Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@kelebekruhhu

Flashback 20/03/2011

“Lütfen, yalvarırım beni ona götürün. Kendi gözlerimle görmeden öldüğüne inanmayacağım.”

Bartu’nun ölüm haberini yurtta kaldığım zamanlarda ki müdürüm arayıp haber vermişti. İkimizin arasında ki bağı çok iyi biliyordu ve ben iki haftadır koruyucu ailemin yanındaydım. Her gün düzenli olarak telefon açardı Bartu... Şimdi ise bana öldüğünü söylüyorlardı.

Ben onu bir daha göremeyecek miydim? Birlikte kurduğumuz hayalleri yaşayamayacak mıydık? Daha dün konuştuğum kişinin bir daha olmadığını, sessini, kendisini göremeyeceğimi söylüyorlardı.

“Sizlere yalvarıyorum gidelim ya da bırakın beni ben gideyim,” demiştim çaresizlikle.

Beni götürme fikri onlara mantıklı gelmiyordu. Daha kötü olurmuşum! Böyle daha mı iyiyim?

Koruyucu ailem Ankara’da yaşıyordu. Derya anne daha fazla dayanamamıştı gözyaşlarıma ve hep birlikte son kez görmeye gittik.

İlk kez arabada nefes alamadım, boğulma hissi her yerimi sarmıştı. Bir el boğazımı sıkıyordu sanki. Benim tek hatırladığım bu iken, sürekli tekrarladığım “hayır, beni bırakmaz,” cümlesi dökülüyormuş dilimden.

O gün olmaz dediğim her şeyi yaşamıştım. Bartu artık hayatta değildi. Aylarca tedavi altına alındım. Bir gün bile pes etmediler, her gün daha çok sevgiyle yaklaştılar ve gerçek bir ailem olmuştu. Bazen, birilerinin kaybı yeni başlangıçlara yol açabiliyormuş. O günden sonra benim hikayem yeniden başlamıştı...

Flashback bitti

Gözlerimi hastanede açtım, kimse yoktu. Yavaşça yerimden kalktım. Başım ağrıyordu. Kapıyı açtım ve iki koruma kapıdaydı. “Kaan nerede?” diye sordum.

“Kaan bey, yan odada,” dedi korumalardan biri.

Yan odaya ilerdim ve kapıyı açtım. Kaan’ın kolu sargıya sarılmıştı. Göz göze geldik ve ben hemen sarıldım.

“çok korktum,” dedim.

“Beni endişelendiren sen oldun, bu ufak bir sıyrık, sen nasılsın?” dedi.

Geceyi hatırladıkça daha fazla endişe duyuyordum. Şimdi ise iyi olduğunu görmek rahatlattı.

“İyiyim, ailemin haberi var mı?” diye sordum.

“Doğu, halledeceğim,” dedi.

“Doğu nerede?” ben bundan hiç emin değildim. Of nasıl çözmüş olabilir ki.

Kaan bile şu an Doğu’ya güvenmeyen bir bakışla bakıyordu. Sonumuz pek hayır gibi gelmedi.

Kapıdan içeri Doğu geldi. “Oo uyanmışsınız,” dedi. Bunda ki enerji beni benden alıyor, nereden geliyor şu enerji!

“Dün geceden beri aşırı açıkmışım ikinize birden yetişmek çok zordu,” diye devam etti.

“Doğu, Doğu’cum teşekkür ederiz ama aileme ne söyledin?” dedim.

“Kaan’ın sana şehir dışına götürdüğünü söyledim.” Dedi, yüzünde şaka yapıyor gibi bir hali yoktu.

“Yapmadım de!”

Kaan, öldürecek gibi bakıyordu.

“Yoo yaptım, evine gittim ve durumu izah ettim,”

“Doğu, saçmalama ne izah etmesi, haber vermeden böyle bir şey yapmayacağımı biliyorlar.” Diye çıkıştım.

“Çok geç iki günlük tatilinin keyfini çıkar,” dedi mutlu bir şekilde.

Kaan ile göz göze geldik, yanağında ki çukur yine ortaya çıktı. Ah! Hayır, iki gün boyunca bunlarla mıyım?

“Ailemi ikna ettiğine hala inanamıyorum,”

“Meslek sırrı, kimseye söyleyemem canım!”

“Doğu, senin yapacağın işe... Yarın önemli bir dövüş var,” dedi Kaan hatırlayarak.

“O da bizimle gelecek, ayarladım her şeyi,” Dedi kendinden emin şekilde.

✨✨

Hastaneden çıkmıştık. Dövüş cidden de şehir dışına yakın bir yerde olacaktı. Annemleri aradım ve iyi olduğuma inandırdım. Şimdi ise Derin’in yanına gidiyordum ve her şeyi açıklayacaktım.

Derin’in evinin kapının önündeydim. Zile bastım. Derin, kapıyı açtı. “Hoş geldin,” dedi ve sarıldı.

İçeri geçtik, “Evde kimse yok mu?” diye sordum.

“Hayır, babam ve Akın işten daha dönmediler.” Akın, Derin’in abisi. En yakın arkadaşım, bana abisini ayarlamaya çalışıyordu. Uzun zamandır tanıştığımız için herkes bizi yakıştırıyordu, kimse duygusal olarak sevip sevmediğimi sormuyordu.

“Ben o gece ile ilgili konuşacaktım kimsenin olmaması iyi oldu,” dedim.

