Yeni Üyelik
10.
Bölüm

KURŞUN

@lavinia_x21

MİR' ZEMHERİ'DEN

 

Karaca, karşımda canı yanmasına rağmen tek bir damla göz yaşı dökmeden çenesini dik tutan kadın.

 

Anlamıyorum, ailesi burda ona işkence ettikleri için "yapmayın" diye kendini parçalayıp haykırırken, o sadece "kimseye yalvaramazsınız" diye haykırıyordu.

 

Acısı umrunda değildi. Tek düşündüğü şey ailesinin acı çekmesine rağmen güçlü durmasıydı.

 

Şüphesiz ona duyduğum en büyük duygu hayranlık ve gururdu. Güçlü, kendi hırsına yenilmeyen, fedakar, sevgi dolu, ailesi için bir aslana dönüşen bu kadın. Kimsenin kolay kolay içinde barındıramadığı bütün duyguları birden kuşanabiliyordu.

 

O piç kurusu ona dokunduğu zaman nasıl irkildiğini gördüm. İçimde kontrol edemediğim bir duygu bağırmama sebep oldu.

 

Ona acı veriyorlardı. Benim ise etimi lime lime doğruyor, sonra tuz basıyorlardı sanki.

 

Canım yanıyordu. Acısını belki herkes görüp hissederdi ama benim kalbim paramparça oluyordu.

 

Görüyorum, canının nasıl yandığını ama güçsüz görünmemek adına tek kelime bile etmemesini.

Sanki ağzını açsa canının acısını belli edecekmiş gibi ailesi parçalanmasın diye sadece arada bir kendini sıkarak konuşuyordu.

 

Ona vurmaya başladıkları zaman sırtımda onda olan kırbaç izleri oluştu. Acısını yakından hissettim.

Onları geberteceğim ona vuran ellerini paramparça edeceğim.

 

Tam vaktinde.

 

Telefonum çaldığında tahmin ettiğim şey için olmasını o kadar çok istedim ki. Açtığım zaman aldığım cevap sayesinde içime su serpildi, evet geç kalmıştım canını yakmışlardı ama daha fazlasına engel olmak için ona yemin edip, içim yana yana olduğum yeri terk ettim.

 

Evet yerini bulmulmuşlardı. Hızlı adımlarla salondan çıkarken Alperin arkamdan geldiğini biliyordum ama duru' nun geldiğini arabaya bineceğim zaman farkettim.

 

"Sen nereye!" Dedim sert bir şekilde.

 

"İstediğini söyle, bende geleceğim. Kardeşimi orda bırakmam. Merak etme dövüşmeyi de silah kullanmayı da karaca bana öğretti yani kendimi koruyabilirim" diye telaşla beni ikna etmeye çalıştı.

 

Normalde izin vermezdim ama onun da acısını görebiliyorum ve kendini koruyabileceğini de.

 

O yüzden, Alper' e dönüp,

 

"Bütün adamları topla. Tek bir hata istemiyorum ve hepsini sağ istiyorum. Etkisiz hale getirin ama öldürmeyin. Hepsi ile kendim ilgileneceğim." Dedim.

 

Alper kafasını aşağı yukarı sallayıp beni onaylayınca duruya döndüm,

"Dikkat et! Bi de sana göz kulak olmayalım. Başına bişey gelirse karaca ile sen uğraşırsın" dedim.

 

Tebessüm edince dönüp arabaya bindim.

 

"Benimle geliyorsun." dedim.

Beni onaylayıp yanıma oturunca arabayı çalıştırdım.

 

Kendim kullanacaktım. Sabrım zaten yokken şoföre "daha hızlı" diyip bağırırsam sürekli, korkup kaza yaptırabilir. Zaten arkamdan 10 araba adam geliyordu.

 

İçimden sürekli "seni kaybedemem" diyip daha da hızlandım.

 

Ama unuttuğum şey sesinin bilmem kaç derece yüksek olduğunu bilmediğim duru' du.

 

Siktir! Bu kızdan nasıl bu ses cıkar.

 

Artık duru bayılma noktasına gelip, sürekli "Alper ile gidebilirdim" diyip bağırsa da karaca için büyük sabır gösterip tahammül ettim.

 

Gerçi bı ara öyle bir çığlık atmıştı ki araba hala hızla giderken kapıyı açıp "bı daha bağırırsan seni hiç düşünmeden aşağıya atarım" diye tehtid edip yerine sinmesine sebep olsam da büyük bir sabır dı benim için.

 

Sonunda da Yaklaşık 40 dakika sonra büyük eski bir deponun önünde durunca, duru' ya dönüp,

 

"Dikkat et" diyip torpidoyu gösterdim. Hemen ordaki silahı alıp sıkı sıkı tutunca arabadan indim. Bütün adamlar da benimle birlikte arabadan inince Alper, ben ve duru' nun yanina geldi.

 

Ona dönüp, "dikkat et, bi gözün üstünde olsun" diyip duru'yu gösterdim.

 

Beni onaylayınca duru'yu arkasına alıp etrafa göz kestirdi.

