Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Perde 3

@mavikelebek_04

 

(İkiye On Kala ~ İyi Ve Güzel Kadınlar Hep Ağlar)

 

"Bazı vedalar zorunludur, her ne kadar acı gelse de..."

 

 

Telefonu kapatıp hemşireye döndüm.

 

"Doktorunuz sizi odasına bekliyor efendim." Başımı salladım. Ardından hemşirenin ardından odadan çıktım. Boş koridora çıktığımız sırada içimi bir ürperti kapladı. İçime oturan karamsarlık ile Kamer amcanın odasına doğru ilerledim. Odanın önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. "Gir." İçeriden gelen ses ile kapıyı açıp içeri girdim. Abim masanın önündeki koltukta oturuyor gergince ellerine bakıyordu. Bakışları bana dönünce gülümsemiş ve üzerindeki gerginliği atmıştı. Ama ben daha çok gerilmiştim.

 

"Gel Umay." Kamer amcanın sesi ile bakışlarımı abimden çekip karşısındaki koltuğa oturdum. "Evet? Sonuçlar nasıl?" Kame amca abime bir bakış atmış ardından gülümseyerek bana dönmüştü. "Endişelenecek bir durum yok. Aylık kontrollerine devam edeceğiz. Sadece verdiğim ilaçların dozajını biraz arttırmamız gerekiyor." Rahat bir nefes verdim. Kötü bir şey olduğunu düşünmüştüm.

 

"Rahatladım. Bu kadar gerginlik ne içindi anlam verememiştim doğrusu." Abime kısa bir bakış atmıştım. "Bende çok gerildim güzelim. Kesin bir şey bilmediğim için bir şey söylemek istemedim." Başımı salladım. "Artık eve gidebilir' miyiz? Çok bunaldım. Hastane odaları beni boğuyor biliyorsunuz." Kamer amca gülmüş ve başını sallamıştı. "Çıkışını yaptık. Eve gidip dinlenebilirsin." Gülümsedim. "Bir dahaki kontrolümde sana sözünü verdiğim resmi getireceğim Kamer amca." Başını sallamış ve arkasındaki duvarı göstermişti. "Yeri çoktan hazır." Gülmüş ve ayaklanmıştık.

 

Kamer amca ile vedalaştıktan sonra odadan çıkmış ve eşyalarımı almak için kaldığım odaya ilerlemiştik. Eşyalarımı aldıktan sonra hastaneden çıktık.

 

Kızlara eve geçtiğimi haber veren bir mesaj yolladıktan sonra arabaya binen abimin peşinden yolcu koltuğuna geçmiştim. Kemerimi takıp cama döndüm. Arabayı çalıştırmış ve eve doğru sürmeye başlamıştı. Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından eve varmıştık.

 

Arabadan ineceğim sıra abimin kolumu tutması ile ona döndüm. "Güzelim. Bunca zaman sana bazı şeyleri anlatmadım çünkü bilmemen gerekiyor. Eğer olurda bir gün sana anlatmadıklarımı benden değil de başkasından öğrenirsen bana sakın darılma olur' mu? Sana söz veriyorum zamanı geldiğinde senden hiç bir şey saklamayacağım." Abimin üzgün sesi ve söyledikleri ile içimdeki o kötü his tekrardan ortaya çıkmıştı.

 

Bir şey sakladığını biliyordum ama şimdi dile getirmesi beni daha kötü hissettirmişti.

 

Yüzümde oluşan buruk tebessüm ile kolumu tutan elini ellerimin arasına aldım. "Benim sana kırılma yada küsme gibi bir lüksüm yok abi. Sen benden her ne saklarsan sakla eminim ki benim için doğru olan budur." Buruk bir tebessüm ile elini saçlarıma götürmüştü. Beni kendine çekip saçlarıma öpücük kondurdu. "Hadi eve çık sen. Benim iş için bir yere uğramam gerek."

