@isimkullanmakistem
|
Bölüme geçmeden önce birinci bölüme verdiğiniz oylarınız için teşekkürler ✨ İyi okumalar 🌼 Umut, teyzenin sorusuna cevap vermedi, korkuyla bir adım geriye doğru gitti. Kuş gibi titriyor, ürkek ürkek teyzeye bakıyordu. Teyze, Umut'un perişan görünen haline daha fazla dayanamadı. Torpido gözünden su şişesini çıkardı, araba kapısını açıp Umut'un yanına gitti. Umut temkinli bir şekilde teyzeyi izlerken teyze elinde tuttuğu su şişesinin kapağını açtı, Umut'a doğru uzattı. "İç, rahatlarsın." Teyze itiraz istemeyen ses tonuyla konuştuğunda Umut kuşkuyla teyzeye baktı. Umut, teyzenin sıcak gülümsemesi ve samimi görünen bakışlarını gördüğünde teyzenin uzattığı su şişesini yavaşça aldı, yudum yudum suyu içmeye başladı. Teyze suratında ki silik gülümsemesiyle Umut'u inceledi. Arabanın içerisindeyken Umut'a soru yönettiği sırada boğazında ki kızarıklığı fark etmişti endişelenmeside bu yüzdendi. Bakışları Umut'un yalın ayaklarına kaydığında içi parçalandı. Seslice iç çekti. Teyze, Umut'u karakola götürmek istiyordu ama Umut'un korkulu olan bakışlarını, titreyen bedenini görünce bu fikirden vazgeçmişti. Önce Umut'un sakinleşmesi gerektiğini düşünüyordu. Umut su şişesini sessizce teyzeye uzattığında, teyze Umut'un elinden su şişesini aldı. Şöför koltuğunda oturan adam dışarı çıktı. Teyzeye doğru baktı. "Anne! Polisi arayayım mı?" Adam yüksek çıkan ses tonuyla konuştu. Teyze usulca başını salladığında adam yüz on ikiyi tuşlayıp çaldırdı. "Kızım, istersen polis gelene kadar arabaya geç, otur." Teyze, Umut'un üşümesinden endişenlendi. Üstünde ki pijama takımı inceydi ve Umut titremeye devam ediyordu. Umut başını iki yana salladı. Teyze, Umut'a ismini, yaşını, ne olduğunu sorsada Umut soruların hiçbirine cevap vermedi. Polis gelene kadar teyze Umut'un yanında bekledi. Polis geldiğinde teyze polise durumu açıkladı. Polis Umut'u karakola götürdü. Umut ALKAY İfadem alındıktan sonra polis memuru beni kimsenin olmadığı boş bir odaya bırakmış, burada beklememi söylemişti. Elimde tuttuğum karton bardağın içinde ki sıcak çay elimi sıcacık yapmış, içimi ısıtmıştı. Etrafı belkide bininci kez tekrar incelerken tiz sesli bir kadının bağırışı dikkatimi çekti. Elimde ki karton bardağı yavaşça yere koydum. "Kızım! Kızım nerede!?" Kadının telaşlı çıkan ses tonuyla konuşmasını işittim. "Öncelikle bir sakin olun hanımefendi. Kızınız güvende, merak etmeyin." Daha demin ifade verdiğim polis memurun sesini işittiğimde istemsizce oturduğum yerde kıpırdandım. Oturuşumu dikleştirdim. "Beni kızıma götür, kızımı görmek istiyorum!" Daha demin duyduğum kadının ağlamaklı gelen sesini işittiğimde ne olduğunu merak etmeye başlamıştım. "Tamam bir sakin olun. Bu taraftan." Polis memurunun uzaktan gelen sesini duydum. Birkaç adım sesinden sonra kapı açıldı. Kapının açılmasıyla kapının önünde duran kişilere dikkatimi verdim. Karşımda ifade verdiğim polis memuru vardı. Yanında ise uzun boylu bir kadın vardı. Mavi gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu. Şaşkınlıkla kadına bakarken, kadın hızlı adımlarla yanıma geldi, sıkıca bana sarıldı. "Kızım, yaşıyorsun... Yaşıyorsun. Şükürler olsun." Kızım mı? Şu an bana sımsıkı bir şekilde sarılan, saçımı art arda okşayıp hıçkırarak ağlayan kişi benim annem miydi? Gözlerim dolduğunda ağzımdan bir hıçkırık çıktı. Annem geri çekildiğinde yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Ağlama canım kızım. Ağlama bir tanem." Annem titreyen sesiyle konuştuğunda yanağımda ki göz yaşını sildi. Başımdan öptü. "Kıyamam ben sana." Beni kendisine doğru çekip tekrar bana sarıldı. "Affet beni yavrum. Yalnız