Yeni Üyelik
33.
Bölüm

32. BÖLÜM

@mahinehar

 

BÖLÜM 32: KIZ KAÇIRMA

 

 

Saçma bir karar vermeden önce kafamın içinde Sokrates, Platon, Aristo ve ben evrensel mantık çerçevesinde yerinde kararlar almak için toplantı yapıyoruz. Yo... Ne delirmesi millet? Bunların hepsi gerçek!

 

Uğur böceğimin araba sürme sevdası da öldüğüne göre, helva kavurup yas tutmamızda artık bir sakınca yoktur herhalde? Göz devirme... Yoksa şu genç yaşımda katil olup çıkacaktım Doruk'un yersiz araba sürme teklifi yüzünden. Neyse ki ünlü düşünürler benimle birlikteydi ki hata yapmadım; yoksa Eros küçük bir pamukla... Nihahaha! Cümlenin devamı gelmesin. CÜMLENİN DEVAMI GELMESİN!

 

Bizim evin oraya geldiğimizde arabadan kendimi nasıl attığımı bir Allah, bir de ben bilirim arkadaşlar. Direksiyon, İpek'ten girişimci Eros'a geçince içim bir nebze olsun rahat etmişti. En azından sağ salim eve tek parça halinde dönebilmiştik sonunda. Kapının önünde Selin ve Melih vardı. Ulan bunlar niye oradaydı? Ne yapıyorlardı? Ne olmuştu ki? Neden ikisi yalnızdı? Diğerleri neredeydi? Neler oluyordu? Düşüp bayıl istersen Leyla. Düşüp bayıl...

 

Beni gören Selin, "Ne bu halin Leyla? Yüzün kireç gibi olmuş." dedi. Kefen eşittir mezar Bombacı. Nasıl kireç gibi olmasın cillop gibi yüzüm he? Karalar bağlayacaktın neredeyse bugünden sonra bir tanem. Şükürler olsun ki buradayım! Yaşıyordum... BEN YAŞIYORDUM MİLLET!

 

İpek, "Benim yüzümden bu halde Leyla." dedi morali bozuk bir şekilde. Ah, benim masumum ah! Senin suçun, heyecan yapıp gaza yüklenmekti sadece. Üzülme... What?

 

Anlamayarak bakmıştı ikili ekip. "Nasıl yani?" diyerek araya girmişti Melih.

 

"Sen bile isteye Leyla'ya zarar vermezsin İpek. Ne oluyor? Düzgün bir şekilde anlatır mısın, lütfen?" demişti gerilen Selin. Sakin ol şampiyon. Bir şey olduğu yok!

 

"Bugün itibariyle araba sürme hevesim öldü." dedikten sonra Bombacı elini ağzına götürmüştü hızla.

 

"Kötü bir şey mi oldu, yoksa?" Aynı ben... Önce kötüyü, sonra iyi şeyleri düşünürüz. Tencere kapak, Hollanda yolu görünmüyor ne yapak?

 

"Hayır, be." diye artistler gibi araya girmiştim. "Sadece küçük bir kazadan son anda kurtulduk o kadar." Küçük? Kurtulmak? Ahahaha! Gül geç Leyla, gül geç...

 

"Kaza mı?" diye bağırmıştı kâküllü yârim. Arkadan bize doğru gelen Yaman da duyduğu için yanımızda bitmişti o da hemen. Lan YAŞIYORUM dedim ya! Aman be, iç sesimdi bu! E, o zaman görünmüyor muydum, yoksa? Ben görünmez mi oldum şimdi? Abavvv! Gelsin o zaman sonsuz hinlikler...

 

"Ne kazası?" dedi şaşırırken. Zincirleme aşk kazası! Göz devirme...

 

"Niye telaş yapıyorsunuz? Biz iyiyiz tamam mı?" diyerek parlamıştı birden İpek. Kedimiz, aslan kesildi ayol! Pisi- pisi sakin anam sakin...

