Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@korelimmoments

Bodrum seansından sonra dağıldık. Aramızda sözcüklerle ifade edemeyeceğim bir takım gerginlikler vardı, ansızın başlayıp biten… Bu gerginliklerin sebebi benim Güney’in yanında heyecanlanmam da olabilirdi Güney’in beni bu evde istememesi de…

Kısa bir süre sonra odamdaydım. Bodrum katını gözlerimin önünden tekrar tekrar geçiriyordum. Güney’in kokusunu yeniden ciğerlerimde hayal ediyordum ve o aslında görmek istemediğim fotoğrafları gözümün önünden yeniden geçirip duruyordum. Bu şekilde belki bir saattir odamda, yatağımdaydım. Dışarıdan bakan biri tavanı izliyorum sanabilirdi ama fotografik hafızası olanlar için tavanlar bile bir işkenceydi. Gözlerimin önünden tekrar ve tekrar o havalı kızın güzelliği ve Güney’e inanılmaz derecede yakıştığı fotoğraflar geçip duruyordu.

Evet, şimdi neredeydik? Son bir haftadır Güney’le karantinadaydım ve hayatıma yeniden başlayabileceğime dair bir yalancı hisse kapılmıştım. Bu hisse kapılmamdaki en büyük sebep Güney’in karmaşık sinyalleri ve doğal erkeksi karizmasıydı. Güney’in hayatında biri vardı, bu da beni Güney’den etkilenmemeye yani bir hafta önceki Miray halime geri götürüyordu. Sevgilisi ve en yakın arkadaşıyla aldatılmış, arkadaş ortamı mahvolmuş, karantinadan dolayı amfiye bile gidemeyip derslerine online giren ve hobilerinin tam olarak ne olduğundan beri emin olmayan kafası karışık kız halime geri dönmüştüm. Hayatımda resmen ama resmen hiçbir şeyi değiştiremiyordum ve sanki hayatım üzerindeki kontrolümü yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştım.

Geçen sene bir düzenim vardı. Sabah erken uyanmak için sebeplerim, dışarıda bir sosyal hayatım vardı. Uyanıp hafif yürüyüş yaptıktan sonra duş alıyordum. Uzun, çikolata kahvesi saçlarımı iri iri maşalıyordum. O zamanda saçlarım bile sanki mutluluktan bir başka parlıyordu. Neyse… Harika makyajlar ve kombinler yapıp arabama atlıyordum ve hayata kavuşuyordum. Yolda giderken kahvemi almak için aynı dükkanın önünde duruyordum ve bana her gün kahvemi istediğim gibi vermesini beklerken orada çalışan genç adama gülümsüyordum. Bazen dans gecelerine katılıyordum. bazen haftasonları İstanbul’a ya da yakınlarda başka bir yere tatile gidiyordum. Çok şey yapıyordum yani özetle ve bunların hepsinden keyif alıyordum. Kişisel bakım için bile bir rutinim vardı: Kuaför, tırnakçı, cilt bakımı, alışveriş… Derken zaten bir kaç hafta sonra başa dönüyordum. Şimdi ise kaybolmuş gibiydim. Hayatıma benden başka insanların böylesine olumsuz bir müdahalesinin olabilmesi beni şoka sokmuştu. Büyümek böyle bir şey miydi? Büyümek sürekli yeniden başlamak ve umudunu hiç kaybetmemek için hayata sürekli umutla sarılmaya çalışmak mıydı? Ya bir gün son kalan umutlarım da tükenirse ne yapacaktım? Benim gibi böylesine refah içine doğmuş, her zaman ailesi tarafından desteklenmiş, doğuştan şansı bir kız bile böylesine bocalayıp bunalıma, hatta bir saniye depresyona sürükleniyorsa diğerleri nasıl başa çıkıyordu ki?

Bu düşünceler bana babamı aramayı hatırlatmıştı.

“Alo, babacım sesiniz çıkmıyor annemler neler yapıyorsunuz bakalım.”

“Kızım Antalya’ya geldik Remzi abinleri görmeye. Biraz da balık yer haftasonunu geçirir döneriz diye düşündük, sen nasılsın babacım?”

“İyiyim babacım, annemle zaten her gün mesajlaşıyoruz ama seninle konuşamadık diye bir arıyım dedim.”

“İyi yaptın kızım, Güney’de kalıyormuşsun diye duydum Selim amcandan.”

Ne! Güney’de kaldığımı neden duydular ki? Onları ilgilendiren bir durum yoktu. Aşırı yardıma muhtaç bir çocuk gibi görünecektim ailelerimizin gözünde! Of…

“Evet baba, evde çok sıkıldığımı fark ettim değişiklik olsun diye Güney’de kalıyorum şimdi. Annemi verir misin telefona babacım.”

Kısa bir süre sessizlik oldu, babam telefonu anneme uzatırken ben de ona bu durumu nasıl soracağımı düşünüyordum.

“Efendim annecim.” dediğinde yanıt vermek için Güney her neredeyse duymasın diye biraz fısıldamam gerekmişti.

“Anne, Güney’de kaldığımı nasıl oldu da herkes duydu ya, ben böyle kimseye söylememiştim ki!”

“Bilmem kızım Güney söylemiştir belki de Selim amcana.” derken annemin sesi konuyu umursamamış gibi geliyordu.

“Anne anlamıyorsun, Güney aşırı ketum biri sence böyle önemsiz bir şeyi babasına söyleme ihtimali var mı iyi düşün annem birtanem.”

İkimizin ortak ama sessiz bir kararla verdiği kısa bir sessizlik arası sayesinde sanki aydınlanmıştık. Güney’in babası ya da ailesinden birileri Güney’i takip ettiriyordu.

Loading...
0%