Yeni Üyelik
28.
Bölüm

27. BÖLÜM

@mahinehar

 

BÖLÜM 27: YENİ BİR ALDATMA VAKASI

 

 

Dertler derya olurken, ben yine agresif bir kraliçe edasıyla kız arkadaşlarıma kök söktürmek için iş başına düşmüştüm. Bunlar neden sürekli bana bu sahneyi yaşatmak zorundaydılar Allah aşkına? Ulan yana yakıla dövüş eğitimi almak isteyen bunlar değil miydi? Neden sürekli uykularına yenik düşüyorlardı her sabah? Bir kere başıma heykel gibi dikilmişti hepsi. O da hava olsun diye ve ilk günün heyecanındandı bariz, ama şimdi gelin bakın hallerine. Sen de uykucu bir tosbağaydın Leyla dediğinizi duyar gibiyim millet! Ama ben bunlar gibi mi yapıyordum? Teessüf ederim...

 

"Ne? Nasıl ya? Hangi ara? Bu nasıl olur?" diyerek yataktan zombi gibi fırlamıştı Selvi. Hay ben senin! Ne oldu lan manyak?

 

"Ne oluyor ya?" dedi bir anda uyanan Selin. Bana doğru bakıp, "Ne yaptın lan kıza Leyla?" Kabak niye benim başıma patlıyor? Ben hiçbir şey yapmadım ki! 'LEYLA HER SEFERİNDE GÜNAHKÂR İLAN EDİLİRSE ADLI ÖN ÇALIŞMA.' neon yazılı bulutlu anime karakterleri iş başında. Bari siz yanımda bana arka çıkın dostlarım!

 

"Ben bir şey yapmadım lan. Kendi kendine tiribe girdi Yasal soyguncu. Bak söylüyorum, bu kız ardı ardına soru sormak da Kim Milyoner Olmak İster de ki Kenan İmirzalıoğlunu bile geçer, demedi demeyin."

 

Pelin odamıza dalıp, "Ne oldu be? Yine ne oluyor burada?" diye hırlamıştı. Hoşt ulan! Yavaş girin artık şu lanet odaya, yavaş...

 

"Erkek arkadaşım beni terk ettiği gibi başka biri ile birlikte olmuş. Hangi ara ya hangi ara?" diyen Selvi'ye kızlar şok kalmış bir şekilde bakmıştı. Ulan yine bir aldatma vakası mı?

 

"Heh, işte şimdi tamam oldu. Bu yakında Facebook'ta göt bile iki parça iken, biz niye yalnızız grubuna dâhil olur. Leyla söylemedi demeyin kızlar."

 

"Leyla!" diye kükremişti Pelin. Ormanlar kralı Pelin geliyor millet hazır olun. Hırrrrrr....

 

"Aman be, aşk kadar korkunç bir şey görmedim ben. Elin oğlunun gelip sizi üzmesine nasıl dayanabiliyorsunuz?"

 

"Selvi bir kere güçlü bir kız. Üstesinden gelebilir. Ayrıca kıza biraz yapıcı konuşmanı tavsiye ederim Leyla."

 

"Valla Baytar Hanım, Bihter 'e de sen güçlüsün, halledersin dediler; ama ne oldu? Kalbine sıktı..."

 

"Boş ver be Selvi. Erkek milleti değil mi? Topu aynı bu ibnelerin. Babamın bile bir sözü var: şerefsizin davası olmaz. Böyle kahpelerin davası güdülmez inan." diyen Selin'in yanına uçmuştum hızla. Abav ki, ne abav millet!

 

Bilge kızın ağzını kapatarak, "Sövgü yok." dedim itinayla. "Biz hayattan nasibimizi çok önceden aldık. Şimdi oluruna büyük oynuyoruz değil mi Bombacı?" dediğimde Yasal soyguncu yakınmıştı yeniden.

 

"Bana bunu nasıl yapabildi?" diye dizini dövmüştü Selvi. "Hiç mi sevmedi beni!" Size sesleniyorum kızlar. Erkeklerin bariz yalanlarından biri de seni seviyorumdur. Siz siz olun, asla böyle yalanlara kanmayın. Söylemek ile icraat yapmak arasında dağlar kadar fark vardır. Bilmem anlatabildim mi? Sevgiler, hörmetler...

 

"Yavrum sen bu çocukla ayrılmışsın zaten. Ne diye üzülüyorsun ki? Kalıbının adamı değilmiş demek. En azından gerçek yüzünü gördün. Ne diye kendine eziyet ediyorsun ki şimdi?"

 

"Daha yeni ayrılır ayrılmaz nasıl böyle bir şeyi yapabiliyor aklım almıyor benim." Hasbünallahü ve Ni'mel Vekil...

