşırdim ama buna dahi fırsat vermeden devam etti.

"Sebepsizce benden ayrılıp, benden ayrılığının haftası dolmadan seninle konuşmaya çalışmamdaki aldığım cevap "Geçmiş geçmişte kaldı hayatımda biri var bu mevzuyu kapatabilir miyiz artik ?demek ne alakaydı. Sen benden ayrılarak kimi niye korudun? Ama bir şey söyleyeyim mi çok iyi oynadın ve bende aptal gibi biri var sanıp delirdim. Delirdim ve hiç bir şey yapmadım yapamadım. Evlilik teklifi ettiğim kızdan cevap almayı beklerken adi bir şekilde terk edildim yetmedi-"lafını tamamasına izin vermeden cevap verdi saçmalıklarına delirmeme ramak kalmışken ne biliyordu da" kimi niye korudun ?"diye soruyor bana .

"Berat ,yeter ya ne yapmaya çalışıyorsun anlamıyorum ki ben şuanda biz niye geçmişi konuşuyoruz ve sen ne saçmalıyorsun? "

Bu cevaplarım Nazlıyı bile kuşkulandırırdı bense şuan bu cevaplarla Berat'ı kandırmaya çalışıyordum. Aslında Berat'ı değil kendimi kandırmaya çalışıyordum...

"Lan bana biri var dedin çünkü peşini bırakmayacağımı biliyordun diye böyle söyledin ki peşini bırakayım. Başarılı oldun da orası ayrı ama bizim ayrılığımızın kime ne faydası oldu? "

Bağırmasıyla irkilmem bir oldu "Babam bir sevgilimin olmasına sıcak bakmadi diye bitirmek istedim hepsi bu. "

"Yalan söylemeyi kes !!!! Sırf bu yüzden adını koyup evlenelim istedim. Tamam önce mesleğini eline almak istediğini biliyordum ama beklerdim de ama sen onu da hak etmezmişsin zaten yeni anladım. "

Hıçkıra hıçkıra ağlamama ramak kalmıştı ama onun yanında ağlamamalıydım..

"Benimle konuşmalarına dikkat et ,insan gibi çağırdın geldim konuşmalarını dinledim yeter artık ben gidiyorum ya sen iyice insanlıktan çıkmışsın. "

Ayağa kalkmamla beni durdurmak yerine cebine attığı kağıdı çıkarıp elime tutuşturması bir oldu.

"Ne bu Berat?" öfkeyle bakıp " Notu oku"dedi.

"Sevdiğin kız, Eylemin senden kardeşini bulamayasınız diye ayrıldı. "

Dumura uğramıştım, kafayı yememe az kalmıştı. Buraya hiç gelmemeli bu konuşmayı hiç yapmamalıydık...

"Cevap bekliyorum, çok düşünme yalanlarından bir tanesini gönder gelsin. "

Bağırmasıyla kafede oturan herkes bizim masaya baksada tek bakışı ile herkes önüne dönmüştü. Kalktığım yere geri oturup "Ne bu ? Senden ayrıldığımı sindiremedin orası ayrı zaten de bu kadar da düşüntün mü ya ?"

Evet belki koskocaman saçmalıyordum ama bana yaptığını ona yapıp üste çıkmaya çalışıyordum.

"Ne saçmalıyorsun bana la-"lafını tamamasına izin vermeden "Laf insanlara söylenip insanlara gönderme yapılır ama ben karşımda bir insan göremiyorum maalesef. Her şeyi geçtim kendime kızıyorum biliyor musun senin gibi iğrenç birini nasıl sevebilmişim diye. Notta yazan şey umrumda bile değil o kadar şeye rağmen sana halen daha insanca yaklaştım ama görüyorum ki değmezmişsin sen . Bir daha ne seni görmek ne de sesini duymak istiyorum, karşıma da çıkma mecburen olduğum yerlerde de yok say zaten sen keyfine göre yaşamayı,yok saymaya alışmışsın ama yok öyle dünya . Dünya senin etrafında dönmüyor. "

Bir şey söylemesine fırsat vermeden direkt ordan çıktım eve böyle gitmemeliydim yoksa her şeyi berbat ederdim ama gitmesem da annem bir de benim yüzümden endişelenirdi.