 

Bunu gören Doruk, "Sevgilimin üzerine gitmeyi bırakır mısınız lütfen?" dedi goril gibi hırçınlaşarak. Hele orangutana bakın siz millet! GORİL? ORANGUTAN? HACKER? EROS? GİRİŞİMCİ? HAVUÇ? Ay aldı başını gitti bununda takma isimleri he. Devamını siz getirin bari. Yoruldum anam. Buna iki tane çakmayayım mı ben şimdi? Bütün alfabeyi sırf ona harcamışım ayol!

 

Masum kelebekler gibi, "Sevgili mi?" demişti hepsi birden şok içinde. İpek utanmış olacak ki, içeriye doğru kaçmaya yeltenirken kolundan tutup yakalamıştım onu. Reflekslerim ve ben... Guinness Dünya Rekorları kitabına girmeyi hak ediyorduk bence! Aksini iddia eden? Sessizlik...

 

Doruk öküzüne bakıp, "İpek'in hiçbir suçu yok. Aha, bu çatlak ona araba sürerken seni seviyorum demeseydi, yüzüm kireç tutmaz, yusuf yusuf da atmazdı kalbim Bombacı!"

 

"Araba sürerken aşkını itiraf mı etti yani bizim Havuç?" diye pişmiş kelle gibi sırıtmıştı merakla sorduğunda Yaman. Etmez olaydı!

 

"Evet." dedim başımla onay verirken.

 

"Oğlum harbi değişiksin ya." dedi Melih gülerken. "Odunlukta çığır açarsın sen bu gidişle." Odun olduklarını kabul etmeleri nezaketlerinden ötürü müydü sizce sayın seyirciler? Yoksa...

 

"Eski köye yeni adet getirdim. Ne var bunda?" diye şakımıştı Doruk utanma belirtisi vermeden. Haylaz âşık ne olacak! Aha söylüyorum, bu çocuktan ne köy olur ne de kasaba millet. Leyla demişti dersiniz...

 

"Ne mi var?" diyerek üzerine yürümüştüm Eros 'un. "Allah yarattı demem, seni şuracıkta boğazlarım he! Az daha amel defterimiz kapanıyordu senin yüzünden budala. Hak yoluna gitmeden, daha şık görünmen için simli bir kefen sipariş edeceğim senin için bekle az daha sen!" dediğimde Yaman ve diğerleri beni tutmaya çalışmıştı. Bırakın beni, bırakın!

 

Doruk kendini savunmaya çalışarak, "İnsan sevdiğini her an söylemese nasıl döner bu çark Leyla, söylesene?" Senin çarkına da sana da ulan Eros! Allah, tutmayın beni...

 

"Sen hâlâ konuşuyor musun?" diyerek yerimde debelenmiştim ona doğru yaklaşmak için atılırken. İnşallah istihbarat ekibi bizi izlemiyordur. İNŞAALLAH!

 

Doruk bir anda İpek'in kolundan tutup, "Bugün bizim resmî olarak ilk günümüz tamam mı? Ve ben bu özel günü sizinle birlikte geçirmek istemiyorum arkadaşlar." diyerek aşağıya doğru İpekle koşmaya başlamışlardı. Elin oğlu kızımızı kaçırdı lan! Merkez 45-40. Merkez 45-40. İMDAT!

 

"Polisi arayın çabuk! Uğur böceğimi kaçırdı bu dangalak!" diyerek feryat etmiştim arkalarından baktığımda.

 

Selin bana bakıp, "Yani bir şeyler bekliyordum, ama bu kadarı da fazla. Hiç böyle aşkını itiraf edip, ilk günden kız kaçıranını görmemiştim." dedi gülmemek için kendini zor tutarken.

 

"Artık nasıl âşıksa arabayla değil, eliyle tuttuğu gibi götürdü müstakbel yengemizi." dedi Melih sırıtırken. Yenge mi? YENGE Mİ? Ay, başım! Bana bir şeyler oluyor...

 

"Bu çocuk daha kendine bakamıyor, bizim İpek'e nasıl sahip çıksın? Ay, delireceğim!" dedim hiddetle saçımı tutup çekiştirirken.

 

Yaman bana bakıp, "Sana söylemiştim Leyla. Sizin İpek de bizim Doruk'a âşık." Doğrucu Davut, sen sus az!