 

"Yahu siz kızlar, erkek arkadaşlarınız sizinle birlikte diye, yine sizinle evleneceğini mi sanıyorsunuz nedir?" dedim göz devirerek. Valla Sefiller romanı da güzel başlıyordu hani. Göz devirme...

 

"Leyla bence sen artık bir sus." diye araya girmişti Pelin. "Acının üzerine yeni bir acı ekliyorsun resmen!"

 

"Bence Leyla haklı. Bugüne kadar erkeklere dair ne dediyse hepsinde haklı çıktı. Artık onunla hemfikirim ben de. Ayrıca Selvi ağlama bence. Zamanla unutacaksın inanıyorum." dedi yataktan çıkan Selin. "Giydikçe açılır." diyen tezgâhtar, "Uzadıkça şekil alır." diyen kuaför ve "Zamanla unutursun." diyen arkadaş; bunların hepsi aynı örgüte üye diyen Sunay Akın'a saygılar. Bombacı da onlardan...

 

"Kalleş Hakan, arkadaşıma Selvi'den daha iyisini bulacağım demiş bir de. O benim gibi birini bok bulur daha." diyerek sinirle köpüren yeni ev arkadaşıma uzaylılar gibi bakıyordum.

 

Selin bir-iki adım yanıma gelerek, "Leyla, bana yaptığın gibi yapsana en acilinden." demişti yavaşça.

 

"Ben ne yapmıştım ki?"

 

"Federallerini devreye koy bir an önce demek istiyor." diye yanaşmıştı bizim yanımıza sinsi bir yılan gibi Pelin de.

 

"Federallerimi devreye koymadım ki ben o zaman."

 

"Ne yapmıştın?"

 

"İclal Aydın, Serdar Ortaç ve Aşkım Kapışmaktan çare aramaya davet etmiştim sizleri diye hatırlıyorum."

 

"Evet, evet. Serdar... Hemen devreye gir." dedi Pelin. Beni ne sanıyordu bu acaba? "Selvi bak, Leyla senin için hangi şarkıyı söyleyecek dinle." dediğinde yarı ağlamaklı olan Selvi'nin koyu kehribar bakışları beni bulmuştu aniden. Hedef haline geldim iki dakika da iyi mi? Bana öyle bakma. Anlayacaklar!

 

"Aha, buldum." dediğimde hepsi heyecan yapmıştı. "Geliyor, geliyor..."

 

"Ne geliyor? Anlamadım?" dedi Selvi beni izlemeye devam ederken.

 

"Az önce ne demiştin sen Yasal soyguncu?"

 

"Benden sonra hemen başka birini nasıl bulabildi demiştim?"

 

"Hayır, o değil. Ondan sonra ne dedin?"

 

"Benden daha iyisini bulacakmış pislik."

 

"O da değil yav. Sonrası..."

 

"Ha, tamam. Bok bulur demiştim."

 

"İşte oldu." dediğimde kızlar bana şaşkınca bakmıştı. Telefonumu kaptığım gibi söyleyeceğim şarkıyı ayarlamış, kız kardeşim Şahika'dan arakladığım ses bombasını da yeniden kullanmayı da ihmal etmemiştim. "Hazır mısınız?"

 

"Evet." demişti hepsi bir ağızdan.

 

"Hangi şarkıyı seçtin yine agresif belam?" diye yanımıza gelmişti İpekte.

 

"Tabii ki, Oğuzhan Uğur'dan biyolojik unsur şarkısını seçtim." dediğimde kızlar bana sakın yapma der gibi bakmıştı. Çok geç... "Forte, gençler..." dediğimde bağıra çağıra eşlik etmiştim şarkıya.

 

Ahlak şart, terbiye önemli

Biz de yanlış olmaz hanımefendi

Açık konuşmak zamanı geldi

Dinle n'olur

 

Baban mı kral, annen mi kontes?

Neticen havadan inmiyor prenses

Azıcık zekanı zorla, sakın pes etme n'olur

 

Daha iyisini bulacakmışsın, bok bulursun

Çekmezler benim gibi nazını, kahrolursun

Çivi çiviyi sökermiş derler, dene bence

Yetmez sana kocaman pense, mahvolursun

 

Ellerin, ellerin ellerime mi değsin?

Sen bi' daha böyle kerizi

 

Bok bulursun

 

Şarkıma Pelin ve Selvi ağzı açık bir şekilde bakarken, İpek ve Selin eşlik etmişti ne güzel. Bana bakan kızlara dönüp, "Ne, be? Ne diye öyle bakıyorsunuz?" dedim.

 

Selvi yerinden kalkarak, "Telefonu versene?" dedi. Birdenbire şarkının geri kalanını açarak söylenmeye başlamıştı o da.