Neden ya neden bunların hiçbiri bizim suçumuz değilken neden cezasını biz ödüyorduk..

~EMİRHAN KARABEY ~

Derya yengemin son dakika araması ile korumalarla birlikte Batuhan'lar eve doğru yola koyulmuşlardı..

Öğrendiklerim ile fazlasıyla yıkılmıştım. Eve gelir gelmez kırgında,kızgında olsam anneme kocaman sarıldım.

Rozer'e bir şey çaktırmadan annemle konuşmam gerekti. Erken gelmemizi sorgulasa da annem "Haydi kahvaltıya" diye ikazı da gecikmedi. "Zaten sabah kahvaltı dahi yapmadınız. "Aslında bir şeyler atıştırmış olsak da yinede o sofraya oturmuştuk. Üstümüzü değişip masaya tam oturmuştuk ki "Bugün babaanneniz gelecek çocuklar köyden bir süre bizde kalacakmış o yüzden akşama Kazımlarda bizde olacakmış . Uzun süre sonra tüm evlatlarını aynı sofrada....."daha fazla onlar hakkında bir şey duymaya tahammülüm olmadığı için "Bizde niye kalıyor gitsin amcamlarda kalsın. "Sahte bir kızgınlıkla "Çok ayıp Emirhan"demesi de bir oldu .

O sırada mutfağa gelen yardımcımız Emine abla da "İzniniz olursa hazırlıklara başlayayım Ayşen Hanım" deyip annemden izin alınca direkt işe koyulmuştu.

Kahvaltı boyu annem ağzımızı arasada bir şey konuşmamıştık her ikimiz de fakat benim minik fındık kurdum şüphelerini gidermeye çalışmaya erkenden kalkmıştı. "Anne yemekten sonra Nazlı'lara gidebilir miyim bir yarım saatliğine anlamadığım bir şey var da ona bir sorayim ."dedi.

Annemin cevabı "Kızım daha yeni geldiniz. Eğer acele değilse yarın okulda sorarsın." dedi "Ayrıca abine neden sormuyorsun?" Diye de ekledi. Rozere imalı bir şekilde bakmamla" Tamam ya hiçbir şey sormuyorum oldu mu?" diye tripli bir şekilde konuşup odasına çıkması bir oldu benim için bu fazlasıyla da iyi olmuştu.

Annem hayli ile şaşkın olup bana bir şey olup olmadığını sorsa da ona sorduğum soruyla Emine teyzeye rica edip mutfaktan çıkartması da bir oldu.

"Babam sana ne yaptı anne seni ald-"lafımı tamamlamama izin vermeden "O nerden çıktın Emirhan? Oğlum?"

Belki de bu şekilde sormamalıydım fakat daha fazla dayanamadım. Nazlı'nın bahsettiklerini bir bir anneme söyleyinceye kadar beni geçiştirmeye çalışsa da annem daha sonra anlatmak zorunda kalmıştı fakat sorduğun sorunun cevabını ne kadar direnip ısrarla sorsam da cevaplamayıp geçiştirmişti....

Daha sonra o akşam için hazırlığa Emine teyze ile koyulmuştu. Bense Rozer'in yanına gidip biraz onunla uğraştıktan sonra odama geçip full HD kendimi kimya çalışmasına vermiştim.

~MERT KORKMAZ ~

Uzun ve yorucu geçen birkaç haftanın ardından takımımla birlikte o hayali bize misliyle uzak olan o hayalin tam içindeydik.....

Bu süreçte her şeyden herkesten daha çok koşuşturmuştu dayım. Hatta korkup adım atamayacağım onca şeyde ardımda dağ gibi durmuş ve gözümde büyüyen binbir işimde bana misliyle kolaylık sağlamıştı .

