@laylaparadise
|
🌹Selam arkadaşlar. 🌹Karakterler hakkında yorumlarınızı bekliyorum... 🌹Bir de kitabı beğenip te , beğeni ve yorumlarını esirgeyen arkadaşlarım. 🌹Lütfen!!! Beğeni ile okuyor ve kitabı sevdiyseniz, oylama yapmayı unutmayın. 🌹Şimdiden anlayışınız için teşekkür ederim... ⭐Beğenmeniz dileği ile, 🌹 İyi Okumalar...
Kıkırdamamak için kendimi zor tuttum. Gözlerimiz tekrardan kesiştiğinde, göz kırpıp hemen önüme döndüm. Neyse ki Zümrüt teyze kahvaltı ile ilgileniyordu. Çaktırmadan Tuğrul'a baktığımda sanki yanakları pembeleşmişti. Hadi canım, hayatımda ilk defa utanan bir erkek görmüştüm. Gözlerime baktığında dudakları kıvrıldı. Bu adam sert görüntüsüne nazaran çok tatlıydı. İç çektim. Kahvaltı faslı bittiğinde Tuğrul çıkmıştı. Teyzemin söylediğine göre ,Fatih Sultan Mehmet'in en güvenilir savaşçılarından biriydi. Bu adamın, neden bu kadar kocaman ve heybetli olduğu da belli olmuştu. Evi hızlıca toparlayıp teyzemden izin alarak dışarı çıkmıştım. İzin almam çok zor olmuştu, lakin erken gelmem şartıyla izni kapmıştım Burası harika bir yerdi. Erkeklerin ve kadınların kıyafetleri,hanlar,sanki bir kitabın içindeymişim gibi hissettiriyordu. Biraz daha ilerlediğimde handan çıkmış, yemyeşil bir ormana gelmiştim. Çok sık ağaçlık olan bu orman, korkutucu dursa da aynı zamanda merak uyandırıyordu. Papatyalar ve gelincikler beni büyülemişti. Biraz daha ilerlediğimde gördüğüm göl ile ağzım açık kalakaldım. Aman Allahım!! Göl çok büyüktü ve her yerinde gelincikler vardı. Resmen büyülenmiştim. Her şeyi unutup soyunmaya başladım. Bu suya girmezsem ölebilirdim. Sadece kilodumla kalana kadar çıkardım. Saçlarımı serbest bırakarak, gölün soğukluğunu ayak parmak ucumla test ettim. Hemen girmeden gözüme ilişen gelinciği de kulak arkası yaparak göle hemen atladım; bu his harikaydı. Uzun bir süre yüzdükten sonra, birinin resmen kükremesiyle , çıplaklığımı unutup, belime gelen suyla hemen arkamı döndüğümde, Tuğrul'u görmemle şok geçirdim. Bunun ne işi vardı, Allah aşkına? Şok olmuş gözlerle yutkunduğunu gördüm. Baktığı yere baktığımda çığlık atmak istedim. Adam resmen göğüslerimi görmüştü. Panikle suya tekrar girdiğimde, oda kendine gelmiş olacak ki hemen arkasını döndü. Ah!! Gülüm ahh "Sen burada ne yaparsın hatun?" diye kükrediğinde, utancımdan kıpkırmızı olmuştum.Bir de başka adamların sesini duyduğumda, korku dolu gözlerle Tuğrul'a baktım. Hemen ormanın içerisine girerek gözden kayboldu. "Buradan ağalar!" Hızla ormandan çıkarak han pazarına, oradan da eve doğru ilerledim. Sanki arkamdan geliyormuş korkusuyla hızla kapıyı çaldım. "Teyzem başım çok kötü,ateşim bile var. Uyanmazsam beni lütfen hiç kaldırma," Arkamdan şaşkın bir şekilde baktığına emindim. Hızla odama gittim. Allah'ım, kafamı duvarlara vurmak istiyordum. Sınırlı sayıdaki kıyafetlerimden seçerken kapının hışımla açılmasıyla, hızla arkama döndüğümde Tuğrul'u cinayet işleyecekmiş gibi bir suratla görmeyi beklemiyordum. Kendime geldiğimde, kahretsin ki neremi kapatacağımı bilemedim.Tuğrul da böyle bir görüntü beklemiyor olacak ki, ne yapacağını bilemeden bakıp kalmıştı. Hışımla, Huzursuzca yatağa girdiğimde; ağlamak üzereydim. İç çektim. Ben şimdi ne yapacaktım? Çok utanıyordum. Ailem geldi tekrar aklıma. "Sizi özledim" dedim. Annemi, babamı ağabeyimi. Onlara çok ihtiyacım vardı. Bu düşüncelerle uykuya daldım. Akşam olmuş kapımın tıklanmasıyla, uyandım. Zümrüt teyze; "Kuzum hadi bir şeyler ye. Hem Han'ın orada Zinnet Hanım'ın kızı