Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@leggeroella

 

 

 

 

Ben binbir gecede kayboluyordum. Yaşamaya ve gülmeye çalıyordum. En çokta kalbimin varlığını hissettmeye çalışıyordum. Kalbim vardı. Deli gibi atan bir kalbe sahiptim. Yerinden çıkacak kadar atan , tüm vücudumu terleten bir kalbim vardı.

 

Vardı ama ağrıyordu. Kaldırmadığı acılar ağrıtıyordu. Yaşamak istemediklerim acıtıyordu. Kör olup görmek istemediklerim a

Ben yaşıyordum , ben vardım. Ama ben neden yok gibiydim? Neden herkes için görmezden gelinen , düşünceleri dahi önemli olmayan birisiydim? Ne kendim verebiliyordum cevaplarını ne de başkalarından alabiliyordum.

 

Ayaklarıma bağlanan taşlar beni olduğum yerden tek adım attırmıyordu. Ben kaldığım yerde duruyordum ve o ipler asla çözülmüyordu.

 

Etrafımda sözlerden oluşan bir duvar vardı ve ben bu duvarı geçemiyordum. Baskı vardı. Ve ben bu baskıda , her gün daha da çok boğuluyordum. Kendimi kurtaramıyordum. Zaten kimse , beni kurtarmakta istemiyordu.

 

Yaşadığım hayatın , en dibine düşüncelerim ile gömülüyordum sadece. Herkes için yok iken , düşüncelerimle gömülmek zor olmuyordu. Kimse görmüyor , bilmiyordu. Sadece yaşadığımı biliyorlardı. Nefes alıyordum bunu biliyorlardı. Gülüyordum buna artık ama ağlıyordumda.

 

Psikolojik savaşın içindeydim. Çıkamıyordum. Ölüyor gibi hissediyordum. Kalbimin ağrısı her gün daha da çok artıyordu ve ben durduramıyordum.

 

Ben ne yaşayabiliyordum , ne de var olabiliyordum. Bir bataklıkta adeta çürüyordum. Ve bu zihinsel bir çürümeydi. Aklımı kaybedecek kadar kötüydüm.

 

Bunun en büyük sebebi sevgisizlikti.

 

Sevgisiz bir çocuk olarak büyütülmüştüm. Ve büyüdükten sonra da asla sevgiyi bulamayan bir insan olarak yaşayacağımı düşünürdüm her zaman.

 

Ama ben sevgiyi bulmuştum ilk defa. Hissetmiştim. Hemde iliklerime kadar. İlk defa birisinin sevgisine maruz kalmıştım ve değişik hissetmiştim. Kalbimin ilk defa bu denli göğüs kafesime vurduğuna şahit olmuştum.

 

Kalbimin var olduğunu öğrenmiştim.

 

Kalbin bir duygu olduğuna inanmıştım.

 

Ama ilk defa aşkın var olduğuna şahit olmuştum. Aşk dillere destandı. Gönüllerin bir çiçeğiydi ya da kelebekleri. Beni heyecandan heyecana sürüklüyordu. Ve adeta heyecan beni boğuyordu.

 

Ben ilk defa var olduğumu hissediyordum.

 

Derin bir deniz kokusu çektim içime. Çünkü var olduğuma daha da çok inanmak için. Ayaklarım iskeleden aşağı sallanırken , gün batımı beni binbir duyguya sürüklüyordu. Değişikti. Romantik , heyecan verici ve iyileştiriciydi.

 

Ayak seslerini duydum ama başımı çevirmedim. Dalgalanan saçlarım yüzüme düşerken , sadece gün batımına bakıyordum ve hislerimi denizlerin dalgasına bırakıyordum.

 

Yanıma bir beden çöktü ve ayaklarını benim gibi sallandırdı. Kokusundan kim olduğunu anladım. Bir an öylesine huzurla doldum ki , kalbim yine hızlandı ve kendini belli etti.

 

"Nisan ayındayız." Dedi. Başımı ona çevirdim. Elinde ki Anemon çiçeklerini gösterdi. "Anemon çiçekleri çıkmış." Elinde ki , Anemon çiçeği destesini bana uzattı. Köklerinden tuttuğu beyaz Anemon çiçekleri çok narindi ve güzeldi.

 

Elinden aldım çiçekleri. "Teşekkür ederim." Dedim. Ona karşı utangaçtım. Ve bunu asla aşamıyordum. O benim için bir şeyler yaptığında şuan olduğu gibi kızarıyordum.

Anemon çiçeklerini burnuma doğru götürdüm. Ve kendimce kızaran yanaklarımı saklamaya çalıştım. "Hikayesini biliyor musun?"