Her şeyimizi misliyle mükemmele çevirip öyle dönecekti Elazığa...

Bu süreçte bir hayli yoğun geçen günlerimizi de saymazsam olmaz tabii ama her şey sevdiklerimin tek bir gülümsemesi ve sevinciyle o yorgunluk yerini mutluluğa çeviriyordu...

Annem ....

Benim en büyük destekçim.....

Bu süreçte misliyle yorulmuş ve misliyle tedirgin olmuştu...

Hayallerim bir bir gerçek olmasıyla birlikte onun gözünde gördüğüm o gurur dünyalara bedel ....

Nazlım in okul işi de bir karara bağlansın ona çok mükemmel sürprizim olacaktı tabi benim cimcimelerimin yardımı ile....

Bu süreçte tek mutsuzluğum annemin ,babamın ve Eylemin bizden yani Nazlım ve benden bir şeyi sakladığını düşünmemdi...

Şu Karadağlar mevzusu ,annemin gereksiz tepkileri babamın gereksiz öfkesi Eylemin gereksizce suçluymuş gibi davranışları. ....

Herkes gözümden kaçtığını düşünse de ben ve Nazlım tam anlamıyla olanları çözmeye çalışıyorduk....

Annem asla birimizin bildiğini diğer ikimizden saklayan biri olmamıştı...

Bütün korkularım da tam bu yüzdendi. ...

Annemin susmasının altında hepimizi yıkacak bir sebep barındırmasıydı ...

Tek bildiğim gerçeklerin elbet bir gün gün yüzüne çıkma gibi bir huyu vardı inşallah o gün iş işten geçmiş olmazdı....

~KADİR KARABEY~

Azat'ın o gün mahkemeye bana karşı delil olarak kullanacağı kişi bunak bir ebeydi...

Aslında yaşadıkları fazlasıyla onu bunak biri etmişti, çoğu acı veren gerçekleri çoğu zaman hatırlasa da kimse ona inanmıyordu,çünkü hep ne derler bir insanın adı çıkacağına canı çıksın .Herkes bir kere onun bunak olduğunu bildiği için doğruları söyleyeceğine ihtimal dahi vermiyordu ve vermemişlerdi de .Bu benim işime yaradı kadının bunaklığını bizlere söyleyen yıllar evvel Zara olmuştu ve şimdi de Azad geçmiş karşıma bu bunak kadına bana karşı şahit tutuyordu kim inanırdı?

İnanmamışlardı da.....

Lakin her şeye rağmen öğrenebildikleri tek şey kızlarının hangi şehirde olduğuydu....

Bulun bulabilirseniz.......

Yok öyle benim hayatımı darmaduman edip köşeye çekilmek......

~MELEK KORKMAZ ~

Eylemim eve geldiğinde bir hayli kötü durumdaydı....

Kaç kere ne olduğunu sorsam da bir cevap vermedi...

Daha sonra gelen Azat Bey ve Berat'la birlikte Zara'larında buradaki evlerden birini tuttuğunu öğrenmemiz de bir oldu....

Ne kadar yardımlık bir şey olup olmadığını sorsam da taşınma işlerini anlaşılan korumalar halledecekti....

Bu akşama ise evlerine geçmiş olacaklardı...

Öğleye doğru Banu ve Fatma Hanımın gelmesi de bir oldu.

Ne kadar aklım abimde kalsa da öğleye doğru bize gelmiş Nazlı ve kızları da alıp çıkmışlardı.

"Akşam yemeğe beklemeyin bizi" diye de uyarmayı ihmal etmemişti .

Ben ,Neşe,Sema birlikte bir ara mutfağa koyulsakta Banu her zamanki haliyle tek bir yardımda bulunmamıştı. Gerçi kime neyi söylüyorum. Nazlım demeden "O kimki bana yardım edecek? "Sorun zaten bu da değildi Fatma Hanımla birlikte olan tutumlarıydı....