 

"Ne münasebet!" dedim hiddetle. Kendini kandırma Leyla dediğinizi duyar gibiyim canlarım. Bari siz yapmayın be! Göz devirme... "Tamam, belki biraz..." dediğimde yandan yandan bakmıştım Yaman'a kollarımı çiçek şeklinde birbirine dolarken.

 

"Biraz mı? Yapma Leyla..." Ay yaptığım hiçbir şey de yok he! Ne bu kuru kuru iftiralar?

 

"Ne duymak istiyorsun Yaman?"

 

"Bana haklısın demeni tabii ki." Çok beklersin!

 

"Gençler, genler. Sizin tartışmanız bitmek bilmez şimdi. Bize müsaade..." dedi Melih hiçbir şey olmamış gibi bakmaya devam ederken. A-a, nereye? Daha karpuz kesecektik! Sıktı bu bayat espri de artık he. Aman...

 

"Nereye?" dedik Yamanla aynı anda. İkinci bir kargaşa dalgası gururla sunar...

 

Selin, "Fotoğraf çekmeye canım. Melih bana hangi açıdan daha iyi resim çekebileceğimi gösterecek. Hadi görüşürüz." dediğinde birlikte yol almışlardı mahallenin aşağıda kalan yoluna doğru. Bunu yaparlarken bizi zerre umursamadan çekip gitmişlerdi. Ulan resmen kazılan kuyuya tek tek düşüyor bizim kızlar yahu! HELP ME...

 

Arkalarından saf saf bakarken, "Yoksa..." dedim ve durdum olduğum yerde. Meksika dalgası gibi Love dalgası mı esmeye başladı lan Eskişehir'de? DOKUNMAYIN ÇOK FENAYIM EY! VAY, BEN ÖLMÜŞÜM ABLACIM!

 

"Sanırım ikinci bir aşk çanı sinyaliydi bu." demişti Yaman arkalarından sessizce bakarken. Çan? Sinyal? Aşk?

 

"Ne! Aşk mı?" dedim artık hiçbir şeye şaşıracak takatim yokken. Ulan ben bir ihtimal diyerek düşündüm. Bu resmen kazıklı tabelayı çaktı orta doğunun göbeğine!

 

'LOVE TANITIM GÜNLERİ!' adlı esprili neon yazılı tabelalar; tansiyonuma, aklıma ve kalbime oynuyordu millet! Göz devirme...

 

 

 

🍀🍀🍀🍀

 

 

Hayatımız mı kaymış? Kaysın çayını içmeye benimle gelen var mı millet? Yok derseniz darılmam asla. Vay! Nasıl afiyet olsun, biz almayalım dersiniz? Hani birlikte çıkmıştık bu yola? Hani anca beraber, kanca beraberdi? Göz devirme... 'VİKİNG LEYLA TÜRÜP ATARSA' adlı neon yazılar gururla sunar! Lolipop Eros ve Love sektörü yolunda kaybetmek üzere olduğum Uğur böceğim henüz eve gelmemişti. Elime bir geçsin hele o lüle âşık, bakın neler yapıyorum ben ona! Kimden söz ediyorsun Leyla demeyin dostlar. Tabii ki, oklu Eros' tan söz ediyorum. İpek'ime asla bir şey yapmazdım. Ah ah...

 

Evde ne Selin vardı ne Pelin ne de düşmanım olan Selvi... Sinirle mutfağa girmiş, sağıma soluma boş gözlerle bakarken, akşam yemeği için bir şeyler yapmak gelmişti birden içimden. Acaba yemek olarak ne yapsaydım? Stresten ve sinirden olabildiğince uzak durmaya çalışarak sakince düşünmeye başladım. Aynı zamanda İpek'e sırf gıcıklık olsun diye dağıta dağıta çalışmayı da hedeflemiştim bir yandan. Ne yapacağıma karar verdikten sonra malzemeleri tezgâha dizmiştim. Normalde düzenli ve tertipli bir insandım; ancak bu sefer işin rengi değişecekti sayın seyirciler. Gelsin munzurluk, gelsin kalp krizleri...

