Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@kelebekruhhu

Kaan’ın kazanmasıyla son bulan maçı daha fazla izleyemedim ve lavaboya gittim. Kimse yoktu. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bu kadar güçlü görünmekten yoruldum. Sürekli birilerini kaybetme korkusu ile yaşayamazdım.

Birden kapı sesi geldi. Kendimi toparlamaya çalıştım, arkamı döndüğümde Kaan ile karşılaştım. Maskesi elindeydi. Yüzü kanlar içindeydi.

Bugün kazanmış olması bir gün kaybetmeyeceği anlamına gelmiyordu. Bakışlarımı kaçırdım. Alt dudağımı ısırdım. Beni böyle görmesini istemezdim.

Kaan, yanıma geldi. Saçlarımı kulağımın arkasına koydu. Yanağımı okşadı. “Böyle mi olacak?” diye sordum.

“Üzülmeni gerektirecek bir durum, her zaman böyle üzülmeni istemiyorum. Bana sadece güvenmeni istiyorum.” Dedi.

Dudağımı büzdüm, Kaan’ın bakışları dudağıma kaydı ve çenemden yavaşca tutup, öpmeye başladı. Dudaklarımız buluştukça özlemde bitiyor gibiydi...

“Oha, özür dilerim siz devam edin,” diye giriş yaptı Doğu.

Hemen elimle göğsünden ittim. Doğu ise hemen kapıyı kapatmıştı. “S*iktir,” diye ağzında mırıldandı. “Hadi çıkalım,” dedim. Maskesini taktı ve ellerimi tuttu, beraber onların yanına gittik.

“Diğer maçları, beklemeyelim. Gidiyoruz.” Dedi Kaan.

Doğu “iki adam ve bir kadınla konuşup yanımıza geldi. “Tamam, gidelim,” dedi.

“Ama açız yemek yemeye mi gitsek?” diye sordu Derin.

Poyraz “Olur, bebeğim,” dedi.

“Bende açıktım,” dedim.

“Herkes aç olduğuna göre, gidiyoruz.” Dedi Doğu.

Kaan, elimi tuttu. Fısıldayarak “Beraber kalmak istersen, gitmeyebiliriz,” dedi.

“Açıktım, hadi gidelim,” dedim herkese karşı. Kaan, maskesi altında gülümsediğine emindim.

Arabanın arka koltuğuna geçtik yine. Maskesini kendim çıkardım. Yaralarına dokundum. “Acıyor mu?” diye sordum.

Elimi aldı, öptü. “Hayır, artık sende üzülme,” dedi.

Bir insan bunları yaşayacak kadar ne yaşamış olabilirdi? En kısa zamanda yalnız olup, konuşmam lazım.

Doğu’nun uzattığı yardım çantasını aldım. Ve yüzündeki kanları sildim. Kaşı patlamıştı. Yara bandı ile olacak gibi değildi. Ama kime laf anlatabilirdim ki.

Deniz kenarında bir balıkçı yerine geldik.

“Buraya eminim bayılacaksınız,” dedi Doğu.

Boş olan bir yere geçtik. Altmışlı yaşlarda bir amca yanımıza geldi. “Oo kimler gelmiş, uzun zamandır yoktunuz,” dedi.

“İş yoğunluğu Mehmet abi,” dedi Kaan.

Mehmet abi, Kaan’ın yüzüne baktı ve “İş baya yoğun olmalı, gerçek yüzün görünmüyor.” Dedi.

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Mehmet abi “E misafirleriniz de var ben size hemen servis açayım,” dedi.

Doğu “E buraya sıradan kişilerle gelmedik, Kaan ve kız arkadaşı ve arkadaşları,” diye tanıttı.

“Çok memnun oldum kızım, üzerse bana gel,” dedi, babacan bir tavırla.

“Bende memnun oldum,” diye karşılık verdim. Yanaklarım al al oldu.

Mehmet abiyi masaya buyur ettik ama nazikçe geri çevirdi. Rakı masasını hazırlanmasını istedi, garsonlardan.

Poyraz ve Derin kendi aralarında konuşuyordu. Poyraz, geldiğinden beri Kaan ile hiç konuşmadı.

Masamız hazırdı. Önümüzde balık, masada bir çok meze ve rakı vardı.

“Kazanmaya,” diyerek bardağını havaya kaldırdı Doğu, ben Kaan ve Derin eşlik ettik.

Poyraz, bu kadar sessiz ve durgun biri değildir. Birbirlerine alışması gerekiyordu.

“Biliyor musunuz? Poyraz’ın sesi çok güzeldir.” Dedim.