Yemek yapmak ,ev toplamaktı derken akşama doğru Neşe ve Sema müsade isteyip kalkmışlardı. Çoğu zaman onlara sahip olduğum için dünyanın en şanslı insanı hissediyordum kendimi....

Eylem bir hayli söylense de Nazlinin yokluğuna bir şey de diyememişti fakat akşam yemeğinde Fatma hanım yine huzur kaçırma seanslarina devam etmişti....

"Yok neymiş torunu nerdeymiş,bu saat olmuş evin yolunu bulamamış,bu saatte ne gezmesiymiş. "

Daha fazla sabrım kalmayınca "Tek başına bu saatte dışarıda değil anne,dayisiyla birlikte bugün dışarıda bir sorun mu var ?"dememle konu kapansa da Fatma hanımın tavrı devam etmişti yemek boyu....

Yemek faslında bile aşırı gergin olan Eylemim normalde yapmayacağı bir şeyi yapıp şuan Berat'a bakışlarıyla meydan okuyordu...

Mert'in de gelmesiyle de çay faslına geçip bir hayli koyu sohbete koyulduk .

Hatta bir ara Zara "Nazlılar biraz gecikmedi mi dese de ?"

"Abimle birlikteler Zaracım, kim bilir neler yapıyorlardır şuanda dayılarına Süsenle birlikte . Ama gelirler bir iki saatte ."normal bir şekilde cevap vermeme rağmen Zara "Gitmeden görüşseydik diye sordum."demesiyle "Ee anne yakın oturuyoruz görürüz illaki her gün Nazlıyı. "Demesi de bir oldu Berat'ın .

Mert'in sahteden dayısına siteminden sonra "Cimcime sabah neler yaptı anne senin haberin yok ."Demesiyle herkesin odağı Mertim olurken Fatma hanımın konudan sıkıldığı aşikardı.

"Ne yaptı oğlum, uyanamadı mi?"diye soran Murat'a cevaben "O da var tabii de, yani uykuda kalmıştı bende bugün gitmez diye düşündüm neyse işte son dakika bana yetişti derken tarihi bir ilk kulaklığını evde unuttu. Döneyim alayım diye nabzımı yokladı ,şakasına yok dedim ama şakamı anlamayıp beni tehdit etti anne ?"demesiyle bir hayli şaşırdım. "Yok oğlum Nazlı öyle şey yapmaz sen yan-"lafımı tamamlamama izin vermeden "Dedi ki ya gider kulaklığımı alırım yada yol boyu sana konser veririm ,düşünebiliyor musunuz? Edildiğim tehdidin farkına varabildiniz ?"demesiyle hepimizin kahkaha atmamız da bir oldu......

"Eee ama Nazlı ve kırmızı çizgisi... kırmızı çizgisi tehlikeye giren Nazlı her türlü tehdidi eder ."Demesiyle Eylemin muhabbet bir yandan noktalanmış oldu.

Zaraların evlerine doğru geçmesiyle Fatma hanımın "Nazlı'nın geleceği yok malum biz de kalkalım demesi de bir olmuştu."

~NAZLI(LAVİN)KORKMAZ ~

Aşırı zor geçen bir günün sabahı ardından tam kahvaltıdan kalkıp uyumaya geçecektim ki dayımın annemi arayıp bizi almaya geleceğini söylemesi ve bizim hemen hazırlanıp evden çıkmamız da bir oldu.

Üzerime giydiğim şort etek ve vişne çürüğü rengindeki cropum ile bu sefer ayakkabı tercihimi converse den yana yaparak salık bıraktığım saçlarımla fazlasıyla hazırdım,hazırdık.....

Dayım bizi evden aldıktan sonra bana "Hazırlanma vlogu çekmediysen eve gidince sana 10 tane yumurta yediririm Nazlı hanım" diyerek sahte tehdidini yapmasıyla "Çektik tabiki dayıcım, ayıpsın. " demesi Beyzanin bir oldu.