 

Saatlerce mutfakta uğraştıktan sonra ev sakinleri yavaş yavaş yuvalarına geri dönmeye başlamıştı. Durun bir dakika, buna başka bir isim vereceğim millet. Otel... Bence cuk diye oturdu. Sizce? Selin mutfak kapısının önünden sallana sallana salona doğru giderken, birden geri geri mutfak kapısına adımlamıştı.

 

Gözlerine inanamayarak, "Ne olmuş burada böyle? Savaş mı çıktı Leyla?" dedi elini ağzından çekmeden. Antik Yunan'daki Erosla, 21. Yüzyıldaki Eros arasında gel git yaşıyorum Bombacı. Hele sana zahmet, bana eziyet bir el at be kurban. Göz devirme...

 

"Ne olmuş?" dedim omuzlarımı silkerek. Ulan ben yok muyum? Ben...

 

"Ne mi olmuş? Dalga mı geçiyorsun? İpek buranın halini görünce yüreğine inmesi kesindir!" dedi etrafı kolaçan ederken. Kalp masajı yaparız biz de. Hiçbir şey olmaz.

 

"Aklından geçenleri kendine sakla derhal!" diye çıkışmıştı Selin. Abi kuranıma korkutuyor bu kız beni artık. Ne duydun sen manyak? Ana...

 

"Beni ürkütmeye ne zaman bir son vereceksin sen Bombacı? Ayrıca hiçbir şey olmaz İpek'e. Alt tarafı yemek yaptım. Teşekkür edeceğine, azarlıyorsun beni."

 

"Valla Hristiyanlar için kliseler ne kadar önemliyse, bizim de Gastronomi kraliçemiz İpek içinde mutfak öyledir Leyla. Ve sen onun huzur bulduğu yeri savaş alanına çevirmişsin. Bir de kalkıp üzerine neden azarlıyorsun beni diyorsun? Şaka gibi!" dedi oturmak için kendine sandalye çektiğinde.

 

"Abartma istersen? Ben bilerek yapacak bir insana mı benziyorum?" diye sorduğumda bana evet der gibi bir bakış atmıştı kâküllü yârim. Ay millet sizde mi? Atar yapmayacağım, kabul ediyorum. Bilerek yaptım! Pişman değilim...

 

"Böyle yapmanın sebebini ben biliyorum da neyse..." dedi rahatlıkla tek ayağını bacak bacak üstüne atan Selin. İşime geliyor zaten tatlım. Böyle devam...

 

"Hiç girme o konulara Bombacım. Düşününce hâlâ sinirlerim tepeme çıkıyor." dediğimde dış kapının sesini duymuştum. Gelen ya Gargamel ile Azman ya da Eros' un okundan nasibini en sonunda alan Uğur böceğimdi.

 

"Biz geldik." diyerek otele gelişini duyuran Pelin teşrif etmişti. Odasına yuvarlanmadan hemen önce mutfak kapısından bir göz atmak için kafasını eğmişti Baytar Hanım. "Bu mutfağın hali ne böyle?" Şok! Şok! Şok!

 

"Leyla bize yemek yapmış Pelin. Hadi, üzerini değişte gel. Birlikte yiyelim." dedi alayla Selin. Aman ne komik...

 

Pelin hayretler içinde kalarak, "Leyla yemek yapmaktan çok, mutfağın anasını ağlatmış gibi görünüyor. İpek nerede? Mutfağının bu hale geldiğini biliyor mu?" diye sormuştu peşi sıra.

 

"Aşkıyla dışarıda takılıyor ve olan bitenden de henüz haberi yok. Gelince görecek." dedim umursamadan kaldığım yerden bir şeylerle uğraşmaya devam ederken.

 

"Ne aşkı? Kiminle dışarıda takılıyor İpek?" dedi kaşlarını çatarak içeri doğru bir-iki adım atan Pelin.

 

Önlüğün kemerini açıp, "Erkek koğuşundan müstakbel Eros Dorukla!" dedim Pelin ve Selin'i ardımda bırakıp, salona doğru viraj alırken.

