Mucizem B.36.

Selam, can içlerim! Nasılsınız?

Oylarınızla bölüme değer katarsanız çok mutlu olurum. Yorum bırakmak size kalmış.

💬💬💬

Benim verdiğim kısa şortu giydikten sonra geldi ve tam karşıma gelecek şekilde oturdu. Salık bıraktığı saçlarını parmaklarını tarak gibi kullanarak düzeltti ve koluna taktığı lastikli toka yardımıyla tepesinden tutturdu. Tepesinde topladığı kızıl saçlarıyla dağınık bir topuz oluştururken gözüme daha bi 'çekici görünmüştü.

Hande'nin her hali sana çekici görünüyor Gencer, diyen iç sesime cevaben; buna itirazım yok, çünkü ilk defa seninle hemfikiriz, dedim.

Bu arada' yok' kelimesini sesli söylemiş olabilirim zira Hande tarafından, "Gencer, nedir yok olan?" sorusuna maruz kalmıştım.

Hande'nin sorusuna karşılık olarak başımı olumsuz anlamında sağa sola sallarken, "Yok, bir şey," diye cevap verdim.

"Yanlış anlaşılma sanırım?" diye soran Hande'ye kesinlikle dediğimde birbirimize bakıp gülüştük ama dakikalar önce kapı önünde yaşanan haylazlığım aklıma düştükçe kan beynime hücum ediyor ve yaptığımdan utanıyordum.

Sonuçta Hande, benim evime misafir olarak gelmişti. Tamam, sevdiğim kadındı ve onu delicesine arzuluyorum lakin sınırları zorlamam ve kendime mukayyet olmam gerekirdi.

Bana sorarsan hisleriniz karşılıklıydı yoksa kız sana karşı koyardı. Karşı koymadığın göre onu öpme isteğine rızası vardı. Unuttuysan hatırlatayım dedim.

Bana kalırsa sen başarılı olmayınca kızın kendisi öptü...

Başka hatırlatman var mı, eğer varsa hiç çekinme söyle hazır fırsatını bulmuşken, diye patladım bana her şeyi bildiğini sanıp ayar vermeye kalkan iç sesime.

Kafamın içindekileri öteleyip

biraz önce soğuk olarak getirdiğim fakat şimdi ılıyan içeceklerimizden yudumlamaya başladım.

"Hande, bu işin sonrası ne olacak?" diye sordum.

Bana cevap vermeden önce elindeki içecekten bir yudum daha alıp yutkunduğunda biçimli kaşları çatıldı.

"Sonra derken Gencer?"

"Şehmuz, peşimizi bıraktı diyelim, gerçi benim peşimizi bırakacağına dair hiç ümidim yok ama hadi öyle varsayalım. Ondan sonra ne olacak, yani hayatına nasıl devam etmeyi planlıyorsun?"

"Önceliğimiz Şehmuz ve korumalarından kurtulmak. Sonrası için var bazı planlarım. Tabii bütün bunları aşama aşama gerçekleştirmek istiyorum," dedi.

"Seni anlıyorum," dedim ama bu öylesine verilmiş bir cevaptı çünkü Hande'nin aklından neler geçiyordu ve ne gibi palanları vardı henüz bilmiyordum. Bilmiyordum ama çok da umurumda değildi. Nasıl olsa sevdiğim kadın yanımdaydı ve benim mucizem gerçekleşmişti...

"Gencer, ben sıkıldım birlikte film izlemeye ne dersin," diye sordu Hande.

Gencer, korku filmi seyredin. Aynı koltukta oturup birlikte film seyretmek kim bilir ne güzel olurdu.

Bi' susmadın...

İç sesimi susturmaya kalkışmıştım ama umarım yine sesli konuşup her şeyi berbat etmemişimdir.

Hande, sıkıldım diyerek film izlemeyi teklif etmişti. Bu istek benim için mucize ötesi bir istekti tabi ki hemen kabul ettim.

Sonunda dileklerim kabul olmuştu. İnanabiliyor musunuz, aynı evin içerisinde belki de aynı koltukta oturup birlikte film izleyecektir.

Cidden duygularımı o kadar yoğun yaşıyordum ki utanmasam ağlayacaktım.

"İstiyorsan seyredelim ama hangi tür filmden hoşlanırsın, diye sordum

"Gencer, ben genelde romantik filmlerden hoşlanırım biraz da romantik komedi türünden ama fantastik favorimdir. Bir düşünsene hayal edeceğin her şeyin gerçeğe dönüştüğünü; yani bu mutlu etmez miydi seni?"

İçimden; benim hayalim gerçekleşti başka hayale gerek yok, diye geçirdim.

"Tabi ki mutlu eder etmez olur mu hiç, ama ben daha gerçekçi filmleri seviyorum. Mesela; aksiyon."

Ben Hande'nin sevdiği türeden filmlere bakarken gelip aynı koltuğun köşesine oturdu. Sevecen bir duygu yüklerken yüz hatlarına dudağını hafifçe dışa doğru kıvırarak gülümsedi.

"Siz erkekler seversiniz vurdulu kırdılı filmleri." dedi.

"Kesinlikle öyle. İnsan bazen monoton hayatın dışına çıkmak ve biraz ekşın yaşamak istiyor. Belki de ondandır aksiyon seviyor olmamız?"

Başını düşük bir eğimle yana doğru meyillendirdi,

"Bilmem. Haklısın galiba, derken."

"Hah, aradığımı buldum sanırım. Bu film nasıl?" diye sordum.

"Güzel film ama ben onu seyretmiştim!" dedi.

"Pekâlâ. Seçmeye devam edelim."

Gösterdiğim her filmi ya seyretmiş oluyordu ya da beğenmiyordu. Onun derdi beni yormak mıydı yoksa çok seçici birimiydi? Niyeti yormaksa bunu çoktan başarmıştı çünkü şu an kafam bi 'milyondu. Birden heyecanlanarak koluma dokundu.

"Gencer , az önce geçtiğin filmi seyredelim. Bak işte şu," dedi.

İçimden; nihayet diyerek güçlü bir nefesi dışarı bıraktım.

"Karar verilmiştir açıyorum." dedim.

Hevesle vücudunu bana doğru kaydırdı ve yanı başıma oturdu. Yoksa ben bir rüyanın içinde miydim? Çünkü bütün bu gelişmeleri başka türlü yorumlamak normal gidişata aykırıydı.

Her şey o kadar hızlı ilerliyordu ki, sanki dönme dolaba binmiş biri gibi havada savruluyordum.

Hande, yanıma yakın oturunca ister istemez ilk tepki olarak onun yüzüne bakmıştım. Benim şaşkın yüzüme bakıp sıcacık gülümserken bakışlarımız birbirine denk gelmişti.

"Hadi başlat Gencer..."

Onun sesinin tınısı kulağa o kadar hoş geliyordu ki, büyülendim kaldım.