 

Deponun etrafında bir kaç tane adam vardı sadece. Adamlara işaret verince silahlarına susturucu takıp deponun etrafını çevirdiler biz biraz uzakta durduğumuz için karanlık yerde kalıyorduk ve bu gizlenmemize sebep oluyordu.

 

Daha fazla dayanamayıp depoya doğru temkinli adımlar ile ilerledim.

 

Adamlara işareti tekrar verdiğimde susturucu silahlarıyla sadece etkisiz hale getirdiler.

 

Onlara kolay ölüm yaşatmayacağım.

 

Önümüz tamamen temizlendiğinde kapıya kadar geldim. İçerden Karaca'nın kardeşlerinin haykırışı hala devam ediyordu.

 

Yavaşça kapıyı açıp baktığımda, benim vurgun olduğum kadının ensesine soğuk bir namlu dayamışlardı.

 

Tam vaktinde geldiğim için Allah'a binlerce şükür ettim.

 

O hayatta, onu kaybetmedim.

 

Adam silahın emniyet kilidini açınca içeriye doğru bir adım atıp ondan önce silahı ateşledim. Silahı tutan elinin omuzundan vurdum.

 

En çok o acı çekecekti. Yeminim var.

 

Silahı ateşledim gibi ekrandan deli gibi çığlıklar koptu ama aynı zaman da ekran da kapandı.

 

Adam inleyip silahını düşürünce herkesin gözü beni buldu.

 

Ama benim kalbimin hızlanmasına bir çift zifiri göz sebep oldu.

 

Adamlar birden bana dönünce onu bırakmışlardı. Ayaklarında derman kalmamış olacak ki yere düşmüştü. Saçları yüzüne dağılınca güzel yüzü kendini benden mahrum etti.

 

Ama "MİR" diyen fısıltısını duyunca kalbim şaha kalktı.

 

KARACA' DAN

 

 

"MİR" dudaklarımdan dökülen bir isim beni daha önce hiç mutlu etmemişti.

 

O burda, gelmişti. Benim için mi.

 

𝙆𝙖𝙧𝙖𝙘𝙖 𝙗𝙚𝙣 𝙗𝙚𝙣 𝙗𝙪 𝙖𝙙𝙖𝙢𝙙𝙖𝙣 𝙖𝙧𝙩ı𝙠 ö𝙡𝙨𝙚𝙢 𝙙𝙚 𝙫𝙖𝙯𝙜𝙚ç𝙢𝙚𝙢! Ç𝙤𝙠 𝙝𝙖𝙫𝙖𝙡ı 𝙗𝙞𝙧 𝙜𝙞𝙧𝙞ş 𝙤𝙡𝙙𝙪 𝙗𝙪.

 

İç sesim her zaman ki gibi yine mir' i görünce kudurduğu için bişey demedim. Alıştım sayılır.

 

Adamlar beni birden bırakınca yere düşmüştüm. Saçlarım yüzümü gizlediği de kaşlarını çattı ama adını fısıldayınca çatık olan kaşları biraz düzeldi.

 

O burdaydı. Benim için gelmişti.

 

Ortalık birden mahşer yerine dönünce yerimden kıbırdamadım. Yakaşık 10 dakika sonra farkettiğim şey ise Mir' in adamları öldürücü yerlere vurmamaya dikkat ediyordu. Sadece silahlarını düşürmelerine sebep olacak yerlere vuruyorlardı. Sebebini anlamadım ama üstelemedim de.

 

Ve en önemlisi duru, şuan içeri girdi ve "KARACA"diye bağırmaya başladı.

 

𝗔𝗹𝗹𝗮𝗵 𝗶ç𝗶𝗻 𝗼𝗻𝘂𝗻 𝗯𝘂𝗿𝗱𝗮 𝗻𝗲 𝗶ş𝗶 𝘃𝗮𝗿!

 

Beni gördüğü gibi yanıma doğru koşmaya başladı. Alper arkasından onu korumaya çalışıyordu. Büyük ihtimalle gelmek için herşeyi yaptı.

 

Yanıma geldiğinde beni kaldırmadan sımsıkı sarıldı bana" iyimisin, karaca bişi şöyle iyimisin" diye otomatik bir şekilde konuşmaya başladı.

 

Farkında değildi ama her saniye daha sıkı sarılıyordu. Bu yüzden sırtıma deyen elleri yüzünden inledim. Hemen geri çekilip endişeli gözleri ile yüzüme baktı.

 

Üstümde sadece bir sütyen olduğu için Arkama geçip kolaylıkla yaralarımı gördü.

 

Bi kaç saniye sonra hıçkırık sesi duyduğumda ağladığını anladım.

 

Ona doğru yavaşça dönüdüğumde ıslak gözlerini gördüm, gülümsedim.

 

"Sorun yok" dedim kısık bir sesle.

 

"Karaca"diye fısıldayıp yüzümün her yerini öpmeye başladı.

 

"Çok korktum, seni kaybedeceğim diye, sana bişi oldu, biz yanlız kaldık diye çok korktum" dedi ağlayarak.

 

"İyiyim, sizi yanlız bırakmıyacam" dedim.