 

Binaya kısa bir bakış atıp ona döndüm. "Peki annem?" Kolundaki saate bakmıştı. "Annem evde değil. Holdingde. Pazar günü yola çıkacağı için son hazırlıkları yapıyor sen eve çıkıp dinlen. Ben işim biter bitmez döneceğim." Başımı salladım. "Tamam. Dikkatli ol." Başını sallamış ardından çıkarttığı kemerini geri takmıştı. Arabadan inip binaya ilerledim. Benim binaya girmem ile abimde arabayı çalıştırıp uzaklaşmıştı.

 

Eve girer girmez tüm ışıkları açtım. Evde tek kaldığım zamanlar karanlıkta kalmaktan hoşlanmıyordum. Odama girip çantamı aynamın önüne bıraktım. Banyoya girip kendimi sıcak suyun altına attım.

 

Vücudumun yorgunluğunu alan sıcak duşun ardından üzerimi giymiş ve yatağıma uzanmıştım. Sağ tarafımda kalan komodinin çekmecesini açtım. Küçük mavi deri defteri alıp yatağın başlığına yaslandım. Derin bir nefes alıp defteri açtım. İçindeki fotoğrafları elime alıp bakmaya başladım. Genelde kızlarla çekildiğimiz fotoğraflar vardı. Yarısı yırtık olan fotoğrafı aldım elime. Abim ben ve annemin olduğu fotoğrafın yarısı yoktu. Muhtemelen babamın resmi olduğu için yırtmıştım. O zamanlar ondan çok fazla nefret ediyordum.

 

Bizi bırakıp gittiği için. Ama zamanla içimdeki bu nefret soğumuş ve yerini duygusuzluğa bırakmıştı. Artık ona karşı hiç bir duygu hissetmiyordum lakin içimdeki çocuk hâlâ babasızlık duygusuna alışabilmiş değildi. Bazı zamanlar keşke bir babam olsaydı dediğim durumlar oluyordu ve işte o zamanlar abim sanki sesimi duyarmış gibi yanımda beliriyordu.

 

Gülümsedim ve fotoğrafları tekrardan defterin arasına koyup çekmeceye koydum.

 

Çekmecedeki küçük kutuyu aldım bu sefer. İçinde ben küçükken annemlerin bana yaptırdığı bileklik vardı. Üzerinde dış tarafında taşlı bir kelebek ve uğurböceği iç tarafında ise U&D harfleri işlenmişti. Gülümsedim. Bir ara bunu bir kuyumcuda şuan ki bilek ölçüme göre yaptırmam gerekiyordu. Telefonuma gelen bildirim ile elime aldım.

 

Kızlar yarın buluşmak ve beni kendi gözleri ile görüp iyi olduğuma emin olmak istediklerini belirten mesajlar atmışlardı.

 

Gülümseyip her zamanki kafede buluşabileceğimizi söyledim. Beni onayladıklarında telefonu geri yatağımın üstüne bıraktım. Yarın dışarı çıkacağıma göre bilekliği yaptırabilirdim. Bilekliği geri kutuya koymuş ve komodinin üzerine bırakmıştım. Telefonumu şarja takıp yatağa girmiştim. Hastanede uyuyamadığım için şimdi rahat bir uyku çekebilirdim.

 

 

⨕🦋⨕

 

Sabah evin içinde duyulan bağırışlar ile uyanmıştım. En son böyle uyandığımda orta okuldaydım. Annem ve babamın sıradan bir kavgasıydı.

 

Yataktan kalkıp salona ilerledim. Abim telefonda bağırarak konuşuyordu ve konuştuğu şeyden en ufak bir şey anlamamıştım. "Tamam. Sonra konuşacağız." Demiş ve telefonu kapatmıştı. "Abi?" Sesimi duyması ile bana dönmüştü. "Üzgünüm uyandırdım."

