Selam can içlerim, yine biz geldik.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen.
^_^ ^_^ ^_^
Barut, riskten bahsetmiş ve beni kapkaranlık bir kuyuya itmişti.
Hande'nin benim evimde kalması demek dünyaların benim olması demekti. Ben rüyalarımda dahi bu anı hayal etmemiştim çünkü olasılıklar dahlinde değildi.
Gün gelecek Hande, senin evinde kalacak deselerdi ben hayal kuruyorsunuz ya da eğer bir düş görüyorsanız hemen uyanın derdim.
Şimdi Hande kendi ayaklarıyla gelmiş ve sende kalmam için bana izin ver diyordu. Bu benim için bir mucizeydi hatta mucize ötesiydi.
Sevinçten içim içime sığmazken ve istediğin kadar benim evimde kalabilirsin cevabını hiç düşünmeden vermeye hazırlanırken Barut kalkmış riskten söz ediyordu. Haklı olarak her ikimiz için de endişeleniyordu. Fakat onun endişesi beni düşlerimden uyandırıyor ve dünyamı karartıyordu.
"Alo, orada mısın?"
Öyle derin düşüncelere dalmıştım ki, Barut'un telefonun diğer ucunda olduğunu unutmuştum.
"Evet, buradayım!"
"Ne bileyim olum sesin çıkmayınca başına bir hal geldi sandım."
"Yok, ben iyiyim de söylediğin kafama takıldı."
"Biliyorum koçum, hayallerine kavuştun ama Şehmuz Babaoğlu faktörünü unutmamak lazım zira senin başına bir hal gelsin istemem; tabii Hande Hanım'ın da öyle. Onu senden ayrı tuttuğumu sanma."
"Ben ne cevap vereceğim şimdi O'na?"
Hande'yi salonda yalnız bırakmıştım ve konuşma fazla uzamıştı.
"Barut, benim şimdi telefonu kapatmam lazım çünkü konuşma fazla uzadı. Kızı salonda yalnız bıraktım ayıp olacak."
"Bak ne diyeceğim. Kız madem kapına kadar gelmiş ve senden yardım istemiş tabii ki geri çevirmek olmaz. İzin ver kalsın. Sen dışarısını bize bırak. Biz arkadaşlarla nöbetleşe evi gözetleriz."
"İyi ki varsın. Yoksa ben ne yapacağımı bilmez her şeyi elime yüzüme bulaştırabilirdim."
"Olum, arkadaşlar ne için vardır. İyi günde kötü günde birbirine destek olmak için."
"Senin alnından öperim ben!"
Biricik dostumun açıklayıcı konuşması gözlerimi yaşartmış boğazım düğüm düğüm olmuştu. Hafifçe yutkundum.
"Hadi hemen yavaşama da kapa telefonu. Bu günlük biz dışarısını idare ederiz. Olmazsa yarın için etraflıca bir plan yaparız."
Yarın için etraflıca plan yaparız dedi Barut ve telefonu kapattık.
Tamam, yarın plan yapacaktık da peki ama bu geceyi ne yapacaktık?
Yani bu geceyi nasıl geçirecektik?
Yarın pazar günüydü işe gitmeyebilirdim. Ya ondan sonraki günler?
Hande bir kaçaktı eğer ben işe gitmezsem yokluğum anında anlaşılır ve Şehmuz tarafından ilk sorguya çekilecek kişi muhtemelen ben olurdum.
Ben olurdum diyorum çünkü Şehmuz'un benden haberinin olduğunu zannediyorum hatta Hande'nin bana gelmesinin yeğene sebebinin de yine benim platonik aşkımla ilintili olduğunu düşünmeye başladım.
Her neyse şimdi benim Hande'nin yanına gidip onu daha fazla yalnız bırakmamam gerekiyor.
Yatak odamdan çıkıp salona adım attığım anda yüzüne gülümseyen adam maskesi taktım ve hiçbir şey yokmuş gibi davranarak sırıttım.
"Kusura bakmayın geri dönmem gereken bir telefondu."
"Hiç sorun değil Gencer, seni işlerinden alıkoymak istemem zaten!"
"İş demeyelim de geri dönmem gereken kişi belki hatırlarsın liseden arkadaşım Barut."
Hande, biraz düşünür gibi yaptıktan sonra işaret parmağını bana doğru sallarken hafifçe gülümsedi.
"Aa, evet hatırlıyorum. Sinirli bir yapısı vardı. Orta boylu hafif esmerdi."
"Ta kendisi, ama şimdi çok değişti. Yine esmer ve yine sinirli ama boyu posu biraz daha uzadı."
Hande ile baş başa olmak ve eski günlerden konuşmak müthiş zevkliydi. Kendimi lise yıllarında gibi hissettim.
Her ne kadar gerçeğin üstüne kalın bir sünger çekip hiçbir şey yokmuş gibi davranarak havadan sudan söz edip sohbet ediyor olsak da bir şekilde sadede gelmek gerekiyordu.
Hande'nin neden Şehmuz'dan kaçtığını öğrenmek ve ona göre hareket etmek lazımdı.
Telefon konuşmasını bitirdikten sonra yine aynı üçlü koltuğun yine aynı köşesine oturmuştum.
Hande, kahvesini bitirmek üzereydi benim kahvem de soğumak üzereydi. Zaten kahve bahaneydi maksat kahve içerken iletişime geçmekti.
"Hande, artık neden evinden ayrıldığını ve neden benden yardım istediğini anlatacak mısın? Cidden merak ediyorum. Üstelik ikimiz için de işler içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Eğer nedenini bilirsem ona göre hareket ederiz."
"Şehmuz ve onun baskıcı tutumundan yoruldum artık Gencer."
"Bunu bilmiyordum. Kıskanç bir adam olduğunu anlamıştım ama sana karşı baskıcı davranacağını hiç düşünmemiştim."
"Senin bilmediğin çok şey var!"
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
3.2k Okunma |
195 Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |