@kelebekruhhu
|
Kaan, bana ilk kez böyle bakıyordu, kırılmış ve güvenini sarmışım biri olarak bakıyordu. Gözleri bi’ anda öfkeyle bakmaya başladı, cellat geri döndü. Elimin sıktığının farkında mıydı? Yoksa sinirlendiğinde kendini mi kaybediyordu? Bilemiyorum, ama canımı yakıyordu. “Ah!” Diye bir inilti çıktı dudağımdan. Kaan, yaptığının farkında değildi. Elimi tuttu ve çıkışa doğru ilerledik. Doğu ise korumalarla tartışıyordu, çok geçti. “Arabaya bin!” Dedi. Tereddüt etmeden bindim arabaya. Cellatlığını yapıyordu işte, son süratle sürüyordu. Kalbim çok hızlı atıyordu, gözlerimi yumdum. Yanlış yaptığımı düşünmüyorum. Evine gelmiştik. Bileğimden tutuyordu. “Herkes dışarı çıksın!” diye gürledi. Hizmetlilerin hepsi çıktı. Odaya doğru attı, ayak bileğim burkuldu ve yere düştüm. Acıdığını belli etmemeliydim. “Sen kimsin lan? Benim yaptığım işe karışıyorsun?” diye bağırdı. “Senin için değil, Poyraz için yaptım,” dedim. Ayağa kalkmaya kendimi zorladım. “Dua et kızsın,” dedi. Kahkaha atasım geldi. “Ne yaparsın, beni de mi döversin? O zaman durma hadi kaldır elini,” dedim, onun gibi bağırarak. “Bana sesini yükseltme,” “Yükseltsem n’apacaksın ya asıl sen kimsin?” “Benim kim olduğum seni ilgilendirmez,” “Güzel, şu andan itibaren hiçbir bağımız kalmadı, herkese ayrıldığımızı söylerim.” Dedim ve yürümeye çalıştım ama ayağım acıyordu. Kaan, sinirle bana bakıyordu. Yeni yeni verdiği hasarın farkına varıyordu. Elimden tuttu, elimi çektim “Sakın dokunma bana!” dedim. Sen dik başlısın da ben değil miyim? Görelim Kaan, kim daha çok hasar alacak? Beni kucağına aldı “Manyak mısın, indir beni” dedim ama beni koltuğa oturttu. “Ayağa kalkma!” dedi, emir vererek. Sanki kalkacak halim var. Elinde buz kalıbı ile geldi. Ayağımda ki topukluyu çıkardı ve dizlerinin üstüne çöktü, ayağımın üzerine buz kalıbını koydu. Aşık olabilseydim eğer şu anda buna aşık olurdum... Ama benim için öyle bir şey mümkün değil. “Çekil kendim yaparım,” dedim ve buz kalıbını aldım, ayağımı koltuğun üzerine koydum. “Lan ne oluyor burada, n’aptın kıza?” diye bağırarak geldi Doğu. “Sen biliyor muydun?” diye sordu. “Olum nereden bileceğim,” dedi. Yanıma geldi “İyi misin? Nasıl oldu?” dedi. “Barbara sormak lazım,” dedim. Hala öfkemi almış değilim. Yeşil hareleri, öldürmek ister gibi bakıyordu. Ölmem de bir sakınca görmüyordum. “Doğu, eve bırakabilir misin?” diye sordum. “Olur,” dedi ve kalkmama yardım etti. Arabaya bindik ve sakince yol aldık. “Şiddet uygulamaz normalde ama...” diye söze girdi. “Uygulamadı, bileğimi sertçe bırakınca dengesizce yere düştüm!” dedim. Tam ağzını açıyorken söze girdim “Sakın bana iyi biri falan deme, iyiyse cennete gitsin ama benden uzak olsun, lütfen.” Dedim. Yüzünde gülüşme oluştu. Bu kadar basit işte her şeyi neden ciddiye alıyoruz ki. Gülmek zor olmamalıydı. Evime varmıştık. Kapıdan inip bana yardım etti, kapıya kadar eşlik etti. “Seni tanımak güzeldi, gidebilirsin.” Dedim. “Neden veda ediyorsun?” “Bir daha görüşmeyeceğiz,” “Onunla ilişkin bitti beni engelliyorsun a hiç yakıştıramadım,” dedi. “Hadi ama böyle olmasını bende istemezdim.” Dedim. “Seni tanıdığıma sevindim, her zaman arayabilirsin ciddiyim bu konuda,” “Ben aramayana kadar beni arama, yalnız kalmak istiyorum.” Dedim onun aksine Sarıldık ve o arabaya bindi gitti... Hayatımda gördüğüm en samimi insan olabilirdi fakat yanlış arkadaş seçimi yüzünden kaybettim. Odama geçtim ve banyoya girdim. Duşun altında bir süre bekledim. Kaan’ın öfkeli yüzü gözümün önünden gitmiyordu. Ama bir o kadar da şefkatle bakışı beni ikileme koydu. Beklediğim tepki bu değildi, hiç o’ nluk değildi bu kadar sakin kalmak keşke bağırıp çağırsaydı nefret etmek daha kolay olurdu. Bartu’ya ihanet etmedim, Kaan neden farklı hissediriyor peki? Ben nasıl ihanet ederim diye oturup suyun altında ağlamaya başladım. Dışarda çok duygusuz görünmek için çaba sarf ederken, kendimi o kadar ihmal etmişim ki... Duştan çıktıktan sonra üzerime ip askılı crop büstiyer ve şort giydim. Telefon ile uğraşırken kapı çalındı “gel,” dedim. Babam gelmişti. “Müsait misin, kızım?” dedi. “Evet, babacığım,” dedim ve babam yanıma oturdu. “Bebeğim, saçların ıslak hadi gel de kurutalım.” Dedi ve saç kurutma makinesini çalıştırıp, saçlarımı kurutmaya başladı. Sizce benim bir erkeğin sevgisine ihtiyacım olabilir mi? Babam bana yetiyordu, onun sevgisi bambaşka. “Ne zaman tanıştıracaktın bizi?” diye sordu. “Sadece tanışma sürecindeydik baba, zamana ihtiyacımız vardı.” Dedim. Annem geldi “kapıyı çaldım ama cevap gelmedi,” dedi. “Gel anneciğim,” dedim. Annem, berjer koltuğa oturdu. “Kaan’ı yemeğe çağırdım.” Dedi. “Ne! Anne hayır ya bunu hemen iptal etmeliyiz,” dedim. “Sakin olur musun? Sadece bi’ yemek!” dedi. Hayır, bu asla sadece bir yemek olmazdı. Annem tcsine kadar öğrenmeden bırakmazdı. Şimdiden geçmiş olsun Kaan..
|
0% |