 

Aklın başına gelirse ekime

Gelmiyorsa şubat mart nisan falan

İlaç mı kattılar yoksa kekime?

 

Yüzük parmağın boşsa bi halka

Takarlar üzerine koca pırlanta

Yıllar geçer anca hatıramla avunursun

 

Daha iyisini bulacakmışsın, bok bulursun

Çekmezler benim gibi nazını, kahrolursun

Çivi çiviyi sökermiş derler, dene bence

Yetmez sana kocaman pense, mahvolursun

 

Ah bebeğim çok emeğim geçti sana, haksız mıyım?

Sen bi' daha böyle kerizi (Canım sen hayırdır?)

 

Bok bulursun

 

"Sağ ol Leyla. Cidden bu iyi geldi." dedi saçlarını düzelten Selvi.

 

"Sanırım Sosyoloji bölümü dışında, daha da yetenekli olduğum meslekler olduğu söylenebilir." diyerek kahkaha atmıştım.

 

"İşte bunda haklısın. Zaten sana bir türlü anlam veremiyorum ben." dedi Pelin odadan çıkmadan.

 

"Niye lan?"

 

"Aynı anda hem dağıtıp hem de düzeltebiliyorsun da ondan. Bu olağanüstü bir yetenek bence." demişti Pelin. Vay anasını sayın seyirciler Baytar neler diyordu öyle? Sıçtım ama sıvarım diyerek diretenlerden değildim en azından. Kız haklı dağılın...

 

"Neyse hanımlar. Bu olayı hiç açılmamak üzere kapatalım en iyisi. Zira Selvi bunu konuştukça hatırlayıp duracak yoksa." diyende Selin olmuştu.

 

"Bombacı haklı. O yüzden güne zinde bir şekilde başlamak için ne yapıyoruz?"

 

"Antrenmana, spor yapmaya gidiyoruz tabii ki..." diyerek bir ağızdan konuşarak gülüşen kızların hazırlanmasını beklemek için salona geçmiştim.

 

 

🍀🍀🍀🍀

 

 

 

YAMAN EROĞLU

 

 

 

Yine her zamanki gibi sabah erkenden kalkmış, spora gitmek için hazırlanmıştım. Bir süredir isteksiz kalkmaya başlamıştım ancak Leyla ve arkadaşlarının da erkenden kalkıp eğitime gelmesi keyfimi yerine getirmişti son zamanlarda. Doruk'un da Leyla'ya ısrarları işe yaramış olacak ki, o da erkenden kalkıp gidiyordu çalıştıkları parka.

 

Koşmaya henüz başlamadan, yan gelip yatan Doruk'a bakarak, "Seninkiler geliyor." dedim gülerek. "Kıpırdasan iyi olur."

 

"Hani neredeler? Benim çalışmam lazım ki, Leyla kızmasın abi." dedi Doruk hızlıca hareket ettiğinde.

 

"Ondan, yani Leyla'dan korkuyor musun?" diye sordum tuhaf hareketler yapan Havucu izlerken.

 

"Kim olsa korkar. Eğer sıkı çalışmazsam Leyla beni kesin gruptan atar. Gözüne girmem gerekiyor yani. Ayrıca her kıza şaka yapılır, ama ona asla Yaman. Diğer kızlar gibi değil ki, küsüp gitsin. Leyla bu... Adamı tuttuğu gibi direkt pataklar. Benim canım tatlı o yüzden kardeşim. Hayatta o toplara giremem." demişti Doruk nefes nefese kalmaya başlarken. Leyla'nın arkadaşları bize doğru gelirken benim de gözüm onu aramıştı. İşte tam arkada geliyor ve telefonuna bakıyordu Sakar Hanım. Kızlar Doruk'un yanına giderken yavaş yavaş gelen Leyla'ya bir-iki adım atmıştım. Acaba bana soğuk davranır mıydı yine? Ah, Yaman hele bir dur bakalım gelsin de anlarsın...

 

"Günaydın." demiştim gülümseyerek. Leyla kafasını kaldırıp bana doğru baktığında sanki beni karşısında hiç beklemiyormuş gibi bakınmıştı.

 

"Günaydın." dedi telefonunu cebine koyarken.

 

"Nasıl oldun?"

 

"İyiyim, bir şeyim yok dediğim gibi."

 

"Güzel." Hadi bir şeyler daha söyle Yaman. Bu kadar kısa sürmesin konuşmanız.

 

"Doruk çok çalışıyor. Siz gelmeden antrenmana başladı." demiştim aklıma gelen ilk şeyle. Ya, ne alaka ya? Ne alaka...

 

"Eros, hırslı çıktı; fakat çok konuşuyor. Çenesinden çok, derslerine odaklansa daha iyi olabilir aslında." diyen Leyla'ya gülümsemiştim. Neden Eros diyordu acaba?

