@kutsalmavi
|
Herkesin gitmek için bir sebebi vardır.Sebebi vardır ama gidecek bir yeri yoktur.Ne zaman bir yer bulursa koşarak uzaklaşmak ister oraya.Benimde gitmek istediğim sebeplerim oldu fakat ne bir yerim oldu ne de geride bırakmaya kıyabileceğim insanlar.En sonunda üniversiteyi bir çıkış kapısı olarak düşünmüş ve sonunda şehir dışında okumaya karar vermiştim.Ne kadar Buğra'nın üzerime titremesi hoşuma gitsede bazı zamanlarda sıkılma noktasına geliyordum.Kaçış mıydı bu bilmiyorum ama bir süre yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. ........ Bir haftadır evde bir telaş havası almış başını gidiyordu.Komşu teyzeler en sevdiğim börek çöreklerinden yapıp her gün kapımızı tıklatıyorlardı.Sağolsun bir kaçı da orada yemek derdim olmasın diye buzluktan çıkardıklarını bile getirmişlerdi.Yarın yola çıkacaktım ve hiç tanımadığım bir şehirde hiç tanımadığım insanlarla dört sene beraber geçirecektim.Bir hafta öncesinde arkadaşlarımla da son kez görüşmüş bu son zamanlarımı annem ve Buğra ile geçirme kararı almıştım ama beyefendi beni bırakıp arkadaşlarıyla görüşmeye gitmişti.Aslında hepsi çağırmıştı beni ama daha fazla vedalaşmaya gücüm yoktu.Birde Buğra bana göre daha şanslı bir çocuktu tüm yakın arkadaşlarıyla aynı üniversiteyi kazanmıştı.Hepsi birbirinden farklı bölüm fakat aynı üniversite.Aslında baktığınızda gurbete giden tek bendim.Buğra,Alican,Sinem,Emir,Tuba,Mert ve Melis hep beraber gidiyordu.Lisenin ilk yılından beri birliktelerdi.Dostlukları olsun,aşkları olsun herkesi kıskandıracak derecedeydi.Birde bilmedikleri bir şehire aynı anda gidiyorlardı.Tabi Buğra yine sap gibi kalmıştı aralarında.Fakat biliyordum ki gerçek aşkını orada bulacaktı.Üstelik bu da fazla zamanını almayacaktı. Evdeki misafirler yavaş yavaş gitmeye başlayınca annemin hatırlatmasıyla beraber dedemlere gitmeye karar verdim.Bizden birkaç sokak ötede oturuyorlar.Çocukluğumun geçtiği sokaklar. 9 sene orada yaşadık biz hayatımızın ilk anı dediğimiz her anı o sokaklarda geçmişti.Ne zaman bu sokaklardan geçsem aklıma o anılar geliyor ve gözlerim istemsizce dolmaya başlıyordu bile.Bunları düşünürken elimde tutmuş olduğum telefonla sonunda kimi aramam gerektiğini hatırlamış ve hızlı bir şekilde Buğra'yı aramaya koyulmuştum.Buğra ile konuşup haber verdikten sonra,yavaş adımlarla eski apartmanımın önüne gelip zile bastığımda iki dakika sonra kapı açılmıştı.Koşar adımlarla yukarı çıktığımda kapının açılmış ninemi karşımda görmüştüm.Hemen boynuna atlayıp "Ninemmmm" diye sıkı sıkı sarıldım ona ah Anadolu kokulu ninem benim.. "Kuzum hoş geldin nerede o eşek sıpası gelmedi mi " dedi. "Hemende Buğra'yı sorun zaten "diye trip atar bi şekilde konuştumda dedemin saçlarımı okşadığımı farkettim. Bu iki çılgın aşığıda çok seviyordum.Evet 70 yaşında olmalarına rağmen birbirine olan aşkı ilk günkü gibi taze.Kıskandırılacak derece de üstelik. Leyla ile Mecnun,Aslı ile Kerem vs. halt etmiş yanlarında. Onların aşk dolu bakışmalarına hayran hayran dalarken dedemin "Hadi balkona geçelim"dediğini duydum.Birlikte balkona geçip havadan sudan konuştuktan sonra Buğra teşrif etmişti ortamımıza. Biraz sohbet edip birkaç nasihatla beraber eve doğru yol almaya başlamıştık. Buğra hala çatık kaşlarla etrafı süzmeyme devam ediyordu.Kızmıyordum,kızamıyordum ona.Neden böyle çok iyi biliyordum çünkü.Eve vardığımızda son kontrolleri yapıp bir saatte annemle oturduktan sonra yarın sabah erken kalkacağım aklıma gelmiş ve annemle Buğra'yı öpüp odama doğru ilerledim.Pijamalarımı da giydikten sonra son bir kez daha yatağımın içine girmiş yastığın soğuk tarafına geçmiştim bile.Gözkapaklarım benimle inatlaşırken odanın kapanıp açılma sesinden sonra Buğra'nın giriş yaptığını anlamıştım.En son hatırladığım yanağıma kondurulan küçük bir "buse"idi. 06.00
|
0% |