Daha sonra dayımın "İyi o zaman bu haftaki videonun içeriği "DAYIMLA GEÇEN BİR GÜNÜM ."Olsun demesiyle....

"Ya ama dayım benim seni çok seviyorum iyi ki varsın. "Demem bir olmasıyla anlamıştım dayımın asıl amacını hayalimi boş uğraş olanlara inat "Ben yeğenimin arkasındayım."mesajı veriyordu.

Ne ara çantama girdiğini bilmediğim kamerayı Ela'nin çıkarmasıyla video çekmeye başlamamız da bir oldu .

Editler her zamanki gibi Eloş , Beyzam ve Süsenin ellerinden öpecekti......

İlk rotamız dayımın buradaki kebapçı arkadaşının yeri oldu, oldu ama bilin bakalım ne oldu? ......

Kebapları bize dayım yaptı...(Size dayımın o meşhur kebaplarının varlığından daha önce bahsetmişmiydim? )

Bir yandan video alıp bir yanda da dayıma olacaklardan bahsetmeden edemedim .

"Dayım yalnız evde büyük kaos çıkacak haberin olsun ."dememle Süsen in "Fena kaos yalnız dayıcım, ee ama herkese nasip olmaz dayımın kebaplarina nail olmak ."kızların kahkahası ve onaylanmasının ardından dayımın sahte kızgınlıkla "Abartmayın kızlar isterseniz ."demesi de bir oldu tabii...

Dayımın yaptığı o mükemmel ötesi kebaplari bir bir gömüp iki rotamız olan sinemaya geldik. Ve tabiki filmin konusu ne kadar bize bırakılmış olsa da son dakika yoğun talep üzerine dayım asker ve savaş konulu filmlere birer bilet alması da bir oldu ......

Mısırlarmiz tabiki filmle denk bitmeyip ikinci yarıda kişi başı ikişer tane almamız çok iyi oldu....

Sinemadan çıktıktan sonra dayım ne kadar "acıktınız bir şey yiyelim dese de kişi başı abartısız yediğimiz onar adana dürüm ile bir hayli doymuşta olsak hatta bu yediklerimiz bizi iki üç gün tok da tutsa o mısırlar fazlası ile yenmiş ve zaten yer olmayan midelerimiz hayliyle dolmuştu.

Sinema sonrası eve gideceğimiz düşünen bize üçü rotamız lunapark ile bir hayli çığlık atmıştık....

Fakat tüm bunlara rağmen fazlaca durgundum çünkü Emirhan'a yazdığım tüm mesajlar cevapsız kalmıştı. Okundu yemem de işin cabasıydı.....

Her şeye rağmen mutluydum çünkü kim bilir bir daha böyle bir anı ne zaman yapabilecektik?

Lunapark 'a gelmemiz ile öncelikle çarpışan arabalara bindik ,gondola bindik sonra dönme dolap derken lunaparkın içinde bulduğumuz oyun alanında da bowling oynayıp rotamızı sahildeki pastanın oradaki sahlepciye çevirip sahleplerimizi de içtik ki sahilde çekirdek-kola ikilisinden bu seferlik kola olmadan midemizi bozmamak adına çekirdeğimizi de alıp dayımla koyu bir sohbet ettikten sonra tabu oynadık Süsen 'in ısrarıyla....

İki saatin ardından arabaya doğru yol alırken mısırcı ve pamuk şekerciyi görmemizle dayım her ikisinden de alma dememize rağmen zorla aldı mısırları orada oturup yedik pamuk şekerler ise bize yol boyu şaklabanlık yapmamıza yardımcı oldu.....

Sonunda dayımın yumurta tehdidi ile uslu uslu oturup önce Ela ve Beyzayi evlerine bıraktık daha sonra ise biz eve döndük. Süsen tehdit dolu bakışlarım sayesinde dayımı onlarda kalmaya ikna edememişti.....