 

Başımı salladım. "Önemli değil. Ama kiminle konuşuyordun öyle?" Derin bir nefes almış ve gözlerini benden kaçırmıştı. "Önemli bir şey değil, işle ilgili." Başımı salladım. "Peki, Çağrı Karahan öyle diyorsa öyledir. Ben üzerimi değiştirip geliyorum. Bu gün kahvaltıyı dışarıda yapalım." Gülümsemiş ve başını sallamıştı. "Sen nasıl istersen güzelim." Gülümsemiş ve üstündeki kıyafetlere bakmıştım.

 

"Ormana falan' mı gittin? Üstün başın hep toz içinde." Meraklı sesim ile üzerine bakmıştı. "Ah şey bir yere uğramam gerekiyordu. Toprak yolda ilerlerken arabanın tekeri patladı. Geç saat olduğu için çekici bulamadım bu yüzden tekeri değiştirirken üzerim kirlendi." Başımı salladım. Ardından odama geçip hazırlanmaya başladım.

 

 

⨕🦋⨕

 

Evden çıkmadan önce küçük kutuyu alıp çantama attım. Ardından evden çıkıp binanın önünde bekleyen arabaya bindim. Kemerimi takıp abime döndüm. "Yol üstü bir yere uğramam gerekiyor." Başını sallamış ve arabayı çalıştırmıştı.

 

Caddeye çıktığımızda nadiren ama her seferinde gittiğim aile kuyumcumuzun önünde durması için abime döndüm. "Şu sağda dur." Söylediğim yerde durduğunda ona döndüm. "Sen arabada bekle, benim ufak bir işim var hemen geliyorum." Başını sallamış ve arabanın motorunu durdurmuştu. Kemerimi çözüp arabadan indim.

 

Kuyumcuya girip Halit abiye bakındım. "Halit abi burada' mı?" Çalışana sorduğum sorunun ardından arka taraftan çıkan Halit abi ile gülümsedim. "Ooo kimleri görüyorum, Umay hanım hoş geldiniz. Hayırdır? Sen buranın yolunu bilir' miydin?" Güldüm. "İşim düşmese gelmem biliyorsun." Gülmüş ve başını sallamıştı. "Bilmez' miyim. Neyse hayırdır ne için geldin bakalım bu sefer? Bildiğim kadarı ile takıyla pek işin olmaz yoksa yine bir sosyete davetine falan' mı gideceksin?" Başımı salladım ve çantamdaki kutuyu çıkartıp ona uzattım. "Bunu bilek ölçüme göre büyütmeni istiyorum." Başını sallamış ve kutunun içindeki bilekliği alıp incelemeye başlamıştı. "Babamın işçiliği bu. Görür görmez tanıdım. Özel tasarım. Bilek ölçünü alalım hemen halledilir." Başımı salladım.

 

 

⨕🦋⨕

 

Bilekliği yaptırdıktan sonra hemen bileğime takmıştım. Kuyumcudan çıkmış beni bekleyen arabaya binip kemerimi takmıştım. "Halit abinin kuyumcusunda ne işin vardı? Bildiğim kadarı ile takıları pek sevmezsin." Başımı salladım ve kolumu uzatıp gülümseyerek bilekliği gösterdim. "Evet sevmem ama bu bileklik kendimi bildim bileli bendeydi küçük geldiği için takamıyordum. Onu yaptırdım." Bilekliği görür görmez donup kalan abim ile duraksadım. Yüzümdeki gülümseme silinirken gözleri dolan abime baktım. "Abi?" Kısık ve tedirgin çıkan sesim ile kendine gelmiş ve gözlerini silip toparlanmıştı. "Aklıma o bilekliği aldıkları gün geldi. Duygulandım biraz. O zamanlar çok ufaktın. Ufaktınız..." Son kelimesini kısık sesle söylediği için anlayamamıştım. Lakin pek üstünde durmadım.

 

Arabayı çalıştırıp sürmeye devam ettiği sırada cama dönüp yolu izlemeye devam ettim.