 

"Ne? Buna inanamıyorum! Ciddi ciddi İpek'in şu anda bir erkek arkadaşı mı var? Hem de karşı komşumuz Doruk ile beraber öyle mi?" diye bağırmıştı Pelin. Yeminle kulaklarımızın zarı yüzde elli iki zarar gördü bunun yüzünden!

 

"Ne bağırıyorsun be? Millet borazan gibi çıkan sesinden rahatsız olacak. İşimiz yok, onların şikâyeti ile uğraşıp duralım bir de yetmezmiş gibi!"

 

"Selin bu doğru mu?" dedi beni iplemeden Bombacıya bakan Pelin. Alooo! Kime diyorum?

 

"Evet, doğru."

 

"Ya çok sevindim. Aslında vardı o çocukta bir şeyler zaten. Belliydi yani..." Ulan madem seziyordun bir şeyler, ne diye engel olmadın cılgısız!

 

"Saat kaç olmuş, hâlâ eve gelmedi görüyorsunuz değil mi?" diyerek çıkıştım. "O bozuk plak, Allah bilir nereye kaçırıp götürdü İpek'i?"

 

"Kaçırmak mı?" dedi araya giren Pelin. "Ne kaçırması?" Kız kaçırması! Bozma, çekiyorum sıfat-ı eşkâlini Baytarcım...

 

"Doruk, bizim kızın kolundan tuttuğu gibi ilk gün bahanesiyle kaçırdı İpek'i canım benim." dedi koltuğa yayılarak cevap veren Selin. Ne kadarda normal bir şeyden bahsediyormuş gibi rahat rahat cevaplıyor Bilge küpümüz millet!

 

"Neler olmuş öyle ben yokken?"

 

"Bir sen eksiktin zaten Baytar bozuntusu."

 

"Niye keyfinin olmadığı belli senin Leyla."

 

"Biliyorsan kendine sakla o zaman."

 

"Neyse ne. O mutfak öyle kalmasın Leyla." dedi ayaklanırken Pelin. "Nasıl dağıttıysan topla tamam mı?"

 

"Kılımı bile kıpırdatmam asla!"

 

"Ne demek kılımı bile kıpırdatmam? Sen dağıtmadın mı o mutfağı hanımefendi?"

 

"Evet, ama gerisine karışmam. Yemek yapacağım diye yoruldum zaten."

 

"Şaka yapıyorsun değil mi, şaka?"

 

"Hayır, gayet ciddiyim. Elimi bile sürmem. İpek gelince toplasın dursun işte. İşi ne?"

 

"Ne kadar fenasın sen be. Hiç mi acıman yok kimseye?" Beni daha yeni tanımaya başladı bu çatlak herhalde millet?

 

"Uğraşma benle Baytar." dediğimde kapının açıldığını duymuştuk hepimiz.

 

"Kızlar... Kızlar..." diyerek heyecanla seslenmişti bize İpek. Selin ayağa kalkmış, Pelin de beni çekiştirip kaldırmıştı hemencecik. Birlikte kapının önüne gittiğimizde Uğur böceğime kal geldiğini görmüştük. Kalp krizi iz comming!

 

"Ne oldu kız?" diyen ilk ben olmuştum.

 

Pelin, "Eserin yüzünden kıza inme indi sonunda. Rahatladın mı şimdi?" diye sesini yükseltmişti.

 

"Bir şey olmaz. Birazdan kendine gelir." der demez İpek öyle bir çığlık atmıştı ki, bir benim kulağımın pası değil, Ülkede bulunan 83 milyon 614 bin 362 kişinin kulak pası silinmiştir. İlaveten Türkiye'nin paslanmış bütün çelik malzemelerinin de pası silinmiştir yüzde yüz emindim, ama gelin görün ki kanıtlayamam. Mahcupluk yükleniyor... %85

 

'KAOS YENİDEN KAPIDA!' adlı neon yazılar zirvelerden göz kırpmaya devam ediyor. Aman millet, gelsin ful HD kaos tanıtım fragmanları. Viking Leylanız idmanlı merak etmeyin. Nihahaha!

 

Loading...
0%