@morzamiku
|
SUSKUNLUK ÇARESİZLİKTEN değilse eğer, incelemeye değer bir yanı var demektir ahmet mercan İnsan susunca düşünceler denizinde kaybolmaya başlar zihin hayal alemine kaçar o kişiyi düşünmeye başlar sahte senaryolar üretmeye başlar başka evrenler yaratır beyninde. her zaman mutlu olduğumuz başka evrenler bizi kendine çeker acaba insanın mutlu olduğu kaç tane evren vardır bizi mutlu edecek en güzel evren hangi zaman akışında şarkıda da söylendiği gibi başka bir evrende en güzel halimiz var mıydı yoksa insanların başka bir evrende mutlu olmasının imkansızlığı mıydı kafamızda türlü sorular elimizde hayat gerçekleri başka bir evren mümkün değilse de hayali ile yaşamak mümkündü Belin perdelerini sonuna kadar çektiği güneş görmeyen odasında bunları düşünüyordu düşüncelerinden kopmasına sebep olacak o sesi duydu - anneeee - belin hemen yataktan kalıp odasından çıktı kızının odasına doğru yürüdü kapıyı açtı saçlarını tarayan kızına şefkatli gözlerle bakıyordu meleği artık büyümüş saçlarını tarıyordu keşke sevdiğim adamda bunları görebilseydi dedi içinden kızları büyümüş okula gidiyordu yıldırer her zaman bir kız çocukları olmasını isterdi evet bir kız çocukları oldu ama büyük bir eksiklik vardı hayatlarında yıldırer yoktu - anne saçlarımı balık sırtı örgü yapar mısın belin kızının yanına gitti ve saçlarına dokunarak - tabi ki meleğim saç spreyini uzatır mısın masadan - belin yavaş yavaş tarayarak örgüyü yapmaya başladı - anneciğim neden ellerin titriyor hasta mısın - belin o ana kadar ellerinin titrediğini fark etmemişti - kahvaltı yapmadım ya güzelim ondandır - meleğim nergis ablan saçlarını örse olur mu çok önemli bir telefon görüşmem var sonra beraber kahvaltı yaparız - tamam anneciğim belin kızını öperek odadan ayrıldı yatak odasına gitti ilaçlarını içmeyi unutmuştu ilaçları olmadan günlük yaşamına devam edemiyordu yıldırerin bıraktığı izlerden biriydi ilaçlara bağlı olarak yaşıyordu ilaçları içmese sinir krizleri geçiriyordu sürahiden bir bardak su aldı ve ilacını içmeye başladı ilaçlar yavaş yavaş etki etmeye başladığında rahatladığını hissetti ellerinin titremesi de geçiyordu hayatındaki önemli 3 şey vardı kızı , ilaçları , sevdiği adamın hatıraları bazen gitmek istiyordu bu dünyadan ilaçlarını ve kızını yanına almadan ama yıldırer hayatta olsaydı ona kızardı biliyordu 6 yıl geçmişti ama sadece zaman akıyordu hatırlar ilk günkü haliyle onunla dalga geçiyordu içine kapanmıştı herkesten uzaklaşmıştı kendi kabuğuna çekilmişti kalp ruhun başkentidir derler kalbi ölmüştü ruhunun gideceği bir yeri yoktu çünkü kalbi ruhunun gözüydü hamile olduğunu öğrendiği ilk an yıldırerin görevden dönmesini beklemişti sadece beklemişti ama yıldırer hiç bir zaman gelmedi kalbi ağır hasar almıştı yıldırerin o gün neden göreve çıktığını öğrendiğinde ise çıldırma noktasına gelmişti kardeşi yüzünden göreve çıkmıştı asla korkutu affetmeyecekti ondan delicesine sevdiği adamı çalmıştı hem de bir hiç uğuruna korkut u kalbinde öldürmüştü her şeyin sorumlusu olarak tüm suçu ona yüklüyordu belki de bir suçlu bularak acısını hafifletmeye çalışıyordu ama unuttuğu bir şey vardı kader konuşunca insan susarmış her şeyin bir nedeni vardır kaderin bazı planları varsa kimse önüne geçemezdi belinin gözleri kapanmaya başladı uyku onun için gerçeklerden kaçma penceresiydi sevdiği adamın sesini özlemişti bir gün sesini unuttursa ne yapardı bilmiyordu telefonunu eline aldı sevdiği adamın onun için yolladığı ses kaydını açtı yıldırer onun için türkü söylemişti ne zaman sevdiği adamın sesini özlediğini hissetse ses kaydını açıp dinlerdi uygulamaya girdi ve ses kaydının başlattı ve hasret olduğu sesi dinlemeye başladı dünyadaki hiç bir ses sevdiği adamın sesinden daha güzel değildi sanki bir ninni gibiydi onu uyutan , uyuşturan - güzelim bu türküyü şuan dokunmaya kıyamadığım saçların için söylüyorum görevden döndüğümde yanına geleceğim beni bekle operasyonun bitmesine çok az bir süre kaldı . Sarı saçlarına deli gönlümü Belin ağlayarak türküyü dinlemeye devam etti kayıt sürekli başa dönüyordu sürekli bir döngüdeydi ilk kez dinlemiş gibi duygulanmaya devam ediyordu sevdiği adamın sesi ona hayatta devam etme gücünü veriyordu belinin dudaklardan acı bir hıçkırık döküldü bekle dedin yıldırer ben bekledim sen gelmedin sen sözünü her zaman tutardın gözü kan çanağına dönmüştü toparlanmalıydı kendi için değilse de kızı için ,yıldırer in ruhunun rahat olması için güçlü olmalı bu hayattı inadına tüm acılara rağmen