 

 

⨕🦋⨕

 

Kahvaltı yaptığımız sırada arada abimin bilekliğime bakan bakışlarını yakalıyordum. Dün akşam söyledikleri aklıma gelince üstüne düşüp sormak istemiyordum, bu yüzden bana anlatmasını bekleyecektim.

 

Söylediğine güveniyordum eminim ki zamanı geldiğinde bana anlatacağı çok şey vardı. Şuan sadece beklemem gerekiyordu. "Ben yeni ev için bir kaç emlakçıya uğrayacağım. Senin bir planın var' mı?" Başımı salladım. "Kızlar beni görmek istiyorlar. Hastanede kalınca endişelendiler. Onlarla buluşacağım bizim kafede." Başı ile beni onaylamış ardından yeni ev hakkında konuşmaya başlamıştık.

 

 

⨕🦋⨕

 

Kahvaltıdan sonra abim beni kafeye bırakmış ve işlerini halletmek için gitmişti. Kafeye girer girmez her zamanki masamızda oturan kızların yanına ilerledim. Beni görür görmez ayaklanmışlardı. "Kelebek." Ceylan' ın sıkıca sarılması ile gülümsedim. "Çok merak ettim kızım seni. Doğru dürüst bir şeyde anlatmadın." Ondan ayrılıp diğerleri ile de sarılıp oturduk. Sandalyeme yaslanıp derin bir nefes aldım. "Valla abimin halini görmeniz gerekiyordu çok gergindi. Onun gerginliği yüzünden ben bile korktum doğrusu. Ama önemli bir şey yokmuş. Kamer amca aylık kontrollerime devam etmem gerektiğini ilaçlarımın dozajını biraz arttıracağını söyledi o kadar." Başlarını sallamışlardı. "Başka bir şey var sandık." Nil' in sitemi ile gülümsedim. "Her zamanki gibiyim. Vücudumun strese karşı alerjisi var sanki. Direk hastalanıyorum." Elçinin düşünceli gözleri ile gülümsedim.

 

"Endişelenme kızım. İyiyim ben." Derin bir nefes alıp başını sallamıştı. Beni konuşmayı bırakıp genel konuşmaya başladığımızda rahatlamıştım. Konu ben olunca hep tedirgin olmaları beni geriyordu.

 

Benim yüzümden endişelenmelerini istemiyordum.

 

 

⨕🦋⨕

 

Akşam üstü kafeden çıkmış ve evlere dağılmıştık. Sahile doğru yürümeye başladım. Sakin adımlar ile boş banklardan birine oturup denizi izlemeye başladım. Dalgaların sesi rahatlatırken yanıma oturan beden ile yabancıya döndüm. "Pardon ama otururken izin almanız gerekiyordu." Adam bana kısa bir bakış atmış ve sırıtmıştı.

 

Başını sallayarak konuştu. "Tamda tahmin ettiğim gibisin." Kaşlarım çatılırken dediğini anlamaya çalışıyordum. "Kalkar' mısınız? Yoksa bağırmamı' mı istersiniz?" Ellerini teslim olur gibi kaldırmış ve ayaklanmıştı. "Sakin ol küçük Karahan. Sadece ufak bir selam vermeye gelmiştim." Hızla ayağa kalktım. "Kimsin sen!?" Bağırmam ile kahkaha atmıştı. "Abine Soylu' nun selamı var dersin. Seninle tanışmak güzeldi küçük Karahan." Demiş ve ceketini düzeltip yanımdan uzaklaşmıştı. "Herife bak!? Birde selam yolluyor!" Öfke ile çantamdan telefonumu çıkarttım.

 

Abimi nereden tanıyordu bu herif?!