 

Üstündeki kapşonlu ceketi sırtıma dikkat ederek bana giydirdi ve önünü kapatti.

 

𝗥𝗮𝗵𝗮𝘁𝗹𝗮𝗱ı𝗺, 𝗯𝘂𝗻𝘂 𝗶𝘆𝗶 𝗮𝗸ı𝗹 𝗲𝘁𝗺𝗶ş.

 

Kollarımı dikkatlice ona doladığımda, oda sırtıma dikkat edip yüzünü boynuma yerleştirdi.

 

Alper gil şuan zorlanıyordu çünkü. Hala bizi izleyen Ahmet denen piç kurusu kahkaha attıktan sonra nerden çıktıklarını anlamadığım bı sürü adamın ortaya çıkmasıydı.

 

Duru da gelen adamları farkettiğinde kafasını boynumdan çekiti ve yanında duran silahı eline alıp beni dikkatlice ayağı kaldırdı.

 

Bir eliyle ateş edip, bir eliyle de beni güvenli bir yere götürmeye çalıştı.

 

Elime belinden çıkardığı bir silah tutuşturdu.

 

İstemesem de yanımdan ayrılıp Alper' e biraz uzaklıkta olan bir mesafeye geçti. Ona güveniyordum çünkü ben ne kadar dövüşte iyi olsam da oda silah kullanmakta çok iyiydi.

 

Kaç dakika geçti bilmiyorum ama bende kendimi toparlayabildiğim kadar ateş ediyordum.

 

Duru'nun mermisi bittiği için silahını yere attı.

 

Alperinde bitmiş olacak ki o da yere attı silahını, ve bu sefer dövüş seansı başladı.

 

Alper yerine gizlenip onun önünden geçen adamın eline tekme atıp silahın yere düşmesini sağladı.

 

Sonra adamın yakalarından tutup kendine çekince, benim bile burnumun ağırmasına sebep olacak bir kafa attı.

 

Adamı öyle bir dövmeye odaklanmıştı ki arkasından gelen adamı farkettmedi.

 

Daha ben ona seslenemeden nereden çıktığını bilmediğim duru, adamın arkasından sırtına atlayıp saçlarını çekemeye çalıştı. Sonra adamın kafasını ısırıp, " siz kimsiniz ulan ha, siz kimsiniz de benim arkadaşımı kaçırıp işkence etmeye çalışıyorsunuz. Ben adamı ne yaparım biliyormusunuz siz" diyip bağırmaya başladı.

 

Adamda onunla birlikte acı içinde bağırınca sırtından inip kendine çevirdi. Sonra yüzüne sağlam bir yumruk atıp yere düşürdü.

 

Üstüne oturup yumruk atmaya devam ederken hala "işte adama böyle yaparım" diye bağırıyordu.

 

Ben ve Alper şaşkın bir şekilde onu izliyorduk.

 

Alperin yüzünde oluşan tebessümü o görmedi ama ben gördüm. Sonra duruya yaklaşıp ölmek üzere olan adamın üstünden belinden tuttuğu gibi kaldırdı.

 

Hala adamlara saldırmaya çalışıyordu ama Alper bı daha kucaklarına oturmasını istemiyor olmalı ki,

"kucaklarına oturup durma" diye kızıp tutmaya çalışıyordu.

 

Silah sesleri azalınca,

 

Kafamı çevirip mir'e baktım, iki elinde silah iki kişiyi daha indirdi.

 

Bir kaç dakika sonra silah sesleri kesilince,

Oda kafasını bana çevirip baktı, derin bir nefes aldıp bana doğru yürümeye başladı.

 

Tebessüm ettim, çok geçmeden o da bana karşılık verdi.

 

Bugün benim için buraya geldi. Beni kurtarmak için. Ona can borcum var artık. Attığım tokat yüzünden pişmanlık her zerremi acıtırken ona haksızlık ettiğimi anladım. Evet bir yanlışlık olmuş olmalı ama o gerçekten de istediğini yapabilecek bir adam.

 

𝗩𝗲 𝘆𝗮𝗸ışı𝗸𝗹ı 𝗮𝘆𝗻ı 𝘇𝗮𝗺𝗮𝗻𝗱𝗮 𝗸𝗮𝗿𝗶𝘇𝗺𝗮𝘁𝗶𝗸 𝗯𝗶𝗱𝗲 𝗴𝘂ç𝗹ü!

 

Hala bana doğru yürürken aramızda az bir mesafe kaldı. Tebessümüm yüzümde dururken zor da olsa ayağı kalktım.

 

Ama tebessümü mü bıçak gibi kesen şey, onunda tebessümü' nü bıçak gibi kesmeye yetti.

 

Bir el ateş edilen ses.

 

Silah sesi.

 

Bir kurşun ama iki kişinin nefesini

kesen tek şey.

 

"MİR" diye attığım çığlık silah sesinden sonra depoda yankılanan ikinci sesti.

 

 

𝗕𝘂 𝗼𝗹𝗮𝗺𝗮𝘇!!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Oy vermeyi unutmayın ve yorumlarınızı benimle paylaşın lütfen⌛🤍

 

Loading...
0%