@lavinia_x21
|
KARACA'DAN
Gözlerimin ardı sızladı. "Nasıl olur da annem ile tecavüz kelimesini aynı cümlede kullanırsın!" Diye haykıran da bendim.
Evet ona tokat atmamı sağlayan bu cümle oldu .
"Annem ile ilgili ben bile kendi içimde konuşmazken sen kimsin de konuşabiliyor sun? Hemde o kelimeyle birlikte !"diye bağırmaya devam ettim.
Yüzünü yavaşça bana doğru döndü.
Gözlerimin dolduğunu görünce Sinirli halinden eser kalmadı. Onu böyle birden değiştiren ne bilmiyorum ama gözlerine pişmanlık doldu.
"Ben canını yakmak istemedim, özür dilerim. Sadece sen benden şüphe edince birde-"
"Kapat çeneni!" Diye bağırınca cümlesi yarım kaldı.
"Senin annen veya baban yanında olabilir ve benimki de yanımda olmayabilir. Kim olursa olsun acı olan gerçekleri sırf boktan bir mevzu için sana inanmıyorlar diye insanların yüzüne vuramazsın!"
İşaret parmağımı yüzüne doğru sallayıp
"sakın! Bir daha annemin adını ağzına alma! Seninle işim bitti, ne istiyorsan yapacağım dedim diye sakın haddini aşma ve bir daha karşıma çıkma" diyip onu pişmanlığı ile baş başa bırakmak için yanından kayıp kapıya doğru yürüdüm.
Tam kapıyı açacağım zaman " benimde yanımda değiller" diyen kısık sesini duydum.
Elim kapıda ona arkamı dönmüş bir şekilde duruyordum. Belki dönüp ona bir şey söylememi bekledi ama kapıyı açıp çıktım odadan.
Hayır kimse benim zayıf bir noktamı öğrendi diye haddini aşıp, canı sıkıldı diye yüzüme karşı konuşamaz!
Bu MİR ZEMHERİ bile olsa.
Hızlı adımlar ile yürüyüp, kimsenin yüzüne bakmadan araba ya binip yola çıktım.
Nereye gideceğimi bilmiyorum ama kimseyle konuşmak istemiyorum. Bu halde eve gidemezdim, biliyorum sinirli halime aldanmayıp birşeyler anlamak için konuşmaya çalışacaklar ve bu durumda kalplerini kırmak istemiyorum.
Araba da melodi sesi duyulunca açıp telefona baktım. Karan arıyordu.
"Efendim" diyip açtım.
"Abla, neredesin?" Diye sordu meraklı bir sesle,
Sorusunu es geçip "birşey mi oldu?" Diye sordum.
"Hayır bişey olmadı kimseyle konuşmayıp çıkınca, merak ettik evdemisin hemen geliyoruz" dedi.
Derin bir nefes alıp " karan eve geçin ve beni beklemeyin bi süre buralarda olmayacağım" dedim.
Kafamı toparlayıp düşünmem lazım. O piç kurusu elbet yanlız olduğumu öğrenince ortaya çıkacak.
"O ne demek abla? nereye gidiyorsun bizde gelelim bak giderken iyi degildin bir şey varsa-"
"Yeter!" Diye sert bir şekilde cümlesini böldüm.
"Benim de bir hayatım var! Biraz yanlız kalmak istiyorum. Beni de düşünüp biraz kendime zaman harcamama izin verin. Herşeyi bilmek zorunda değilsiniz! Size bağlı yaşamıyorum ben!" Deyince bı süre sessizlik oldu.
Kahretsin!
Kalplerini kırmamak için evden uzaklaşacaktım, uzaklaşmadan daha beter bir şekilde kırdım.
Nasıl böyle konuşurum onunla, elbette onlara bağlı yaşıyorum, benim bütün hayatım onlar.
Pişman olup "karan ben-" dediğim zaman arkadan " Haklısın abla özür dileriz, biz böyle düşünmemiştik, karan fazla merak ettiği için üstüne geldi" diyen berenin acılı sesini duydum.
Telefon hoparlörde olmalıydı. Ne yaptım ben, nasıl onları böyle kırarım eve dönünce herşeyi anlatacağım onlara.
"Bı süre burda olmayacağım. Birbirinize dikkat edin. Ve özür dilerim" diyip telefonu kapattım.
Dikiz aynasından arkaya baktığımda yanılmadığımı anladım.
Biliyordum beni takip ettirdiğini, piç kurusu! Yola çıktığımdan beri takip ediliyorum.
Ortaya çıkmasını zaten bekliyordum ama bu kadar erken beklemiyordum.
Son aramalara girip hemen duru'yu aradım ikinci çalışta,
"karaca nerdesin ve nasıl kardeşlerin ile öyle kırıcı konuş-" cümlesini bitirmesine izin vermeden " kimsenin olmadığı bir yere geç ve beni dinle" dedim.