 

Hızla abimi aradım. İlk çalışta açmıştı. "Alo? Güzelim." Etrafıma bakındım. "Abi sahildeyim. Hemen gelmen gerek." Ayaklandığını belli eden sesler ile yutkundum. "Bir şey' mi oldu? Umay?" Ciddi sesi ile tedirginliğim artmıştı. "Gelince anlatırım. Sadece çabuk ol." Telefonu kapatmıştı. Telefonu çantama geri koyup etrafı kontrol etmeye devam ettim. İçimden bir ses izlendiğimi söylüyordu ve bu beni daha çok tedirgin ediyordu. O herifin kim olduğunu ve abimle ne işi olduğunu öğrenmek istiyordum.

 

 

⨕🦋⨕

 

Yarım saat sonra abimin arabası görüş açıma girmiş, duran arabaya doğru hızlı adımlar ile ilerlemiştim. Arabadan indiği gibi yanıma gelmiş ve beni yoklamıştı. "İyisin değil' mi?" Endişeli sesi ile başımı salladım. Beni kendine çekip sarıldı. "Öyle bir aradın ki bir şey oldu sandım." Sarılmayı bırakıp yüzüne baktım. "Oldu, ama burada konuşmayalım." Etrafa bir bakış attığım sırada o da etrafa bakınmış ve binmem için yolcu koltuğunun kapısını açmıştı. Bindiğim gibi kapıyı kapamış ve sürücü koltuğuna geçmişti. Kemerimi bağladığım sırada arabayı çalıştırmış ve eve doğru sürmeye başlamıştı. Evin önüne geldiğimiz gibi arabadan inip eve çıktım. Arabayı park ettikten sonra abimde peşimden eve girmişti.

 

Üzerimdeki kabanı çıkartıp salona geçtim. Şansımıza annem daha eve gelmemişti bu sayede abim ile daha rahat konuşabilirdik. Yanıma gelip karşıma oturunca ona döndüm. "Soylu kim abi?" Sorum ile kaşları çatılmış ve sinirlendiği belli olan görüntüsü ile derin bir nefes aldım. "Biraz kafa dinlemek için sahile gittim lakin adamın biri yanıma gelip salak saçma konuştu. Ardından sana Soylu' nun selamı var dememi isteyip gitti. Kim bu adam?" Yanıma oturup ellerimi elleri arasına aldı. "Bak güzelim şuan sana anlatamam. Sadece benimle iş yapmak isteyen ama kabul etmediğim biri. Bu yüzden bir süre tek başına dolaşma. Yanında mutlaka birileri olsun. O adamın neler yapacağını bilemeyiz. Bildiğim kadarı ile pis işlerle uğraşan biri. Sadece bunları bilsen yeter." Ciddiyeti ile ona inanmış ve başımla onaylamıştım. "Peki. Sen nasıl istersen." Başını sallamış ve oturduğu yerden kalkıp telefonunu alarak balkona çıkmıştı. Bir süre öylece duvar ile bakışmış ardından odama gidip üzerimi değiştirmiştim. Boş tuvallerimden birini alıp şövalyeye yerleştirdim. Tam boyaları hazırladığım sırada odamın kapısı çalmıştı. "Gir." Abim içeri girmiş ve yatağımın kenarına oturup beni izlemeye başlamıştı. O beni izlerken bende boyalarımı hazırlamış tabureme oturmuştum.

 

"Kamer amcaya söz verdiğin resmi' mi yapacaksın?" Başımı salladım. "Yıl sonu ödevini çoktan bitirdiğim için ona vereceğim resme başlayabilirim." Başını sallamıştı. "Yarın annemi yolcu edeceğiz. Eşyalarını çoktan toplattırmış. Sabah saat 07.30' da uçağı kalkıyor." Başımı salladım. "Tamam."

 

"Ev işi de tamam. Yarın annemi yolcu ettikten sonra özel eşyalarını topla." Bir kez daha başımı salladım. Oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Saçlarıma öpücük kondurdu. "Fazla geç saate kalma yarın yorucu bir gün olacak." "Peki." Odadan çıkıp kapıyı kapamıştı. Elimdeki fırçaya baktım. Bitmiş' miydi yani? Ailemiz tamamen dağılmıştı. Elime damlayan göz yaşım ile ağladığımı fark ettim.