Gecenin 01.45 inde eve döner dönmez uyumuştum fakat dayım ve annem için anlaşılan gece yeni başlıyordu....

İki gündür konuşamadıkları için dertleşeceklerdi anlaşılan.....

Tekrar telefonumu Emirhandan mesaj vardi diye kontrol edip uyudum fakat gelen tek bir mesaj yoktu....

Bugün okulunun olmaması ile uykumu yeterince almış ve annemle güzel bir kahvaltı etmiştim.

Fakat morelim bir hayli bozuktu . Dünden beri mesajlarıma cevap vermeyen Emirhan bugün 11/A FESATLAR HAYIRSIZLAR grubunda Ayşe nin herkese sorduğu sorduğu soruyu saniyesinde cevaplamıştı fakat bana halen daha bir cevap vermemişti....

Fazlaca belli etmeden sinir de olsam her zamanki gibi Meleğüm anlamıştı ağzımı aramıştı ve ben her şeyi bir bir anlatmıştım.

Sonucunda annem benim hata yaptığımı söylemişti. Ne kadar beni tanıyıp bilse de boş bulunup söylediğimi "Ulu orta yerde konuşmaman gerekirdi Nazlım ."demişti . "Bana sorarsan Emirhan'a da Rozer'e de bir özür borçlusun" bile demişti .

Haklıydı Emirhan kırıldığını belli etmesine rağmen de umrumda değil demiştim resmen ama fazlasıyla umrumdaydı....

Ama bilerek yapmamıştım ki boş bulunup söylemiştim ama ikisini de fazlasıyla kırmıştım....

Sofrayı toplarken aklıma gelen fikirle "Meleğüm Emirhan bana kimya çalıştırmak için söz vermişti. "Dememle ne diyeceğimi anlayıp "İyi düşünmüşsun Nazlım gitmişken ikisinden de özür dilersin . İyi niyetle de olsa boş bulunup söylediğini izah edersin ama çok da gecikme annecim . Zaten yorgunsun bugün dinlenmeni istiyorum birtanem ."diye de eklemişti .

Odama çıkıp üstümü saçımı başımı kontrol edip kitap ve defterimi alıp Emirhan 'larin eve doğru yönelmiştim ki bir koruma tam önümü kesecekti ki Ayşen teyzenin beni görmesiyle başıyla verdiği komutla evin kapısına doğru yönelmem bir oldu ...

Önce Ayşen teyze ile sarılıp hal hatır sorduktan sonra "Emirhan bana kimya çalıştıracakti da Ayşen teyze evde mi ?"diye sormamla Ayşen teyze "Evde canım odasında da Emirhan mi sana kimya çalıştıracak?" demesi de bir oldu daha sonra kendi kendine bir şeyleri kafasında tartip "Aslında gelmen de iyi oldu canım Rozer de sana bir şey soracaktı."dedi.

Ayşen teyzenin uzattığı terlikleri giyip onun gösterdiği Rozer'in odasına kapıyı tıklayıp girmemle Rozer şaşırsada belli etmedi ."Gelebilir miyim Rozer ?"

"Gel tabii o nasıl laf . Hoşgeldin. "Demesiyle "Aslında bir konu hakkında konuşacaktım seninle, dün boş bulunup konuşmamla seni kırdığım için özür dilerim . Ne olursa olsun annenin yokluğunun seni ne derece üzdüğünü bilmeme rağmen düşüncesiz davrandım ama istemeden kırdım seni gerçekten. Ne kadar zor şeyler yaşamış olsanız da anneniz şuan yanınızda diye onu affetmek istemediğini biraz düşündüm ama yanıldığımı da biliyorum bende olsam aynı şeyleri düşünür aynı şeyleri hissederdim . O yüzden özür dilerim Rozer seni kırdığım için ."dememle Rozerin bana sarılması bir oldu.

