Hoş geldiniz, ballarım

Bölüm bölüm ilerliyoruz ve asıl olaylar başlamak üzere.

Oylar atıldıysa lütfen yorum yapmadan geçmeyin.

Sizlerin oy ve yorumlarıyla büyücek kitabımız...

Şimdiden teşekkür ediyor hemen satırlara geçiyorum

🔖🔖🔖🔖

Barut; tuzak olma olasılığı muhtemel ama olmayabilir de.

Barut; yani ihtimalleri göz ardı etmemek gerek.

Siz; iyi de tuzak olup olmadığını nasıl anlayacağız?

Barut; telefon numarası var diyordun.

Barut; oradan iletişime geçebilirsin mesela.

Siz; hadi yazdım diyelim. O, numaranın Hande'ye ait olup olmadığını nereden bileceğiz?

Siz; belki asıl tuzak telefon numarasıdır.

Barut; tuzak olup olmadığını anlamanın tek yolu o telefon numarasına yazmaktan geçiyor.

Siz; kendini bile isteye ateşe at diyorsun.

Barut; olum, senin soyadın ateş, ateşten korkmazsın ki...

Siz; Yani baştan yanmışım. Hiçbir şey seni yakmaz diyorsun?

Barut; He he he...

Barut; şaka şaka, şansını denemelisin diyorum.

Siz; Hadi denedim diyelim ve bu bir tuzak çıktı. Peki, ben o zaman ne yapacağım?

Barut; sen orasını hiç merak etme. Ben bu süreçte hep senin yanında olacağım.

Siz; Eksik olma kardeşim de senin olmadığın yerde ne yapacağım onu diyorum? Korktuğumdan değil de adamlar silahlı geziyor. Bende bir çakı bile yok:(

Gerçi ben şiddete karşıyım o ayrı mesele.

Barut; Korkulu düş görme Gencer. Belki de sandığımız gibi bir tuzak falan yoktur ortada ve cidden Hande'nin başı beladadır.

Siz; Güldürme beni, daha öncede söyledim sana; sevgilisi dururken benden neden yardım istesin ki?

Barut; belki sevgilisinden kurtulmak istiyordur.

Barut; Ben biraz araştırdım. Şehmuz'un havasına bakma sen. Huysuz ve çamur herifin teki diyorlar.

Siz; Zaten öyle olmasaydı mafyalık yapmaya soyunmazdı.

Barut; Sen içeriği boş mesajlar at. Hatta mahlasını da değiştir.

Siz; başkasıymış gibi diyorsun.

Barut; Aynen. Tedbir amaçlı. Hatta mümkünse başka hat kullan. Olmazsa benim yedek hattım var sana vereyim oradan ara.

Siz; Kral adamsın. Kesinlikle öyle yapıyorum. Şimdiden heyecan bastı her yanımı...

Barut'un tavsiyesine uyarak öncelikle kimin olduğunu bilmediğim telefon numarasını rehberime kaydettim. Ondan sonra Barut'la sözleşip kafe tarzı bir yerde buluşmaya karar verdik çünkü bana yedek hattını ve telefonunu verecekti. Buluşma yerinin özellikle gözden uzak olmasına dikkat etik. Zaten hafta sonu olduğundan sözleşip buluşmak için hiçbir engelimiz yoktu. Keşke her zamana işlerim bu kadar rast gitseydi diye geçirdim içimden.

Bugün benim iç dünyamın aksine günlük güneşlik pırıl pırıl bir hava vardı. Güzel havayı görünce buluşma yerine arabayla değil de yürüyerek gitmeyi istedi canım...

Barut; Gencer, ben geldim.

Barut; sen neredesin?

Barut; gecikir misin?

Barut; Ben kahvaltı yapmadım.

Barut; sen de yapamadıysan sipariş vereyim birlikte kahvaltı yaparız.

Siz; Önümde beş dakikalık bir mesafe var, geldim sayılır.

Siz; kahvaltı yapmadım ama benim canım pek bi' şey istemiyor.

Barut; aç acına kafan çalışmaz olum, ben kahvaltı siparişini veriyorum.

Barut; Hande ile iletişime geçeceğiz unuttun mu?

Siz; Hande, dedin yine beni soğuk terler basmaya başladı.

Siz; bir süre konuşmasak en azından ben oraya gelinceye kadar Hande'den söz etmesek.

Barut; nihahaha...

Siz; filmlerdeki kötü adamlar gibi gülme olum ya, elimde değil Hande'nin ismini duymak bütün duyularımı alarma geçiriyor.

Barut; Sen hepten yanmışsın Gencer, kurtuluşun yok gibi...

Siz; Kurtuluşumun olmadığını ben de biliyorum dostum, benim derdimin dermanı Hande...

Siz; Hah, geldim (!)