“Ne soracaksın?” dedi endişeyle.

“Poyraz ve Kaan nerede, nasıl tanıştılar? Ve herkes onu cellat olarak biliyorken siz nereden tanıyorsunuz?” diye sordum. O geceden sonra o kadar şey yaşandı ki, hiç o geceyi konuşma zamanımız olmadı.

“Poyraz’ın dövüştüğünü biliyorsun zaten, çıktığı bir maçta karşı karşıya gelmişler ama Poyraz’ı da biliyorsun asla yenilmeye gelmez bu yüzden ondan bir maç daha yapılmasını istemişti. O’da kendi yerine davet etmişti. Bildiğim bu,” dedi.

“Kaan, kendini Poyraz’a gösterdi yani sende gördün mü o’nu?”

“Hayır, sadece adını biliyorum. Alaca ne oluyor Allah aşkına” dedi sitemle.

“Kaan ile birlikteyim,” dedim.

Derin, hızla ayağa kalktı “Ne! Bu nasıl mümkün olabiliyor?” dedi şaşkınca.

Bende ayağa kalktım “Her şeyi anlatacağım,” dedim ve oturduk, olan biten her şeyi anlatmaya başladım.

Her anlattığımda daha da çok şaşırıyordu.

“Bunlara inanamıyorum,” dedi.

“Biliyorum belki de hızlı başladı her şey ama o’nun yanında iken hiç tedirgin hissetmiyorum aksine güvende gibiyim, of kızım bende çok yabancıyım bu duyguya,”

Güler yüzü ile bana baktı ve elimi tuttu “Seni böyle mutlu iken görmek her şeye değer canım ama bu sefer seni yalnız bırakamam, orada da panik atak krizin başlarsa yanında olmak istiyorum.” Dedi. Buna çok sevinmiştim. Ve sıkıca sarıldım. “Seni çok seviyorum,” dedim.

“Ah bebeğim, bende seni seviyorum,” dedi.

Bazı insanlar aileniz olması için kan bağı olmasına gerek yoktu.

“O zaman bana da kıyafet getir,” dedim ve çıktım.

Çıkışta Kaan beni almaya gelmişti. “Poyraz ve Derin’de bizimle gelecek,” dedim.

“Sıkıntı yok,” dedi ve eve doğru ilerledik.

...

Eve vardığımızda Doğu bizi bekliyordu. Yaklaşık bir saat sonra yola çıkacaktık.

Artık kendi odam diye hitap ettiğim odaya girdim ve yatağın üzerinde kıyafet vardı. Banyoya girip, duş aldım.

Yatağın üzerindeki kıyafetleri üzerime geçirdim. Aşağı indim.

Kaan, üzerini değiştirmişti. Ve beni bekliyordu.

“Saçların neden ıslak? Gel kurutalım,” dedi ve elimden tutup kendi odasına götürdü.

Saç kurutma makinesini çalıştırıp, elleri ile saçlarımı karıştırıyordu.

Her şey mükemmel giderken, tekrardan bozulmasından endişe duyuyordum. Panik atağı ve anksiyeteyi aynı anda yaşamaya başlamak hayatımı daha da zorlaştırıyordu.

“İyi misin? Sesleniyorum cevap vermiyorsun?” dedi.

“Dalmışım,”

“Bir sorun olmadığına emin misin?” dedi ve yanıma oturdu.

“Her şeyin iyiye giderken tekrardan bozulmasından endişe duydum.” Dedim ağlamaklı sesimle.

“Güzel kızım, her şey kötüye gitse bile onu düzeltmek için bir yol bulacağım. Boşuna düşünüp canını sıkma,” dedi ve yanağımdan öptü.

“İyi ki varsın,” dedim ve sarıldım.

Bu büyülü anı Doğu bozdu, kapıyı pat diye açtı. “Oo görmedim hiçbir şey, siz devam edin,” dedi ve kapıyı kapattı.

“Çatlak ya!” dedim. Kaan ise ağzında bir küfür savurdu.

“Hadi aşağı inelim,” dedi ve aşağı indik.

Doğu, telefon ile konuşuyordu. Bizi görünce kapattı ve yanımıza geldi.

“Hazırsanız gidelim mi?” dedi.

“Hazırız, Poyraz’da bizimle gelecek sevgilisi ile, onları bekliyoruz,” dedi.

“Artık yengem olduğuna göre, ne zaman yeğenim oluyor?” dedi Doğu, halinden memnun şekilde.

“Ağzını kırdırtma!” dedi.

“Yenge, yeğen istiyorum çok mu göreceksiniz bana?” diye sordu.

“Çok istiyorsan kendin yap! Biz yeğen severiz,” dedim.

“Yalnız olduğumu yüzüme vurmaya gerek yoktu,” kırgın bir sesle dedi.

Yok, bu çocuk normal olamaz!

Kapı çalındı Derin ve Poyraz geldi. İkisine ayrı ayrı sarıldım.

“Merhaba!” dedi, Derin

“Hoş geldiniz!” dedi Doğu.

Poyraz ve Kaan birbirlerine farklı bakıyorlardı, aralarında başka bir şey olduğuna inanıyorum.

Kaan’ın koluna dokundum. Bana baktı ve “Sen benimle gel!” dedi. Başımı sallayarak onayladım.

Ben ve Kaan aynı arabaya bindik. Doğu, Poyraz onlarla birlikte gelecekti ve başlasın yolculuk.

 

 

Loading...
0%