kaldın, yanında olamadım. Öldüğünü sandım. Affet beni canım kızım." Saçımı okşadı usulca. "Bir kere olsun unutmadım seni. Hep aklımdaydın." Fısıldayarak konuştu, geri çekildi. Ağlamaktan bitkin düşen anneme hüzünle baktım. "Artık ayrı kalmak yok. Hep beraber abilerinle birlikte yaşayacağız." Annemin söylediği sözler afallamamı sağladı. Abi mi demişti? Hayır abiler... Kaç tane abim vardı ki? Birden fazla abim mi vardı benim şimdi? "Polisler eve gittiğinde Hale ve oğlu çoktan kaçmıştı." Başımı yukarı kaldırdığımda görüş alanıma uzun boylu, anneme benzeyen bir adam girdi. Annemin bahsettiği abilerimden biri olabilir miydi? Annemin tıpatıp aynısıydı çünkü. "Hayatın tehlikede o yüzden bizimle birlikte kalıcaksın." Soğuk çıkan ses tonu irkilmemi sağladı. Ciddi olan yüz ifadesi korkutucuydu. Bakışlarından rahatsız olup anneme doğru baktım konuşması için. Anladı beni, gülümsedi. "Kızım bu birinci abin Gökhan." Annem daha demin konuşan korkutucu görünen adamı işaret etti. Başımı salladım. "Bu da ikinci abin Adil." Annem eliyle Gökhan abinin yanında duran kişiyi gösterdi. "Memnun ol-oldum." Kısık sesle çekingen bir şekilde konuştum. Bakışlarımı ikisinin arasında gezdirdim. Gökhan abim cevap vermediğinde istemsizce suratım asıldı. Beni sevmedi mi acaba? "Bende memnun oldum ufaklık." Adil abim nazik ses tonuyla kulağa hoş gelen sesle konuştu. İçten gülümsemesiyle bana baktığında yüreğime su serpildi. Annem bakışlarıyla beni süzdü, gülümsemesi yavaşça soldu. "Yanında olamadığım için özür dilerim kızım." Annem üzüntülü çıkan ses tonuyla konuştuğumda başımı iki yana salladım. 'Önemli değil.' 'Sizin bir hatanız yoktu.' Demek istedim ama konuşacak hali kendimde bulamadım. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Onun yerine içten bir şekilde gülümsedim. Konuşmadan bakışlarımdan anlasın istedim. Anladı. Burukça gülümsedi. "Hadi evimize gidelim. Bugün yeterince yoruldun." Annem yumuşak çıkan ses tonuyla konuştu. Şefkatli bakan bakışları içimi sıcacık etti. Ayağa kalktığımda sol ayağımın topuk kısmının acımasıyla seslice inledim. Herkesin bakışı bana döndüğünde utanmıştım. Gökhan abi kaşları çatık bir şekilde bana bakarken Adil abi ne olduğunu anlamaya çalışan bakışlarıyla bana bakıyordu. "Kızım ne oldu?" Annem telaşlı bir şekilde konuştu. İstemsizce sol ayağıma baktım. Yalın ayak olduğum için polis memuru bana giymem için terlik vermişti. Ayağımdan terliği çıkarttım. Sol ayağımı havaya kaldırıp topuk kısmına baktım. Ayağımın altında küçük küçük çizikler olsada topuk kısmında büyük bir çizik vardı ve oradan kan akıyordu. Havalanmamla gözlerimi kocaman açtım. Başımı kaldırıp şokla Adil abime baktım. Beni kucağına almıştı. "Şaşkın ördek yavrusu gibi bakma öyle. Yürümene izin verip de ayağının daha da kötü olmasına izin veremem ufaklık." Dediğinde kaşlarımı çattım. Nereden şaşkın ördek yavrusu oluyordum yahu! Adil abim kıkırdağında somurttum. Şefkatle bana bakan mavi gözlerine baktığımda kızgınlığım bir anda yatıştı. Sıcak bir şekilde beni karşıladığın için bana nazik davrandığın için seni bu seferlik affediyorum abi. Odadan ve karakoldan çıkıp dışarı çıktığımızda yeni fark ediyordum. Ben ilk defa dışarı çıkmıştım! Kalbim heyecan ve korkuyla karışık hızlıca atarken Adil abime daha sıkı sarıldım. Daha yeni tanışsak da Adil abimin samimi olan bakışlarına ve davranışlarına güvenmiştim. Adil abim heyecan ve korkumu hissetmiş gibi tutuşunu sıkılaştırdı. Park yerine geldiğimizde siyah bir arabanın önünde durduk. Gökhan abi kapıyı açtığında Adil abim beni yere bıraktı. İçeri geçip oturduğumda Adil abim de yanına oturdu. Gökhan