Yeni Üyelik
9.
Bölüm

İlk Temas B.8.

@my_lore

Yine biz geldik ballarım:)

Kimler platonik takılıyor buraya yazarsanız konuşuruz.

Biraz platonik biraz mafyatik biraz da aşkla takılacağız.

Bizi nereden keşfettiğinizi öğrenebilir miyim?

Oy verip yorumlar bırakmayı ve beni takip etmeyi unutmayın lütfen.

∆ ∆ ∆ ∆

Hande; hayallerimin ve de rüyalarımın kadınıydı. Onu tam karşımda gördüğüm yetmiyormuş gibi bi' de garip garip yüzüme bakıyordu.

İçimden senin derdin ne kızım, neden öyle bakıyorsun? Yoksa niyetin beni kalpten götürmek mi, diye geçirdim.

Hande'nin garip bakışlarının esareti altında nefesimi tutmuş bakışlarımı koyacak yer arıyordum.

Ben utangaç kimliğimi ortaya koyarken Hande, birkaç kez göz kapaklarını açıp kapatarak kırpıştırdı. Buna binaen şekilli ve günün modasını temsil eden kalın kaşlarını hafifçe birbirine yakınlaştı. "Sizi bir yerden tanıyor gibiyim?"

Kendi içime döndüğümde kısa bir özeleştiri yaptım. Gerçekten Hande, beni tanıyor olabilir miydi? Hayır, beni tanıyor olmazdı, çünkü bu mümkün değildi.

Tamam, aynı lisede okumuştuk ama Hande, benim yakınımdan bile geçmezdi zira ben kendi halinde ezik büzük bir kişiliktim.

Bütün cesaretimi toplayıp kendimi geri çekmek adına umursamaz bir dil kullanarak, "Sanmam!" dedim. Olabildiğince kısık çıkmıştı sesim. Kendimi geri çekmek istememin asıl nedeni ani gelişen bu karşılaşmanın şokunu zamana bırakmaktı. Şu an ciddi anlamda şok yaşıyordum.

Onur, benim ilgisiz tavrıma karşılık ne yapıyorsun der gibi masanın altından ayağıma dürttü ama hiç oralı olmadım. Oralı olmadım çünkü bütün dikkatimi Hande'nin vereceği cevaba odaklamıştım.

Hande, cevabım karşısında başını olumsuz anlamında sağa sola sallarken vişneçürüğü renginde-ki dudağını birbirine hafifçe bastırıp dışa doğru azıcık kıvırdı. "Ben gördüğüm yüzü asla unutmam."

Eyvahlar olsun bittim ben, diye geçirdim içimden.

Hande, beni tanıyacak olursa ona yazdıklarım bir şeklide ortaya çıkacak demekti. Şu an yangın var, diye bağırmak geçiyordu içimden.

Köşeye fena sıkıştın olum, nasıl çıkacaksın işin içinden?

Ne güzel platonik platonik takılıyordun. İç sesim sürekli bana karşı savaşıyor hiç yanımda olmuyordu.

Sanırım benim umursamaz tavrıma karşılık Hande'de umursamaz bir dil kullanmak istemişti. "Her neyse şimdi şartları gözden geçirelim. Eğer şartlarda anlaşabilirsek geriye kalan işleri menajerimle halledersiniz." dedi.

Hande, konuşmasını 'menajerimle halledersiniz' diyerek sona bağlayınca birazcık rahatlamadım desem yalan olurdu. Bu demek oluyordu ki bir daha karşılaşma ihtimalimiz ortadan kalkıyordu.

Tam rahatlamış olarak arkama yaslanmıştım ki; bakışlarımız çakıştı. Onun gözlerine bakmak kendini ateşe atmakla eş değerdeydi. Yandı kül oldu kalbimin duvarları ve binlerce ok saplandı.

Gördüğüm yüzü unutmam mutlaka hatırlarım, demişti.

Beni fark etsin diye yıllarca uğraş vermiş hatta yüzlerce mesaj atmıştım fakat şimdi beni hatırlayacak diye ödüm kopuyordu.

Evet, hatırlanmaktan ödüm kopuyordu. Uzaktan sevmek ve kim olduğun bilinmeden yazmak ve canının istediği gibi içini dökmek kolaydı; zor olan yüzleşmek ve yüz yüze gelmekti.

Bütün bunların yanı sıra başkaları da vardı; patron gibi patronun manitası gibi. Bana cevap yazan birileri gibi. Benim başım belada falan olabilir miydi? Mesela yüzdeye vuracak olursak yüzde kaç belada yüzde kaç belada değil çıkardı.

Platonik sevgilim karşımda duruyor bense ecel terleri döküyordum. Sanki biraz ani olmuştu onunla karşılaşmam. Yani beni geren şey hazırlıksız ve ani karşılaşmak olmuş olabilirdi.

Kimi kandırıyorum, ben her zaman onunla yüz yüze gelmekten çekinmiştim ki...

Eğer çekingen biri olmasaydım Hande'ye olan aşkımı anlatmanın mutlaka bir yolunu bulurdum ama çekingendim ve çekingenlik benim ruhumda var.

Kendisiyle barışık biri değilim hiç de olmadım. Malum ben titrek Gencer olarak biliniyordum. Özel durumum ömrüm boyunca bende öz güven eksikliği yaratmıştı. Esasında Hande'ye olan aşkımı dile getiremeyişim de işte bu eksikliğimden kaynaklanıyordu.

Sonunda toplantı odasından çıkıp kendimi dışarı atabilmiştim. Gerçekçi olmak gerekirse fark edilmek güzel şeydi üstelik bu farkındalığı ben yıllarca beklemiştim. Peki, fark edilmiş olmama rağmen neden bu kadar tedirginim bilmiyordum.

Odama gitmek istememe rağmen Onur, bırakmayıp hatta biraz da zorlayarak Hande ile merhabalaşmak için beni koridorda tutmuştu. Hande'yi beklemeye başladık ama iki korumanın bakışları bizim üzerimizdeydi.

Birkaç dakika sonra Hande'de toplantı odasından çıktı. Henüz birkaç adım atmış önümüzden geçip gitmek üzereydi ki, durdu.

"Gencer Başaran, kim olduğunu hatırladım."

Ben resmen şoka girerken korumalardan biri dikkatlice bana bakmaya başladı. Bakışlarında gördüğüm bariz anlam, seni bende hatırladım der gibiydi.

Çekingendim ama ödlek biri değildim. Bana ısrarla bakan korumaya göz kırptım; kardeş ne baktın der gibi.

Ben korumayla göz teması kurarken Hande'nin bana doğru geldiğini gördüm. İkimizin arasında bir karışlık mesafe kalana kadar yaklaştı ve kulağıma doğru eğildi.

"Gencer, bir çayını içerim. Eskilerden konuşuruz!"

Eskilerden konuşuruz, dedi. İyi de biz onunla hangi eskiyi konuşacaktır?

 

Loading...
0%