 

Sessiz olan ev, sessiz hıçkırıklarım ile daha da sessizleşmişti bu gece.

 

 

⨕🦋⨕

 

Sabah erkenden kalkıp özenle hazırlanmıştım. Aynanın karşısındaki kadın hayata karşı bir hayli yorgun, kırgın ve bir o kadar umutsuzdu bu gün. Çantamı alıp odamdan çıktım kapıda beni bekleyen abimin yanına gidip kabanımı giydim. Evden çıkıp arabaya bindik. Kemerimi takıp bu güne özelmiş gibi yağan yağmuru izledim.

 

Sessizlik içinde havalimanına doğru ilerledik.

 

 

⨕🦋⨕

 

Annemin yanına geldiğimizde endişe ve beklenti içinde etrafına bakıyordu. Bizi gördüğünde rahatladığını belli eden bir ifade yer edinmişti yüzünde. Yanına vardığımızda hüzünle baktı bize. Abime sıkıca sarıldı. Kulağına bir şeyler fısıldadığını görebiliyordum. Açıkçası ne söylediğini hiç merak dahi etmiyordum. Sarılmayı bıraktıkları sırada çantasından iki zarf çıkartmış ve ona uzatmıştı. Zarfları alıp ceketinin iç cebine koymuştu. Bana yönelen annem ile istemsiz bir adım geri gitmiştim. Lakin abimin bu kez uzaklaşma der gibi bakan bakışları yüzünden sarılmasına izin vermiştim. Saçlarıma öpücükler kondurması hiç bir şey hissettirmiyordu. Sarılması da hiç bir şey hissettirmiyordu.

 

Bir annenin sarılması nasıl hissettirirdi insana? Bu hissi en son hissettiğim zamanın üstünden yıllar geçtiği için unutmuştum.

 

"Özür dilerim. Çok özür dilerim. Ne seni nede kardeşini koruyamadığım için özür dilerim. Beni affetmeni isterdim ama buna hakkımın olmadığını biliyorum. Olurda bir gün tekrardan karşılaşabilirsek lütfen kendimi affettirmem için bana bir şans ver olur' mu? Senden son isteğim bu." Dolan gözlerim ile ondan uzaklaştım. "O zaman geldiğinde seni affetmem için çok çabalaman gerekiyor." Tebessüm etmiş ve başını sallamıştı. Ardından valizini alıp uçağına binmek adına uzaklaşmıştı. Abim yanıma gelip kolunu omzuma sarmıştı. Sessizce akıttığım göz yaşlarım ile gidişini izledim. "Hadi, evimize gidelim güzelim." Abimin beni yönlendirmesi ile ona ayak uydurdum. Havalimanından çıkmış ve arabaya ilerlemiştik. Kapısını açtığı arabaya bakıp yavaş hareketler ile binip kemerimi taktım. Kapımı kapatıp sürücü koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırdığı sırada başımı arkaya yaslayıp camdan yolu izlemeye başladım.

 

 

⨕🦋⨕

 

Eve geldiğimiz gibi özel eşyalarımızı toplamaya başladık. Ne zaman taşınsak abim özellikle eşyalı evleri tercih ettiğinden sadece özel eşyalarımızı yanımıza alırdık. Kıyafetlerimi valizlere koyduktan sonra kitaplarımı ve resim eşyalarımı kolilemeye başladım.

 

Son parçaları da koliye koyup kapağını kapattım. Odama giren abim ile yerden kalkıp üzerimi düzelttim. "Bittiyse çıkalım valizleri ve kolileri almak için gelecekler." Başımı sallayıp çarşafı sökülmüş olan yatağıma kısa bir bakış attım. Üzerine bıraktığım kabanımı alıp giydikten sonra çantamı alıp odamdan çıktım. Kapıda iki adamla konuşan abimin yanına ilerledim. Adamlar eşyaları almak için eve girdiğinde bizde evden çıkmıştık.