abi şöför koltuğuna otururken annem de ön koltuğa oturmuştu. Gökhan abi arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında akan yolu izlemeye başladım. Dışarıdaydım. Hapis hayatım sonunda sona ermişti. İlk evden kaçma girişimimi hatırladığımda tüylerim diken diken oldu. Midem bulandığında Adil abime baktım. Yüzünde oluşan gülümsemeyle beni izliyordu. Rahatsız olduğumu fark etmiş gibi kaşlarını çattı, kenara kayıp bacağını pat patladı. "Uzan." Dedi. Çekinerek Adil abime baktığımda gülümsedi. "Çekinme ufaklık." Gülümseyerek konuştuğunda başımı Adil abimin bacağına koyup, ayaklarımı kapıya doğru uzatarak yattım. İçimde hissettiğim huzur duygusuyla gözlerimi yumdum. Saçımın okşandığını hissettiğimde yüzümde oluşan gülümsemeyle uykuya daldım. ☘️ Havalandığımı hissettiğimde gözlerimi yavaşça açmaya çalıştım. Kısık olan gözlerle etrafı bulanık görürken Adil abimin sesini işittim. "Şşş uyumaya devam et." Adil abim yumuşak çıkan ses tonuyla konuştuğunda gözlerimi açmaktan vazgeçtim. Zaten her yerim uyuşmuştu. Aşırı rahatsız edici bir histi. Adım seslerini duyuyordum. Birkaç dakika sonra kapı zilinin sesini duydum ardından kapının açılma sesini. "Anne bu kızı buraya nasıl getirirsin?! Sana bu eve gelmeyecek dedim! Eğer gelirse de eve almam demiştim!" Sinirli çıkan ses tonuyla konuşan yabancı sesle gözlerimi açtım. Kapının önünde duran babamın tıpatıp aynısı görünen kişiyle göz göze geldim. Öfkeli bakışlarına maruz kaldığımda kaskatı kesildim. "Yeter Hakan! Bunu seninle konuştuk! Bu konu tartışmaya kapalı!" Annem kızgın çıkan ses tonuyla konuştuğunda isminin Hakan olduğunu öğrendiğim kişi kaşlarını çattı. "Anne sen iyi misin!? Kız Hale'nin adamı olabilir! Bizimle oynayıp da ailemi dağıtmasına, o sürt*ğün tekrar bize zarar vermesine izin vermem! " Hakan öfkeyle bağırarak konuştu. 'Hayır ben Hale'nin adamı değilim! En çok ben zarar gördüm o canavardan! Çocukluğumun katili o!’ Konuşmak için ağzımı açtım. Boğazımda ki yumru konuşmama engel oldu. Sesim çıkmadı. "Düzgün konuş Hakan o senin kardeşin!" Annem kızgın çıkan ses tonuyla konuştu. "O kız benim kardeşim felan değil! Ya anne anlamıyor musun?! Bunca yıl Hale denen sürt**le yaşamış! O sürt** büyütmüş! O sürt*ğün adamı olmasa bile onun gibi sür-" yanağına atılan tokatla sözü kesildi. "Sus! Sakın o kelimeyi söyleme! Kız kardeşine o iğrenç kelimeyi kullanmayı nasıl düşünürsün oğlum?! Ben seni böyle mi yetiştirdim?! " Annem öfkeyle konuştu. Adil abimin seslice iç çektiğini duydum. Başımı yasladığım göğsü kalkıp indi. Hakan'ın yanından geçip evin içerisine girdiğinde yüzümü göğsüne bastırdım. Hakanın söylediği laflara kırılmıştım. Konuşamadığım içinse kendime sinirlenmiştim. Acizin tekiydim. Annemin uzaktan gelen sesini duydum. "Beni hayal kırıklığına uğrattın Hakan!" Annemin titreyen sesini duyduğumda gözlerimi yumdum. Göz yaşlarım yanağıma doğru aktı. Alt dudağımı ısırdım. Kanın metalik tadını aldığımda gözlerimi yavaşça açtım. Başımı yukarı kaldırıp Adil abime baktım. Ona baktığımı hissetmiş gibi bakışlarını bana çevirdi, burukça gülümsedi. Odadan içeri girip, yatağa doğru ilerleyip beni yavaşça yatağa bıraktı. Canı sıkkın bir şekilde bakışlarıyla beni süzdü. "Burada bekle beni geliyorum." Adil abim aceleyle konuşup odadan çıktığında Gökhan abinin kapının önünde durduğunu fark ettim. Yanıma geldiğinde sinirli olan yüz ifadesiyle bana baktı. "Yanlış tek bir haraketini gördüğümde o zaman sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın!" Bölüm ve karakterler hakkında ki düşüncelerinizi merak ediyorum. Lütfen düşüncelerinizi yazın🥹 Okuduğunuz için teşekkürler🌝 |
0% |