"Bir törenle sevgilisini ölüler diyarına göndermek için Adonis`e hoş kokular sürer. Onu sarıp sarmalar. Adonis ölmüş olsa da vücudundan dökülen kanlar ona sürülen kokuyla karışır. Bu güzel kokularla sarmalanan Adonis`in kanı yeryüzüne dökülür ve döküldüğü yerde Anemon çiçeği baş verir."
Bakışlarım denize döndü tekrar. " Demem o ki ; Anemon çiçeği, Adonis ile Afrodit`in imkânsız aşkını temsil eder. Kaybedilmiş aşkı, acıyı temsil eder."
"O zaman," Dedi Erdal. "Hikayesini biz değiştirelim mi?" Diye sorduğunda , yine saçma bir şekilde heyecanlandım.
"Değiştirelim." Dediğimde , elime uzandı ve tuttu. Onun teni beni iyileştiriyordu.
"Bu çiçek , bizim aşkımızı temsil etsin. Erdal ve Sare`nin aşkını. Deniz kenarında el ele tutuşurken , ellerimizin arasında olan çiçekler olsun. Temizliği ve saflığı temsil etsin." Dediğinde gülümsemem büyüdü. Bakışlarım ona tekrar döndü. Baş parmağı ile okşadığı elimin üstüne baktım. Sonrada gözlerine , yeşil gözlerine. Beni ölümlerden ölümlere sürükleyen gözlerine.