 

Binadan çıkıp arabaya bindiğimiz sırada yeni evi merak etmeye başlamıştım. Bahçeli küçük villa tarzı bir ev satın almıştı abim.

 

Düşündüğümüz gibi okuluma yakın bir yer bulamamıştık ama apartman tarzından ziyade ufak bir villa olması daha rahattı doğrusu.

 

 

⨕🦋⨕

 

Üç saatlik yolun ardından sonunda yeni evimize gelebilmiştik. Bahçedeki garaja park ettikten sonra arabadan inmiştim. Bahçeye geçtiğimizde evin önündeki adamlar dikkatimi çekmişti. Merakla abime döndüm. "Abi?" Yanıma gelen abim ile bahçenin girişindeki adamları işaret ettim. "O adamlar niye orada?" Adamlara kısa bir bakış atmıştı. "Güvenlik güzelim." Beni kısaca geçiştirmesi ile kaşlarım çatılmıştı. Güvenlik. Peki paşamız öyle diyorsa öyledir. Eve doğru ilerlediği sırada hızlı adımlar ile ona yetiştim. Kapıyı çaldığında şaşkınca ona döndüm. Anahtarla açmasını bekliyordum. Kapıyı yaşlı bir teyze açtığında daha çok şaşırmıştım. "Hoş geldiniz Çağrı bey." Abim başı ile selam verip içeri girdiğinde bende peşinden girdim. Salona geçtiğinde her adım peşindeydim. Şuan kendi evimde misafir gibi hissetmiştim gerçekten. "Güzelim bu bizim aşçımız Kadriye hanım. Kendisi sabah ve akşam için yemek hazırlayacak onun dışında başka bir işi yok." Başımı salladım. "Memnun oldum küçük hanım." Gülümsedim. "Bende memnun oldum Kadriye teyze. Size teyze dememde bir sorun olmaz umarım." Başını olumsuzca sallamıştı. "Tam aksine küçük hanım. Çok mutlu olurum. Hanımlı konuşmaları pek sevmem açıkçası." Gülmüş ve başımı sallamıştım. "Bende hiç sevmem." Abime kısa bir bakış attığımda ciddi yüz ifadesi ile kendimi toparladım.

 

"Eee benim odam nerede abicik?" Gülümsemiş ve salondan çıkmıştı. Kadriye teyze mutfak olduğunu düşündüğüm yere giderken bende abimin peşinden üst kata çıkmıştım. "Bu katta üç oda var. Biri benim yatak odam diğeri senin yatak odan. Son oda benim çalışma odam. Bundan sonra gerekmedikçe geç saatlere kadar dışarıda olmayacağım." Dediğini başım ile onayladım.

 

Ev genel olarak sade renklerdeydi. Lakin önüne geldiğimiz kapı rengarenkti ve bu beni gülümsetmişti. Abime bir bakış atıp hızla kapıyı açtım. Odanın duvarları rengarenkti. Yatağın olduğu kısımda ki duvarda kelebek çizimleri vardı. Beyaz mobilyalar ile oda çok ferah duruyordu. Hızla abime döndüm.

 

"Unutmamışsın. Bu çok güzel. Çok teşekkür ederim." Kollarını açınca sıkıca sarıldım ona. Ben orta okulun başlarındayken bana bir söz vermişti abim. "İleride çok çalışıp sana rengarenk bir oda yaptıracağım. İçinde de bir sürü kelebek olacak." Demişti. Bu sözünü unuttuğunu sanmıştım. Ama şimdi bu odayı görünce abimin benim hakkımda hiç bir şeyi unutmadığını bir kez daha anlamış oldum…

Loading...
0%