Fatma'nın da çeyiz görmesi var. Bir gidelim, gelelim ha kuzum" Çok iyi olurdu.Hem kafam da dağılırdı. Üstümü bir güzel giyindim. Dualarım kabul olmamış, Tuğrul sofrada gelmemi bekliyordu. İkimiz de gözlerimizi kaçırdık ve ikimiz de aynı anda kızardık. Şakamı bu Allah aşkına, beni iki defa çıplak gören o olduğu halde hem de. Şaşırdım.Yemeklerimizi sessiz bir şekilde yemiştik. Zümrüt teyze "Oğul" dedi.Tuğrul annesinin seslenmesiyle bakışlarını çevirdi. "Biz gızımla Fatma'nın çeyiz görmesine gidiyoruz hemi" dedi. Kaşları çatıldı ve üzerimi inceledi.Yerimde huzursuzca kıpırdandığımda hızla, "Ben sofrayı toparlayayım hemen çıkalım teyzem" dedim. Başını salladı merhametle. Hızla mutfağı toparlayıp,kendime de çeki düzen verdiğimde, Tuğrul bizi çeyiz bakmaya gideceğimiz eve bıraktı. Ev çok şirindi.Düğünü olacak kızın o kadar masum bir yüzü vardı ki, beni tanımadığı halde, gördüğü gibi sımsıkı sarıldı. "Hoş gelmişsin bacım." Buradaki insanlar çok cana yakındı.Benim kim olduğumu sorduklarında fazla yanlarında kalmayıp teyzemin anlatması daha münasip olduğunu düşünüp kızların yanına ilerledim. Çok hoş sohbetler ettik. Güldük ,hüzünlendik. Burada bazı genç kızların, daha acıları tazeydi. Sevdalandıkları adamları,cenk meydanlarında kaybetmişlerdi. Üzüldüm ama benim aksime onların gözlerinde gurur daha ön plandaydı. Yeni tanıdığım Bahar "Sen anlat bacım,kimsin kimlerdensin," dedi. Gözlerinde ne kadar belli etmesede huzursuzluk vardı. Anlam veremedim. "Sanane" dememek için kendimi zor tuttum. "Olsun emmi kızı,gardaş sayılır" Ne demek istediğini anlamıştım, lakin bu kızın içi çok kötüydü ve ben çoktan ayar olmuştum. "Aynı ana babadan doğmadık sonuçta," dedim. "Hadi guzum. Tuğrul gecikmeyin demişti kalkalım," dedi. Yola çıktığımızda Tuğrul kapıdaydı. Bu adamın işi gücü yok muydu Allah aşkına? "Guzumu çok beğendiler.Görürsünüz yakında eve görümlükler (görücü) gelir." Ağzım açık bakakaldım. Bu kadın beni evlendirecek miydi? Tuğrul kaşlarını çatarak anasına baktı, "Ne görümlülüğü ana? Kız daha yeni geldi.Hemen evlendirecek değilim," dediğin de sessizlik oluştu. Eve vardığımızda herkes sessizce odasına dağıldı. Aklıma takıldı, ben bu insanlarla ne zamana kadar kalacaktım ki? Yükte oluyordum. Ne yapmalıydım bilmiyordum. Ateş düştü kalbime. "Aslan"diye fısıldadım. Şu an ne yapıyordu? Gözümden bir damla yaş aktı. İç çekerek kendime gelmeye çalıştığım sırada kapım tıklatıldı. "Gülüm, uyudun mu?" Tuğrul'un sesiyle şaşırmıştım. Bu adam beni çıplak gördüğünden beri çekiniyordum. Ses verip vermemek arasında düşünürken tekrar tıklattı. Uyuduysam da uyanayım diye tıklatıyordu. Heyecan basmıştı. "Uyumadım." Sessizlik oldu bir zaman. Sonra, "Avluya gelesin söyleyeceklerim vardır." Merak ettim. Kendime çeki düzen vererek avluya gittim. Arkası dönüktü. Geldiğimi hissetmiş olacak ki, birden bana dönüp, "Gelinim ol dedi." Bana evlenme teklifinde mi bulunuyordu? Anlayamayan gözlerle baktığımda, "Evlenelim, gelinim ol," dedi. Şok olmuş gözlerle bakakalmıştım. O da bu sözleri söylerken rahat değildi anlamıştım. Yavaşça yanıma gelip, " Birbirimize alışana kadar, seni rahatsız etmem." Demek istediğini anlamıştım. Yanaklarım cayır cayır yanıyordu. Haklıydı. Ne olacağım belli değildi. Bu insanlara güveniyordum. Lakin ne yapacağımı bilmiyordum. Nefesimi tuttuğumu o an anladım. Ne yapmalıydım? Kararsız düşüncelerle dolu bir gece beni bekliyordu.Bunu anlamıştım."Hayırlısı"diye fısıldadım. Sadece "Hayırlısı"... . . |
0% |