"Aslında kırmadın bizi sadece gözümüzün önündeki gerçekle yüzleştirdin. Önce söylediklerinden kötü sonuçlar çıkardım ama sonra düşününce ne demek istediğini anladım. Ayrıca çok teşekkür ederim. Umursamaya bilirdin ama sen çok mükemmel birisin bunu bil olur mu?"

Anladığı şey fazlasıyla doğruydu ama konduramamıştı babasına yaptığı her şeye rağmen.....

"Emirhan da bana kimya çalıştıracaktı. Odası nerde Rozer?"dememle "Abim mi ?kimya sana ... hee evet evet ."deyip toparlamaya çalışması da bir oldu .....

"İyice kafam karıştı ama ya Emirhan kimyam iyi dedi ama siz pek buna inanmıyor gibisiniz . Beni kandırmış olamaz değil mi?"

"Valla konu sen olunca Nazlı sırf senle zaman geçirsin diye abim Çince de öğrenir ya hadi hayırlısı. "

Demesi üzerine kaşlarımı çatmamla "Yani abim birine söz verirse mutlaka tutar demek istedim ben .Odasını gel ben sana göstereyim. "

Neler oluyordu ? Ne imâ etmişti Rozer şimdi kendisi değil miydi "Abimin yıllardır sevdiği bir kız var." diyen öyleyse bu imâ da neyin nesiydi ?

Rozer'in odasından çıkıp hemen karşı odada olan Emirhan'ın odasına geçmemiz de bir oldu .

Kapıyı Rozer çaldı. Neye sinirliydi bilmiyorum ama kapıdan Rozer'i görür görmez "Rozer işim var çık dışarı" demesi de bir oldu . Anlaşılan birine kırıldığı zaman yada benim gibi sevdiklerinden yalan duyunca Emirhan da benim gibi dış dünyayla bağını koparıyordu.

Rozer'in bir şey demesine fırsat vermeyip kapıyı iyice aralayıp "Ee ama çabuk unutmuşsun kimya çalıştırma sözünü. "Dememle Emirhan adeta ne yapacağını şaşırmıştı.

"Nazlı? "Konuşmasına fırsat vermeden "Sende Emirhan olmasin ? Tanıştığıma memnun oldum ."dememle "Yok ya ondan şey yapmadım şaşırdım yani seni burada birden görünce gelsene kapıda kaldın. "Demesiyle "Eee abim hani senin işin vardı az önce beni resmen kovdun odandan ."

"Ne işi güzelim şaka yapıyordum sadece ." Rozer inanmadığını belli ederek "Peki peki inandım neyse ben bir anneme bakıp odama geçeceğim size iyi Kimyaaaa çalışmalar "deyip odadan çıkmıştı. Tabii kimya kelimesini bir hayli uzatmadan da geri durmamıştı.

Rozer'in çıkmasıyla "Hangi konuyu anlatayım. "Demesi ile daha bir bozguna uğrasam da "Sana kendimi nasıl affettirebilirim konusunundan başlayabiliriz? "Dedim .Kaşlarını çattı bir süre bir şey demedi daha sonra "Senlik bir durum yok Nazlı daha önce-"

Demesiyle " O yüzden mi mesajlarma habire okundu attın. Hayır önce sen söyle ki daha sonra ben küseceğim sana ?"

Ne söylediğimi idrak edememiş gibi "Sen mi küseceksin bana ,niye ?"iyice sabrımı zorluyordu .Sence niye acaba diye içimden geçirmeden de edemedim hem suçlu hem güçlü ....

"Ayşe nin mesajına maşallah anında dönmek falan ."dememle bir hayli dumura uğrayıp sanki birazda benimle uğraşmak ister gibi "Eee yani ,bir dakika bir dakika sen beni mi kıskandın?"

Emirhanın dumura uğrama sırası bana geçince "Ne alaka ya sadece şeyden yani....."Ben böyle böyle daha bir saçmalarken "Öylesine denk geldim biliyordum yazayım dedim ."