sevdiği adamın emaneti için yaşamalıydı yatağından kalktı banyoya gidip elini yüzünü yıkadı aynaya bakarak acılı bir bakış ile gülümsemeye başladı. yatak odasından telefonun zil sesini duymaya başladı kimin aradığını merak etti odasında geri döndü arayan kişiye baktığında kaşlarını çattı arayan kişi kızı mihribanın sınıf öğretmeniydi - efendim zeliha hocam - günaydın belin hanım sizi mihribanın son günlerindeki davranışları haberdar etmek için aramıştım - buyurun sizi dinliyorum - mihriban son günlerde içine kapanmış durumda ona ulaşmama izin vermiyor ödevlerini yapmıyor kafası başka yerlerde gibi yarın okula gelip psikolojik danışmanımızla görüşmeniz gerekiyor bize bu konuda yardımcı olacak - tamamadır zeliha hocam sizin içinde uygunsa yarın öğleden sonra saat üç buçukta rehberlik servesinde olurum - uygundur belin hanım yarın görüşmek üzere -belin son günlerde kızını ihmal etmenin acısını hisseti gözü gibi sakındığı kızının gözleri önünde ne durumda olduğunu fark edememişti odasından çıkıp oturma odasına gitti evdeki çalışanları nergis kahvaltı sofrasını topluyordu nergis onun bu evdeki eli koluydu - belin hanım mihriban sizi bekledi ama siz kahvaltıya inmeyince bir şeyler yemeden sofradan kalkıp odasına gitti bende fazla ısrar etmedim - iyi yapmışsın nergis ben mutfağa gidip mihriban a bir şeyler hazırlayayım - ben hazırlardım belin hanım - yok nergis sen diğer işlerle ilgilen zaten hamilesin kendini fazla yorma - yorulmuyorum ki belin hanım evde ağır işlerle ilgilenmeme zaten izin vermiyorsunuz Allah razı olsun siz olmasaydınız bu hamile halimle kimse iş vermezdi - ne demek nergis sen benim çalışanım değil dert ortağımsın sakın böyle şeyler düşünme küçük mercimeği de üzme nergis gülümseyerek salondan ayrıldı belin mutfağa girdi mihriban nın en sevdiği kahvaltılıkları hazırladı yanına ise mıhlama yapmaya başladı babası kılıklı yavrusu tıpkı yıldırer gibi mıhlamaya bayılıyordu hemen hatırların içinde boğulmadan hazırlamaya başladı yavrusu açken kendini kötü hissediyordu her zaman yaptığı gibi dolaptan tereyağ ,mısır unu ,kolot peyniri çıkardı Tereyağını sahana alıp eritti Üzerine mısır ununu ekleyerek karıştırdı mısır ununu kavurup rengi değişene kadar pişirmeye başladı . Un kavrulurken tahta kaşık yardımıyla sürekli kontrol ediyordu .Mısır unu kavrulunca üzerine 1 bardak suyu ilave edip iyice karıştırdı . kaynamaya başladığında ateşi kıstı daha sonrada peyniri ilave etti her şey hazır olduktan sonra tepsiye koyup kızının odasına doğru yol aldı odanın kapısını açtı kız yatakta oturmuş tabletten çizgi film izliyordu güzel kızım benim anneyle kahvaltı keyfi yapmak ister misin -mihriban annesinin istekli gözlerine bakarak geri çevirmedi - kurt gibi acıkmıştım anneciğim - meleğim benim hadi gel başlayalım beraber kahvaltı yapmaya başladılar - güzelim benim okul nasıl ,güzel gidiyor mu - evet anneciğim - ödevlerini yapıyor musun - şeyy evet yani biraz - yardımcı olacağım bir şey olursa söyle güzelim - anne senden bir şey isteyecektim ama .. - güzel kızım iste çekinme benden - öğretmenimiz soy ağacımızı çizmemizi istedi daha sonra fotoğraf yapıştıracakmışız babamın fotoğrafını isteyecektim senden belin acı bir yutkunma ile - güzelim benim bunun için mi çekiniyorsun tabiki de veririm - babamı sana hatırlatmak istemiyorum anne ne zaman babamdan bahsetsen ağlıyorsun senin üzülmeni istemiyorum belin kızının düşünceli tavrına karşı duygulanarak baktı - anne bak gördün mü yine gözlerin doldu sen üzülme mihriban annesine sarıldı - yavrum ben sadece ne kadar düşünceli bir kızım var diye duygulandım asla üzülmedim anne kız kahvaltı keyfi yaparken belinin telefonu çalmaya başladı belin telefonu eline aldı arayan kişiye baktı yüzü bir kederle kaplandı - meleğim bir telefon görüşmem var iki dakika konuşup geleceğim yanına kahvaltı keyfimize geri döneriz olur mu - tamam anneciğim telefonu açtı ve kızının odasından çıktı - beni hangi yüzle arıyorsun senden nefret ediyorum , keşke senin ablan olmasaydım korkut .Beni aramaman gerektiğini söylemedim mi varlığın bana acı veriyor belin tutamadığı göz yaşları ile karşı taraftan bir ses bekliyordu korkut acılı ve tükenmiş bir halde ablasını dinliyordu çok özlemişti onu zamanı geriye alma şansı yoktu ama bundan sonraki her şey onun elindeydi geleceği değiştirebilirdi ablası onu affetmeliydi .Son nefesine kadar ondan özür dileyecekti ablasının konuşması bittiğinde tek bir cümle dudaklarından dökülmüştü - Sana ihtiyacım var abla . - |
0% |