Oda orda olmalıydı ki şasırıp nasıl o kelimeleri kullandığımı merak ettmiş.
Arkadan adım sesleri gelince uzaklaştığını anladım." Karaca sorun ne, neler oluyor" diye sordu telaşlı bir şekilde. Birşey olduğunu anlamış olmalı.
Arkayı tekrar kontrol ettiğimde hâlâ takip ettiğini gördüm. Derin bir nefes alıp,
"Duru, o piç ortaya çıktı ve takip ediliyorum, biraz dan önümü keserler büyük ihtimalle çünkü bir değil tam 3 araba beni takip ediyor!" Dedim.
Evet tam 3 araba gelmişlerdi.
"Ne!" Diyen duru' nun çığlığı ile arkaya bakmayı bırakıp yüzümü buruşturdum.
Bu kızın sesinin voltajı kaç böyle , sağır oldum resmen!
"Karaca konum at bana hemen geleceğim, çabuk ol!" Diyen endişeli sesi ve arkadan gelen tıkırtı sesleri ile hazırlanıyor olmalı.
"Hayır" dedim.
"Ne demek hayır, herkesi toplayıp oraya geliyorum, anlamıyormusun seni yaşatmaz!" Diye bağırdı.
" Duru bu iş bu sefer bitecek. Ya o ya da ben anladın mı, bıktım artık kardeşlerimi sürekli saklamaktan, bereni herşeyden uzak tutup hayatını yaşamasına izin verememekten!" Diye bende bağırdım.
Arkadan bı hıçkırık sesi gelince ağladığını anladım, burdan dönmeyeceğimi biliyor.
Tekrar arkamı kontrol edip daha sakin bir şekilde konuşmaya başladım.
" Duru, kardeşim benim, artık dönemem, karan ,beren ve Ferman babaya bişey söyleme. Eğer dönmez isem-"
"hayır karaca lütfen böyle konuşma!" Diyip ağlayarak sözümü kesti. Sesi boğuk geliyordu, büyük ihtimal ile eliyle ağzını kapatıyor olmalı.
"Duru beni dinle ve sakin ol! Onlar sana emanetler. Zaten onları çok sevdiğimi biliyorlar ama sen yinede bana bir şey olursa bunu onlara hep hatırlat. Ve seni de çok seviyorum, lütfen kendinize dikkat edin. Sana söz veriyorum. Elimden geleni yapacağım size dönmek için ama eğer dönmez isem başımdaki belayı da size bulaştırmadan kendimle birlikte götüreceğim." Dedim.
Ve gözlerimi zorlayan yaşlar tek tek firar etti yuvalarından.
"Karaca" dedi duru nefes bile almadan ağlayarak. Arkadan sağ tekere bir el ateş edildi.
Kurşun sesi duruya da gitmiş olacak ki, "karaca!!" Diyen haykırışını duydum.
Daha fazlasını duymaması için telefonu kapattım. Her şey daha yeni başlıyor. Arabalardan biri hemen önüme geçince diğer iki araba da sağ ve sol taraftan çembere aldılar beni, kaza yapmamak için sert bir şekilde frene basıp durdum.
Adamlar hemen arabadan inip bana doğru geldiler, emniyet kemerimi söküp bende arabadan indim. Bir kaç saniye hepsinin inmesini bekledim, tam 10 adam vardı.
𝗛𝗮𝗱𝗶 𝗮𝗺𝗮 𝗯𝗶𝘇 𝗯𝘂𝗻𝗹𝗮𝗿𝗹𝗮 𝗻𝗮𝘀ı𝗹 𝗯𝗮ş 𝗲𝗱𝗲𝗰𝗲ğ𝗶𝘇!!
Diyen iç sesime yine de içimden cevap verdim.
"Belki tek tek gelseler di baş ederdim ama bunu biliyor olmalılar ki birden geldiler"
Hepsi birden silahını bana doğrultunca yerimde kaldım. Torpido da silahım vardı ama onlara karşı şansım yoktu.
𝗢 𝗽𝗶𝘀𝗹𝗶ğ𝗶 ö𝗹𝗱ü𝗿𝗺𝗲𝗱𝗲𝗻 ö𝗹𝗺𝗲𝗸 𝗼𝗹𝗺𝗮𝘇 ş𝗶𝗺𝗱𝗶!
İç sesime ilk defa katılıyorum.
İki adam kollarımdan tutunca, karşımdaki adam " baban seni çok özlemiş, onu ziyaret etmeni istedi" diyip arkamdaki adama bı baş hareketi yaptı . En son hissettiğim şey ensemde şiddetli bir ağrı oldu.
Ve gözlerim kapanmadan önce duru, karan, ferman baba ve bir çift gri gözün hayali oldu.
Bu bölüm biraz kısa oldu ama telafi edeceğim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...🤍⌛
|
0% |