"Tamam bana bunları söylemene gerek yok zaten ben buraya bunun için gelmedim (kahretsinki resmen bunun için gelmiştim) Senden özür dil-"lafımı tamamlamama izin vermeden "Senlik bir şey yok Nazlı sana kızmadım gerçekten bak senden değil kendimden kaçtım bir nebze o yüzden dönemedim mesajlarına çünkü eğer dönseydim hiç hoş şeyler yaşanmayacaktı babamla aramda .En mantıklısı senin dediğin gibi yapacağım ben her daim zaten annemin yanındayım tek bir kelimesi yetecek o adamdan kurtulmaya ama senin dediğin gibi sanırım bir şeyin peşinde yani açıkça bizi onun elinden alma peşinde o yüzden aptalca davranıp bir kez daha onsuzluğu seçmeyeceğim. Şimdi söyle bakalım nereyi anlamamıştın? "

"Hepsini "dememle gülümseyip "Peki madem ilk konudan başlıyoruz öyleyse. "

Kafamı sallamamla kitabı açıp çalışmaya başlamamız da bir oldu fakat ben bir türlü konsantre olamıyordum. Emirhan gerçekten mükemmel anlatıyordu ama bende elde vardı sıfırdı.

Tam iki saattir bana Atomun Kuantum Yapısı ve Elektron Dizilimini anlatıyordu. Yani kimyanın en kolay kısımları ama ben sorduğu sorulara bile cevap veremiyordum.

Sorduğu soruda kalem kıpırrdatamamla "Senin neyin var Nazlı ? Sorduğum soruların örneklerini çözmemize rağmen yapamıyorsun,sorun değil tekrar anlatırım da bence kafan pek burada değil."

Evet,burada değildi keşke aklıma söz geçirebilsem ama bilmediğim bir ani gelen bir cesaretle "Kazandığım iddia da senden bir şey isteyecektim ya bir şey soracağım belki senin için özel ama cevap vermeni istiyorum ?"

Kaşlarını çatıp" Kafan sırf bu yüzden dolu olamaz değil mi?"

"Emirhan ?"diye uyarmamla "El mecbur söyleyeceğiz, sor gitsin ."demesi de bir oldu .

"Senin yıllardır sevdiğin kız kim?"

BÖLÜM SONU!!!!!!!

Nasıl da beklemiyordunuz ama böyle bir sonu . Size katılıyorum evet ,burada bitmemeliydi? Azıcık merak iyidir sevgili okurlarım......

Emirhan? Anlık kalp krizi diyenler 👋......

Bölümde en beğendiğiniz sahne?

Sizce Nazlı bir kadının asla affetmeyeceği şey derken ne kastetti ? Nazlı duyduklarından yanılmış olabilir mi? Acı bir ihanet mi yoksa affedilmeyen günahlar mi ayırdı Ayşen i Emirhan ve Rozerden?

Küçük bir yazar kıyağı benden siz sevgili okurlarıma "Kadir 'im yapmaz" deyip lafi size bırakıyorum....

Bölümde en sinir olduğunuz sahne ?

Sizce bu soruyu soran Nazlı ileriki bölümlerde nasıl bir rota çizecek kendine ?

Beratı haklı bulanlardan mısınız yoksa Aşk düşmanınızı üzdü diye sövüp sayanlardan mısınız?

Aşk düşmanı tepkisinde haklı mıydı?

Sizce buradan bir dönüş olabilecek mi aşk düşmanı ve Berat için?

Berat'a o notu sizce kim,neden gönderdi?

Gelecek Bölüm bol flashbackli sahneler olacak şimdiden söylemesi.....

Oylarınızı bekliyor ,yorumlarınızı da merak ediyor olacağım yeni bölüm gelene kadar.......

HOŞÇAKALIN!!

 

Bölüm : 14.12.2024 14:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...