 

"Eros?" dedim bir kaşımı havaya kaldırınca. Leyla dilini ısırır gibi yapmıştı.

 

"Ona verdiğim bir takma ad." diyerek geçiştirmeye çalışmıştı ayaküstü.

 

"Ama neden Eros?" diye sormuştum. Kızmayın sizde. Cidden merak ediyorum...

 

"Açık konuşmamı ister misin?"

 

"Elbette, her zaman isterim Leyla."

 

"Sizin Doruk'un, bizim İpek'e yazdığını düşünüyorum. Aşk Tanrısı Eros gibi elinde aşk okları ile geziniyor Uğur böceğimin etrafında. Bu yüzden Eros diye hitap ediyorum ona."

 

"Böyle bir şey olabilir mi?" dediğimde aslında neyin ne olduğunu biliyordum. Doruk geldiğinden beri İpek ile ilgileniyor ve ona karşı bir şeyler hissediyordu. Maksat Leyla ile muhabbetim ilerlesin öyle değil mi? Seni malzeme yaptığım için üzgünüm Havuç...

 

Leyla bana bakmadan kızlara ve Doruk'a doğru bakmıştı. "Baksana, sizin Eros sürekli İpekle haşır neşir olmaya çalışıyor. Ayrıca geldiğinden beridir bunu onda görüyorum. İpek'e karşı davranışlarını anlamamak için aptal olmak lazım."

 

"Sizin İpek'in de Doruktan aşağı kalır yanı yok gibi duruyor, ama Leyla." demiştim sakince ben de.

 

"Bu da ne demek?"

 

"Doruk için söylediklerinin aynısı İpek içinde geçerli yani."

 

"Yok artık! İpek'in hayatta böyle şeylerle işi olmaz ki."

 

"Baksana onlara." dediğimde uzaktan işaret etmiş, Leyla'da gözlerini şakalaşan Doruk ve İpek'e dikmişti. "Nasılda yakışıyorlar birbirlerine. Hem bunda ne var? Onlar daha genç ve aralarında bir şey olmamasına engel hiçbir şey yok. Bence İpek de Doruk'a karşı boş değil. İkisinin tek sorunu şu anda birbirlerine açılamaması bence."

 

"Nasıl emin olabiliyorsun Eros' un, Uğur böceğini sevdiğine?" diye sormuştu Leyla.

 

"Çünkü biliyorum..."

 

"Biliyor musun? Nasıl?" diyerek öldürücü bakışlarını üzerimde gezdirmişti. Sanırım Doruk haklı. Leyla bazen insanı korkutabiliyor verdiği tepkilerle...

 

"Yani şey..."

 

"Ney?"

 

"Dediğin gibi Leyla, hareketlerine bakılırsa anlamamak için aptal olmak gerek." dedim bir çırpıda. Derin bir nefes al, derin bir nefes al Yaman...

 

"Böyle bir şey olamaz diyorum!"

 

"Neden onların arasındaki meseleye bu kadar takıldın ki?"

 

"İpek benim kız kardeşim gibi. Ayrıca erkeklere güvenmediğim için Eros' un da onu üzebileceğinden korkuyorum." Neden içimdeki bir ses başka bir şey var diyor acaba?

 

"Doruk'u tanımıyor olabilirsin Leyla, ancak o böyle korkabileceğin şeyleri yapabilecek biri değildir inan."

 

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

 

"Çünkü biliyorum."

 

"Çok saçma. Erkek milleti bu. Ayrıca sağları solları belli olmaz. Doruk'un bir hatası, onu dünyanın öbür ucuna göndermem için yeterde artar o yüzden."

 

"Ben de bir erkeğim Leyla. Beni de gömmesen mi acaba?" dediğimde hiç oralı olmamıştı. Bak ya? "Neden herkesi aynı kefeye koyuyorsun sen?"

 

"Çünkü hepiniz aynısınız." diye tekrarladığında Melih yanımıza gelmişti.

 

"Leyla biraz yanıma gelir misin?" dedi. Bakışlarım Melih'in üzerindeydi ve benim ona karşı adlandıramadığım bir öfke duygusu vardı. Sebebi neydi acaba?

 

"Olur." dediğinde bana doğru dönmüştü Sakar Hanım. "Sonra konuşuruz Yaman."

 

"Tamam." dediğimde Melih ve Leyla yanımdan çekip giderken ben de arkalarından öylece bakmıştım. Nedense bu durum bana tuhaf hissettiriyordu. Melih acaba Leyla'ya karşı bir şeyler mi hissediyordu yoksa? Böyle bir şey olabilir miydi sahiden? Saçmalama Yaman, neler diyorsun sen? Sus...

 

 

Loading...
0%