 

"Hayır." Dedi. Yüzüme gelen saçlarımı parmak uçları ile geriye çekti. Öylesine yumuşak dokundu ki , hissetmedim bile denilebilirdi. Bu bile kalbimi hızlandırmaya yetti.

 

"Afrodit bir tanrıçadır, güzellik tanrıçası. Adonis ise bir ölümlüdür. Afrodit ve Adonis birbirlerine körkütük âşıktırlar. Birinin ölümlü, diğerinin ise bir tanrıça olması bu aşkın önünde engel olmaya yetmez." Dedim. "Fakat bir gün, Afrodit'in eski sevgilisi olan Ares gelir. Ares bir savaş tanrısıdır. Afrodit'in Adonis ile aşk yaşamasını istemez. Ve bir gün Adonis avlanırken onu öldürür. Afrodit koşar ama ne yazık ki yetişemez. Adonis artık bir ölüdür. Afrodit ne kadar ağlasa da bu gerçek değişmez." Ares'e ne kadar da kızmıştım öğrendiğimde. O yüzden yaralayıcı hikayeler arasındaydı bu hikâye benim için.

 

"Yazık olmuş Adonise." Dediğinde güldüm. Hikayeleri gerçekçi düşünürdü sürekli. Ve bu benim hoşuma giderdi. Hikâyelerin gerçeklik payı olduğunu düşünürdüm her zaman.

 

"Bir törenle sevgilisini ölüler diyarına göndermek için Adonis'e hoş kokular sürer. Onu sarıp sarmalar. Adonis ölmüş olsa da vücudundan dökülen kanlar ona sürülen kokuyla karışır. Bu güzel kokularla sarmalanan Adonis'in kanı yeryüzüne dökülür ve döküldüğü yerde Anemon çiçeği baş verir."

Bakışlarım denize döndü tekrar. " Demem o ki ; Anemon çiçeği, Adonis ile Afrodit'in imkânsız aşkını temsil eder. Kaybedilmiş aşkı, acıyı temsil eder."

 

"O zaman," Dedi Erdal. "Hikayesini biz değiştirelim mi?" Diye sorduğunda , yine saçma bir şekilde heyecanlandım.

 

"Değiştirelim." Dediğimde , elime uzandı ve tuttu. Onun teni beni iyileştiriyordu.

 

"Bu çiçek , bizim aşkımızı temsil etsin. Erdal ve Sare'nin aşkını. Deniz kenarında el ele tutuşurken , ellerimizin arasında olan çiçekler olsun. Temizliği ve saflığı temsil etsin." Dediğinde gülümsemem büyüdü. Bakışlarım ona tekrar döndü. Baş parmağı ile okşadığı elimin üstüne baktım. Sonrada gözlerine , yeşil gözlerine. Beni ölümlerden ölümlere sürükleyen gözlerine.

 

"Bizi temsil etsin , aşkımızı." Dedim. Bana yaklaştı , boş olan elini saçlarıma koydu yine. Rüzgârdan dalgalanan saçlarımı okşadı ve kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Sare." Deyişi beni benden alıyordu. "Seni seviyorum." Dedi. "Seni seviyorum Sare. Önce gün batımı , sonra bu deniz , sonra da bu anemon çiçekleri şahit olsun ki seni seviyorum." Dedi ve benim dünyam yine tepetaklak oldu.

 

Boğazıma sarılan ipler kendiliğinden çözüldü. Kalbimin ağrısı geçti. Nefes aldım ve bir kez daha var olduğuma inandım. Gözlerim doldu ve o bunu gördü. Beni gördü. Beni bir tek o gördü. "Bende seni," Dedim titrek bir sesle. Yaşadığım o güzel hissin yanında bir acı vardı ve geçmeyen bir yarardı. Bugün yaram kabuk tutmuştu. "Seni seviyorum." Dedim.

 

Dudakları yanağımda belirdi. Öpüşü ile iç çektim. Göğüsüm hızlıca inip kalktı ama heyecan dışında dolan gözlerimden bir kaç damla yaş süzüldü. Baş parmağı yakaladı o yaşları. Acılarımı bilen ve iyileştiren tek kişi oldu.

 

 

🌊🐚

 

Herkese merhaba.

 

Anemon Çiçeği , benim için çok önemli olan bir kurgu. Ve çok değerli.

 

Heyecan verici bir hikaye benim için ama bir o kadar da zor.

 

Nasıl anlatılır bilmem ama Anemon Çiçeğini hissediyorum demek doğru olur.

 

Kısa bir hikaye olacak Anemon Çiçeği. Kısa ve öz.

 

Tadını kaçırmadan , hislerini bozmadan yazmak istiyorum.

 

Okuyan herkese çok teşekk

ür ederim.

 

Nasıl buldunuz?

 

Yorumunuzu çok merak ediyorum.

 

Öpüldünüz.

🤍🪽

 

Loading...
0%