“Senin sesinle yarışamam canım,” dedi.

Kaan’ın “canım” kelimesini duymasıyla yüz ifadesi değişti. Alışacak ya başka yolu yok. Sürekli böyle sinirli olamaz.

Derin “O zaman her zaman olduğu gibi bir şarkı gelir mi” diye sordu.

“Poyraz, ne dersin?” dedim.

“Olur, hangi şarkı?”

“Sıla’dan yoruldum olsun,” dedim.

Poyraz başladı :

“Bir rüzgara kapıldım gidiyorum

Sonu hayır mı şer mi bilemiyorum

Bir rüzgara kapıldım gidiyorum

Sonu hayır mı şer mi bilemiyorum”

Bu nakaratı Kaan’a bakarak söyledim.

“Hem çok seviyorum dostlar başına

Hem sıcak demir aşk olsun tutana

Hem çok seviyorum düşman başına

Hem sıcak demir aşk olsun tutana”

Burasını da hep birlikte söyledik:

“Ben yoruldum, söyle

Senin gücün var mı hala

Kaç yenilgi var, söyle

Ömürde Allah aşkına”

Poyraz ve ben söylemeye devam ettik :

“Akışına bıraktım gidiyorum

Sonu hayır mı şer mi bilemiyorum

Akışına bıraktım gidiyorum

Sonu hayır mı şer mi bilemiyorum

Hem eriyorum günden geceye

Hem kapı duvar verilmiş sözlere

Hem eriyorum günden geceye

Hem kapı duvar verilmiş sözlere

Ben yoruldum, söyle

Senin gücün var mı hala

Kaç yenilgi var, söyle

Ömürde Allah aşkına

Ben yoruldum, söyle

Senin gücün var mı hala

Kaç yenilgi var, söyle

Ömürde Allah aşkına”

Şarkı bittiğinde, Doğu ıslık çaldı ve alkışladılar. Uzun zamandır müzik söylemiyordum.

Kaan “mükemmelsin,” diye fısıldadı. Başımı onun omzuna yasladım. Biz birlikte mükemmeldik.

“Bu hiç adaletli değil,” dedi.

“Adaletsizlik olan ne?” diye sordu. Kaan.

Çocuk gibi dudağını büzdü. “Herkes sevgilisine sarılmış, ben tek kaldım Mehmet abiye mi sarılayım?” diye feryat etti.

Poyraz “Öyle bir vibe almıştım senden,” diye dalga geçti.

“Sende boş değilsin, hadi itir et!” Dedi.

Kahkahalarla gülerken Poyraz “Uzak dur! Sevgilim var benim” diye sataştı ve Derin’in yanağına bir buse kondurdu.

Poyraz da artık alışıyordu. Bu ekip çok iyi oldu, daha da güzel olacaktı. Poyraz ve Doğu anlaştılarsa, Kaan ile de anlaşacaktı! Bunun olmasını çok istiyorum. Hepimizin birlikte olması çok mutlu ediciydi.

“Yengecim, bu işi halletmek sana düşüyor,” dedi.

“Bulaşmam,”

“Bulaşırsın,”

“Kendine kendin bul!”

“Yengelik vazifesi olarak sana düşer,” dedi ciddiyetle.

“Hangi kural bu?” Diye sordum.

“Benim kurallarım,” dedi gururlanarak.

Başımı iyice Kaan’ın boynuna gömdüm. Doğu ise bu hareketime, sinirlendi ve Derin’e “Bir diğer yengem de sen olduğuna göre bu iş sana düşer,” dedi.

“Uzak dur sevgilimden,” dedi Poyraz.

Derin’e olan aşkı, sevgisi bambaşkaydı. Çocukluk aşkılardı ve muhteşem giden ilişkileri vardı. Ben ise lise de tanıştım ve bu zamana kadar hep birlikteydik.

Onlar kendi aralarında konuşurken, Kaan’a baktım, çok sessizdi. “Neden, konuşmuyorsun?” diye sordum.

“Bir gün bu masanın kalabalık olacağını yanımda sevdiğim kadın olacağını hiç hayal etmemiştim. Bu masada biz hep iki kişiydik.” Dedi, gözlerimin içine bakarak.

“Artık, bu masada yalnız değilsin, sevdiğim adam!” dedim.

Başımı boynunda kaldırdım ve Kaan beni öpmeye başladı. Etrafımızda kimin olduğu pekte önemli değildi. Bazı ruhlar ezelden aşinadır derler ben bu ruhu ta ezelden tanırım!..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%